SEYDA MOLLA MUSA CELALİ’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN VE ESERLERİ
Takdim Doğu Anadolu’nun değerli âlimlerinden Seyda Molla Musa Celali(Geçit) hocamızın sitemiz cevaplar.org için kaleme aldığı bir yazıyı hizmetinize sunmakla sevinçliyiz. Seyda Molla Musa 82 yaşına başmış bir ilim hazinesi. Kendileri, Şarkın büyük âlimlerinden merhum Seyda Muhyiddin Havili’nin mücazlarından çok mütevazı bir şahsiyet.
Takdim
Doğu Anadolu'nun değerli âlimlerinden Seyda Molla Musa Celali(Geçit) hocamızın sitemiz cevaplar.org için kaleme aldığı bir yazıyı hizmetinize sunmakla sevinçliyiz.
Seyda Molla Musa 82 yaşına başmış bir ilim hazinesi. Kendileri, Şarkın büyük âlimlerinden merhum Seyda Muhyiddin Havili'nin mücazlarından çok mütevazı bir şahsiyet.
Birçok ilmi çalışmaları, talik ve haşiye türünden eserleri olan Seydamız ilerleyen yaşına rağmen, özellikle modern zamanlar dediğimiz günümüzde ehl-i sünnet vel cemaat akidesine karşı pervasız hücumlara karşı dik durmuş, oryantalizmden zehirlenmiş bidatçı eşhasa karşı ilmi olarak cevaplar vermekten geri durmamıştır.
Biz de seydamızı bu vesileyle tanıdık ve sağ olsun kıymetli evlatları Salih Geçit ve Reşid Geçit hocalarımız vesilesi ile bu çalışmalarını sitemize göndermeye başladılar.
Haziran ayında kendilerine teşekkür telefonu açtığımda bu vesileyle Üstad Bediüzzaman hakkında bazı sualler sormak arzu ettiğimizi söyledim. Memnuniyetle kabul ettiler. Böylece aşağıdaki yazı vücut bulmuş oldu. Kendilerine ve başta Salih Geçit hocam olmak üzere emeği geçenlere bir kere daha teşekkürlerimi arz ediyorum. Selam ve dua ile. Salih Okur/cevaplar.org
Soru 1. Seydam, Üstad Bediüzzaman'ın eski Said eserlerinden İşaratü'l İ'caz'a talikat yaptınız. İşaratü'l İ'caz'ın tefsir ilminde yeri nedir? Üstad 60 cilt yapmayı tasavvur etmiş.
Cevap 1.
Üstad yetkin olduğu sahalarda, dönemin ilk başlarında bir komisyon tarafından yirminci asrın ihtiyaçlarına cevap veren ve sizin de belirttiğiniz gibi 60 cilt hacminde bir tefsir vücuda getirmek istemişti. Lakin Birinci Dünya Savaşının çıkması kendisinin ümitlerini söndürmüştü. Kuran'ın i'caz yönüyle ilgi işaretlerini kaydetmek isteyince böyle bir tefsir ortaya çıktı. Bu tefsirin diğer tefsirler arasındaki yerine baktığımızda, böyle bir tarz tefsir yazılmamıştır.
O, kevni ayetlerinin işaret ettiği hususları yazmaya başlayıp beyan etti. Ayetlerdeki cümle ve harf arasında münasebetu'l-Kur'an bağlamına önem verdi. Belağat ilimleriyle beraber Nahiv, Sarf, Mantık gibi ilimleri istihdam ederek ayetleri açıkladı.
Razî, Zemahşerî, Beyzavî, Ebu Suud, Tantavî gibi müfessirlerin yapmadığını yaptı.
Fatiha ve Bakara süresinin
'' سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا''
Ayetine kadar Kur'an'ı tefsir etmiştir. Toplam 120 sayfa civarında tefsir yazarak bu tarz bir tefsirin yazılmasına öncülük etmiştir. Zaten şu ana kadar bu üslup üzerine tefsir yazan olmamıştır. Aslında Üstadın bu düşüncesinin hayata geçirilmesi için ehil olanların mesai sarf etmeleri gerekir.
Biz de muğlâk ifadelerin anlaşılması için İşaretu'l- İ'caz üzerinde bir haşiye yazdık. Böylece Üstadın muradının doğru anlaşılmasına katkı yapmak istedik. Cenab-ı Allah bu yaptığımızı kendi katında kabul etsin.
Soru 2) Muhakemat'a da talikler yaptınız. Üstad bu eseri ulemaya reçete olarak kaleme almış. Muhakemat hakkında ki değerlendirmeleriniz nelerdir?
Cevap 2) Üstad zamanın ifrat ve tefrit ehlinin bazı yanlış görüşlerine karşı İslamiyet'i savunmak için bu eseri ele almıştır. Bu kitabı yazmasının bir gayesi de dini ilimlerle fen (müspet) ilimlerini birleştirmektir. İslami ilimlerin bilimsel ilimlerle tezat teşkil etmediğini açıklamaktır.
Bazı hususların hakiki anlamda kastedilmediğini açıklamaktır. Örneğin dünya balık ve öküzün üzerinde olduğunu belirten hadisin hakiki anlamda olmayıp başka cihetlere hamledileceğini söyler. Ona göre dünyanın geçimi kara ve deniz ticareti üzerindedir. Öküz karayı, balık ta denizi temsil etmektedir. Kendi zamanında da kabul edilen dünya yuvarlaktır söylemini bilimsel gerçeklerle örtüştüğünü belirtti. Zülkarneyn, Sedd-i Yecüc Mecüc gibi o dönemde tartışılan meseleleri zikrederek açıklamaya çalışmıştır. Bu eseri üstad kendi ifadesiyle ilim ehline vermiştir.
Bediüzzaman'ın Tarihçe Hayatı kitabında şöyle denilmektedir: ''Üstad Van'da bulunduğu esnada ilm-i kelamın eski tarzı bu asrın şubahatının reddine kâfi olmadığından fünün-u cedidenin tahsilini elzem gördüğünden, tarih, coğrafya riyaziyat, tabiat, felsefe fenlerini az bir zaman zarfında elde etti. Ve kendine has bir usul tedrisi icat ederek o usul dairesinde tedriste bulunurdu. Şöyle ki ulum-i diniye ile funun-i asriyeyi mezc, hakaiki diniyeyi funun-u müsbete ile teyit etmek suretiyle talebenin tenvir-i ezhanına sarf-ı himmet eyledi.'
Biz de bu eserin anlaşılması konusunda bir haşiye yazdık. Cenab-ı Allah kabul etsin. Âmin. Cümlemizi hidayete erdirsin. Âmin.
Soru 3) Bir de Kızıl İ'caz'a bir şerhiniz olduğunu biliyoruz. Kızıl İ'caz neden önemlidir?
Cevap 3) Bu eserin önemi; üstadın da belirttiği gibi sathi zihinlerin dikkatini celb etmesinde görülmektedir. Çünkü yüzeysel olarak düşünmek hakikata erişmeyi engelleyen bir hastalıktır.
Üstad'ın önemli bir mantık kitabı olan Süllem üzerine yazdığı Kızıl İ'caz şerhinin anlaşılması için ayrıca bir şerhe ihtiyaç vardı. Çünkü Kızıl İcaz kitabı gibi ibaresi zor ve kısa olan ve çok manalara işaret eden şimdiye kadar hiçbir kitap yazılmamıştır. Acizane kardeşiniz Musa Celali, Üstadın kardeşi Abdülmecid Abi, Sadrettin Yüksel Hocamdan ve bazı mantık kitaplarından istifade ederek Kızıl İ'caz'ın şerhini yaptık. Böylece çok zor ve karmaşık olan hususları açıklayarak anlaşılmasına vesile olduk.
Bu asırda mantık ilmine rağbet edilmemesi ve ayrıca bu ilmin farz-ı kifaye mahiyetinde olması, bu ilminin yeniden ihyasını zorunluluk haline getirmiştir. Bunun önemine binaen biz de Üstad'ın kitabını şerh ettik.
Soru 4) Son zamanlarda bidatçı bazı ilahiyatçıların ve selefi bazı kesimlerin ve bazı yeni yetmelerin üstadı tadlil ve hatta tekfir etmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cevap 4) Son zamanlarda bazı imanı zayıf olan ve ne amaç güdüklerini belli olmayan bazı şahısların tüm muteber âlimlerimizi karaladıkları gibi üstadı karalamaya çalıştıkları görülmektedir. Üstad dünya namına her şeyi bırakarak dini uğruna çabalayan, ümmetin yükünü kendine dert edinen, bundan dolayı çeşitli sıkıntılar yaşayan bir zattır.
Ümmetin imanının selâmeti için gece gündüz çalışmasına rağmen onun aleyhinde bahsettiğiniz şahıslar konuşuyorlar. Bunların gayeleri ilkin âlimlerin itibarsızlaştırmaktır. Sonrasında peygamber efendimizin konumunu ve hadislerini tartışmaya çekmek, daha sonraları da Kur'an'a dil uzatmak yönünde sistematik ve planlı bir çalışma içinde yer almaktadırlar. Bunlar din düşmanlarının piyonu olmuş bel'amlardır.
Üstad gibi birisini kötüleyen bu grubun niyetlerinin anlaşılması güç olmasa gerek. Ben ve ailem bunlara karşı durmadan mücadele ediyoruz. Çünkü bu mücadele her âlimin özeline farz-ı ayn olmuştur. Peygamberimizin bu mesele hakkında emri vardır.
Velhasıl Cumhuriyetten sonra çıkan çeşitli fitneler zamanında eğer üstad gibi âlimlerin eserleri, Süleyman Hilmi gibi hocaların gizlice Kur'an dersi vermeleri ve bazı hakiki mürşit ve tarikatların şeyhlerin irşatları olmasaydı, Türkiye de bulunan milletlerin çoğu dinlerini terk edip, ateist olacaklardı.
Böyle zatları tadlil ve tekfir etmek münafıklık, Râfizilik ve zındıklıktır. Bizler onları Allah için seviyoruz. Zındıkları ise Allah için sevmiyoruz.
Cenabı Allah onlardan razı olsun ve bizleri onlarla beraber mahşere ve cennete göndermeyi nasip eylesin. Âmin.
Soru 5) Üstad hakkında hocalarınız ve meşayihten duyduğunuz güzel hatıraları bizimle paylaşır mısınız?
Cevap 5) Değişik hocalardan üstad hakkında duyduğumuz pek çok hatıra vardır. Ancak şu an burada hepsine yer vermek için zaman müsait değildir. Ancak şu hatıraya yer vermek istiyorum.
Üstad, Molla Mehmet Celâli'nin yanına ilim talep etmek için gittiğinde arkadaşları tarafından gece kaybolduğu hakkında hocasına ihbar gidiyordu. Molla Mehmed-i Celâli üstadın gece nerelere gittiğini öğrenmek için iki talebesini görevlendirir. Bunlar üstadı takip ederler. Üstadın gece olunca Şeyh Ahmed-i Hani'nin türbesine gittiğini ve orada "Beli beli Seyda. (Evet, evet Seyda)" dediğini işitirler.
İki talebe bu durumu Molla Mehmet Celâli'ye arz edince "Said'e karışmayın" diye tembihte bulunur. Böylece Şeyh Ahmedi Hâni den manevi ders aldığı da söylenir.
Üstadla ilgili olarak şöyle bir hatıra daha söylemek istiyorum. Isparta'nın Yalvaç ilçesinde Hafız Osman adında üstadın bir talebesi vardı. Sanırsam 1974 yılında onun yanına gittim. O Üstad hakkında şöyle bir hatırayı bana söyledi:
"Ben Üstadın kâtiplerindendim. Bize "yazın" derdi. Sanki bir derya gibi söylediklerini yazardık. Bazen birden dili kesilir, duraklardı."
Cenabı Allah böyle zatlardan razı olsun. Bizi onlarla beraber mahşere ve cennetine girmeyi nasip eylesin. Âmin. Onlara düşmanlık yapan rafizileri ıslah etsin. Hidayete tâbi olana selam olsun.
Soru 6) Seydanız merhum Seyda Molla Muhyiddin Havili'nin Mektubat'ında üstaddan tâzimle bahsettiğini gördüm. Hatta kitabını üstadın bir duasıyla bitiriyor. Seyda Muhyiddin'den üstadla alakalı duyduklarınızı bizimle paylaşır mısınız?
Cevap 6) Bahsettiğiniz kitap şu an elimizde bulunmaktadır. Evet, Seyda Molla Muhyiddin bu kitapta methiyeler yapmaktadır. Şu an onun üstad hakkında söylemiş olduğu herhangi bir sözü bizzat kendisinden duyduğumu hatırlayamadım. Merhum hocam 1987 yılında vefat etmişti. Ben de şu an 82 yaşında bir ihtiyarım. Üstadla alakalı herhangi bir sözünü hatırlayamıyorum.
Cenab-ı Allah hepsinden razı olsun bizleri onlarla beraber mahşere ve cennetine göndermeyi nasip eylesin. Âmin.
Ya Rab! Bize hakkı hak olarak göster. Ona tabii olmayı nasip et. Batıl şeyleri batıl olarak göster. Bizi ondan koru.
Hidayet yalnız Allah'tandır. Hidayete tabii olana selam olsun.
Soru 7) Üstadın medresede kısa zaman okuyarak bu eserleri kaleme almasını bu zaman insanları kavrayamıyor. Bu konuda neler dersiniz?
Cevap 7) Üstadın kısa bir zamanda ilim tahsilini bitirdiğini biliyoruz. Aynı zamanda bu kadar kitap yazmasını kabullenmeyen cahillerin de olduğu malumumuzdur. Kısa bir zamanda ilmi tahsil edip bu eserleri yazmasını biz Allah'ın kendisine vermiş olduğu bir nimet olduğunu anlıyoruz. Bir toplum bozulduğunda müceddidlerin ortaya çıktığı da malum. Hem Osmanlı hem de Türkiye Cumhuriyeti dönemini yaşayan üstad özellikle Rusya'nın dinsizliğine karşı yaptığı bu mücadelesi takdire şayandır.
Tarihçe-i Hayat kitabında şöyle geçmektedir. "Üstad, Beyazıt'ta Şeyh Muhammed Celali nezdinde 3 ay kadar tahsil etmiştir. Fakat bu tahsil gayet garip görünüyor. Çünkü 3 ay zarfında Kürdistan usulüyle Molla Cami'den ikmal-i nüsah etti. Yani her kitaptan 1 ve 2 ders, en nihayet on ders kadar tedris, bakisini terk eyledi. Hocası Şeyh Muhammed Celali Hazretleri bu halden hoşlanmayarak itirazında bulunmuş ise de Bediüzzaman cevabında "Hocam, bu kadar kitabı, bu kadar ilimi okuyup anlamak iktidarına malik değilim. Yalnız bu kitaplar neden bahsettiklerini anlayayım, da sonra tabiatıma muvafık olanlara çalışacağım" dedi. Yaklaşık yirmi yılda okutulan kitapları üç ayda bitirdikten sonra hocasının hangi ilmin hoşuna gittiği sorusuna cevaben "bu ilimleri birbirinden tefrik edemiyorum, ya hepsini bilirim veya hiç birini bilmem, demiştir. O zaman her eline aldığı kitabı anlar ve mütemadiyen mütalaalar ile vaktini geçirirdi. Sorulan her ilmi suale derhal ve bila tereddüt cevap verirdi."
Soru 8) Üstadın sizi en çok etkileyen yönleri nelerdir?
Cevap: 8 ) Üstadın birçok yönü bizleri etkilemiştir. Bunlar arasında ihlâsı, zühdü, takvası, ilmi, önsezisi, ümmetin derdiyle dertlenişi gibi yönler yer almaktadır.
Ulaşım ve araç imkânı yetersizliği yüzünden onu ziyaret etmek nasip olmadı. Mardin'de askerlik yaptığım sıralarda üstad Urfa'ya gelmişti. Ve o zaman orada vefat etti.
Hakiki mürşidimiz, rehberimiz, liderimiz ve peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: " Allah için birbirinizi sevin."
Biz de üstadı ve onun gibi zatları Allah için seviyoruz. Münafıkları, rafizileri ve zındıkları Allah için sevmiyoruz.
Cenab-ı Hak üstadın ve onun gibilerin makamlarını Cennetü'l Firdevs eylesin. Bizleri de onlarla beraber haşr etsin.
Âmin. Kardeşiniz Molla Musa el Celali
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
Abdurrahman, 2020-07-17 14:25:31
Seyda Molla Musa Celali hocamızın üstadla ilgili eserlerine nereden ulaşabiliriz? Ne kadar araştırdım ama ulaşamadım, baskısı var mı veya herhangi bir yerden temin edebilir miyiz, yardımcı olursanız sevinirim, Allah razı olsun
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
"Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Ta ki, korunasınız"
Bakara, 183
GÜNÜN HADİSİ
Hiç bir vâli yoktur ki, o, müslüman ahâli üzerinde icrâ-yı velâyet ederken zulüm ederek ölür, muhakkak Allah Cennet kokusunu ona haram kılacaktır.
Ma'kıl İbn-i Yesâr (r.a)'dan rivayet olunur.
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...