ER-REŞÎD
Reşîd kelimesinin sözlük anlamı: Doğru yolda bulunan, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilecek yaşa gelen.
Reşîd kelimesinin sözlük anlamı: Doğru yolda bulunan, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilecek yaşa gelen.
Reşîd isminin terim anlamı: Bütün işleri isabetli olan, işlerini hedefine ulaştıran, doğru yolu gösteren, hidayete eriştiren.
Allah'ın her tasarrufu hedefine ulaşır.
Allah, her varlığa kendi ihtiyacı muvacehesinde doğru yolu gösterir.
Allah, insanlara doğru yolu gösterir ve layık olanları doğru yola eriştirir; ancak isteyen kendi isteğiyle yanlış yola sapar.
"Andolsun, daha önce de İbrahim'e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk."
Diyanet tefsiri bu ayetteki rüşd kelimesini şöyle açıklar: 'Metindeki rüşd kelimesi sözlükte, "düşüncede ve davranışta tutulan doğru yol, isabetli görüş" anlamlarına gelir. Hz. İbrâhim'e verilen rüşdden maksat ya peygamberliktir veya peygamber olmazdan önce de sahip olduğu erginlik, sağduyu ve fıtrî akıldır. Hz. İbrâhim kendisine verilen bu yetenek sayesinde Allah'ın birliğini, kudretini, eşsiz ve benzersiz oluşunu kavramıştır. Âyet, Hz. İbrâhim'e Allah tarafından özel olarak verilmiş olan bu kişisel ve zihinsel niteliğin üstünlüğüne işaret etmektedir.'(1)
"Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, "Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır" demişlerdi."(2)
Ashabı Kehf, Allah'tan kurtuluş ve hidayet istemiştir.
"Ancak, "Allah dilerse yapacağım" de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve "Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır" de."(3)
Allah'ın bizi doğru olana eriştirmesi için dua etmeliyiz.
"…Allah, kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın."(4)
Hidayet veren Allah'tır. Allah, Ashabı Kehf'i hidayete erdirmiştir.
Allah, hidayet yolunu belirlemiştir, dilediği kullarına rüşd yolunu gösterir. Allah, layık gördüğü kullarını hidayete erdirir.
Allah, dilediği kullarına doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etme kabiliyeti verir.
Er-Reşîd isminden çıkarmamız gereken ders:
Doğru yolu gösterip hidayete eriştirenin Allah olduğunu hiç unutmamalı ve ihlasla ona sığınıp emirlerini yerine getirmeye çalışmalıyız.
Dipnotlar
1-DÄ°B Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3, Sayfa: 686
2-18/Kehf-10
3-18/Kehf-24
4-18/Kehf-17
Â
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
ES-SABÛR
Sabûr kelimesinin sözlük anlamı: Çok sabırlı. Sabûr isminin terim anlamı: Günah işleyenl
EL-VÂRİS
Vâris kelimesinin sözlük anlamı: Ölenin malına sahip olmaya hak kazanan kimse. Vâris isminin
ER-REŞÎD
Reşîd kelimesinin sözlük anlamı: Doğru yolda bulunan, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt
EN-NÛR
Nûr kelimesinin sözlük anlamı: Aydınlık, ışık, aydınlatan. Nûr isminin terim anlamı: Nu
EN-NÂFİ
Nâfi’ kelimesinin sözlük anlamı: Fayda veren. Nâfi’ isminin terim anlamı: Hayırlı ve fa
EL-BÂKÎ
Bâkî kelimesinin sözlük anlamı: Sonu olmayan, kesintiye uğramadan devam eden. Bâkî isminin
EL-BEDÄ°
Bedi’ kelimesinin sözlük anlamı: Örneği ve benzeri olmayan, hayret verici eşsiz güzellikte
EL-HÂDÎ
El-Hâdî kelimesinin sözlük anlamı: Yol gösteren, mutluluk veren. El-Hâdî isminin terim anla
ED-DÂR
Dâr kelimesinin sözlük anlamı: Zarar ve elem veren. Dâr isminin terim anlamı: Zarar ve elem v
EL-MÂNİ’
Mâni’ kelimesinin sözlük anlamı: Mahrum eden, vermeyen, engel olan. Mâni’ isminin terim an
EL-MUÄžNÃŽ
Muğnî kelimesinin sözlük anlamı: Zenginlik veren, cömert olan. Muğnî isminin terim anlamı
- EL-GANÃŽ
- EL-CÂMİ’
- ZÜ’L-CELÂL-İ VE’L-İKRÂM
- MÂLİKÜ’L-MÜLK
- ER-RAÛF
- EL-MUKSÄ°T
- EL-AFÃœVV
- ET-TEVVÂB
- EL-MÃœNTEKÄ°M
- EL-BERR
- EL-MÜTEÂLÎ
- EL-VÂLİ
- EZ-ZÂHİR
- EL-BÂTIN
- EL-ÂHİR
- EL-EVVEL
- EL-MUAHHÄ°R
- ES-SAMED
- EL-MUKADDÄ°M
- EL-MUKTEDÄ°R
- EL-KÂDİR
- EL-VÂHİD
- EL-MÂCİD
- EL-VÂCİD
- EL-KAYYÛM
- EL-MÃœMÃŽT
- EL-MUHYÃŽ
- EL-MUÃŽD
- EL-MÃœBDÃŽ
"Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Ta ki, korunasınız"
Bakara, 183
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.
Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...