“GUSL-İ İÇTİMÂİ”

Yüksek bürokratlardan bir dostla konuşuyorduk. Memleketin geldiği noktadan, içtimaî yaralardan falan. Bir ara dedi ki; “sosyal bir gusle ihtiyacımız var.” Bu iki kelime birdenbire bana kitaplık çapta açıklayıcı bir mânâ verdi. Gusl-i içtimâi, "sosyal gusül. Ne derseniz deyiniz. Her tarafın çirkâb ile bulaştığı, çamurlaştığı devrimizde ve cemiyetimizde galiba söylenmesi gereken söz de bu idi.


2020-05-09 09:49:21

Yüksek bürokratlardan bir dostla konuşuyorduk. Memleketin geldiği noktadan, içtimaî yaralardan falan. Bir ara dedi ki; "sosyal bir gusle ihtiyacımız var." Bu iki kelime birdenbire bana kitaplık çapta açıklayıcı bir mânâ verdi. Gusl-i içtimâi, "sosyal gusül. Ne derseniz deyiniz. Her tarafın çirkâb ile bulaştığı, çamurlaştığı devrimizde ve cemiyetimizde galiba söylenmesi gereken söz de bu idi.

Bir yazımda bunu dile getireyim dedim. Ama önce belki de "guslü izah etmeliyim" diye düşündüm. Zira "her şeyin aslı ekonomiktir" devrinde acaba gusül abdest kimde kaldı ki? Öyleyse hemşehrim, arkadaşım Sahak'ın bir sözünü aktarayım. Sahak bir gün dedi ki; "Yahu ben Hıristiyan'ım, sen Müslümansın. İkisi de temelde bir, büyük iki din. Ama sizin dininizde bir şey var ki, vallahi ona hayranım ve gıpta ediyorum. Bunun için ne dense, ne kadar övülse azdır ve siz ne kadar Müslümanlığın bu tarafıyla iftihar etseniz yeridir." "O nedir?" diye sorunca da, "Gusül âdetiniz" dedi, "yalnız bu, İslam'ın bir büyük din olduğunu göstermeye kâfidir."

Ben bu sözü o zamanlar biraz da Türkiye'de Müslümanlarla iyi hatıralar yaşamış olmanın meyvesi bir 'cemile' saymıştım belki. Ama şimdi bu yüksek bürokrat dostumun acı teşhisini de bu hükme ilave edince, manzara ortaya çıktı.

Gusül, şehvetin getirdiklerinin temizleyicisidir. Guslün metafizik izahını Şeyhü'l Ekber, Füsus'ta kemâliyle yapmıştır.

Ve bugün şehvet kol kol, dal dal, budak budak her tarafı sarsmış, bütün cemiyeti temizlenmeye muhatap hale getirmiştir. Para şehveti, politika şehveti, konfor şehveti, şöhret şehveti, tiraj şehveti, entellik şehveti, moda şehveti, sanayi şehveti, ticaret şehveti, iş şehveti, aylaklık şehveti, ve nihayet günah şehvetleri..

Evet, bir gusl-i içtimâiye muhtaç hale gelmişiz.

Şehvetin zirvesinde her şeyi unutan insanın kendine gelip Yaradan'ına dönmesini temin sadedinde olduğu gibi, bütün bu şehvet kollarında yer yer, zaman zaman kendinden geçen ve kendinden geçmek yolunda sürat kazanan cemiyetimizin de bir psiko-sosyal gusülden başka çaresi yok.

Nice gazete ve sütunlar var ki gusül etsinler diyeceğim amma nasıl gusül etsinler, o da ayrı bir mesele; öyle batmışlar batağa, nice kâr şehvetlileri, politika şehvetlileri, şöhret şehvetlileri var ki, gusül için su değil, belki kezzap kullanmaları gerek.

Çünkü bu cemiyet gözyaşını da unutmuş. Hâlbuki gözyaşı, İslâmi bir incelikle "gözlerin abdest alması" diye tarif edilir. Belki bu cemiyetin de gözyaşı ile gusül etmesi lâzım..Bunun kendi kalbi duygularıyla içten yaparsa mesele yok. Amma, eğer dışarıdan gelecek-maazallah- felâketlerle gözyaşına boğulursa, onun sanırım temizleyici hassası da olmayacak..

Nerede cemiyetin vicdanı mesabesinde insanlar? Ağzı dualılar? Bir gece, bir seher vakti, bir rahmet kapısı aralığında cemiyet için ağlamazlar mı? Cemiyet için gözyaşıyla gusül etmezler mi?

Kaynak

Ergun Göze

İslâm'a Selâm

Boğaziçi Yayınları

İst. 1989 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP

"Her ümmet için Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O'nun adını ansınlar diye bir kurban kesme ibadeti koymuşuzdur. Hepinizin ilâhı bir tek ilâhtır. Onun için yalnız O'na teslim olan müslümanlar olun. Allah'a itaat e

Hacc:34

GÜNÜN HADİSİ

Eğer sizden birinizin elinde dikilecek bir hurma fidanı varken, kıyamet kopsa ve onu dikmeye vakit bulursa, hemen o fidanı diksin

250 Hadis, s.27

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI