PEYGAMBERLER-Abdullah Aydemir Diyanet Vakfı Yayınları–1991
• Peygamber kelimesi, Farsçadan geliyor. Haberci demek. sh:1
• K.Kerim insanlar da dâhil, canlı-cansız bütün varlıkların hareketlerini ‘ Allah’a secde’ olarak vasfetmektedir. sh:1
• Ahmed bin Hanbel’in rivayetine göre gönderilen peygamber sayısı 124 bin. Bunlardan 315 tanesi Resul.
• İmam Eşari, Zahiriler ve bir kısım muhaddis, kadınlardan peygamber gelebileceğini söylemişlerdir. İmam Ebul Hasen el Eşari, Hz Havva, Hz. İbrahim’in eşleri Sare ve Hacer, Hz. Meryem, Hz Musa’nın annesi ve Firavunun hanımını Peygamberlerden saymıştır. sh:9
• Allah bildirmedikçe, Peygamberlerin gaybı bilmeyeceklerine şu hadiseler örnektir:
1-İfk hadisesi
2-Sahabeden Abdullah bin Sehl, Hayber’de öldürülüp katili bulunamayınca, diyetinin Hz. Nebi(asm) tarafından ödenmesi
3-Medine’de genç kızlar def çalarak Bedir’de şehid olan yakınlarının iyiliklerini dile getiriyordu. İçlerinden biri: “İçimizde Peygamber var. Yarın ne olacağını bilir.” deyince Resul-i Ekrem(asm) müdahale etti: “Doğru değil bu, böyle söyleme” sh:10
• Hz. Peygamber(asm); “Peygamber olan kişinin ‘kem gözlü’ ve ‘hain bakışlı’ olamayacağını haber vermiştir. sh:14
• Peygamberlerin sıfatları: Sıdk(doğruluk), Emanet(güvenilirlik), Tebliğ (Vahyi eksiksiz olarak kullara ulaştırma), İsmet(günah işlememe), Fetanet (Zeki ve ahlaklı olma) sh:17
• Peygamberler Tarihi adı altında yayımlanan kitaplarda yazılı olan Eyyub (as)’ın yaralarından kurtlar düştüğü, Hz Yusuf’un Züleyha ile gayri meşru bir duruma düştüğü gibi şeylere kesinlikle itibar edilmemeli. sh:17
• Hz. Âdem(as)’in yaradılışı ile alakalı bazı kitaplarda geçen Mikail, İsrafil, Azrail’in toprak almak için yeryüzüne gitmesi, İsrailiyattan itibar edilmemesi gereken bir rivayettir. sh:21
• Hz. Adem’in sol eğe kemiğinden Havva’nın yaradılışı, karşılıklı konuşmaları bunlara ait detaylar Kur’an ve hadislerde olmayan, İsrailiyattandır.” sh:23
• Cennetteki yasak ağaç hakkında Kur’an ve ehadis-i sahihada net bir şey yoktur. Bu konuda bazı müfessirlerin yorumları iltifat edilmemesi gereken bir israiliyattır. sh:27
• Âdem(as)’in Cennette şarap içerek sarhoş olduktan sonra yasak meyveden yediği ile ilgili Said bin Müseyyeb’in izahını tenkit eden İbn-i Esir diyor ki: “Said bin Müseyyeb’e hayret doğrusu. Allah K.K’de cennet şarabı için ‘Bembeyazdır, içenlere bir lezzettir. Orada(Cennet) bir baş ağrısı da yoktur. Onların bu şaraptan sarhoş olacakları da yok”(Saffat;34–47) dediği halde bu sözü nasıl söyleyebilir?” sh:28
• Hz. Adem ve eşinin Cennetten nereye indirildiği de tasrih edilmemiştir. Bu konuda fikir yürütmek İbn-i Kesir’in dediği gibi ‘karanlığa taş atmak ve delilsiz-mesnetsiz konuşmaktan başka bir şey değildir.’sh:31
• Hz. Havva’ya meyveden yediği için verilen ‘adet görme’ cezası, yılana da yerde sürünme cezası da akıl ve izanla telif edilmeyecek İsraili haberlerdir. sh:32
• Hz. Âdem’in affedilmek için dua ederken “ehli beyti” şefaatçi olarak anması ile ilgili rivayetler de İbn-i Cevzi ve Suyuti’nin dediği gibi uydurmadır. sh:33
• Hz. Âdem’in şeytanın telkiniyle, doğan bir çocuğuna Abdülharis adını verdiği rivayeti de uydurmadır. sh:37
• Hz. Âdem’in oğullarından kardeşini öldüren (Kabil) ve katledilen(Habil)in ismi Kur’an ve hadiste geçmeyen İsrailiyattandır. sh:40
• Kabil’in öldürdüğü kardeşini yıllarca sırtından taşıması, öldürdüğü için beyaz olan teninin siyahlaşması, ateşe tapanların piri olması ve Âdem(as)’in bu hadiseden sonra 100 yıl hiç gülmemesi de asılsız haberlerdendir. sh:40
• Habil’in Allah’a sunduğu adağın kabul belirtisi olarak bir yıldırımla yakılması, Hz. Adem’in ölümünü haber alınca ağıt yakması ve bu cinayete kadar tatlı olan deniz sularının bundan sonra tuzlu ve acı olması ile ilgili kitaplarda yer alan şeyler de uydurmadır. sh:41
• Elmalılı Hamdi Efendi şöyle diyor: “Kabil ve Habil kıssası namıyla da acaibül garaib bir çok şeyler söylenmiştir. Binaenaleyh hata olmak ihtimalinden kurtulamayacak olan bu türdeki rivayetlerden ve tafsilattan katı nazar yalnız nass-ı Kur’anı takip etmelidir” sh:41
• İdris (as) hakkında bazı kitaplara Yahudi kaynaklardan sızmış olan “İdris, Şems ( Güneş) mülkünün sahibi idi. Göklere çıkmak istedi. İzinle semaya çıktı. Orada canı alındı. Tekrar dirildi. Şu anda cennet ehlinin elbiselerini hazırlıyor” gibi sözler de itibar edilmemesi gereken şeylerdir.” sh:45
• Nuh(as)ın gemisinin kaç yılda tamamlandığı, yapımında hangi ağaçlarının kullanıldığı, geminin ebadı, biçimi vs. İsrailiyattan rivayetlerdir. sh:52
• Gemiye binenlerin sayısı, kimlikleri, hayvanların çeşitleri, İblis’in eşeğin kuyruğuna tutunarak gemiye girdiği gibi şeyler de gereksiz İsrailiyat haberlerdir. sh:52
• Gemide hayvan tezekleri çoğalınca filin kuyruğundan domuzun, fareler gemiyi kemirmeye başlayınca aslanın burnundan kedilerin çıkması gibi şeylerde uydurmadır. sh:54
• Uc bin Unuk denen ve Tufandan kurtulan devle alakalı şeyler de uydurmadır. Boyu o kadar uzunmuş ki, okyanusların dibinden yakaladığı balıkları güneşin merkezinde kızartıp yermiş, Tufan bacaklarını bile geçmemiş gibi. sh:54
• Havarilerin isteği üzerine İsa(as)ın mucizesi olarak Nuh(as)ın oğlu Ham’ın dirilerek Nuh tufanını anlattığına dair rivayetler de uydurmadır. sh:54
• Yecüc Mecüc ve Türklerin Nuh(as)’ın oğlu Yafes’in soyundan geldiğine dair rivayetler de itimat edilmez durumdadır. sh:55
• Hz. Nuh(as)ın kabrinin Lübnan’da bir dağda olduğu da uydurmadır. sh.55
• İbrahim(as)ın babasının adı Azer, Kur’an da açık olarak geçtiği halde bazı bilginler isminin “Tareh” olduğunu zikreder, hâlbuki bu Tevrat’ta geçer. sh:57
• Hz. İbrahim(as)ın doğumuna yakın Nemrut’un bir rüya görmesi ve bunun üzerine korkup yeni doğan çocukları öldürmesi, Hz İbrahim(as)ın de gizlice bir mağarada doğması vs ile ilgili rivayetler de sahih değildir. sh:64
• Hz. İbrahim (as)ın mağarada 15 gün kaldıktan sonra dışarı çıkması ve yıldızı, ayı, güneşi görüp her biri için “işte Rabbim” demesi de İsrailiyattır. sh:64
• Hz. İbrahim (as)ın Nemrut’a tahıl istemek için gitmesi, bir şey bulamayınca çuvalına kum doldurması eve geldiğinde kumun una dönüşmesi gibi şeyler de İsrailiyattandır. sh:65
• Hz. İbrahim(as)ın ara sıra Mekke’deki oğlu İsmail(as)’in ziyaret etmesi, gelinleriyle konuşması bu arada sözü edilen “eşik değiştirme” hikâyesi İsraili haberlerdir. Bu geziler sırasında Burak’a binmesi de uydurmadır. sh:66
• İsmail’in yerine gönderilen koyunun adı, rengi, biçimi, cinsi, kaç yıl cennette otladığı Hz İbrahim’in onu kovalayıp sonunda yakalaması gibi şeyler de lüzumsuz İsrailiyat bilgileridir. sh:66
• Kâbe’nin Hz. İbrahim’den önce yapıldığına dair rivayetler de sahih değildir. sh:66
• Hz. İbrahim’in ateşe atılmadan önce Cebrail’le bazı şeyler konuşmasının da aslı astarı yoktur. sh:66
• Hz. İbrahim’in saçında ağarmış telleri görünce yaşlılıktan feryat etmesi gibi rivayetler de sahih değildir. sh:67
• Hz. İshak’ın mı? Hz. İsmail’in mi kurbanlık olduğu tartışma konusu olmuştur. Fakat İshak’ın kurbanlık olduğunu ileri süren deliller zayıftır. Tevrat böyle olduğunu söylemesi önemli değildir. Çünkü tahrif edilmiştir. Kabul Ahbar kaynaklı rivayetlerde Tevrat’tan esinlenmiş İsrailiyattır. sh:70
• Buhari ve Ahmed bin Hanbel’den gelen rivayetler de kurbanlığın Hz İsmail olduğu belirtilmiştir. sh:73
• Yusuf(as), Efendimiz(sav)’in bir hadisinde “kerim” olarak vasfedilmiştir. sh:75
• Yusuf(as)ın kardeşlerinin kendisine yaptığı eziyetler, atıldığı kuyuda Cebrail’le muhaveresi, kuyunun Ürdün’de olması, köle olarak satış fiyatı vs şeyler de İsrailiyattır. sh:83
• Elmalılı Hamdi Efendi’nin enfes tespiti ile Hz. Yusuf’un Züleyha’nın teklifini red etmesi, haramın çirkinliğini aynelyakin müşahede etmesinden neşet ediyordu. sh:83
• Peygamberlerin İsmet sıfatının bilinmesine rağmen bazı eserlere maalesef Yusuf(as) ‘ın Zuleyha’yı yere yatırdığı ve zina etmek istediği gibi tamamıyla Yahudi kaynaklı rivayetler girmiştir. sh:83
• “İblis Allah’ın has kullarını yani İhlâsa erdirilmiş kullarını azdıramayacak, saptıramayacaktır.”sh:87
• Peygamberler Tarihi yazılırken tutulacak tarz: “Bu konularda yapılacak en güzel şey, Allah ve Resulü’nün beyanı ile yetinmektir. Bu iki kaynakta yer almaya hususlarda Müslümanlara yakışan susmak ve söylenenlerden sarf-ı nazar etmektir. Hurafe ve İsrailiyatın peşinde koşmamak en doğru yoldur.” sh:96
• Eyyub(as)ın vücud yapısı, memleketi, malları ve hizmetçileri hakkındaki rivayetler de hep İsrailiyattır. sh:101
• Kur’an ve hadislerde Eyyub(as) ın hastalığının mahiyeti ile alakalı hiçbir bilgi yoktur. Bu konuda tafsilata itibar etmemek gerekir. sh:103
• Eyyub(as) ‘ın vücudunun kurtlanması ve çöpe atılıp 7–8 sene çöpte kalması gibi şeyler de asılsız Yahudi ihbaratındandır. sh:104
• “Hiçbir Peygamber insanları nefrete boğacak, şehirden sürülecek, çöplüklere atılacak tarzda hasta olmaz” sh:105
• Eyyub(as)ın üç arkadaşı ile hastalığı hakkında konuşması, afiyet istemesinin sebepleri, iyileştikten sonra Cebrail’in Cennetten hulle ve taç getirmesi, hastalığının sebepleri, hanımına 100 sopa atma vaadi vs rivayetler de İsraili haberlerdir. Kur’an ve sahih hadislerde yeri yoktur. sh:106–110
• “Eyyub(as)ın sabırlı göstermek ve halkın gözünde büyütmek iddiasında olan nice safdiller de onu yarasından düşen kurtları alıp, geri koyacak kadar sabırlı ve kurdun bile hukukunu düşünür bir insan olarak tasvir etmekle nice insanları dinden ve camiden ve cemaatten soğutmuşlardır.”
• Kur’an-ı Kerim’de en çok adı geçen peygamber Hz. Musa, ikincisi İbrahim(as)’dır. sh:113
• Kur’anın beyanıyla Hz. Musa “ihlâsa erdirilmiş” bir insandı. sh:113
• Müfessirlerin ekseriyeti Hz. Musa’nın 10 yıl çobanlık yaparak hizmet ettiği zatın Şuayb(as) olduğunu söylemişler. İbn-i Kesir ise bunun Şuayb’ın kardeşi veya başka biri olduğunu savunmuş. sh:119
• Hz. Musa’nın asasının keyfiyeti ve maharetleri hakkındaki haberlerde Yahudi kaynaklı lüzumsuz şeylerdir. sh:125
• Asanın sarayda Firavuna canavar şeklinde saldırması ve olayın ayrıntıları da sahih değildir. sh:132
• Hz. Musa’ya karşı meydana çıkan sihirbazların isim ve sayıları hakkında sahihi bilgi yoktur. sh:135
• Firavunun emniyet müdürü veya içişleri bakanı Hz. Musa’ya gizlice sahip çıkmış, imanını gizlemişti. Kur’an onun için Mümin-i âli firavun der. Sonra şehid ediliyor. sh:141
• Ahmed bin Hanbel’in rivayetine göre Efendimiz(sav) Cennet kadınlarının en faziletlileri olarak dört isim sayılmıştır:
1-Hz. Meryem
2-Hz. Hatice
3-Hz. Fatıma
4-Hz. Asiye( Firavunun mümin ve şehide hanımı).sh:145
• Firavun’un Haman adlı vezirine semayı tarassut için bir kule yaptırdığı da sabit değildir. sh:148
• Firavunun kule tepesine çıkıp oradan göğe ok atıp, okun kanlı geri dönmesi üzerine “ Musa’nın Rabbini öldürdüm” demesi de İsrailiyattır. Aslı yoktur. sh:149
• “Bazı tarih, kasas ve tefsir yazarları bir konuda söylenmiş ve yazılmış ne varsa bunları mutlaka eserlerine alma gibi bir özentiye kapılmışlar. Bu haberleri tarihi gerçekler, akıl ve mantık süzgecinden geçirme ihtiyacı duymamışlar, yalan, yanlış buldukları her şeye sarılmayı ve onları kitaplarına aktarmayı bir vazife saymışlardır.” sh:149
• Efendimiz(sav) bir gün Ebu Musa el Eşari’nin Kur’an kıraatini dinledi ve: “Gerçekten sana Davud Peygamberin mizmarlarından biri verilmiştir” buyurdu.(Mizmar; güzel ses, ahenk manasına kullanılmış.)sh:151
• Tiz olmayan, orta ve kalın gür sesler için “davudi” tabiri kullanılmış. sh:152
• Davud(as) Kur’an’da evvab olarak zikredilir. Yani devamlı Allahın rızasını arayan ve her işinde ona dönen” sh:152
• Kur’an Davud(as)’a ilim, hikmet, fasl-ı hitab, fazl, lütuf verilmiş. sh:153–154
• Hz. Davud’un Uriya adlı birisinin karısıyla evlenmesi hadisesi de batıldır. sh:159
• Davud(as) demiri ilk yumuşatan ve ondan mamuller ürettiğinden demircilerin piridir. sh:184
• “Biz Müslümanlar biliyor ve inanıyoruz ki, enbiya masumdur, batıldan münezzehtir. Aksi düşünüldüğü takdirde vahdani ve ilahi şeriatlar batıl olur.”sh:185
• Yahudiler Davud(as)’a ait çok iftiralar uydurmuşlardır. Sebeblerinin en önemlisi İsa(as)’ın Davud’un soyundan olmasıdır. sh:185
• Hz. Süleyman’ın (as) bir gecede yüze yakın hanımını dolaşıp, her birinin Allah yolunda savaşacak bir mücahit doğuracağını iddia edip inşallah demeyi unuttuğu için sadece bir hanımının o da sakat bir doğum yapması gibi rivayetler sahih değildir. sh:189
• Ehl-i kitap Hz Süleyman’ı peygamber olarak kabul etmemektedir. Kur’an ise onun vahye mazhar nebilerden olduğunu zikreder. sh:189
• Hz. Süleyman’a kuşdili öğretilmişti. sh:189
• Hz. Süleyman’ın atlara karşı özel bir sevgisi vardı. sh:190
• Kur’an’da geçen Saba melikesi Belkıs’ın anasının cinlerden olduğu iddia edilmiştir. İbn-i Asakir’in nakline göre Hasan el Basri’nin huzurunda bu söylenince o reddetmiş ve “Hiçbir kadın, cin dünyaya getirmediği gibi, hiçbir dişi cin de insan doğurmaz.”sh:211
• Belkıs’ın tahtını Süleyman’a kimin getirdiği belli değildir. sh:216
• Bazı eserlerde Hz. Süleyman’ın dünyada mazhar olduğu saltanat yüzünden Cennete peygamberlerden en son olarak 40 yıllık bir gecikme ile gireceği yönünde rivayetler yer almıştır ki, Kur’an’a taban tabana zıttır. sh:223
• “Hz. Süleyman’ı anlatan tefsir ve tarih kitaplarındaki bilgilerin büyük ekseriyeti gerçekle irtibatlı değildir.” sh:224
• Hâkim’in Müstedrek adlı eserine “sahih” kaydıyla Enes bin Malik’ten aldığı bir rivayete göre İlyas’ın boyunun 300 zira olduğu ifade edilmişse de İmam Zehebi’nin dediği gibi bu bir yalan ve uydurmadan ibarettir. sh:225
• Kab-ul Ahbar’dan gelen bir rivayete göre el’an dört nebi hayattadır. Yerdekiler Hızır ve İlyas, göktekiler İsa ve İdris peygamberlerdir. İbn-i Kesir El Bidaye’sinde Kab’ul Ahbar’dan nakledilen bu haberin yalan olduğunu söylüyor. sh:227
• İlyas(as)’ın bir seferde Efendimiz(SAV)’le karşılaşıp beraber semadan bir sofra gelip, ekmek-balık-kereviz yedikleri, namaz kıldıkları gibi şeylerde yalan ve uydurmadır. sh:232
• Kur’an-ı Hâkim’de defaatle Hz. İsa’dan “Allah’tan bir ruh” olarak bahsedilmektir. Bazı şeylerin Allah’a nispet edilmesi, onların Allah katındaki değer ve itibarını belirtmek içindir. Hz. İsa da Allah’ın yarattığı ruhtan, sperm aracılığı olmadan ve sadece meleğin üflemesi ile ana rahminde oluştuğu için Allah’tan bir ruh denmiştir. sh:235
• Buhari ve Müslim’in rivayetine göre Hz. Peygamber(sav) buyuruyor ki, “Ben Meryem oğlu İsa’ya dünya ve ahirette insanların en yakınıyım” sh:236
• Hz. İsa kendisinin bir insanoğlu olduğunu 4 İncil’de yetmişten fazla tekrarlıyor. sh:247
• Muhammed Hamidullah’ın belirttiğine göre Amerika’ya ilk giden Avrupalı sömürgeciler sırf Hıristiyanlığı kabul etmedikleri için 30 sene içinde 12 milyon Amerikan yerlisini öldürmüşlerdir. sh:249
• Hz. İsa ne yazmış, ne de yazdırmıştır. O sadece tebliğ etmiştir. Havariler ise bunları uzun süre şifahi olarak nakletmişlerdir. Onun için Allah’ın vahyi olan gerçek İncil korunamamıştır. sh:252
• İnciller Hz. İsa’nın söyledikleri ve yaptıklarının karışık ifadeleriyle, İncil yazarlarının başka kaynaklardan öğrendiklerinden ibarettir. Bu haliyle İncil, ne Kur’an, ne de hadis gibidir. İncil bir bakıma siyer kitaplarına benzer. sh:252
• Anna Mariya Schimmel “Dinler Tarihine Giriş” adlı eserinde diyor ki: “Hz. İsa’nın hayat ve doktrinini dört tanesi elde bulunan İncillerden anlayamayız. İnciller ilmi bir biyografi değil, eski Hıristiyanların problemlerine dokunan ve yeni Hıristiyanlarının kullanacağı birer manevi tarihten başka bir şey değildir.”sh:252
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
Ne yerde ne gökte zere ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz.
Yûnus,61
GÜNÜN HADİSİ
İçinde Allah'ın anıldığı ev ile içinde Allah'ın anılmadığı ev diri ile ölüye benzer.
Müslim
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...