YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
Araştırın göreceksiniz; bütün askerî darbelerin altında, tüylerinizi ürpertecek bir yalan-dolan bataklığı vardır. Birtakım kişiler ve teşkilâtlar tarafından fısıldanan yalanlar-iftiralar... öyle bir noktaya gelmiştir ki, bazı kahraman komutanlarımız da, vatanı kurtarmak mecburiyetinde kalmışlardır.
Araştırın göreceksiniz; bütün askerî darbelerin altında, tüylerinizi ürpertecek bir yalan-dolan bataklığı vardır. Birtakım kişiler ve teşkilâtlar tarafından fısıldanan yalanlar-iftiralar... öyle bir noktaya gelmiştir ki, bazı kahraman komutanlarımız da, vatanı kurtarmak mecburiyetinde kalmışlardır.
Peki, geçmişte kim yalanlarla, iftiralarla Türkiye'de müthiş bir korku havası meydana getirerek askerî darbelere çanak tutmuşlardır: Rejime, iktidara, orduya muhalif kişiler, askerî darbelerin müsebbibi olmuşlardır. Mesela: 27 Mayıs darbesinden önce, kuyruklu-kulaklı yalanlar, iftiralar, iddialar, suçlamalar, Türkiye'yi yaşanmaz hale getirmişti. Fısıltı gazetesinin yaydığı dehşetli haberlere göre: "Demokrat Parti iktidarı, kendisine muhalif üniversite öğrencilerini yakalayıp öldürtüyor, sonra da onları, Et-Balık Kurumu tesislerinde hayvan yemi haline getiriyormuş. Bir kısım öğrenci cesetlerini de Konya asfaltı altına gömdürüyormuş."
27 Mayıstan önce, Türkiye'de milyonlarca kişi bu yalanlara inanmıştı. Darbeci subaylar da bu yalan batağının içindeydiler. Nitekim 27 Mayıs darbesinin kudretli albayı, Gaziosmanpaşa'daki evinde bana şöyle demişti: "27 Mayıs sabahı, önce radyoya giderek malûm bildiriyi okudum. Oradan çıkarak doğru Et-Balık Kurumu'na gittim. Soğuk hava depolarında, üniversiteli öğrencilerin cesetleri var sanıyordum. Bütün aramalarıma rağmen bir tek cesede olsun rastlamadım. O zaman anladım ki biz CHP teşkilâtının ve yerli komünistlerin tesiri altında kalmışız."
27 Mayıs üzerinden 49 yıl(şu an 60 yıl) geçti. Bu süre içinde bir tek aile ayağa kalkarak: "Bizim üniversitede okuyan oğlumuz-kızımız kayıptır!" diye haykırmadı. Çünkü 27 Mayıs öncesinde söylenenler tamamen yalandı, yalandı, yalandı.
27 Mayıstan önce, milletimizi derinden sarsan yalanlar, iftiralar arasında şu iddialar da vardı:
* "Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın bankalarda 103 milyon lirası varmış." (Bu meblağ, 1960 yılında 250-260 kaloriferli daire parasıydı).
* "Adnan Menderes, Kars ve Ardahan'ı Ruslara satmak üzere imiş."
*"Bayar, Kara Harp Okulunun bütün öğrencilerinin kurşuna dizilmeleri için emir vermiş!"
* "Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu, Türkiye'nin her yabancı devletle yaptığı anlaşmadan %10 nisbetinde komisyon alıyor, Avrupa'da altın kaplamlı bir arabaya biniyormuş."
* "Demokrat Parti bütün il ve ilçe teşkilâtlarını, günü geldiğinde CHP'lileri öldürmek için silah deposu haline getiriyormuş..."
Ve daha neler, neler, neler...
27 Mayıs darbesinden sonra bu iddiaların baştan sona yalan olduğu ortaya çıktı ama ne fayda! CHP dışındaki iktidarların ve partilerin silahlanma yalanı da her darbeden önce mutlaka, ama mutlaka ısrarlı şekilde anlatılırdı.
12 Eylül darbesinden önce Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı olan A. Nişancı'dan dinlemiştim. Bana demişti ki: "12 Eylül sabahı, birkaç subay evime gelerek beni aldılar. Birlikte Bakanlığa döndük. Benden bodrum katındaki odaların açılmasını istediler. Solu-sağı hararetle karıştırmaya başladılar.
-Ne arıyorsanız bana söyleyin de size yardımcı olayım! dedim.
-"Silah arıyoruz! MİT bize bakanlık depolarının silah deposu haline getirildiğini bildirmişti" dediler. Her tarafı didik didik ettiler. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Sonunda bir mantar tabancası bile bulamadan gittiler. Olur mu? Devletin bir resmi kurumu, nasıl böyle bir yalan-yanlış haberlerle ordumuzu darbe yapmaya zorlar? Yakışık alır mı?
Yavuz Bülent Bakiler
Türkiye Gazetesi
22.06.2009
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabb'ine kulluk et!
Hicr, 99
GÜNÜN HADİSİ
Sadakaların en efdali, iki kişi arasını düzeltmektir.
Seçme Hadisler, s.237
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...