ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-7

Bizim köye bir hoca gelmişti. Ben ilkokula gidiyorum. Nasıl bir hoca idi bilmiyorum. Yalnız vaaz etti gitti. Fakat bir şey ezberimde kalmış. Bir adam Kıbrıs’a gitmiş. Orada çok ezalar cefalar çekmiş ve orda ölmüş. Ölürken de ağacın kabuğuna yazmış. "Kuluna zulmederse mevlası, kulu da boylar Kıbrıs Adası" Sonradan ora¬ya gelen bir adam altına


Mahmud ToptaÅŸ

.

2020-09-23 09:09:25

*Bizim köye bir hoca gelmişti. Ben ilkokula gidiyorum. Nasıl bir hoca idi bilmiyorum. Yalnız vaaz etti gitti. Fakat bir şey ezberimde kalmış. Bir adam Kıbrıs'a gitmiş. Orada çok ezalar cefalar çekmiş ve orda ölmüş. Ölürken de ağacın kabuğuna yazmış. "Kuluna zulmederse mevlası, kulu da boylar Kıbrıs Adası" Sonradan ora­ya gelen bir adam altına yazmış. "Kuluna asla zulmetmez mevlası, kulu­nun çektiği kendi cezası..

*Bir kısım âlimlerimiz meleklerin de harp ettiğini yazarlarken, bir kıs­mı Meleklerin harp etmediğini ancak belirli işaretleriyle görünerek mü­minleri yüreklendirdiklerini, kâfirleri de korkuttuklarını yazarlar. Bu ikin­ci görüş ayetin ruhuna daha uygundur

*Bir pire için yorgan yakanlar olduğu gibi, uydurma hadislerle İslam dinini anlatanlara kızarak, sahih hadisleri de reddedenler çıkabiliyor, Muhaddisler bu dinin süvarileridirler. Abdurrahman b. El Cevzi, Celaleddin Suyuti, Aliyyülkari gibi zatlar sahih hadisler içine karıştırılan uydurma hadisleri teker teker pirinç içinden taş ayıklar gibi temizlemiş­ler

*Bu sabah televizyon haberi olarak duydum. "100 sene yaşamanın yolu" diye adam kitap yazmış, kendisi de 42 yaşında ölmüş. Bütün dillere tercüme edilmiş. Türkçeye de tercüme edildi mi, bilmiyorum. Adam Türkiye'ye gelmiş, kitap imzalamış. Bir Türk şairi de "Yaş Otuzbeş Yolun Yarısı" demiş ama yolun yarısında vefat etmiş, yani ne zaman öleceğimizi bilemiyoruz. İnsanlar sabaha kadar ölünün başında beklemişler. Sabahleyin sağlam olan ölmüş. Yataktaki de öle­nin cenazesine kalkmış bu iş böyledir, biz tedbir almakla görevliyiz. Ama harpten kaçmak tedbir değildir. Hani Türk şairi Abdürrahim Karakoç "kaçarken vurulup yere düşenin bir kanına tükür, bir de leşine" diyor

*Şeytan sapa sağlam bir adama hayatta zarar veremez. Çünkü Rabbim "şeytanın tuzağı, hilesi, planı programı gayet zayıftır" di­ye haber veriyor. Ama insanoğlu kendi nefsi emmaresiyle ha­reket etmeye başlar, kötülüğe doğru meyledecek olursa, şeytan da onun önünü kolaylaştırıverir. Ayağının altına karpuz kabuğu koyuverir. Veya muz kabuğu koyuverir. Veya kadın koyuverir veya para koyuverir. Çe­şitli şeyler koyuvermek suretiyle ayağını kaydırır.

*Hani 12 Eylül ön­cesi gazeteden bir haber okumuştum İstanbul'da caddede işte filan grup­tan birisi, felan gruptan bir delikanlıya tabanca ile ateş ediyor, yaralıyor hastaneye kaldırılıyor. Doktorların raporu bir milim yukardan gitseymiş ölecekmiş. O ölmemiş. Fakat aynı yerde, silahın sesinden hanımın biri ölmüş. Yani silah taak deyince orada kadının biri oluvermiş. Kalp varmış, ölmüş diyorlar. Yani birinin eceli gelince kalp sebep oluveriyor, takıltıdan ödü patlıyor. Öbürüsünün de bir milim daha yukarı çıkmadığından dolayı yaşıyor. Demek ki, öldürende Allah (c.c), dirilten de…

17 tane hapı yutmuş ama bir mucize kabilinden hastanede kurtarılmış. Doktorlar diyor ki, bu bir mucizedir. Yoksa bu hapın üç tanesi yarım saat içerisinde öldürmesi gerekirken, 17 tanesini yutmuş, 3 saat sonrada hastahaneye getirilmiş. Kar­nını yıkamışlar ve de kurtulmuş. Bunu çeşitli vesilelerle görüyoruz. Hani doktorların veya fizikçilerin hesabına göre Boğaz köprüsünden atlayan bir insan şu kadar mesafe var, insan kilosu budur. Bu kadar mesafede hani o yukardan düşen insanın hacmine ve kilosuna göre hesabı yapılıyor. Ve adam ölmesi gerekiyor. İki sene önceydi, birisi hem düşmüş hem de yüzerek kenara çıkmış. Bir başkası da ölmüş, yani eceli gelen ölmüş. Eceli gel­meyen orada tam ayağının üzerine düşmüştür. Tam tepenin üzerine düşmüştür veya tam o esnada suyun dalgalanması filan. Ama biz biliyoruz ki, öldüren de Allah (c.c.) tır, dirilten de O dur.

*Günümüzde affedemediğimiz Müslüman grupların aleyhinde söyle­nenlerin hiçbiri Uhud harbinde yapılan hatalar kadar büyük değildir. Bu­na rağmen Rabbimiz peygamberine emrediyor "onları afvet ve onlar için bana af talebinde bulun" diyor. Allah'ın kontrolünde olan peygamber efendimizin istişareye ihtiyacı yokken, istişare ettiği insanlar açık hata yapmışken Rabbimiz "onlarla is­tişare yap" diyor ve bize örnek olması emrediliyor..

*Çatık kaşlı, asık suratlı, keskin dilli olmayacağız. Kendi haklarımızı afvedeceğiz. Allah'ın da müminleri afvetmesi için istiğfar yapacağız. Ken­dimizi istişareden uzak görmeden, yapacağımız işleri çevremizde ehil in­sanlara danışacağız. İstişareden sonra karar verildi mi, artık Allah'a tevekkül edip yürüye­ceğiz…

*Ben bu Türkiye'de komünistlik için yirmi yaşlarında üniversitede ca­nından geçen insanları gördüm. Aynı insanlar otuz yaşlarında kapitalist oldular, kırk yaşlarında Amerika hesabına çalıştılar, elli yaşlarında ne ola­cakları belli değil. Buna karşılık ben seksen sene Kur'an'a hizmet ederek Rabbinin huzuruna yürüyen Gönenli Mehmet efendiyi, yetmiş senedir Kur'an'a hizmet eden, halen(1990'larda, el'an vefat etmiştir) aşere takrip tayyibe okutan Abdurrahman Gürses Hocaefendiyi tanıdım, elhamdülillah. 1930 ve 40'lı yıllarda bunlara yapılmadık kalmadı. Hapse atıldılar, işkenceye tabi tutuldular, ama gönül ülkelerindeki imanın baharına küfür rüzgârları yol bulamadı.

*Tek başına peygamber efendimizle başlatılan Hz. Hatice validemizle yürütülen bu İslam davası günümüzde canı ve malıyla davaya sahip çı­kanlarla yürüyecektir. Bu yolda ölseler kanlarıyla şahitlik yapmış olur­lar. Yaşasalar, dilleriyle şehadet getirerek şahidlik yapmış olurlar. Allah yardım etmezse kimse yardım edemez.

*Kıbrıs harbinde gördük. Amerika, Yunanistan'a "arkandayım. Kıbrıs'a sahip ol" dedi. Amerika'ya güvenerek saldırıya geçti. Türkiye de saldırıya geçince, Yunanlı geri çekildi. Amerika'ya "hani yardım edecektin niye gelmedin" deyince, "Benim kaç tane bakanım günde kaç yere söz verir, öğleden önce ve­rilen sözlerden öğleden sonra dönülür. Başıyın çaresine bak" anlamında cevap alır.

*"Bize itaat etselerdi ölmezlerdi" diyor münafıklar. Günümüzde de "Bosna'da Ali İzzet Begoviç, Sırplara uyuverseydi, domuzu yiyip, içkiyi içiverseydi, bu kadar insan ölmezdi" diyorlar. Peki, bu sözleri söyleyenler de ölüyor. Şimdi ne olacak.

*1955 yıllarında Torosların eteğinde kuş uçmaz kervan geçmez bir köyde biz çocuklar arasında "Amerika'nın elinde bir silah varmış oradan düğmeye bassa bizim köyü yok edermiş" diye konuşurduk. Ajanları ile bizim körpe dimağlarımızı köreltirlermiş. Allah'a çok şükür, babam beni ilkokuldan sonra Arapça öğreten kursa verdi de, bu ayetle karşılaştım.

*Bosna'dan gelen bir profesörümüz "70 sene komünist rejim altında dinden uzaklaştırıldık. İsmen Müslümandık ama birçok şeyi inkâr ediyor­duk. Ancak Sırpların, Amerikan silahları, Alman uçakları, Fransız plan­ları, İngiliz yardımlarıyla üzerimize saldırmasıyla bizimkiler aslına dön­dü ve aslanlaştı" diyor.

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-58

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-58

Zilzal Suresi *Mehmet Akif Mısır'da iken, bir ulema meclisinde konuşuyorlarmış. Kur'ân-ı Ke

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-57

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-57

A’la Suresi *Bize de bu sure-i celile, günümüzde insanlara İslâm’ı anlatırken, nasıl ha

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-56

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-56

Her insanın özellikle yönetici kadronun, tanınmış insanların, siyasilerin, sanatçıların, Ã

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-55

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-55

Müzzemmil Suresi *Günümüzde bizim eksikliklerimizden bir tanesi de, başta şahsım olarak gece

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-54

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-54

Talak Suresi *İnancımız ve kültürümüz eğer Kur'an'a göre yönlendirilmiş olsaydı; cana k

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-53

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-53

Mümtehine Suresi *Yüreğimizin ta içerisinde ahiret inancı taşırken, imansızlık alameti gö

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-52

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-52

Tanıdığım birisi şöyle anlatmıştı; "Bu şehre göçmen olarak geldim. Hiçbir şeyim yoktu.

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-51

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-51

Kamer Suresi *Ay'ın yarıldığı hadisini, Buhari, Müslim, Ahmed b. Hanbel ve diğer muhaddisler

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-50

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-50

Hucurat Suresi *Son günlerde televizyonlardan din adına konuÅŸan insanların ağızlarından ÅŸÃ

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-49

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-49

Zuhruf Suresi *Günümüzde(1997-98ler) bir tartışma başladı, "Kur'an Arapça’dır. Bunu kabu

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-48

ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-48

Mümin Suresi *Hz. Ömer (R.A), Suriye'de Ä°slam'a girmiÅŸ, fakat günah iÅŸlemeye devam eden adamÄ

Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.

Şûra, 43

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Yapılan hayırdan (ma'ruf) hiçbir şeyi küçük bulup hakir görme, kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz görüp ihmal etme)

Müslim, Birr 144, (2626)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI