TARÄ°HTE BUNLAR OLDU-56

SADRAZAMIN ASİL HAREKETİ Mehmed Zeki Pakalın ‘Tarihe Mal Olmuş Hikayeler’de anlatıyor; “Ayestefanos muahedesi(1878)müzakere olunurken, Grandük Nikola, galip Çarlık ordusunun azametli ve heybetli başkumandanı, Abdülhamid han’ı ziyarete geldi.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2020-06-08 08:17:37

SADRAZAMIN ASÄ°L HAREKETÄ°

Mehmed Zeki Pakalın 'Tarihe Mal Olmuş Hikayeler'de anlatıyor; "Ayestefanos muahedesi(1878)müzakere olunurken, Grandük Nikola, galip Çarlık ordusunun azametli ve heybetli başkumandanı, Abdülhamid han'ı ziyarete geldi.

Hünkâr, Grandük'ü Dolmabahçe sarayında kabul etti. Başkumandanın istikbalinde bütün saray erkânı ile beraber o zaman başvekil olan Ahmet Vefik Paşa da Abdülhamid'in maiyetinde alt kata indi.

Sarayın ve divanhânenin orta kapısı önünde Padişah ve maiyeti durdu. Grandük'ün Ayestefonos'tan bindiği motor Dolmabahçe sarayının rıhtıma yanaştı.

Nikola karaya çıktıktan ve orta kapının merdivenlerini basamaklayarak büyük koridora dâhil olduktan sonra, bir Rus bahriye zabiti elinde gönder rıhtıma atladı. Çarlık bandırasını hamil olan gönderi dikti.

Bu hadise Ahmet Vefik Paşa'nın gözünden kaçmadı. Derhal padişah ve Grandükü bırakıp, sarayın merdivenlerinden bir hızla indi. Rıhtımda dikilmiş olan Çarlık bandırasını bir hamlede söktü, denize fırlattıktan sonra yine geldiği gibi acele çıkıp Padişahın maiyetindeki yerini aldı. Sanki hiçbir şey olmamıştı.

Grandük Nikola, mağlup Türk ordusu sadrazamının bu celadet ve şecaatine şaşa kaldı. Sesini çıkaramadı."

KASTAMONULU BÄ°R KAHRAMAN

Şair Orhan Şaik Gökyay anlatıyor; " Kastamonu'da kahraman ruhlu ve dağ yapılı bir saz şairi idi. Saraçlıkla(*) geçiniyor ve halinden memnun bir ömür sürüyordu. İstiklal savaşının tarihin hatırasına bir güneş madalya gibi yerleşen maceralarından kendi hissesine düşenleri, çocukluğunda oynadığı oyunlardan bahseder gibi tatlı, gönülsüz, saf bir üslupla zaman zaman anlatırdı.

(İkinci Dünya Savaşında)Alman ordusunun Türkiye hudutlarına indiği sıralarda(1941 Mart) indiği sıralarda, Milli Müdafaa Vekaletinden bir teklif aldı; Ankara'da Saraç ustabaşılığı..

Bu teklifi kabul etmezden evvel bana bir mektup yazdı. Bunda benim hiçbir rolüm olamayacağını aklına getirmeden, diyordu ki;

"Sen onlara söyle, ben saraç ustalığını, bu da memlekete hizmettir diye kabul ediyorum. Yalnız bir şartım var; yarın harp çıkar, emsal akran cepheye gider, kan borcunu da, can borcunu da öder. Harp bitince, memlekete dönenler 'Vakıf Kahve'ye(**) oturur, nasıl dövüştüklerini, gâvuru nasıl kovaladıklarını anlatırlar. O vakit ben karılar gibi peykenin altına giremem. Tüfek patlayınca ben de saraçlığı bırakıp cepheye gitmeliyim. İzin vermezlerse, bu iş bana gelmez."

Bu destanı andıran temiz ve candan mektubun altındaki imza, kahramanlık hatıraları bundan ibaret olmayan, saraç Mümin Meydanî'nindir.

 "ARDIMDAN GÖNDER"

Girit muharebesine(1866-1869) giden bir Türk gönüllüsü, yola çıkarken karısına;

-Karı ben gidiyorum. Bizim oğlan büyürse, arkamdan gönder' demiştir. Bu kahraman insan gerçekten oğlu ile cephede birleşmiş ve ikisi de şehid düşmüşlerdir. Mezarları Kandiye'dedir. Allah Teâlâ her ikisini felek çarklarını durduruncaya kadar kabirlerine nur ve rahmet indirsin. Âmin.

Dipnotlar

(*)Araba koşumları, binek veya çeki at takımları, eyer, semer gibi bütün takımların deri ve meşinden olan kısımlarını yapma ve tâmir etme işi, sanatı. Meşin ve deriden çeşitli eşyâlar yapanlara saraç bu sanata ve işe saraçlık; bu şekildeki sanat sâhiplerinin (erbâbının) toplu hâlde bulundukları yerlere saraçhâne ismi verilmektedir. (https://www.turkcebilgi.com)

(**) Vakıf Kahve, Kastamonu'da maruf bir kahvedir.

Kaynak

Bütün Dünya Mecmuası, Cilt; 1, Mart 1948(Sayı:2) ve Cilt: 3(Nisan 1948)

Nebioğlu Yayınevi, İst. 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorulmayan Allah'ın ölüleri diriltmeye de gücünün yeteceğini düşünmezler mi? Evet O, herşeye kadirdir.

Ahkaf, 33

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI