İSLAMOĞLUNUN PEYGAMBERLERİN SAYISI HAKKINDAKİ YANILGISI
“Kur’an-ı Kerim’de Adı Geçen Peygamber Sayısı 24’tür. Sayı Bildiren Rivâyetlerin Yanlış Olduğunu Düşünüyorum” Demesi
"Kur'an-ı Kerim'de Adı Geçen Peygamber Sayısı 24'tür. Sayı Bildiren Rivâyetlerin Yanlış Olduğunu Düşünüyorum" Demesi
Gün geçmiyor ki İslâmoğlu dinin bir rüknünü ve ulemanın ittifak ettiği veya cumhur-u ulemanın beyan ettiği bir hakikati inkâr etmesin, alaya almasın, tahrif ve tahfîf etmesin. Hz. Ebu Hureyre hakkında kullandığı kelimesini kendisine iade ederek söylersek, "Her Gün Yeni Bir Görüş Yumurtluyor." Hâlbuki insaf ve vicdan ehli olan bir ilim adamı bir hakikati ifade etmek için bazen günlerce, haftalarca, hatta yıllarca araştırma yapmak, tefekkür etmek, sormak ve öğrenmek çabasını gösterir. Öyle ağzından çıktığı gibi ve hevasının istediği gibi konuşmak doğru değildir.
Bu kısa girişten sonra onun Peygamberlerin sayısı ile ilgili sözlerini nakledip cevabını vereceğiz. İslâmoğlu kendi televizyonu Hilal Tv'de "Kur'an'da sadece 24 peygamber adı geçmektedir. Sayı belirten rivâyetlerin yanlış olduğunu düşünüyorum" demiştir. İslâmoğlu bu görüşünü acaba neye dayanarak söylemiştir? Bu konuda ufak bir tahlil yaptığımızda şu ihtimallere varıyoruz:
a. Sürekli iddia ettiği gibi sayı hadislerini Kur'an'a arz etmiştir.
b. Yanında başkasının yanında bulunmayan daha sahîh hadisler vardır.
c. Kendi kişisel tahmin ve görüşüne göre bunu söylemiştir.
Buna göre İslâmoğlu ya tarih boyunca gönderilen peygamberlerin sadece 24 tane olduğunu ve Kur'an'da adı geçmeyen hiç kimsenin peygamber olmadığını iddia etmek istiyor. Ya da Kur'an'da adı geçmeyen peygamberlerin varlığına inanıyor. Onların sayısını bildiren bazı rivâyetleri yanında saklıyor. Başkasının görmediği ve kendisinin sakladığı bu tür rivayetler varsa, bunları nerden elde etmiştir? Şayet bu iki ihtimali kabul etmiyorsa, geriye tek ihtimal kalıyor, o da şudur: İslâmoğlu peygamber sayısı konusunda kişisel kanaatini beyan ediyor. Bu ise delilsiz bir iddiadan başka bir şey ifade etmiyor. Zira mevcut rivayetlerin yanlış olduğunu söylemek için peygamber sayısını kesin olarak bilmek gerekir. Sırf bir tahmin ve kanaat uğruna mevcut rivâyetleri yanlış saymak, son derece edepsiz ve kaygısız bir tavırdır. Zira böyle bir iddia ve tavır, bu tür rivâyetleri yapan sahabe, tabiin, selef uleması ve muhaddislerin tümünü itham altında tutmak demektir.
Peygamberler hakkında âlimler kısaca şu hususları beyan etmişlerdir: "Allahu Teâlâ Kur'an'da 25 küsur peygamberin adını zikretmiştir. Bu zatların peygamber olduğuna tafsili olarak iman etmek zorunludur. Bunların dışında Kur'an'ın isimlerini zikretmediği ve kıssalarından hiçbir haber vermediği peygamberler de vardır. Onlara da icmâlen imân etmek gerekir. Kur'an'da
وَرُسُلاً قَدْ قَصَصْنَاهُمْ عَلَيْكَ مِن قَبْلُ وَرُسُلاً لَّمْ نَقْصُصْهُمْ عَلَيْكَ وَكَلَّمَ اللّهُ مُوسَى تَكْلِيما
"Daha önce kıssalarını sana anlattığımız peygamberlere ve kıssalarını anlatmadığımız peygamberlere de vahyetmiştik"(Nisa Suresi, 4/164)
إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيراً وَنَذِيراً وَإِن مِّنْ أُمَّةٍ إِلَّا خلَا فِيهَا نَذِيرٌ
"Her millet için mutlaka bir uyarıcı gelmiştir." (Fatır Suresi, 24) âyetlerine göre asırlar boyunca gönderilen peygamberlerin sayı olarak binlerceyi aşmış olması gerekmektedir. Bazı âlimler bu sayıyı 124 000 şeklinde sınırlandırmışlardır. Fakat biz Cumhur-u ulema'nın dediği gibi mutlak bir sayıyı ileri sürmeyi uygun görmüyoruz." (Bkz. Said Ramazan el- Butî, İslâm Akaidi, Madve Yayınları, s. 204-205.)
Âlimler eskiden beri insanlık tarihi boyunca gönderilen peygamberlerin sayısı konusunda net bir bilgi vermemişlerdir. Bunun yerine yuvarlak bir ifade olarak tıpkı Kur'an âyetlerinin sayısı hakkında "6666 âyettir" dedikleri gibi şu kaynaklardan hareketle 124 bin peygamberden bahsetmişlerdir: Ahmed b. Hanbel, el-Müsned 5/265; İbn Hibbân, es-Sahîh 2/77; et-Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr 8/217; el-Hâkim, el-Müstedrek 2/652; et-Taberî, Tarihu'l-Ümem ve'l-Mülûk, 1/95.
Akaid ve Kelâm âlimleri bu kaynaklarda geçen bu tür rivâyetlerin ahad hadis olması nedeniyle "Nübüvvet" bahsinde Peygamberlere duyulan ihtiyaç, peygamberlerin vasıfları, peygamberlerin görevleri, Kur'an'da adı geçen peygamberler gibi önemli konuları vurgulamışlardır. Peygamberlerin toplam sayısı konusunda ise kesin ifadeler kullanmamışlar, hatta Akaid metinlerinde genellikle belli bir sayı zikredilmemiştir. Bu tavır tıpkı Ashabu'l-Kehf'in sayısı veya mağarada kaç sene uyudukları konusunda yapılan tartışmalar hakkındaki şu âyete binaen gösterilmiştir:
سَيَقُولُونَ ثَلَاثَةٌ رَّابِعُهُمْ كَلْبُهُمْ وَيَقُولُونَ خَمْسَةٌ سَادِسُهُمْ كَلْبُهُمْ رَجْماً بِالْغَيْبِ وَيَقُولُونَ سَبْعَةٌ وَثَامِنُهُمْ كَلْبُهُمْ قُل رَّبِّي أَعْلَمُ بِعِدَّتِهِم مَّا يَعْلَمُهُمْ إِلَّا قَلِيلٌ فَلَا تُمَارِ فِيهِمْ إِلَّا مِرَاء ظَاهِراً وَلَا تَسْتَفْتِ فِيهِم مِّنْهُمْ أَحَداً
"Ashab-ı Kehf'in sayılarında ihtilaf edenlerden bazıları: Onlar, üç kişidir, dördüncüleri köpekleridir" diyecekler. Diğer bazıları da "Onlar, beş kişidir, altıncıları köpekleridir " diyecekler. Her ikisi de bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (kimileri de:) "Onlar, yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: "Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir." Onları ancak pek azı bilir, Bu sebeple onlar hakkında bu bildirilenler dışında bir münakaşaya girişme ve bunlar hakkında hiç kimseye de bir şey sorma!" (Kehf Suresi, 16/22.)
O halde peygamberlikle ilgili itikadi meseleler ve onların getirdiği ilahi hüküm ve mesajları bırakıp, sayıları gibi detayları gündeme taşıyarak itikadi saplantı, yozlaştırma ve tartışmalara sebebiyet vermek doğru değildir.
Ayrıca bu tür rivâyetlerde geçen sayılar konusunda "benim kanaatime göre yanlıştır" demek de doğru değildir. Bunun yerine "bu sayılar kesretten kinayedir, veya temsildir veya müteşabih bir ifadedir, veyahut mecazi anlam ifade etmektedir" gibi değerlendirmeler yapmak gerekmektedir. Aksi takdirde herkes hadislerde geçen her sayıyı hakiki anlamda sayar, bu hakiki anlamın da gerçek hayatta bir karşılığı olmadığını görenler Kur'an ve Sünnet'in her ikisi hakkında şüpheye düşerler. Allah korusun Arapça dilinin edebiyat, fesahat ve belağatini bilmeyenler çok kolay bir şekilde inkâr çukurlarına da düşebilirler.
Biz burada İslâmoğlu ve diğerlerine her konuda olduğu gibi bu konuda da itidali tavsiye etmekteyiz. İyi bir hekim her gelen hastaya kemoterapi tedavisi yapan hekim değil, hastanın hastalığını iyi teşhis edip o hastalığı giderecek ve mümkünse yan etkisi olmayacak ilaçlar takdir eden hekimdir. Hadis ve tefsir gibi ilimleri sokaktaki vatandaşın eline verip herkese operasyon yaptırma çabası ise, doktorların hastaların eline neşter verip onları birbirine ameliyat yaptırma işlemine benzemektedir.
Buradaki tavsiyemiz ise şu âyetlerdir:
وَلَوْ رَدُّوهُ إِلَى الرَّسُولِ وَإِلَى أُوْلِي الأَمْرِ مِنْهُمْ لَعَلِمَهُ الَّذِينَ يَسْتَنبِطُونَهُ مِنْهُمْ
"Şayet onlar o işini Rasûle ve kendilerinden Ulu'l-emir olanlara havale etselerdi, o işin hükmünü istinbat/ictihad eden kişiler bileceklerdi." (Nisa suresi, 4/83)
فَاسْأَلُواْ أَهْلَ الذِّكْرِ إِن كُنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ
"Şayet bilmiyorsanız, bilenlere sorunuz." (Nahl Sûresi, 16/43)
Allah hepimizi haddini aşmayan, hakkı hak bilip ittiba eden, batılı batıl bilip ictinab eden kullarından eylesin.
Kardeşiniz Molla Musa el-Celalî
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
“HZ. İBRAHİM (A.S.)’A İBO DEMENİN HÜKMÜ”
Muhterem Müslümanlar! Bu yazımızda mealci ve sünnet inkârcılarının dördüncü iftirası o
KUR’AN’I TAHRİFTEN SONRA BİR DE TASHİH ETME-DEĞİŞTİRME TALEBİ
Günümüzde bazı yazarlar ve akademisyenler Kur’an’ı Kerim’in bazı âyetlerinin akla ve ç
“PEYGAMBERLERE GEREK YOKTUR” DEMENİN HÜKMÜ
Muhterem Müslümanlar! Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi mealci ve sünnet inkarc
ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ
Muhterem Müslümanlar! Daha önceki yazılarımızda, mealci ve sünnet inkârcılarının “Kur
KUR’AN’DA HATA OLDUĞUNU SÖYLEMENİN HÜKMÜ
Muhterem Müslümanlar! Günümüzde birçok ateist veya gayr-ı müslim âyet ve hadisleri okuyara
HACAMAT HAKKINDADIR
Muhterem Müslümanlar! Turan Dursun ve Selman Rüşdi olayından sonra Müslümanlar ülke ve dün
MODERNİST İSLAMCILARIN BAZI İDDİALARI-2
. BİZ YAZAR, AYDIN, AKADEMİSYEN, KÜLTÜRLÜ VE BİLGİLİ KESİMLERİZ, BİZDEN BAŞKALARI CAHİL
MODERNİST İSLAMCILARIN BAZI İDDİALARI
HADİS VE SÜNNET DELİL DEĞİLDİR, BİZE KUR’AN VEYA VAHİY LAZIMDIR Bu iddia aslında Peygam
İSRA VE MİRAÇ MUCİZESİNİ İNKAR EDENLERE CEVAPLAR
Genelde muhterem ilim adamları delilsiz ve tesbitsiz konuşmazlar. Özellikle Kur'an’ı yorumlark
İMAM BUHARİ'YE ATILAN İFTİRALAR
Hadis karşıtlarının sıkça kullandığı yöntemlerden biri de hadise en çok hizmet eden şahs
HADİS İNKARCILARIN DERDİ: EBU HUREYRE (r.a)
Peygamberimizin etrafında bulunan ve hiç yanından ayrılmayan sahabelerden biri de Abdurrahman b.
- SAHABENİN HADİSE KARŞI TAVIRLARI
- SAHABE SEVGİSİ
- KADERE İNANMAK
- İSRA VE MİRAÇ MUCİZESİ
- CİNLERİN VARLIĞI
- DECCALİN ÇIKMASI
- MEHDİ MESELESİ
- HZ. İSA'NIN YERYÜZÜNE İNMESİ
- CENNET VE CEHENNEMİN ŞU ANDA VAR OLMADIĞI HUSUSU
- RU'YETULLAH (AHİRETE ALLAH'IN GÖRÜLMESİ)
- TARTI VE MİZAN
- SIRAT KÖPRÜSÜ
- ŞEFAATIN GERÇEKLİLİĞİ
- KABİRDE AZAB VE NİMETİN VARLIĞI
- EVLİYANIN KERAMETİNİN SUBUTU
- MEALİSTLERİN İNKAR ETTİKLERİ 2. İDDİA: MU'CİZELERİ İNKAR ETMELERİ
- MEALCİLERİN İNKAR ETTİKLERİ BAZI HAKİKATLAR VE BUNLARIN CEVAPLARI
- MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR
- MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR
- MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR
- MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR-3
- MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR-2
- HZ. MUHAMMED’İ(S.A.S.) MÜDAFAA EDEN ŞAİRLERİ VE O ZAMANIN MEDYASINA CEVAPLARI
- BİDATLERİN ÇOĞALDIĞINDA ALİMİN VAZİFESİ
- BİZLER NE DİYORUZ, ONLAR NE DİYORLAR?
- HZ. İSA (A.S) ÖLDÜ MÜ?
- MODERNİSTLERİN VELİLİĞİ İNKARLARI
- HZ. PEYGAMBER (S.A.V)’İN ANNE-BABASI HAKKINDAKİ HADİSLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
- HZ. MUHAMMED (S.A.V.)’İN ANNE VE BABASINA İFTİRA ATANLARA CEVAP
Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacaktır. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı baki kalacaktır.
Rahman, 26-27
GÜNÜN HADİSİ
Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."
Tirmizi, Birr 40, (1962)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...