PERSPEKTÄ°FE GÄ°REN ÅžAHISLAR-7

İmam Birgivi Kadızadeler İmam Birgivi’nin talebeleridir. Birgivi de adeta Anadolu’nun Gazalisi’dir.


Mustafa Özcan

mustafaahmetozcan@gmail.com

2020-06-08 07:59:10

Ä°mam Birgivi

Kadızadeler İmam Birgivi'nin talebeleridir. Birgivi de adeta Anadolu'nun Gazalisi'dir. 

Burgiba(Tunuslu eski Diktatör)

1956 ile 1987 yılları arasında Burgiba, Tunus'a damgasını vurmuştu. Planlarına göre ölünceye kadar iktidarda kalacaktı. Lakin yaşlılıkla birlikte kontrolünü kaybetmiş ve yetkilerini güç merkezlerine kaptırmıştı. Güç merkezleri arasındaki çekişme, Bin Ali'nin müdahalesiyle son bulmuştu. Ayrıca ülke, Burgiba'nın devrildiği dönemde Nahda liderlerinin idamla yargılanması nedeniyle büyük bir gerilimden geçiyordu. Bin Ali'nin saray darbesiyle birlikte ülke hem bunama aşamasında olan Burgiba'dan kurtulmuş hem de Nahda liderlerinin idamla yargılanması nedeniyle meydana gelen gerilimi atlatmıştı. Lakin ardından Bin Ali yağdan kıl çekercesine Nahda liderlerini ya ülke dışına firara mecbur etmiş ya da etkin üyeleri içeriye atmıştı.

* Devlet düzeyinde Batı ile ilişkilerde tevilci yaklaşımı Burguiba benimsemiştir. Burgiba, Mustafa Kemal'den tevilci yaklaşımıyla ayrıldığını söyler. Ona göre Mustafa Kemal toptancı kısma girmiş olmalıdır. Coşkun Kırca, Kemalizm ile Burgibacılık ekolleri arasında kendisine göre bir muhasebe veya karşılaştırma yapmış ve tevil veya reform düzeyinde bile İslam'a açık bir kapı bırakmanın önü alınamayacak felaketlere davetiye çıkarmak oluğunu ileri sürmüştür. Batıcılıkta da toptancı ve köktenci ekolle birlikte revizyonist veya reformist ekol de bulunuyor.

Bülent Arınç

Doğrusunu söylemem gerekirse eskiden çok ve sivri ve bazen istihzai konuşmalarından dolayı Bülent Arınç beyi biraz yadırgardım. Bununla birlikte hamamın namusunu kurtaracak konuşmacılara da ihtiyaç var..

Bülent Keneş(To Days Zaman Genel Yayın Yönetmeni)

Ekrem Dumanlı'nın değirmenine su taşıyan Bülent Keneş ise Erdoğan'ın Mübarek modeline yöneldiğini (Toward the 'Mubarak model) ileri sürmektedir. Bu benzetmeleri birbirine çarptığınız zaman değersizleşecek ve elde sıfır kalacaktır. Çünkü meseleye hak zeminden değil, sübjektif bir zeminden bakılıyor. Çamur at, izi kalsın misali. Anlaşılan kavga sical şeklinde devam edecek. Büyüklük kibriyle baktıkları ve hocayı merkeze yerleştirdikleri sürece adeselerini ve bakış açılarını düzeltemezler.

Bülent Uçar (Osnabrück İslam İlahiyat Enstitüsü Kürsüsü Başkanı, Prof.)

Bülent Uçar hoca, kutsalı kalmamış Batılıların, Müslümanlardan da kutsallarını bırakmalarını istediklerini ifade ediyor. Bülent Uçar hoca hayretle, kimilerinin gece içen ve ertesinde ramazan orucunu tutan bir Müslüman tipi hayal ettiklerini ifade etmektedir.

Caner Taslaman(Prof. )

 Son sıralarda Haber-Türk'te yayınlanan Pelin Çift'in Öteki Gündem'i bu tür ilahiyatçıların geçit törenine dönmüştür. Bu tür ilahiyatçıların şov arenası haline gelmiştir. İpini koparan soluğunu Öteki Gündem'de almaktadır. Bu aykırı gündemin konukları arasında sık sık Prof. Caner Taslaman ile Prof. Mehmet Okuyan da yer almaktadır. Caner Taslaman hatırlı konuklar arasına yükselmiştir. İkna edici bir üslubu ve dili bulunuyor. Bununla birlikte çok rahat bir biçimde hilafet, huriler gibi meseleleri çarpık bir biçimde tevil etmektedir. Sözgelimi hilafetin (ilk dönem) 30 yıl olacağına dair hadisi bir çırpıda reddetmektedir. Bu mantıktaki hadis ret kriteri, muhaddislerin kriteri mi yoksa oryantalistlerin kriteri mi yoksa teologların kriteri midir? Âlimlerin kriteri olmadığı belli. Zira onlar metni de inceleseler sonuçta senedi de gözden geçirmekte ve her ikisini de dikkate alarak sıhhati konusunda kanaat belirtmektedirler. Yeni ve yerli oryantalistlerin hadis kriteri Mutezile'nin hadis kabul kriterini hatırlatmaktadır. Bununla birlikte muhaddisler arasında bile hadisin sıhhati konusunda serdedilen kanaatler son kanaat olmayıp âlimler arasında muhtelefun fih (tartışmalı) mesele olarak kalmaktadır.

*Caner Taslaman da bol bol Yaşar Nuri referansı üzerinden gidiyor. Aynı kavramları kullanıyor. Allah ile aldatmaktan bahsediyor. Bu bazen doğru olmakla birlikte dinin içini boşaltmak da aynı kapıya çıkmakta ve insanları aldatmak kapsamı içine girmektedir. Halifeler, mücedditler ve şeyhler gibi tabir ve makamları reddederken ve içini boşaltırken hadislere de itibar etmemektedir. 

Sonuç itibarıyla, hilafet kurumu hadislerle ifade edildiği gibi aynı zamanda Müslümanların icmasıyla da sübut bulmuştur. Onun dışında müceddit hadisi de muteber bir hadistir. Bununla birlikte elbette mücedditler veya halifeler kendi namlarına değil Allah ve resülü namına hareket ederler ve onların çıtasını geçemezler. Buyrukları Kur'an ve Sünnetle çelişmedikçe makbuldür. Emirleri Kur'an ve Sünnetle çelişmedikçe nâfizdir. Bununla birlikte sevad-ı Irak arazisi konusunda olduğu gibi maslahat değiştikçe zaman zaman halifelerin hükümleri de değişmiştir. Bununla birlikte Hazreti Ömer'in izhar ettiği ve cemaatle kılınan teravih sünneti ile'l ebed bakidir. Caner Taslaman gibiler İslam'da devlet konusunu da sulandırmak istiyorlar. Bununla birlikte devletin verdiği cezalar gündeme gelince de meseleyi nasıl kıvıracaklarını bilemiyorlar! Sözgelimi kısası kim yapacak? Devleti inkâr edince, onu da mı inkâr edeceğiz? Sonuç itibarıyla, yeni ilahiyatçı tipi ayetleri eğip büküyor, hadisleri keyfince reddediyor. Fukahayı hiç tanımıyor, dinlemiyor? Öyleyse din bunun neresinde?

* Doç. Dr. Caner Taslaman Bey de Ömer Tuğrul İnançer gibi, hurilerin cinsiyeti olmadığını savunuyor. Zira günümüzde âlem-i şahadete hâkim olan feminen anlayış bunu böyle dikte ediyor. Kur'an başka bir şey diyor ama onlara göre gam değil! Burada gaip şahide mukayese ediliyor ve Kur'an bu algı üzerinden yorumlanıyor.

Celal Hoca(Celaleddin Öktem, merhum din âlimi)

Celal Hoca gibiler irade-i milliyeyi icma-ı ümmet yerine koymak istemişlerdir. Bu çığır kartopu gibi büyüyerek günümüze kadar gelmiştir.

Cemal PaÅŸa

Milliyetçi Araplardan bir kısmı -hak etmiş veya etmemiş bir şekilde- Cemal Paşa için 'seffah'(kan dökücü) tabirini kullanmışlardır.

* Diktatörlerin en önemli vasıflarından birisi seffah olmaktır. Tarihte ilk Abbasi halifesiyle Şam'daki son Osmanlı paşasına Araplar seffah diye hitap ediyorlar. Tarihe de öyle geçtiler. Mansur ve Cemal Paşa şimdiye kadar seffah olarak anılan isimler arasındadır. Bununla birlikte tarihte adı seffah olarak anılmayan belki düzinelerce seffah daha vardır. Yani seffahlık onlardan ibaret değildir. Aksi takdirde seffahlığın hakkı yenmiş olur.

* Hafız ve Beşşar Esat Suriye'nin son iki seffahıdır. Bu yönüyle seküler eğilimli Cemal Paşa'nın kötü kopyalarıdırlar. Sisi gibilerini alkışlarken bilmem ki Batılılar Tiananmen Meydanı olayını ve Kuzey Kore Lideri kaçık Kim Jong'u nasıl kınarlar?

Cemaleddin Afgani

Atıf Iraki'nin dediği gibi Cemaleddin Afgani siyasi bir aktivisttir, dini sadece bir kisve ve örtü olarak kullanmıştır. Çelişkileri de bundan mütevellittir. Siyasi ve pratik, pragmatik bir şahsiyettir.

*Mr. Wilfrid Blunt, Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh'un hatırlı dostları arasındadır. Aynı zamanda Ahmet Urabi Paşa'nın da fikir babası idi. Ahmet Urabi Paşa bu üçlü tarafından kışkırtılmış veya en azından cesaretlendirilmiş ve ayaklanmaya itilmiştir. Bunun üzerine Urabi Paşa isyanı İngiliz işgalinin hazırlayıcısı veya bahanesi olmuştur. İngilizlerle girmiş olduğu çatışmaları kaybetmiş ve Mısır bu suretle İngilizlerin eline düşmüştür. Hidiv İsmail ve Urabi Paşa Mısır'ı Türklerden kurtarayım derken İngilizlerin kucağına itmişlerdir. Bunun arkasında Mithat Paşa da vardır. Bundan dolayı Ahmet Emin, Islah Liderleri (Zuamau'l Islah) adlı kitabında bütün bu zümreyi bir araya getirmiştir.

* Modern Şia içinde dört tehlikeli adamdan bahsedilebilir. Bunlardan birisi Cemaleddin Afgani'dir. Şii olmasına rağmen kendisini gizlemiş; Sünni ve hatta Hanefi mezhebine bağlı biri olarak tanıtabilmiştir. Bunu iyi icra ettiği takiyye doktrinine borçludur. Onun karşısında gözler o kadar bağlanmıştır ki, bazı alimlerin hakkındaki uyarıları teceddütçü aydınlar tarafından kale alınmamış ve kendi dünyası dışında Cemaleddin Afgani fenomen haline gelmiştir.

* 'Sarıklı Mücahitler' deyimi Kurtuluş Savaşıyla özdeştir. Sarıklı ihtilalciler deyimi ondan da eskidir. Bu çığırın piri Cemaleddin Afgani'dir. Afgani'nin suikastlar zincirinden bahsetmek mümkündür. 8 yıl bulunduğu Mısır'da hem Masonluğa intisap etmiş hem de ihtilalleri örgütlemiştir. Mısır, Mithat Paşa yüzünden borç bataklığına sürüklenir (Osmanlıya Veda, Yılmaz Öztuna, Yakın Plan, s: 127). 10 yıl içinde muazzam bir dış borçlanmaya gider. 'Borç alan emir alır' deyimi gereği, Batılılar önce Mısır'ın içişlerine karışmaya başlarlar ve ardından da Hidiv İsmail'den oğlu Tevfik lehine saltanattan feragat etmesini isterler. Hidiv Tevfik döneminde Mısır Urabi Paşa'nın hassas dengelerini kurcalaması ve bir ihtilal patlatması sonucu İngilizlerin eline düşer. Bunda Cemaleddin Afgani ekolünün de payı vardır. Türkiye'de Ziya Paşa ve Namık Kemal'in temsil ettiği Genç Osmanlıların yaptığı yanlışı Mısır'da Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh ekolü gerçekleştirir. Tevfik Paşa'yı avuçlarının içine alırlar lakin bu yakınlaşma nefrete dönüşür ve Cemaleddin Afgani suikastla onun ortadan kaldırılmasını teklif ederse de, Urabi Paşa isyanı üzerine Hindistan'a sürülür. Cemaleddin Afgani ikinci ihtilal hareketini yine önce anlaştığı sonra sırt döndüğü İran Şahı Nasirüddin'e karşı planlamıştır. Adam Tevfik'le anlaşmış sonra onu arkadan vurmak istemiştir. Nasirüddin Şah'la anlaşmış sonra onu suikastla ortadan kaldırmıştır. Ulu Hakan İkinci Abdulhamid Han'la anlaşmış onu da arkadan hançerlemeye kalkışmıştır. Lakin suikastla ortadan kaldırmaya muvaffak olduğu tek kral İran Şahı Nasirüdin olarak kalmıştır. Bunun nedeni Afgani'nin Afganlı değil, İranlı olması ve bu ülkede derin bağlantılara sahip bulunmasıdır.

* Afgani, Nasirüddin Şah'ın İngilizlerle tönbeki anlaşması yapmasını fırsat bilerek İran halkını ve ulemasını kışkırtmış ve Nasirüddin Şah'ı silkelemiştir. Cemaleddin Afgani ölümünden bir yıl önce (1896) öğrencisi Mirza Rıza Kirmani vasıtasıyla Nasirüddin Şah'tan intikamını almaya muvaffak olmuştur. Cemaleddin Afgani sarıklı ihtilalcilerin başıdır. İhtilalci Ali Suavi de ona özenmiştir. İstanbul'daki şubesi gibidir ve İkinci Abdulhamid'i devirmeye kalkışmıştır. Mizaçları ve ekolleri aynıdır. Afgani, İbni Teymiye gibi bekâr ve yalnız bir hayat sürdü. Ali Suavi ise İngiliz bir madamla evlenmiştir. Cemaleddin Afgani'yi konferans için İstanbul'a davet itmiş ve Afgani burada yaptığı konuşmada nübüvveti kesbi sanatlara benzetince Daru'l Fünun'un kapatılmasına ve Hoca Tahsin efendinin de görevden alınmasına neden olmuştur. Adam her alanda ihtilal yapmıştır.

Cemaleddin Kaplan

12 Eylül'ün kudretli Paşası Kenan Evren, Cemaleddin Kaplan için 'kara ses' yaftasını kullanıyordu. Kara Ses üzerinden 12 Eylül rejimi prim yaptı.

* Cemaleddin Kaplan da Humeyni'ye özenerek sarıklı ihtilalci olmaya kalkışmışsa da, başarılı olamamıştır. 

Cemaleddin Kâsımi(Tefsirci)

Cemaleddin Kasımı ve İbni Aşur ve Bin Badis gibi yeni müfessirler kuşağı elbette daha karma bir anlayışı temsil ediyorlar. Cemaleddin Kasımı de bidatlerle mücadele anlayışı noktasında selefi addedilmekle birlikte, kelamda çoğulculuğu savunması gibi hususlarda İbni Teymiye ve ona nispet edilen ekolden tamamen ayrılmaktadır..

Cemal Nur Sargut

Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan'ın Mustafa İslamoğlu ile gerçekleştirdiği söyleşide IŞİD'le ilgili şikâyetler var. IŞİD'in panzehiri Mevlana'nın anlayışıdır. Bununla birlikte tezat biçimde Türkiye'nin IŞİD haritasında Konya'nın önlerde seyrettiği ifade ediliyor. Demek ki Mevlana diyarında pek anlaşılabilmiş değil. Bunun nedeni de tefritçilerdir. Kaldı ki bu bir imtihan sırrıdır, oğlu Alâeddin bile babasını anlayamamıştır. IŞİD'in yolunu döşeyenler Mevlana değil, ona gölge edenlerdir. IŞİD'çilerin panzehiri Mevlana'dır, lakin onu iki kesim anlayamaz; Bir IŞİD damarına yatkın olanlar, bir de aşk mesleği ile Bâtıniliği birbirine karıştıranlardır. Bu yönde, Mustafa İslamoğlu ile Cemalnur Sargut madalyonun iki yüzünü temsil ediyorlar.

* Konya'da üç bin gencin IŞİD saflarına katılmak için hazır beklediği konuşulduğu bir sırada Cemalnur Sargut gibi Mevlana sözcülüğü yapanlar, IŞİD'çilerin de kâfir olduklarını söylüyorlar. Tekfirciyi tekfir ediyorlar. Belki Budistleri veya gayri Müslimleri tekfir etmeyen Cemalnur Sargut Hanım, IŞİD'cileri topluca, ayrım gözetmeden tekfir etmekte bir beis görmüyor..

Cengiz Han

Cengiz Han tarihin tanıdığı en büyük teşkilatçı liderlerden birisidir. Bu sayede neredeyse dünyanın yarısını istila etmiştir. Bununla birlikte akabinde hem Moğollar hem de müttefikleri Tatarlar İslam'ı seçmişlerdir. Cengiz Han ve istilacı güçleri Ye'cüc ve Me'cüc'ün atası olsalar da, bu kavim İslam'ın içinde eriyerek yok olmuştur…

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr

YEREL ORYANTALÄ°STLER

YEREL ORYANTALÄ°STLER

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

Ä°ttihad-ı Ä°slam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar daÄŸdaÄ

Ä°MANIN ÅžEHAMET-Ä° MANEVÄ°YESÄ°

Ä°MANIN ÅžEHAMET-Ä° MANEVÄ°YESÄ°

İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki

MUHALEFET KULVARLARI

MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı

UYUYAN DEV UYANMIÅžTIR

UYUYAN DEV UYANMIÅžTIR

Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana

YANLIÅž VE HAKSIZ Ä°NTERNET PAYLAÅžIMLARI

YANLIÅž VE HAKSIZ Ä°NTERNET PAYLAÅžIMLARI

dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ

MASONLAR VE ESAD AÄ°LESÄ°

MASONLAR VE ESAD AÄ°LESÄ°

Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme

O halde sabret. Sonunda kazanacak olanlar, elbette Allah'tan korkup sakınanlardır.

Hûd, 49

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Tutumlu kiÅŸi asla fakir olmaz."

Taberani

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI