MAHMUD TOPTAÅž HOCAMIZDAN GÃœLDESTE-4

Kur’an ayetleri anne sütü gibidir. Bir günlük çocuğa bir günlük gıdayı verir, altı aylık çocuğa altı aylıkken lazım olan gıdayı verir.


Mahmud ToptaÅŸ

.

2020-05-01 08:20:59

*Kur'an ayetleri anne sütü gibidir. Bir günlük çocuğa bir günlük gıdayı verir, altı aylık çocuğa altı aylıkken lazım olan gıdayı verir.

*Dünyadaki bütün suları önümüze serseler, Kevser'in bir damlasına değmez. Bütün ballar bizim olsa, bütün güller yolumuza serilse, bütün marklar, dolarlar, sterlinler verilse, Cennet'in bir gülüne değmez.

*Bize depreme dayanıklı evden önce depreme dayanıklı adam lazım. Depreme dayanıklı adam çimentodan çalmaz. Demirden çalmaz. Çünkü Zilzal=Deprem suresinde zerre kadar iyiliğin mükâfatı, zerre kadar kötülüğün cezasının çekileceğini bilmektedir.

*Siz ona buna bakmayın. Tek olan Allah'ın yolunda İhlasla "İhlas" suresini okuyarak yürüyün. "Deki: Allah birdir. Her şey ona muhtaç, O hiçbir şeye muhtaç değildir" bölümünde ateist-gâvurlara doğruyu duyurunuz. "O doğurmamıştır, doğmamıştır" ayetiyle Allah-oğul-ruhul kudüs üçlemesine inananlara doğruyu söyleyin. "Hiçbir şey O'nun dengi olmadı" ayetiyle Allah'ın kullarını ilahlaştırmaya çalışanlara doğruları söylemeye devam edin. Siz doğruları parlak ayna gibi kişilerin karşısına çıkarın. Herkes yanlışını, özünün karasını kendisi görsün.

*"Hocam Fukuyama'nın kitabını okudun mu?" diyene "Hayır Kakayama'nınkini bekliyorum" dedim. "O ne zaman yazıldı?" "Yeni seneye yazılacak ve onu tenkit edecek. Sen onu okuyacaksın. Sonra bir başka yazar çıkacak sen yine onu okuyacaksın. Gel sen Cebrail'in getirdiği Hz. Muhammet'e öğrettiği, 1400 sene içinde bir tek haberinin ve ahkâmının yalanlanamadığı kitabı oku. Dünyanın bütün yazarlarının kitabını izleyebilmek için binlerce yıllık ömrün olması gerekir."

*Geçen hafta sonu konferans için Almanya'ya gittim. Konferanstan önce üniversite öğrencileriyle dört saatlik bir sohbet yaptık. "Bu sarışın mavi gözlü Almanlara kinle, nefretle bakmamalarını söyledim. "Bunlar peygamber çocuğu" dedim. Hepsinin Hz. Âdem'in torunu olduğunu hatırlattım. Köyünüzden çok sevdiğiniz bir insanın oğlu veya torunu Almanya'ya gelse ona yol gösterirsiniz, yardım edersiniz. İşte bu insanlık ailesinin tamamı Hz. Âdem'in torunu. Bunlara İslam'ın yolunu gösterin" dedim.

*Muaz b. Cebel (R.A) "Hakim(Hikmet sahibi insan) insan yanlış şeyler söyleyebilir, münafık da doğru şeyler söyleyebilir" diyor. (İbni Receb Camiu'l ulum, s. 382)

*Her insanda her kötülüğü yapabilecek iç hazırlık da vardır. Ancak demirin pasını zımparaladıktan sonra cilalandığı gibi nefs-i emmarenin pası "La ilahe" zımparasıyla temizlendikten sonra "İllallah" ile cilalanmalıdır. Gönül imanla süslenince kötülüklerden nefret eder. Eğer nefis hep kötülüklerle yoğrulursa o, imandan, Kur'an'dan, şeriattan, İslam'dan, namustan, şereften, ahlaktan, iffetten nefret eder. Sineklerin gülden kaçtığı gibi kaçarlar ve bir pisliğin etrafında toplanarak gül aleyhinde kararlar almaya, gül neslini kurutmaya, bülbülleri susturmaya çalışırlar.

*Cennet yolunda yarışanların kalpleri dinle dolar, cehennem yolundakilerin kalpleri kinle dolar. Cennet yolundakilerin gönlü berrak su gibidir. Küçük bir damla siyah mürekkepten rahatsız olur. Cehennem yolundakilerin kalbi katran kovası gibi siyah mürekkep bile oraya düşmekten korkar.

Akif merhum ne güzel söylemiş:
"Sanıyorlar ki, kafa kesmekle beyin ezmekle,
Fikri hürriyet ölür. Hey gidi şaşkın hazele.
Daha münbit oluyor kanla sulanan toprak.
Ekilen gövdelerin hepsi yarın fışkıracak." (Süleymaniye Kürsüsünde-Safahat)

*Güzel ameller bu dünyayı güzelleştirdiği gibi, güzel sözleriniz cennetteki içeceğinizi tatlandırır. Yaptığınız iyilikler cennetteki güllerinizi renklendirir. İki dünyanız cennet olur.

*"Isıran köpek ısırılmaz" diye bir atasözümüz var. Kelimelerin ısırması, kuduz köpek ısırmasından daha zehirlidir.

*Yağmur yağarken üzerindeki elbiseleri çıkarıp yağmurun doğrudan göğsüne ve omuzlarına değmesini sağlayan Peygamber efendimize bunun sebebi sorulduğunda "O, Rabbinden yeni gelmektedir" buyurmuş. (Müslim, İstiska, bab 2, hadis: 898)

*Bir kötü olay üzerine binlerce komplo teorisi üretmekle, bu teorileri öğrenmekle dinlemekle "Vay beee" demekle emrolunmadık. Yağmur gibi yağıp güllüğü yeşertmek, küllüğü temizleyip, kurutmakla emrolunduk.

*Güneşle aydınlatan, yağmurla hayat veren, doğumlarla dünyaya temiz insanlar getiren Allah (c.c.) iyiyle kötüyü, hakla batılı birbirinden ayırt edecek kitabı Kur'an!ı indirmiştir.. Rahmet damlaları yağarken güle de, dikene de, bülbüle de, akrebe de rahmet olduğu gibi Rabbimiz'in ayetleri de rahmet damlaları gibi gönüllere yağarsa mü'minin gönlünde güller açtırır. Kâfirin dikenini de yumuşatır. Hiçbir kâfir kurum veya kuruluşun İslam'a yönelik planlarından endişe etmeyin. Rabbimiz: "Kötü tuzak sahibini yakalar" buyurur. (Fatır; 42)

*Gitar dersi almayan, gitar çalmasını bilmeyen başörtülü kızımızın Beyoğlu'nda omuzuna bir gitar takarak gezmesinin anlamı ne? Evinde eline almadığı batılı bir yazarın kitabını sokakta gezerken elinde taşıması neyin göstergesi? İki sene aynı dairede çalıştıkları halde iki müdür muavinin ikisinin de birbirinden gizli namaz kılması neyi ifade eder? Akşam sohbetlerine katılıp, gündüz kulağına küpe takma nereden çıktı? Bütün bunlar çağımızın hastalığı değildir. Her çağda davasına yürekten bağlanamayan, kendine, kültürüne, imanına güveni olmayan, düşman göründüğü düşünceye içten içe hayranlık duyan bir ruh halinin veremli yüzünün dış görüntüsüdür. Yanlış anlaşılmasın. Benim burada karşı olduğum şey, iki yüzlülüktür.

*Yolcu, bu dünya yolculuğunda tarlada, yolda, dükkânda, dairede, kışlada, karakolda, üniversite de her nerede olursan ol, yürüyüşün esnasında sana bakan dost ve düşmanların dışından içini görebilsinler. İçinde kin değil dinin parıldadığını görsünler.

*Yediklerimiz davranışlarımızı etkiler. Karadenizliler çokça mısır yediğinden, kafası kızınca patlayıveriyor. Konyalılar buğday yerler, tavada yanarlar da, ses çıkarmazlar.

*İsraf etmeyiniz" dense hemen aklımıza yiyecek, içecek, giyecek ve kullandığımız eşyanın israf edilmemesi gelir. Doğrudur. Ancak Kur'an-ı Kerim'de ayetlerin çoğunluğu insan israfından bahsetmektedir. Ancak birkaç ayet eşyanın israf edilmemesini istemektedir.

*Mermerden yapılmış bin yıllık bir tarihi eseri bulsak "küçük bir mermer parçası" deyip atmıyoruz. Yapımcısına göre değer kazandığını biliyoruz. Eserin çizgilerine zarar gelmesin diye arkeologlar en yumuşak fırçalarla temizliyorlar. Yolculuğumuz esnasında görüştüğümüz beyaz insan, zenci insan, Kızılderili insan hangi renk ve ırk dan olursa olsun onu Rabbimizin şaheseri olarak kabul edeceğiz.

*Yolcu, eğer devlet başkanı olmuşsan Ebubekir'in sadakati, Ömer'in adaleti, Osman'ın sehaveti (cömertliği) Ali'nin cesaretini giyin de, koltuğa oturma, Hüma kuşu gibi insanların durumunu görmek için üzerlerine kanat ger. Ama gölgen dahi insanlara ağırlık yapmasın. Ülkendeki bütün kedileri Ebu Hureyre'nin kedisi bil. Bütün köpekleri Ashabı Kehf'in köpekleri bil . Bütün hayvanları Salihin (a.s) devesi gibi gör.

*Televizyon ekranında eli kanlı katiller, vücudu kana bulanmış maktuller, Taksim meydanında anıtın tepesine çıkan başçavuş, bunalım geçirip hanımını kurşunlayan komiser, boğaz köprüsünden atlayacağını söyleyen dertli ve arkadaşlarını atlatarak "özel haber" yapmaya çalışan muhabir. Bütün bunların üzerine köşe başlarında teori üreterek gerçeği karartan yazarlar ve katilin, maktulün, intihara teşebbüs edenlerin ruh halini öğrendiği İngilizce kelimelerle anlatmaya çalışırken, kendi ruh halini ele veren psikolog, insanları ilk, orta, ve yüksek öğretimden mafyacılığa köşe dönmeye sonra katilliğe, intihara sevk edenlerin ruh halini anlatırsa, bir daha o ekrana çıkamayacağını bildiğinden niçin ve nedenini açıklamıyor.

*Koyun ot yiyor et oluyor, yün oluyor, süt oluyor, kan oluyor, gübre oluyor, kemik oluyor. Hiçbiri diğerine karışmıyor. Kan süte renk vermiyor. Gübre ete koku vermiyor. Teknoloji harikası buzdolaplarımız gibi kokuları karıştırmıyor.

*Bir atomu yaratmaya, bir çekirdek yapmaya, bir kelebek kanadı boyamaya, Kur'an surelerinden bir surenin benzerini getirmeye gücü yetmeyen, ölümüne engel olamayan, acıkınca yarım ekmeğe boyun eğen bütün insanlık ailesi Sinan Paşa'nın "Fatır" suresinden iktibas yaparak :
"Cümle fani sürer fenada safa
"Defter-i nakşı " Entüm-ül-fukara"
dediği bu dünyanın sefasını sürerken Fatır suresinin 15 . "Ey insanlar, sizler Allah'a muhtaçsınız" ayetini gönül evimizin başköşesine asmalı.

*Amerika'da kalan bir profesörümüz "çevre" üzerine araştırma yapar. Uzun araştırmaları neticesinde köyündeki analığının söylediği söz gücünde bir söze rastlayamadığını yazar. Profesörümüzü ve eserlerini sevmeme rağmen ismini vermiyorum. Çünkü o, "Biz"i yazarken elli kadar ayet ve hadisi kendi sözü olarak kitabına almış. Kur'anın ve hadisin kaynağını vermemiş. Konfüçyüs'den bir cümle nakletse aydın olur, ama naklettiği güzel sözlerin Kur'an veya Hadis den olduğunu söyleyecek olursa paraya hükmeden bir avuç insanın kara listesine alınacağını bilir.

*Yolcu, "zaman kötü" deme. Bundan binlerce yıl önce de güneş aynı yerlerden doğar ve batardı. Zamanda değişiklik yok. Her zamanda iyi insanlar var. Kötülük yapan insanlar var.

*Güzel bir vatanda, güzel, temiz, iffetli, insanlar arasında tertemiz nesiller yetiştirilir. "Hocam ortam bozuk. Bozuk ortamda çocuklarda bozulacağından çocuk yapmıyoruz" diyenler. Ortamı bozanlara yardım etmiş olurlar. Sevgili peygamberimiz: "Kim insanlar helak oldu derse o helak olanların başında gelir. (veya bir rivayette) helak edilenlerin arasındadır" buyurmuş. (Ebu Davud, Edeb, Hadis 4983) Hadisi şerh eden Hattabi: "Bu sözü ayıplamak için dahi söylememek gerekir. Ayıplamak için veya kendisinin faziletini anlatmak için söylüyorsa, yine helak olanlardan olur" diyor.

*Biz toplum doktorları gibi davranacağız. Hastalıkları bileceğiz. Rabbin şifa hazinesi Kur'an'dan çareler arayacağız. Ama hastamızın hastalığını el âleme teşhir etmeyeceğiz.

*Çok sevdiğimiz insanların çocukları sapıtsalar, sefalete düşseler üzülürüz. Bu insanlık ailesi çok sevdiğimiz ve de iman ettiğimiz bir peygamberin çocuklarıdır. İşte bu gözle bakarak yolumuza "Meryem" suresiyle devam edelim.

*Kendini yakmak isteyen biriyle polisin diyalogu gibi, kendini beşinci kattan atmak isteyen biriyle itfaiye erinin diyalogu gibi kendini cehenneme atmak için her türlü hazırlığını yapan ve bu hazırlık yapmada her kurum ve kuruluştan destek görenlerle diyalog içinde olacağız.

*Kâfir olan her insanı duyduğumuzda çocuğunu kaybeden ananın yüreğinde duyduğu yangınla yanmadan hiçbir insana faydalı olamayız. Cehenneme doğru koşanın ardından bağırırken kelimelerimiz yanan yüreğimizden geçerek pişmeli ve gönül kalıbına dökülerek göndermeli.

*İnsanları, kendi aklımızın ürettiği ışığın altında toplanmaya zorlamayacağız. "Akıl akıldan üstündür." Paraya veya yönetime sahip olanların akıl kalıplarına göre kural koyulur veya ışık üretilirse üstün akıllılara da geri zekâlılara da zulmedilmiş olur. Onun için Rabbimiz "Vahye kulak ver" buyurmuş. Biz, kulaklarımızı yaratanın kelamına kulak verelim, "Taha" suresini tefsiri ile okumaya devam edelim ki, Şeytanın vesvesesine yer kalmasın..

*Geniş yürekli insanlar bütün insanlığı kucaklayabilirler. Kursağı dar insanların gönül evine kimse giremez.

-Devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Şüphesiz o, korunmuş bir kitapta (yazılı) olan pek şerefli/değerli Kur'an'dır ki O'na temiz olanlardan başkası dokunamaz.

(Vakıa, 77-78-79)

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kur'an öyle bir servettir ki, O'nu elde edenin hiçbirşeye ihtiyacı kalmaz. O'ndan daha büyük bir zenginlikte bulunmaz.

Camiü's Sagir, 4:535, Hadis No:6183

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Cumhuriyet'in ilanı(29 Ekim 1923) *Sütçü İmam Maraş'ta direnişi başlattı(31 Ekim 1919) *I.Dünya Harbine girdik(1 Kasım 1914) *İmam-ı Rabbani Hz.lerinin İrtihali(2 Kasım 1624) *Hz.Ömer(r.a.)'in Şehadeti(3 Kasım 644)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI