BÜYÜKLERİN SORULARI SORULARIN BÜYÜKLERİ
19. ve 20. Yüzyılda İslam dünyasında medreselerin ıslahı hususunda değişik çalışmalar yapılmıştır. Mesela ülkemizde Daru’l Hilâfe medreseleri, Üstad Bediüzzaman’ın Birinci Dünya savaşı öncesi temellerini atıp, harbin kopmasıyla birlikte inkıtaa uğrayan Medresetü’z Zehra projesi gibi.
19. ve 20. Yüzyılda İslam dünyasında medreselerin ıslahı hususunda değişik çalışmalar yapılmıştır. Mesela ülkemizde Daru'l Hilâfe medreseleri, Üstad Bediüzzaman'ın Birinci Dünya savaşı öncesi temellerini atıp, harbin kopmasıyla birlikte inkıtaa uğrayan Medresetü'z Zehra projesi gibi.
İşte Meşrutiyet sonrası Konyamız'da da, ferasetine hayran olduğum merhum Zeynelabidin Efendi'nin delaletiyle ve kardeşi büyük ilim otoritesi Ziya efendi'nin rektörlüğünde böyle bir irfan yuvası büyük ümit ve heyecanlarla hayata geçirilir; Islah-ı Medâris-i İslamiyye..
Bu üniversitede bir yandan İslami ilimler ana kaynaklarından en yetkili hocalar tarafından öğretiliyor, diğer yandan Arapça özellikle talebenin konuşma dili haline getiriliyordu. Bu, o zamana kadar bizim medreselerin yabancısı olduğu bir husustu.
Ayrıca Batıda gelişen bilim ve tekniğin takip ve tercümesi için en az bir yabancı dil öğrenilmesi de temel ilke kabul edilmişti üniversitece. Müstakil matbaası, mecmuası, gazetesi, spor tesisleri, muazzam bir kütüphanesi, laboratuarları, teodolit aletleri dahil her türlü araç ve gereçlerle donatılmıştı bu irfan yuvası..
Tabii böyle bir nurun parıltıları İstanbul'dan da görülmüş ve üniversitenin ikinci sene-i devriyesinde, senelik imtihanlar yapılırken, İstanbul'dan mümtaz bir ilim adamı grubu gözlemci olarak üniversiteyi ziyaret etmişti. Bu topluluğun içinde merhum şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi ile Elmalılı Hamdi Efendi de vardı.
Gelen ziyaretçiler üniversiteyi ve talebelerin durumunu büyük şaşkınlıkla ve sevinçle müşahede etmişler, hatta bir ara Sabri Efendi'nin rektör Ziya Efendi'nin kulağına eğilerek; "Hocam! Bunları nasıl yetiştirdiniz, nasıl okuttunuz? Maşallah, tebrik ederim" dediği duyulmuştu.
İşte o gün o parlak talebelerden birisi de, daha sonraları Türkiye'nin en meşhur tarihçilerinden biri olacak olan İbrahim Hakkı Konyalı(1896-1984) merhumdu. Sözlü imtihan sırasında sıra ona geldiğinde Mustafa Sabri Efendi tahtaya harekesiz bir ibare yazdı;
"Dârihim mâ dümte fi dârihim"
Sonra da;
-Oku ve tercüme et evladım" dedi.
Bu, bulmaca gibi bir soruydu Değişik köklerden ve farklı anlamlar taşıyan ancak yazılış ve okunuş biçimleri aynı olan iki kelimeyi (Dârihim ) barındırıyordu. Birinci dârihim; müdara etmek, yüze gülmek fiilinin emr-i hâzırı olan "dâri"(güleç ol, güler yüz göster) ile "onlar" anlamına gelen "him" zamirinden meydana geliyordu.
Sonunda yer alan ikinci "dârihim" ise "dâr"(ev, mesken) ismiyle yine him(onlar) zamirinden oluşuyordu. İbrahim Molla hiç zorlanmadan tercümeyi yaptı;
"Evlerinde kaldıkça güleç ol"
İbrahim Molla bilmeceyi çözünce, Mustafa Sabri Efendi'nin yüzünde güller açtı;
-Aferin oğlum, maşallah.. dedi ve yerine oturdu.
Bu defa Elmalılı Hamdi Efendi kalktı o da yine şaşırtmacalı bir cümle yazdı;
"Ardıhim, ma dümte fi ardıhim"
İbrahim Molla bunu da doğru okudu ve tercüme etti;
"Arzlarında(topraklarında) bulundukça, rızalarını al" sıra
Hamdi Efendi de pek memnun kalmıştı;
-Barekallah
dedi ve yerine gitti. Ve sonra sıra Astronomi sorularına geldi. İbrahim Molla astronomi sorularına da yerinde cevaplar vermiş ve konuyu masada duran, Ali Kuşçu tarafında hazırlanmış kitabeli gök kubbe üstünde izah etmiş, imtihanı başarıyla vermişti. Allahu Teala hepsine rahmet eylesin..
Kaynak
Mustafa Özdamar, Hacı Veyiszâde, Marifet Yayınları, İst. 1993, 2. Baskı
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
BU ÇOCUK DEĞİL, SANKİ BABAN
Bir defasında Mirza Mazhar Can-ı Cânan (ö.1195/1781) hazretleri bir müridine şöyle demişti:
MEHMED KIRKINCI HOCAMIZIN CUMHURBAŞKANIMIZA VERDİĞİ İBRETLİ MESEL
Suffa Vakfı başkanı Mustafa Karaman bey anlatıyor: "Cumhurbaşkanımız büyükşehir belediye b
İNSANLIK BAŞKA BİR ŞEY
“Talebeliğim esnasında bir sene Ramazan'da Deliorman'dan sayılmayan ova köylerinden birinde Ra
MEHMED EMRE HOCAEFENDİ’NİN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’I ZİYARETİ
Emekli müftülerimizden merhum Mehmed Emre Hocaefendi anlatıyor; “Sivrihisar'da vazifeye başlad
KENDİLERİNİ İLİM TALEBESİ GÖRDÜLER
Tevazu ve hilm ile beslenen ilim ne güzeldir. Alimlerimiz bu konuda ne kadar büyük ikazlarda bulu
BİR ALİMİN BÜYÜK BİR HAREKETİ
Merhum Tahirü’l Mevlevi “Kıssalar ve Hisseler” adlı eserinde, büyük bir alimin büyük b
MÜMİN PAMUK ÇUVALINA MI BENZER?
Merhum Ali Yakup Cenkçiler Hocaefendi(1913-1988) İslami İlimleri tahsil etmek için memleketi Ar
BEDİÜZZAMAN’IN ESKİ SAİD DÖNEMİNE AİT BİR HATIRA
Merhum İsmail Çetin Hocaefendi anlatıyor; “Mecnasarlı Üstad Molla Musa Rahimehullah şöyle
KERAMET DEĞİL MARİFET
Son dönemin büyük âlimlerinden merhum İsmail Çetin Hocaefendi’nin mahdumu muhterem Ahmed Mü
KALBTEKİLER UNUTULMAZ
2012 senesinde, bir bahar ayında, Van Erek Dağı eteğinde, büyük İslam âlimlerinden Seyda Mo
ÜZÜLDÜĞÜM ŞEY
1931 Menemen tırpanında idam edilerek şehadet mertebesin erişenlerden birisi de merhum Esad Erbi
- SAMİ EFENDİ’DEN AKİKA KURBANI İKAZI
- TEVAZU AMA YERİNE VE ZAMANINA GÖRE
- HZ. EBUBEKİR CİHETİNDEN GELEN ENGEL
- HASTA ZİYARETİNİ KISA TUTMAK İLE ALAKALI HADİS NASIL ANLAŞILMALI?
- CUMA NAMAZINA İKİ SAAT KALA GÜZEL BİR KOKU
- CAMİ AVLUSUNDA OYNASINLAR
- SAMİ EFENDİ HAZRETLERİNİN LOKANTALAR HAKKINDA TAVSİYESİ
- İMDADULLAH TEHANEVİ’NİN TEVAZU DOLU CEVABI
- İSKİLİPLİ İBRAHİM ETHEM EFENDİ’NİN MERHUM MENDERES İÇİN DUASI
- “ONLAR BİZİM ÖZEL BİRLİKLERİMİZ”
- SARHOŞ KEÇİ MİSALİ
- “MERAK ETME İÇİM DE TEMİZDİR”
- CİMRİNİN YEMEĞİ HASTA EDER
- HACI CEMAL ÖĞÜT’ÜN ÇOCUKLARA SEVGİSİ
- SAMİ EFENDİ, SİMİTÇİ VE ÇOCUKLAR
- BİR VEFA ÖRNEĞİ
- MEHMED AKİF’İN ERDEMİNDEN BİR KATRE
- BİR OSMANLI BEYEFENDİSİNİN İNCELİĞİ
- TABUTTA YATAN TALEBE
- “HELVA DA DUSSUZDUR DUSSUZ”
- HACI FARUK EFENDİ’NİN VEHHABİ HOCAYI SUSTURMASI
- ABDÜLHAKİM ARVASİ HAZRETLERİNİN BİR TAVSİYESİ
- ABDÜLHAKİM HÜSEYNİ HAZRETLERİNİN MÜHİM BİR TAVSİYESİ
- BÜYÜKLERİN SORULARI SORULARIN BÜYÜKLERİ
- AŞIRILAR HELAK OLUR
- CEHALET BATAKLIĞINDAN KURTULMANIN YAŞI OLMAZ
- ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN KARDEŞİNE LATİFESİ
- “MEMLEKETTE ADAM KITLIĞI MI VAR?”
- “UNUTMAYI TELKİN ETMEYİN”
Ey insanlar! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; Allah'tan başka size gökten ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mı? O'ndan başka tanrı yoktur. Nasıl oluyor da (tevhidden küfre) çevriliyorsunuz!
Fatır, 3
GÜNÜN HADİSİ
Hikmetli söz, müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa almaya en layıktır.
Tirmizi, İlim, 19.
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...