Muhterem Müslümanlar!

İslamoğlu Kur'an'ı kendi reyi ile tefsir ediyor. Sanki ondan başka hiç bir âlim dünyaya gelmemiştir. Gelenler de, onun gibi Kur'an'ın manasını bilmemişlerdir. Cündeb b. Abdullah, Allah resulü (s.a.v )'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Allah'ın kitabı hakkında kendi görüşüne göre söz söyleyen, isabet etse bile, hata etmiştir" Bu hadisi Sünen ashabı, hasen bir senedle nakletmişlerdir. [ Tac c.4, s. 36]

Tirmizi, sahih bir senedle İbn-i Abbas'tan, peygamber (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "İlmi olmaksızın Kur'an hakkında görüş belirten, cehennemdeki yerini hazırlasın."

İbn-i Kesir, şöyle diyor: "Sırf kendi görüşüne dayanarak Kur'an'ı tefsir etmek haramdır ." (İbn-i Kesir, c.1 s.5 )

Tavsiyem şudur; "ey İslamoğlu Allahtan kork! Kur'an'ı kendi reyin ile tefsir etme. Ölüm vardır, sual vardır, Allah'ın huzuruna gitmek vardır. Orada ne mal vardır, ne makam vardır ve ne torpil ve yağcılık vardır."

Yanlış yorumlamalarına örnekler:

Öncelikle Müddessir suresi 43. âyette belirtilen;

لَمْ نَكُ مِنَ الْمُصَلِّين

"Biz namaz kılanlardan olmadık " âyetini " Biz Allah'la bağımızı koparmıştık " olarak yorumlamıştır.

Namazı Müslümanların gündeminden çıkarmak istercesine, yanlışında ısrar eden Mustafa bunu düzeltmemiştir. Oysa tefsir kitapları onu yalanlamaktadır.

Beydavi âyetin tefsirinde " Farz namazları kılanlardan olmadık " demiştir.

Nesefi " Farz oluşuna inanmadık " diye yorumlamıştır.

Zemahşeri ayetin kâfirlerle ilgili olduğunu belirttikten sonra," Namaz erbabından olmadık " diye yorumlamıştır.

Mustafa aynı sürede başka bir âyeti de şöyle tersyüz ediyor;

يَا أَيُّهَا الْمُدَّثِّرُ

"Ey elbisesine bürünen "(Müddessir: 74/1) ayetini: " Ey yatan kimse " olarak yorumlamıştır. Müddessir kelimesinin " bir elbiseyi üstüne çeken insan " anlamına geldiği bütün âlimlerin ittifakıyla sabittir.

Aynı şekilde, Tin süresinde;

ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ

"sonra da onu aşağıların en aşağısına çevirdik "(Tin:95/5) ayetini " Yolun başına getirdik " olarak yorumlamıştır. Aşağıların en aşağısı hiç bir zaman yolun başı olamaz.

Kelimelere bu kadar uçuk-desteksiz anlamları yüklemesi düşündürücüdür. Çünkü en basit mütercim bile kelimelerle oynamanın tercümeye zarar verdiğini bilir.

Hal böyleyken İslamoğlu'nun Kur'an'ın kelimelerini kendi kafasınca, yazılmış tefsirlere ve dil kurallarına aykırı olarak yorumlaması büyük vebaldir. Bizim ona hatırlatmaktan kaçınmamız da bize vebaldir. İslamoğlu'nun meali ile Hamdi Yazır'ın mealini karşılaştırarak okumanızı tavsiye ediyorum. Allah'ın hidayeti ve selamı hepimizin üzerine olsun.