VAHDET YILMAZ AÄžABEY KÄ°MDÄ°?-2
Muhterem kardeşlerim, bana soruyorlar; “Acaba sizin Risale-i Nur Külliyatına bu aşkınızı sağlayan şahıslar kimlerdir? Sebepler çok. Mesela sebeplerden birisi babamın 1952 yılında Risale-i Nur’u tanıması. Ve daha çocukluğumdan itibaren evimizde devamlı Risale-i Nur okunması..
HİZMETTE İKİ MÜRŞİD AĞABEYİM
Muhterem kardeşlerim, bana soruyorlar; "Acaba sizin Risale-i Nur Külliyatına bu aşkınızı sağlayan şahıslar kimlerdir?
Sebepler çok. Mesela sebeplerden birisi babamın 1952 yılında Risale-i Nur'u tanıması. Ve daha çocukluğumdan itibaren evimizde devamlı Risale-i Nur okunması..
İkinci derecede bir sebep daha; ağabeyim Ali Akgündüz'ün(Allah ona uzun ve hayırlı bir ömür versin, şu an seksen küsur yaşında) bütün aileye eserleri babamdan daha geniş bir şekilde tanıtması..
Ama benim Risale-i Nur Külliyatına âşık olmamda iki tane mürşidim var;
Bunlardan birincisi, yıllar önce Rahmet-i İlahiye giden ve Bediüzzaman hazretlerinin mektupla talebesi olan, Gaziantep'in kahraman nur talebesi merhum Nazım Gökçek ağabey idi. Nazım Gökçek ağabeyin imanlı, ihlaslı ve de muhabbet ve şefkat dolu hali beni Risale-i Nur dairesinde tuttu.
İkinci şahsiyet de Vahdet Yılmaz ağabeydir. Neden derseniz? 1975-76 öğretim yılında Erzurum Yüksek İslami İlimler Fakültesini kazanınca, o bana sahip çıktı. Birlik apartmanındaki dört numaraya yerleştirdi. Karanlık bir odaya koydu. Ve benim dev kütüphanemi oraya beraber yerleştirdik.
Cenab-ı Hak nasip etmişti. Ben lise sıralarında merhum Hafız Taha Gültekin Hocamdan Arapça okumuştum. Ve talebelere Katru'n Neda ve Celaleyn tefsirini okutmaya başlamıştım..
Erzurum'a gelince hemen Vahdet ağabey benim yanıma geldi. Dedi ki; "Ahmet hoca, burada da İslami ilimler dersleri tedris etmeye devam edeceksin. Şunu bilesin ki hocam, senin bu okutmaların aynen Risale-i Nur okuman ve okutman gibi, istikbalde ve şimdi hizmete vesile olacak. Çünkü Risale-i Nur'un gayesi İslam'a ve Kur'an'a hizmettir. Sen de bunları okutmanla bu hizmeti yapıyorsun."
Vahdet ağabeyin ilk mürşitliği böyle başladı ve beni nurlardan uzaklaştırmadı böylece.
Sonra da Allah rahmet eylesin, merhum Mehmed Kırkıncı Hocam sahip çıktı. Çünkü o da her sabah "Kümbet" denilen meşhur o küçük medresede İslami ilimleri, ders okutuyordu. Sadece orada değil, Kurşunlu medresesinde de okutuyordu.
BANA KÜLLİYATI OKUTTURMA TAKTİĞİ
Birinci dönemi bitirdim. Ama tabii o sıralar niÅŸanlıyım. Diyarbakır'a ve sonra Gaziantep'e gideceÄŸim. Hem babamı göreceÄŸim(annem daha önce vefat etmiÅŸti) hem de niÅŸanlımı.. Â
Bunun üzerine hazırlık yaptım. Bir de baktım, Vahdet ağabey kaldığım dershaneye geldi. Dedi "hocam, seninle özel konuşacağım."
"Buyur aÄŸabey" dedim.
Dedi ki; "hocam biliyorsunuz, biz Arapçaya ve İslami ilimlere vâkıf değiliz. Dolayısıyla eğer imkânın varsa, -biliyorum babanı ziyaret edeceksin, nişanlını göreceksin-gitme Diyarbakır ve Gaziantep'e. Sen burada kal. Şimdi bizim İstanbul'daki ağabeyler (o zaman Sözler Neşriyat vardı) Risale-i Nur'u neşrediyorlar. Ama şöyle bir eksiklik var. O nâşirler arasında da Arapçayı çok iyi bilenler yok. Dolayısıyla Arabi ibarelerde bir takım hatalar var. Hocam benim sizden istirhamım dava adına, Allah adına, hiç tatile gitme. 1 Şubat'tan itibaren otur, bütün Risale-i Nur Külliyatını oku. İçindeki Arabi yazım hatalarını bul, işaretle. O külliyatı biz İstanbul'a gönderelim. Yeni baskılarda o tashihleri yapsınlar" dedi.
Heyy Rahmetli Vahdet ağabey heyy, öyle bir psikolog, öyle bir sosyolog idi ki, üstadı gibiydi, Allah rahmet eylesin üstadıma da, ona da.. Ne diyeyim?
Bunu söylediği zaman ben manevi bir kriz yaşıyordum. Şöyle ki; o sıralar komünizm açıktan propaganda yapılıyordu Türkiye'de. Ve bize çok sayıda soru geliyordu. Bu tip sorulara maalesef Akgündüz doğru dürüst cevap veremiyordu. İmani konularda sorular, tereddütler geliyor. Tefsiri okutan ben, Arapçayı okutan ben, hadis dersi veren ben, ama cevap veremiyorum. Cevabı kim veriyor; Edebiyatçı Himmet Uç ağabey, Trabzonlu Niyazi ağabey, Şener Dilek ağabey (o sıralar muhasebede doktora hazırlayan bir ağabeyimiz), İstatistikte doktora yapan Alaaddin Başar ağabey. Alaaddin ağabey kader meselelerini öyle açıklıyor ki, ben de bir molla gözüyle verdiği cevapları inceliyorum, acaba hata yapar mı diye. Asla hata yapmıyor.
Dedim "bunda bir terslik var." Evet o terslik vardı.. Ben küçüklüğümden itibaren Risaleleri dinleyerek yaşadım, Gaziantep'te imam hatipteyken risale okudum.. Ama Nur Külliyatının tamamını mütalaa edememiştim. İşte eksiklik buydu.
Vahdet ağabey bana öyle demekle, Risale-i Nur külliyatını tamamen okumamı istiyordu. Ben bunu hemen anladım. Ama yüzüne vurmadım. "Ağabey baş üstüne" dedim. Ve 1 Şubat'tan itibaren sesli olarak Risale-i Nur külliyatını günde 200 ile 250 sayfa olmak üzere okumaya başladım. Zaten dershanede bir iki kişi kalmıştık. 26 Şubat'ta Muhakemat'ı 1 günde bitirerek Nur Külliyatını hatmeylemiş oldum.
Aman Allah'ım, Mart ayı geldi, benim manevi krizim bitti. Ne soru gelse ben o sorunun cevabını biliyorum veya Risale-i Nur külliyatında nerede geçtiğini biliyorum. Artık tıpkı Himmet ağabey gibi, tıpkı Niyazi ağabey gibi, tıpkı İbrahim Kardeşimiz gibi(o da Rizeli çok büyük bir nur talebesi idi) cevaplar verebiliyorum. İşte Vahdet ağabeyin ikazı buymuş.
-devam edecek-
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmış olur.
Zümre, 41
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
"Sizin en hayırlınız Kur'an'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir."
"Sizin en hayırlınız Kur'an'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir."
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...