ER-REŞÎD

Reşîd kelimesinin sözlük anlamı: Doğru yolda bulunan, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilecek yaşa gelen.


Ali Bozkurt

alibozkurt.02@hotmail.com

2020-09-09 07:13:03

Reşîd kelimesinin sözlük anlamı: Doğru yolda bulunan, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilecek yaşa gelen.

Reşîd isminin terim anlamı: Bütün işleri isabetli olan, işlerini hedefine ulaştıran, doğru yolu gösteren, hidayete eriştiren.

Allah'ın her tasarrufu hedefine ulaşır.

Allah, her varlığa kendi ihtiyacı muvacehesinde doğru yolu gösterir.

Allah, insanlara doğru yolu gösterir ve layık olanları doğru yola eriştirir; ancak isteyen kendi isteğiyle yanlış yola sapar.

"Andolsun, daha önce de İbrahim'e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk."

Diyanet tefsiri bu ayetteki rüşd kelimesini şöyle açıklar: 'Metindeki rüşd kelimesi sözlükte, "düşüncede ve davranışta tutulan doğru yol, isabetli görüş" anlamlarına gelir. Hz. İbrâhim'e verilen rüşdden maksat ya peygamberliktir veya peygamber olmazdan önce de sahip olduğu erginlik, sağduyu ve fıtrî akıldır. Hz. İbrâhim kendisine verilen bu yetenek sayesinde Allah'ın birliğini, kudretini, eşsiz ve benzersiz oluşunu kavramıştır. Âyet, Hz. İbrâhim'e Allah tarafından özel olarak verilmiş olan bu kişisel ve zihinsel niteliğin üstünlüğüne işaret etmektedir.'(1)

"Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, "Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır" demişlerdi."(2)

Ashabı Kehf, Allah'tan kurtuluş ve hidayet istemiştir.

"Ancak, "Allah dilerse yapacağım" de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve "Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır" de."(3)

Allah'ın bizi doğru olana eriştirmesi için dua etmeliyiz.

"…Allah, kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın."(4)

Hidayet veren Allah'tır. Allah, Ashabı Kehf'i hidayete erdirmiştir.

Allah, hidayet yolunu belirlemiştir, dilediği kullarına rüşd yolunu gösterir. Allah, layık gördüğü kullarını hidayete erdirir.

Allah, dilediği kullarına doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etme kabiliyeti verir.

Er-Reşîd isminden çıkarmamız gereken ders:

Doğru yolu gösterip hidayete eriştirenin Allah olduğunu hiç unutmamalı ve ihlasla ona sığınıp emirlerini yerine getirmeye çalışmalıyız.

Dipnotlar

1-DÄ°B Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3, Sayfa: 686

2-18/Kehf-10

3-18/Kehf-24

4-18/Kehf-17

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

ES-SABÛR

ES-SABÛR

Sabûr kelimesinin sözlük anlamı: Çok sabırlı. Sabûr isminin terim anlamı: Günah işleyenl

EL-VÂRİS

EL-VÂRİS

Vâris kelimesinin sözlük anlamı: Ölenin malına sahip olmaya hak kazanan kimse. Vâris isminin

ER-REŞÎD

ER-REŞÎD

Reşîd kelimesinin sözlük anlamı: Doğru yolda bulunan, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt

EN-NÛR

EN-NÛR

Nûr kelimesinin sözlük anlamı: Aydınlık, ışık, aydınlatan. Nûr isminin terim anlamı: Nu

EN-NÂFİ

EN-NÂFİ

Nâfi’ kelimesinin sözlük anlamı: Fayda veren. Nâfi’ isminin terim anlamı: Hayırlı ve fa

EL-BÂKÎ

EL-BÂKÎ

Bâkî kelimesinin sözlük anlamı: Sonu olmayan, kesintiye uğramadan devam eden. Bâkî isminin

EL-BEDÄ°

EL-BEDÄ°

Bedi’ kelimesinin sözlük anlamı: Örneği ve benzeri olmayan, hayret verici eşsiz güzellikte

EL-HÂDÎ

EL-HÂDÎ

El-Hâdî kelimesinin sözlük anlamı: Yol gösteren, mutluluk veren. El-Hâdî isminin terim anla

ED-DÂR

ED-DÂR

Dâr kelimesinin sözlük anlamı: Zarar ve elem veren. Dâr isminin terim anlamı: Zarar ve elem v

EL-MÂNİ’

EL-MÂNİ’

Mâni’ kelimesinin sözlük anlamı: Mahrum eden, vermeyen, engel olan. Mâni’ isminin terim an

EL-MUÄžNÃŽ

EL-MUÄžNÃŽ

Muğnî kelimesinin sözlük anlamı: Zenginlik veren, cömert olan. Muğnî isminin terim anlamı

"Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Ta ki, korunasınız"

Bakara, 183

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.

Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746)

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI