KIRKINCI HOCAMIZIN HATIRALARINDA 27 MAYIS

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN 27 MAYIS’I İKAZI Merhum Mehmed Kırkıncı Hocamız hatıralarında anlatıyor; “Üstad Hazretleri ara sıra gönderdiği lahikalarla hem bize şevk veriyor hem de Risale-i Nur’u etrafa yaymamızı istiyordu.


Mehmed Kırkıncı

.

2020-05-27 13:18:28

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN'IN 27 MAYIS'I İKAZI

Merhum Mehmed Kırkıncı Hocamız hatıralarında anlatıyor; "Üstad Hazretleri ara sıra gönderdiği lahikalarla hem bize şevk veriyor hem de Risale-i Nur'u etrafa yaymamızı istiyordu.

1954 yılında gönderdiği bir lahikada "Risale-i Nur'daki şefkat, vicdan, hakikat, hak, bizi siyasetten men'etmiş. Çünkü masumlar belâya düşerler, onlara zulmetmiş oluruz. Çünkü biz Cihan Harbi'nden beri askerî istibdad altındayız...(1)" diyordu. Biz buna çok şaşırmıştık. Çünkü o zamanlar Rüştü Erdelhun, Genel Kurmay Başkanıydı. Menderes'e son derece saygı duyuyordu. Memlekette bir istibdat havası hissedilmiyordu. Asayiş berkemaldi. Böyle iken, Üstadın gönderdiği bu lahikaya hayret etmiş ve bir mana verememiştik. Ama yine de: "Üstad'ın bir bildiği vardır" diyorduk.

1960'ta ihtilal oldu. Üstadın görüşünün ne kadar isabetli olduğunu anladık. Gözaltına alınarak Sivas kampına sürüldüğümüzde, bu lahikayı kamptaki herkese okudum.

Daha sonraki günlerde Sivas kampında Üstadın 1954'te Adnan Menderes'e yazdığı mektubu okuduk. Üstad bu mektubunda Menderes'i şöyle ikaz ediyordu:

"Ey dindar ve dine hürmetkâr Demokratlar! Siz bu iki partinin gayet kuvvetli ve zevkli ve cazibedar nokta-i istinadlarına mukabil, daha ziyade maddî ve manevî cazibedar nokta-i istinad olan hakaik-i İslâmiyeyi nokta-i istinad yapmaya mecbursunuz. Yoksa sizin yapmadığınız eskiden beri cinayetleri, nasıl eski partiye yüklüyorlarsa, size de yükleyip; Halkçılar ırkçılığı elde edip, tam sizi mağlub etmeye bir ihtimal-i kavî ile hissettim ve İslamiyet namına telaş ediyorum." (2)

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Bediüzzaman Hazretleri I. Cihan Harbi'nden bu yana askerî istibdat altında olduğumuzu gördüğü gibi, 1960 ihtilâlini de yüksek ferasetiyle hissetmiş ve Adnan Menderes'i bu güzel mektubuyla ikaz etmişti.

O zaman Celal Bayar Amerika'ya gidip geliyordu. Menderes'in bir ayağı Avrupa'daydı. Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu gibi çok zeki bakanlar da varken onlar bu tehlikeyi sezmemişler, fakat Üstad Çam Dağı'ndan bu ücra köşeden tehlikeyi sezmiş ve 1954'te oradan bu mektubu yazmıştı.

Sivas kampında birçok Demokrat Partili vardı. Ocak başkanları, il başkanları hep oradaydılar. Onlar, Bediüzzaman'ın bu mektubunu dinleyince hayrete kapıldı, parmak ısırdılar.

İHTİLALE DOĞRU SON İKİ AY

Merhum Kırkıncı hocamız 1960 darbesi öncesi son iki ay hakkında şunları yazmaktadır; "O sıralarda yavaş yavaş Demokrat Parti'ye hücumlar da başlamıştı. Menderes'e aşırı yükleniyorlardı. Sanki Üstad, bir kemerin ortasındaki kilit vazifesi gören taş gibiydi de, o çekilince bütün taşlar dökülmeye hazırlanıyorlardı. Sanki Demokrat Parti'ye hücum etmek için çok önceden hazırlanmışlar da, harekete geçmek için Üstad'ın vefatını beklemişlerdi.

Gazeteler her gün Demokrat Partisi'nden olmayan talebelerin öldürüldüğünü, buzdolabına konulduklarını yazıyordu. Hâlbuki sonradan ihtilal yapanların da itirafıyla bunların aslı ve astarı yoktu. Solcu öğrenciler her gün yürüyüşler yapıyorlar, mitingler düzenliyorlardı. Ortalıkta ihtilal söylentileri dolaşmaya başladı.

Tahir Ağabey sürekli Cevşen ve Salatü'n-Nariye okumamız için haber gönderiyordu.

Üstad 1960 yılının Mart ayında vefat etmişti. Mayıs ayına kadar iki ay boyunca Türkiye bambaşka bir hâl aldı. Menderes'in elinden hiçbir şey gelmiyordu. Ancak çok güzel konuşmalar yaparak iftiralara cevap veriyordu; "Haklıyız, ama haklı olmak hiçbir işe yaramıyor" diyordu. Memleket bir anarşi ve terör ortamına doğru gidiyordu. Artık herkes rahatsızdı. 27 Mayıs'a geldiğimizde ihtilal oldu. Halk Partililer davul çalarak ihtilali kutluyor, Demokrat Partinin il ve ilçe başkanlıklarının önünde sevinç gösterileri yapıyorlardı."

SİVAS ASKERİ KAMPINDAN BİR HATIRA

Son olarak, Kırkıncı hocamızın ihtilal sonrası götürüldüğü Sivas Askeri hapishanesinde müşahede ettiği bir vakıayı nakledelim; "Başımıza Atakan isminde bir kamp kumandanı verdiler. Albay Atakan ve arkadaşları önce Menderes hükümetini devirmek için ihtilal hazırlığı yaparken yakalanmışlar ve hapse atılmışlardı. Kendileri "Dokuz Subaylar" adıyla meşhur olmuşlardı. 1960 ihtilali olunca dokuz subayları hapisten çıkarmışlar, Atakan'ı da Sivas kampına kumandan yapmışlardı.

Albay Atakan her ikindiden sonra bizi topluyor, yoklama yapıyordu. İhtilali neden yaptıklarını anlatıyor, demokratlara, en çok da Menderes'e hakaret ediyordu.

Bir defasında:

"Demokrat Partinin gerçi ekonomik yönden bu memlekete birçok hizmetleri oldu. Ayrıca, Türkiye'ye Amerika'nın kapılarını açtı. Amerika'dan birçok silah ve teçhizat getirdi. Ama zararı daha büyük oldu. Kur'an kurslarını açtırdı, berelileri çoğalttı." diyerek beni gösterdi.

Bir gün kamp kumandanı yine elleri arkasında, bize dedi ki: "Arkadaşlar! Bu ihtilal hükümetinde siz kendinizi, deryada motoru kırık bir geminin içinde gibi hissedeceksiniz. Sonunuz belli değil!"

Yine bir gün Menderes'e hakaretler yağdırmaya başladı. Bir de baktım Demokrat Parti idarecilerinden daha sonra bakanlık yapmış olan Turhan Bilgin ileri atıldı:

"Kumandan! Geçen gün sen bize: "Siz burada motoru kırık bir gemidesiniz. Sizin sonunuz belli değil demediniz mi?" Bize ne yapacaksanız yapın. Ama Menderes'e kötü söz söyletmeyiz. Biz sevdiğimiz adama hakaret ettirmeyiz" dedi.

O hadiseden sonra hakaretler sona erdi.

Dipnotlar

1-Nursî, B.S. Şualar, s. 292(Not: Kırkıncı hocamız buradaki ifadeleri mealen almış.)

2-Nursî, B. S, Emirdağ Lahikası, cilt-II, s. 164

Kaynak

Mehmed Kırkıncı, Hayatım Hatıralarım, Zafer Yayınları, İst. 2013, 6. Baskı

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-3

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-3

Bursa’da Bursa’ya Ayın 15 inde, Çarşamba günü gittik. Bu şehir, İstanbul'un güneyinde

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-2

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-2

Türk’ün Gücü, Hindin Aklı, Arabın Mantığı Pazar günü saat 10’da edebiyatçılar ve

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-1

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-1

Kıymetli ziyaretçilerimiz geçen asrın son günü aramızdan ayrılan allame merhum Ebul Hasan e

MUSTAFA POLAT HOCAMIZDAN HATIRALAR

MUSTAFA POLAT HOCAMIZDAN HATIRALAR

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, değerli bir alimimizin bir seydamızın bazı hatıralarını

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-13

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-13

HOCAMIN VEFASI Hocamın çok dikkat çeken bir özelliği de vefa duygusu idi. Buna dair bir misal

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-12

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-12

HOCAMIN İBADET YÖNÜ Bana desen ki; “hocam, ibadette nasıldı.” Derim ki; “namaz adamıy

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-11

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-11

VAKIFLARLA BİR MÜZAKERE Hatırlıyorum, bazen Türkiye genelinden vakıflar “vakıf okuması

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-10

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-10

HOCAMIN DERSLERİNDEN Diyanet İşleri eski başkanı Mehmed Görmez bey hocamı ziyarete gelmişti

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-9

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-9

MUHTELİF HATIRALAR HAKİKATLARI HURAFELERLE ZAYİ ETMEMEK LAZIM "Benim bir arkadaşım bir şeh

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-8

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-8

ŞERCİL POLAT AĞABEY Merhum Şercil Polat ağabey Erzurum’da nurları hocamla birlikte ve belki

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-7

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-7

BABAM HACI MUSA EFENDİ Babam hayatı boyunca hocama hep destek olmuş, aynı davanın ızdırabıy

Maide-7

"Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve "İşittik, itaat ettik" dediğinizde sizden aldığı ve kendisiyle sizi bağladığı ahdini hatırlayın. Allah'tan korkun, çünkü Allah göğüslerin özünü çok iyi bilir."

GÜNÜN HADİSİ

"iman bakımından müminlerin en mükemmeli, ahlâkça en güzel olanlar ve ailesine en güzel davrananlardır."

Tirmizi

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI