ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-3
Biz de fuhuş denince yalnız zina akla gelir. Değil. Sözün fuhşu vardır, davranışın fuhşu vardır, zinanın fuhşu vardır. Her şeyin en kötüsünü fuhuş kelime¬siyle ifade etmiştir Arap.
Biz de fuÂhuÅŸ denince yalnız zina akla gelir. DeÄŸil. Sözün fuhÅŸu vardır, davranışın fuhÅŸu vardır, zinanın fuhÅŸu vardır. Her ÅŸeyin en kötüsünü fuhuÅŸ kelimeÂsiyle ifade etmiÅŸtir Arap.
AdaÂmın biri bir zamanlar bizim yayınevine geldi. Adam kravatlı güzel de giÂyinmiÅŸ. Dedi ki; "efendi, ben müteahhitlikten iflas ettim. Bana para lazım." "Ä°ÅŸte Peygamber Efendimiz'in "Gelen atlı da olsa verin" dediÄŸi adam bu dedim" kendi kendime. Verdim çıktı gitti. Ne olursa olsun, arkasını düşünÂmeyeceksin. "Efendim şöyle miydi, böyle miydi, bu da dilenmenin çaÄŸdaÅŸÂlaÅŸmışı mı" filan hiç düşünmeyin onu. Ama ikinci gün yine gelirse, üçünÂcü gün yine geliyorsa o ayrı. Yılın 365 günün abone ise o ayrı. Bu adam bir defa geldi, bir daha gelmedi o ayrı. Böyle insanlara az da olsa verin.
Birine borç para verdiniz. Onun yanında para lafı dahi etmeyin. Yani onunla ilgili değil başkasıyla da ilgili para lafı etmeyin.
"Namazı dosdoÄŸru kılarlar" derken âlimlerimiz tadil-i erkân da bunun içine girer diyorlar. Yani rükû hakkıyla verilecek, harflere dikkat edileÂcek, âyetleri okurken mânâlar üzerinde durulacak, rukuya varınca azalar itidal ÅŸeklinde olacak, kalkınca düz hale gelinecek sonra vakarla secdeye gidilecek yani bunlara riayet edilecek. DosdoÄŸru kılmak bu.
Ama bugün insanlar özellikle güçlü olanlar biz şöyle şöyle karar alÂdık siz de kabul edin bakalım diye emri vaki yapıyorlar. Kabul ediyorlar. Sonra kuralı kendisi çiÄŸniyor. Kendisi çiÄŸneyince sözleÅŸmesini, hiç ayıp deÄŸil. Küçüklerden biri çiÄŸnerse ayıp ediyor. Adamın kendisi Panama'ya giriyor. Panama devlet baÅŸkanı sarayından alınıyor. Döve döve milletin gözü önünde televizyonda gösteriyorlar. Ondan sonra Amerika'ya götüÂrüp hapsediyorlar. Halen hapiste. Bu iÅŸgal deÄŸil!! Bu devlet baÅŸkanını göÂtürüp hapsetmek de deÄŸil. Dünya da aferin iyi ettin!!! diyor. Türkiye de iyi ettin dedi. Basın da iyi ettin dedi. Hiç bir televizyonda da bir günden baÅŸka gündeme getirilmedi.
Allah inancında, Allah vardır, birdir, ÅŸeriki ve naziri yoktur. Bir benzeri yoktur. Yani her yerde hazır ve nazırÂdır diyoruz. ÇocukluÄŸumuzda öğretilen bir ÅŸeydir bu. Hepimize hemen hemen analarımız babalarımız böyle öğretti. Åžimdi Müslüman da adeta şöyle diyor. Amerika vardır, birdir, bir benzeri yoktur. Eskiden Rusya vardı onu da kendine benzetti. Bir benzeri yoktur her yerde uyduları hazırdır ve de ne yaptığımıza nazırdır. Yani bakmaktadır diyor adam. Ä°ran'da ihtilal oldu diyorsun. 'O göz kırpmasaydı, Humeyni bu iÅŸi yaÂpamazdı' diyor. Saddam saldırdı diyorsun. 'Onun mutlaka haberi vardır' diÂyor. Ä°zin vermiÅŸtir diyor. 'Peki kardeÅŸim, her yerde hazır ve nazır ama bak Kaddafi'ye saldırı yaptı adamı öldüremedi' diyorsun. 'Ona bir gün evvelden haber vermiÅŸtir, sen çadırına çık biz senin sarayı bombalayacağız' demiÅŸlerdir diyor. Yani adamın gücüne hiç halel getirilmiyor. Her yerde hazır ve de nazırdır, o yeni bir ilahtır. Yani insanlar üretiyor. Kendilerince bir Tanrı üretiyorlar. Ama o Tanrı kendi adamlarından biri kaçırılıyor bir kaç tanesi kaçırılıyor, 7-8 seÂnedir hapsediliyor, bulamıyor. Askerî ateÅŸeleri Beyrut'ta 7-8 senedir kaÂyıp. Kayıp deÄŸil adamların filmi de gösteriliyor dünyaya. Arada bir 'bu adam saÄŸ, ÅŸu anda elimizdedir' diye video kasetleri gösteriliyor. Dünyaya ilan ediliyor. GörebildiÄŸi yok. Demek ki her yerde hazır ve nazır deÄŸilmiÅŸ bu adam. Ä°nim inim inliyor ne yapacağını ÅŸaşırıyor, hiç bir ÅŸey de bilmemektedir bu adam.
EÄŸer toplumun yaÅŸamasıÂnı, insanların yaÅŸamasını istiyorsanız kısas ayetini tatbikata koyunuz. YaÂni Ä°slâm'ı tatbikata koyunuz. Ä°slâm'ı tatbikata koymazlar da yalnız bu maddeyi koyarlarsa yine netice almak mümkün, deÄŸil. Çünkü Ä°slâm'ın diÂÄŸer maddeleri bu tür olaylara giden yolları kapatan maddelerdir. Ama Ä°slâm'ın diÄŸer hükümlerini almasa da dese ki, madem hocalar iddia ediÂyor, kısas gelecek olursa, katletme olayları durur, gelin Ä°slâm'ın bu hükmüÂnü alalım deseler, yine de netice alamazlar. Çünkü insanların fakirlik problemlerini halletmemiÅŸler, insanların namusuna tecavüzü halletmemiÅŸlerse, namus mefhumunu ortadan kaldırmışlarsa, cinayet olacak deÂmektir. O madde bunu halletmez. Dinim oraya giden yolları kapattıktan sonra bu cezai müeyyidesini uyguluyor. Ve diyor ki, kısasta hayat varÂdır. Kur'an'ın en beliÄŸ ifadelerinden biri de budur derler.
Hilal kelimesi bağırmak manasına geliyor. Hilali gördüklerinde aaa hilal göründü gibi. İnsanların takvimleri o idi.
Çok satan gazetelerin yetkilileri diyor ki, gazetemizden en azınÂdan on bin tanesi yalnız yıldız falını okuyan okuyucularımız tarafından alınır. BaÅŸka haberler onları hiç ilgilendirmez. Körfez'de harp varmış, petrol sıkıntısı çekiliyormuÅŸ, atom bombası icat edilmiÅŸ hiç ilgilendirmez. Hani bir ÅŸiirin ifade ettiÄŸi gibi nasıl ki kadını sadece cımbız ilgilenÂdiriyorsa, bunu da yıldızı ilgilendiriyor. BaÅŸka hiç bir ÅŸeyle ilgilenmiyorÂlar.
Oruç; gönül cevherini Ramazan'ın açlık ve susuzluk ateÅŸinde piÅŸireÂrek posasından arındırmadır. YaÅŸ kamıştan ney olmaz. Olsa da sesi yürekleri etkilemez. ÇiÄŸ, piÅŸÂmemiÅŸ gönülden yükselen ses de etkilemez yürekleri
Duaların kabul edilmesi için önce canımız yalnız ve yalnız Allah'a yönelmeli. Sonra tenimiz haram lokmadan haram elbiseden arınmış olÂmalı. Haramın girdiÄŸi boÄŸazdan çıkan dua kirlenir. İçme suyu borularınÂdan tatlı su ile lağım suyu birlikte akınca nasıl kirlenirse dualarımız da öyle kirlenir.
Mevlâna Celâleddini Rûmi anlatır: Adamın biri kırk sene namaz kılÂdıktan sonra Åžeytan ona "kırk senedir kılıyorsun kabul edildiÄŸini nereden biliyorsun?" deyince namazı bırakmış. Rüyasında gördüğü bir adam ona "Namaz kılmak için huzura gelmen kabul edildiÄŸinin iÅŸaretidir. Hiç huzura kabul edilmeyenleri düşün" deÂmiÅŸ. Bunun üzerine namaza tekrar baÅŸlamış.
Yahudiler'in Almanya'da ÅŸurda burda yakılmış olmaları (çocukları için acıyorum, merhamet duyuyoÂrum, suçsuz insanlara yapılmaz-) kendi yaptıklarının cezasıdır. Bu iÅŸkenÂce çeÅŸidini geliÅŸtirenler Yahudiler'dir. Yani ilk defa insanı yakarak cezaÂlandıran Yahudiler, tarihte de ondan sonra en çok yananlar yine YahudiÂler olmuÅŸ. "Ebu Cehil kuyu eÅŸer, kendi kuyusuna kendi düşer." "Çalma kapısını çalarlar kapını" gibi sözlerimiz vardır bizim..
Hani Mevlânâ'nın bir takım sözleri bir kısım insanlar tarafından yanlış deÄŸerlendirilir, bir kısım tarafından da "Canım Mevlânâ onu dememiÅŸ" der. Mevlânâ onu demiÅŸ veya dememiÅŸ hiç önemli deÄŸil, ama söz doÄŸru: "Gel her ne isen yine gel. Ä°ster ateÅŸperest ol, ister Yahudi ol, ister Hıristiyan ol, istersen bin defa tövbeni bozmuÅŸ ol. yiÂne gel. Bizim kapımız ümitsizlik kapısı deÄŸildir." Bu kapılar Mevlânâ'nın kapısı deÄŸil, çünkü Mevlânâ bunu söylediÄŸinde orada Mevlânâ türbesi yoktu. Öldükten sonra türbeyi yaptılar. Bir kısmı bunu Mevlânâ türbesinin kapısı olarak anlıyor. "Her ne isen yine gel" bizim insanımız da öyle anlıyor. Bir kısmı böyle anladığından dolayı; "Mevlânâ bunu böyle dememiÅŸ" diyor. Niye? "Bu söz küfürdür" diyor. Küfürle ilgisi yok. Bizim kapımız ümitsizlik kapısı deÄŸildir derken bu Ä°slâm kapısıdır. Allah (c.c.) adamların suçunu, cürmünün büyüklüğünü biliyor. EÄŸer bu yaptıkÂlarına son verirlerse, dinsizlikte ısrar etmezlerse, Müslümanların Ä°slam'ı yaÅŸamalarını engellemeye son verirlerse, kendileri de Ä°slâm dinine girerlerse, Allah bağışlayıcıdır, Allah affedicidir ve merhamet edicidir.
Zahid mal kazanmayan deÄŸil, kazandığına deÄŸer vermeyen insandır. Zahidin gönlünde 10 lira ile 10 trilyon aynı manayı ifade eder, miktarın deÄŸiÅŸmesiyle onun da kalbi deÄŸiÅŸmez, tansiyonunun ölçüsü de deÄŸiÅŸmez. DeÄŸiÅŸÂmiyorsa iÅŸte bu adam zahiddir! Ama bunun aksine insan 10 trilyonu göÂrünce yüreÄŸi yerinden fırlayacakmış gibi oluyorsa bu adam zahid deÄŸilÂdir.
Ömer Nasuhi Bilmen Rahmetullahi Aleyh (R.A.) Büyük Ä°slam Ä°lmihali isimli eseÂrini yazdıktan sonra hacca gidip gelince "keÅŸke kitabımın hacc bölümünü haccı ifa ettikten sonra kaleme alsaydım" demiÅŸtir. Çünkü teori yani kitaplarda yazılanla pratik arasında farklar vardır, üstelik olayın pratiÄŸini gördükten sonra olay daha iyi kaleme alınıp, anlatıla bilinir.
Türkçeye de terceme edilen kitaplar vardır; adam bilmem hangi ülÂkenin ajanıdır, emekli olmuÅŸtur hatıralarını yayınlar: Filan yerde, filan devlet baÅŸkanını boÄŸduk, filan bakanı öldürdük, filan yerde darbe teÅŸebÂbüsünde bulunduk, baÅŸaramadık, ama engel olanı öldürdük, gibi.... Bütün bunları yayınlamasının sebebi önce devletinin izin vermesi sonra da günahıyla övünmesi, kibirlenmesi...Devleti izin veriyor çünkü bu hatıralar o ajanın bulunduÄŸu devletin ne kadar güçlü olduÄŸunu gösteriyor, ayrıca bu hatıraları okuyan küçük devletlerin küçük baÅŸkanları da "vay be! Bana da yaparlar bunların aynısını. Bakarsın bir gece kara gözlüklü, kara elbiseli adamları beni de bulur, aman onun için bunların dediÄŸini tutayım, verdiÂÄŸini yutayım." diyerek korkutmaya yarıyor bu hatıralar.
Bu adamlar yani Yahudiler aslında basının abarttığı gibi dünyanın en iyi siyaset bilen adamları deÄŸil belki de dünyanın en köÂtü siyasetçileridir. Çünkü tarihe bakarsanız insanlık tarihinin en eski kavÂmi, milleti bu Ä°srailoÄŸullarıdır. En eski millet olmaları hasebiyle bugün sayılarının çok çok fazla olması gerekirdi. Ama dünya üzerindeki sayılaÂrına baktığınızda Ä°spanyol Çingenelerinin sayısı kadar var veya yoktur tüm mevcutları.... Peki, niye siyaset bilmezler? Çünkü insanların kanını emiyorlar, ellerindeki avuçlarındakini alıyorlar, böyle olunca bir gün büÂtün dünya veya güçlü bir devlet ayaÄŸa kalkıyor ve bunların neslini mahvediyor.
1962-63 yıllarında parlamentoya sunulan bir teklifte Kur'an'ın ayetlerinden bir kısmının çıkartılarak yerine filan adamın sözlerinin koÂnulması yer almıştır. Her ne kadar ayetleri tahrif etmek veya kaldırmak mümkün olmamışsa da bunun deÄŸiÅŸik bir metodunu denemiÅŸ ve baÅŸarılı olmuÅŸlardır ki o da ahkâmının yasaklanmasıdır. Kur'an'ın kendisi duruyor ama ahkâmı kaldırılarak yerine yeni ve baÅŸka, insanların elinden çıkmış kitaplar ve ahkâmlar konulmuÅŸtur. Ä°ÅŸte biz de o günden bu yana doÄŸrulamadık. Ancak Allah'ın ipine sarılırsak doÄŸrulacağımız da muhakkaktır!
-devam edecek-
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Maide-7
"Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve "İşittik, itaat ettik" dediğinizde sizden aldığı ve kendisiyle sizi bağladığı ahdini hatırlayın. Allah'tan korkun, çünkü Allah göğüslerin özünü çok iyi bilir."
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
"Yâ Resûlâ'llâh, müslümanların hangisi efdaldir?" diye suâl ettiler. "Müslümanlar; dilinden elinden selâmette kalandır." cevâbını verdiler.
BUHARİ, KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, Ebû Mûsâ el-Eş'arî (r.a.)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...