MEHMED FEYZİ PAMUKÇU EFENDİ
28 Mart 1912 tarihinde Kastamonu’da dünyaya gelmiştir. Babası İzzet Efendi, Annesi Hâfıza Aişe Hanım'dır. Mehmed Feyzi Efendi, doğuştan ilme meyilli olduğu ifade edilen, üç dört yaşlarında iken bile yaşıtlarıyla oyun oynamayıp, eline aldığı yazı malzemeleriyle bir şeyler yazmaya çalıştığı beyan edilmektedir
28 Mart 1912 tarihinde Kastamonu'da dünyaya gelmiştir. Babası İzzet Efendi, Annesi Hâfıza Aişe Hanım'dır. Mehmed Feyzi Efendi, doğuştan ilme meyilli olduğu ifade edilen, üç dört yaşlarında iken bile yaşıtlarıyla oyun oynamayıp, eline aldığı yazı malzemeleriyle bir şeyler yazmaya çalıştığı beyan edilmektedir.
Okul anlamında Yârabcı ismindeki mahalle mektebinde bilindiği kadarıyla altı sene okumuş, bu yıllarda Sinanbey Camii İmamı ve Nasrullah Camii hatibi Hafız Ömer Aköz Hoca'dan hafızlığını yapmıştır. Hafız Ömer Efendi'den Talim-i Kur'an yanında, İlm-i İrtifâ, Mukaddeme-i Cezeriyye ve Tecvid-i Edâiyye'yi okumuştur. Askere gitmeden önce, dinî ilimlerin çeşitli dallarında zamanın hocalarından dersler almıştır. Mercanzâde Hafız Tevfik Efendi'den Kıraat-ı Seb'a, Hafız Abdurrahman Efendi'den sarf-nahiv, fikha dair Halebî'yi, Hoca Kâmil Efendi'den Mültekâ, Şir'atül-İslâm ve Fıkh'ı Ekber'i tahsil etmiştir. Askerliğini İstanbul'da yapmış bu esnada Hayrullah Efendi, Hüsrev Efendi ve Abdülhakim Arvasî gibi zevat-ı kirâmdan dersler almıştır.
Mehmed Feyzi Efendi, vatanî görevini tamamlayıp, memleketi Kastamonu'ya dönünce orada zorunlu ikamete mecbur edilmiş olan (aslında sürgün edilmiş olan) Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerini tanımış ve hizmetine girerek talebesi olmuş, kendisiyle özdeşleşmiştir. Bu zaman; 1936-1943 yıllarına rastlamaktadır. Feyzi ismini kendisine Bediüzzaman vermiştir. Mehmet Feyzi Efendi, Bediüzzaman'ı tanıdığında, Kastamonu'da ve İstanbul'da eğitim almış, hafızlığını tamamlamış, ilme âşık, yirmili yaşlarda bir genç idi.
"Kendisine Bediüzzaman'ın Sır Kâtibi Denmiştir"
Bediüzzaman ise; talebeleri ile Kurtuluş Savaşında Doğu Cephesinde Ruslara ve Ermeni çetelerine karşı mücadele etmiş, Ruslara esir düşmüş, esaretten kaçarak İstanbul'a gelmiş, orada Milli Mücadelenin bizzat içerisinde bulunarak ateşli konuşmalar yapmış, vaazlar vermiş, makaleler kaleme almış bir mücahit. Van'da Medresetü'z Zehra isminde, din ve fen ilimlerinin bir arada okutulduğu bir üniversite hayalinin peşinde padişah ile görüşmek üzere İstanbul'a gelmiş, bu sevdasından Kurtuluş Savaşından sonra da vazgeçmemiş, gerekli tahsisatları almış fakat türlü manilerle üniversitenin kuruluşunu gerçekleştirememiş vizyoner bir ders-i âm.
İngilizlerin İstanbul'u işgal ettiklerinde, kilise papazlarının suallerine; 'size tek kelime ile dahi cevap vermem! Tükürün o hayâsızların yüzüne!" diyecek bir kahraman.
"Burada her suale cevap verilir, fakat hiçbir soru sorulmaz" diyecek, bu yazıyı odasının kapısına astıracak kadar bilgi sahibi bir âlim. Dar'ül Hikmeti İslamiye azalığı yapmış bir bilgin..
Daha sonra Bediüzzaman Hazretleriyle beraber 1943 yılında dokuz ay Denizli Hapishanesi'nde, 1948'de de on ay Afyon Hapishanesi'nde kalmışlar ve her ikisinden de berâet etmişlerdir.
Afyon Hapishanesi'nden dönüşlerinden sonra, artık cumaları hariç evinden çıkmamış ve kendilerini tamamen ilme, ilmî çalışmalara vermişlerdir. Risale-i Nur Külliyatını Bediüzzaman'a okuyarak tashih etmişler, ismi bu eserlerde pek çok yerde geçmektedir. Bediüzzaman'ın mektuplarını yazmış, gelenleri kendisine ulaştırmış. Bu nedenle kendisine 'Bediüzzaman'ın Sır Kâtibi' denmiştir" dedi.
Kastamonu'nun yetiştirdiği bu âlim zat, 4 Mart 1989 Cumartesi günü, ikindi vakti, kâinat yeni bir Miraç Gecesi'nin gündüzüne girerken, rahmet-i Rahman'a kavuşmuştur.
Risale-i Nurlarda Mehmet Feyzi Efendi isminin geçtiği kısımlardan anlaşıldığı üzere; Mehmet Feyzi Efendi; iman esaslarına sımsıkı bağlı, iman hakikatlerinin neşri yoluyla dine hizmet etmenin önemine inanmış, bu konuda pek çok zorluğa göğüs gererek hizmet etmiş, Bediüzzaman'ın ötekileştirildiği bir dönemde onun yanında ve hizmetinde yer alarak ilim öğrenmek ve hizmetinde bulunmakla birlikte aynı zamanda güç vermiş, eserlerin neşrinde önemli görev üstlenmiş 'sır kâtibi' ve 'has kardeş' unvanlarını layıkıyla almıştır. Risale-i Nurları Bediüzzaman'a iki kere okumuş gönüllü bir kalem ehlidir. Risale-i Nur'ları en sırlı risaleleriyle yazmış, Bediüzzaman'ın sır kâtibidir.
 Bediüzzaman'ın en yakınında bulunmuş, 'Has Kardeşim' dediği kıymetli bir talebe ve kardeştir. Bediüzzaman'a ömür boyu muhabbet ve hürmetini ifade etmekle birlikte, hasseten Kur'an ve hadis birikimlerini diğer eserlerden de öğrendikleri ile tefekkürî kazanımlarını insanların aydınlatılması ve doğru yola sevk edilmesi için büyük bir şevk ve kararlılıkla, herhangi bir sapma olmaksızın toplumun hizmetine sunan Mehmet Feyzi Efendi hakkında, bizzat kendisinden istifade etme imkânı bulmuş olanların dilinden bu eserde paylaşılanlar doğrultusunda ise aşağıdaki değerlendirmeler yapılabilir:
Mehmet Feyzi Efendi, zamanın önemli isimlerinden ders almış, ilme müştak âlim ve fazıl, mümtaz bir şahsiyettir. Ülkesini, milletini seven Kastamonulu bir vatan evladıdır. Ülkesinin aleyhinde olabilecek hiçbir harekete taraf olmayacak tam bir vatan sevdalısıdır. Vatan evlatlarının vatan sevgisi yanında İslâmî esaslara uygun olarak yaşamaları ve amel etmeleri için çaba gösteren bir millet sevdalısıdır. Bediüzzaman'dan ders almış, yakın hizmetinde bulunmuş hizmet ehli bir talebedir. Bediüzzaman'ın Kastamonu'dan ayrılmasından sonra da ona bağlılığını ve hürmetini devam ettirmiş bir sadakât kahramanıdır. Bediüzzaman'la birlikte hapis yatmış, sorgulanmış, aynı kilimde günlerini geçirmiş bir can yoldaşıdır. Memleketin en zorlu dönemlerinde, Nasrullah'ta darağacında sallananların acısı henüz terü tazeyken iman hakikatlerini anlatmayı bırakmamış bir iman eridir. Risale-i Nurlardan iman hakikatlerini ders almakla birlikte, Risale-i Nurlardan başka eserleri de okumuş ve okunmasını tavsiye etmiş bir ilim adamıdır. Risale-i Nur'un inhisar altına alınmaması, böylelikle herkesin istifade edebilmesini tavsiye etmiş engin kalpli bir âlimdir. Risale-i Nur'a derin vukufiyetiyle beraber pek çok esere de vakıf olan, kendine has üslûbuyla hizmet etmeyi tercih etmiş, feyizli sohbetleriyle gönüllerde taht kurmuş bir ehl-i dildir. Orijinal duruşu ve bağımsız kimliği olan, sözüne itimat edilir bir âlimdir. Manâ âlemlerine nüfuzu olan, kalp gözü açık bir gönül eridir. Nakşi silsilesinden velayet mertebesi olan fakat tasavvufu anlatmakla ve yaşamakla beraber, bilinen toplu katılımla tarikat zikri tarzında değil bu hassasiyetleri bilgi noktasında paylaşmıştır. Vefatına kadar kendi evinde gelen misafirlerin sorularını cevaplamış, yol göstermiş bir münevverdir. Randevu vermeyecek, gelecekte görüşme saati tayin etmeyecek kadar hassas bir kuldur. Kastamonu'nun Hz. Pir'in tasarrufunda olduğunu ifade edebilecek erdemde bir ariftir. Ziyaret etmek isteyen devlet büyüklerini randevu vermeksizin, müsait olduklarında kabul etmiş, dua, nasihat buyurmuşlardır. Siyasi cereyanların ve dünyevi ahvalin dışında kalmış ve herkesin bir bileni, danışanı, dua edeni olmuş bir dua kapısıdır. (Yakınları siyasi yakıştırmanın zinhar yanlış olduğunu ve vebalinin ağır olacağını beyan etmişlerdir.)
İsteyenlere ders yapmış, talebe yetiştirmiş bir hocadır. Dil bilgisinden astronomiye, coğrafyadan maddenin yapı taşına kadar farklı alanlarda bilgi sahibi bir bilim insanıdır. Fetva tarafına karışmamakla birlikte hadisten tefsire din ilimlerinde kendini yetiştirmiş bir ilahiyat bilimcidir. Kâinatın ve insanın hakikatine dair, eşyanın varlık delillerine ilişkin incelikleri düşünmüş, görüş paylaşmış bir mütefekkirdir. Allah rahmet eylesin, merhametiyle muamele etsin, şefkatle kucaklasın, bizleri de şefaatine nail etsin…
Not: Prof. Dr. Orhan Küçük beyefendi bu ilk yazısıyla yazı ailemize dâhil oldu. Hocamıza hoş geldiniz diyoruz. Yazı kendisinin kaleme aldığı "Sır Kâtibinin Esrarı" adlı eserindendir. Hocamızın yeni yazılarını bekliyor, teşekkürlerimizi sunuyoruz. Cevaplar.org
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
MUSTAFA KARAMAN BEYİN GÖZÜNDEN MEHMED KIRKINCI HOCAEFENDİ
“Cenab-ı Hak varlıkları bereket yönünden üç kategoriye ayırmış; Bereketli insanlar vard
VAHDET YILMAZ AÄžABEY
50 yıllık bir hukukum vardı Vahdet ağabey ile. Beni ilk defa terziye götürüp elbise ve palt
MEHMET KIRKINCI HOCAMIZIN VEFATININ SENE-Ä° DEVRÄ°YESÄ° MÃœNASEBETÄ°YLE
Bugün rahmetli Mehmed Kırkıncı hocamın sene-i devriyesi. Kendisini minnet ve şükran ile anarÄ
PROF. DR. ŞENER DİLEK BEY’DEN KIRKINCI HOCAMIZLA ALAKALI HATIRALAR
Benim kanaatime göre hocamın mümeyyiz üç vasfı vardı; Birincisi: Kırkıncı Hocamda mükemme
NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-2
HACI FARUK TİFNİKLİ EFENDİ Hacı Faruk efendi, Mustafa Necati Efendi’den sonra hocamın ikinc
NECATİ KILIÇOĞLU HOCAMIZDAN HATIRALAR-1
Kıymetli ziyaretçilerimiz, Mehmed Kırkıncı Hocaefendi’nin talebelerinden, kendisinden İslami
NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-3
ÜSTADIN MAHKEMEDEKİ FOTOĞRAFININ BULUNUŞU Erzurum’da müteahhit Osman beyin evinde dersteydi
MEHMED KIRKINCI HOCA’NIN ESERLERİ VE HAYATIM HÂTIRALARIM
Bazı şahsiyetler vardır ki, fikirleriyle, eserleriyle, hizmetleriyle sembol olmuşlardır. Memlek
NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-2
1979 senesiydi. Memlekette anarşi olayları en üst düzeye çıkmış, kan gövdeyi götürüyordu
NECATÄ° KURÅžUNOÄžLU AÄžABEYDEN HÄ°ZMET HATIRALARI-1
Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, yeni bir nehir söyleşimizi daha hizmetinize arz ediyoruz. Ya
BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-4
HACI MUSA KIRKINCI AĞABEY Hacı Musa ağabey çok zeki bir insandı. Çok farklı bir insandı. Bi
- ABDULLAH KAPLAN’IN ARDINDAN
- TANIYANLARIN DÄ°LÄ°NDEN MOLLA ZAHÄ°D MALAZGÄ°RTÄ°-1
- BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-3
- BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-2
- BÄ°R IRMAÄžIN KIYISINDA DOLAÅžMAK-1
- ABDULBAKİ SÜNNETÇİ HOCAEFENDİ
- EBU’L MESEL’DEN BAZI NOTLAR
- DEDEMDEN BİR DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ
- VAHDET YILMAZ AÄžABEY KÄ°MDÄ°?-3
- VAHDET YILMAZ AÄžABEY KÄ°MDÄ°?-2
- VAHDET YILMAZ AÄžABEY KÄ°MDÄ°?-1
- BİR KIRKINCI HOCA GEÇTİ-2
- BİR KIRKINCI HOCA GEÇTİ-1
- MEHMED FEYZİ PAMUKÇU EFENDİ
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-4
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-3
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-2
- NUR’UN MÜTEVAZI ÇEHRESİ; MEHMED KIRKINCI HOCAM-1
- KIRKINCI HOCAMI ANMA VESİLESİYLE BİR KAÇ SÖZ
- KARDEŞİNİN DİLİNDEN MERHUM MOLLA ZAHİD MALAZGİRDİ HOCAEFENDİ-3
- KARDEŞİNİN DİLİNDEN MERHUM MOLLA ZAHİD MALAZGİRDİ HOCAEFENDİ-2
- KARDEŞİNİN DİLİNDEN MERHUM MOLLA ZAHİD MALAZGİRDİ HOCAEFENDİ-1
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-5
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-4
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-3
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-2
- MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERÄ°M-1
- MOLLA MEHMET ZAHÄ°T HOCA EFENDÄ° Ä°LE TANIÅžMAM
- MERHUM KIRKINCI HOCAMIZIN TALİM VE TEDRİS YÖNÜ
et-Teğabün: 3
Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır. (Mürşid 3.1 adlı yazılım-Turan Yazılım-(www.turan.com.tr) )
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Mü'minin sezgisinden sakının, çünkü o Allah'ın nuruyla bakar.
Taberani
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...