BÜYÜK GÜNAHLAR-23

462. KEBİRE: İsyanları itaatini bastıracak şekilde bir veya birçok küçük günaha devam etmek. Bunun büyük günah olmasının ve şâhitliğinin kabul edilmemesinin sebebini âlimler şu şekilde açıklamışlardır: Râfiî demiştir


Muhammed Emin Er

.

2020-11-16 12:00:43

462. KEBİRE: İsyanları itaatini bastıracak şekilde bir veya birçok küçük günaha devam etmek.

Bunun büyük günah olmasının ve şâhitliğinin kabul edilmemesinin sebebini âlimler şu şekilde açıklamışlardır: Râfiî demiştir ki; Arkadaşlarımız şöyle demişlerdir: Âdil yani şer'an şâhitliği kabul edilebilecek güvenilir bir kimse sayılma konusunda büyük günahlardan sakınmak ölçü olarak kabul edilir; öyle ki kim büyük günah işlerse, fâsık olur ve şâhitliği kabul olunmaz. Küçük günahlara gelince, onlardan tamamen uzak durmak şâhitliğin kabulü için şart değildir. Ancak, onların üzerinde ısrar ederse, büyük günah işlemiş gibi olur. Ezraî şöyle demiştir: Mezhepte kabul edilen, cumhûrun kâil olduğu ve kalbi tatmin eden görüş odur ki, eğer çoğunlukla Allah'a itaatkâr ve şahsiyetli olursa, şâhitliği kabul edilir, Allah'a isyanı ve şahsiyetsizliği daha fazla olursa, şâhitliği kabul edilmez. Şahsiyetli olmanın tarifi, halkın hoş görmeyeceği şeyleri yememek ve giymemektir. Bu da gösteriyor ki insan, yemede ve giymede kendi nefsine karşı aşırı derecede cimri davranırsa, şâhitliği kabul edilmez.

463. KEBİRE: Tevbe etmemek.

Allah Teâlâ, "Ey mü'minler, hepiniz toptan Allah'a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz," buyurmuştur. Büyük günahtan derhal tevbe etmek; kitaba, sünnete ve icmâ-ı ümmete göre farzdır. Küçük günahtan tevbe etmek de böyledir.

464. KEBİRE: Ensârdan nefret etmek. 465. KEBİRE: Ashab (r.a) hazretlerinden birine sövmek.

Buhârî'nin rivâyetine göre Peygamber (s.a.v), "İmanın alâmeti Ensârı sevmektir, münâfıklığın alâmeti de Ensârı sevmemektir," buyurmuştur. Buhârî ile Müslim'in rivâyetine göre Peygamber (s.a.v), Ensâr hakkında: "Onları ancak mü'min sever, onlardan ancak münâfık nefret eder. Kim onları severse, Allah da onu sever. Kim onlardan nefret ederse, Allah da ondan nefret eder," demiştir. Müslim'in rivâyeti ise şu şekildedir: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kimse, Ensârdan nefret etmez."

Buhârî ile Müslim şöyle rivâyet etmişlerdir: "Ashabıma sövmeyin, Ruhumu kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, biriniz Uhud dağı kadar altın verse, onlardan birinin bir avuç veya yarısı kadar verdiğine yetişmez." Tirmizî ise şöyle rivâyet etmiştir: "Ashabım hususunda Allah'dan korkun! Allah'dan korkun! Benden sonra onları hedef almayın. Kim onları severse beni sevdiği için sever, kim onlara buğz ederse, bana buğz ettiği için eder. Kim onlara eziyet ederse, bana eziyet etmiştir. Kim de bana eziyet ederse, Allah'a eziyet etmiştir. Kim de Allah'a eziyet ederse, tez zamanda Allah onu yakalar." Bu hususta pekçok hadis vardır.

Buhârî, Müslim ve daha birçok âlimler ashâba sövmenin büyük günah olduğunu açıkça ifâde etmişlerdir. Bu, cemaatten ayrılmağa girer ki, o da sünneti terk etmek anlamına gelen bid'atçılıktır. Kim ashâba söverse, şüphesiz büyük günah işlemiş olur. Bu görüşü aşağıdaki hadisin açık ifâdesi desteklemektedir: "Allah, insanların arasından beni seçti; bana da sahabiler seçti. Bana onlardan vezirler, Ensâr (yardımcılar) ve damatlar verdi. Kim onlara söverse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onun üzerine olsun."

Peygamber Efendimiz (s.a.v) başka bir hadiste şöyle buyurmuştur: "Allah önce beni seçti; bana da sahabiler seçti. Bana kardeşler, arkadaşlar ve damatlar seçti. Benden sonra bazı kavimler gelecek; onları ayıplayacak, onlardan nefret edercekler. Onlarla beraber yemeyin, içmeyin. Onlardan kız alıp vermeyin. Onlarla beraber veya onların arkasında namaz kılmayın."

Bir başka hadis-i şerifte de şöyle denilmiştir.: "Ashâbımdan bahs edildiği zaman dilinizi tutun." Bazıları, ulemânın çoğunluğundan, Ebû Bekr ile Ömer'e (r.a) sövenin kafir olacağını nakletmiştir.

XXX. Davalar ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar

466. KEBİRE: Bir insanın, kendisine âit olmadığını bildiği bir şeyin kendisinin olduğunu iddiâ etmesi.

Bu hususta şu hadis vardır: "Kim, kendisinin olmayan bir şeyin kendisine âit olduğunu iddiâ ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın." Bu, ağır bir tehdittir ve bu davranışın çok büyük bir günah olduğunu gösterir.

XXXI. Köle azad etme ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar 467. KEBİRE: Azad edilmiş birini şer'î bir gerekçe olmadıkça hizmetinde çalıştırmak;

Meselâ onu gizlice azad etmiş olmasına rağmen hizmetinde çalıştırmağa da devam etmesi gibi. Zira bu, hür kimseyi köle edinmektir.

Büyük günahların izahı burada sona erdi. Allah-ü Teâlâ Azze ve Celle hepimizi bunlardan ve rızasının dışında olan her şeyden korusun.

 Takva Sahiplerinin Büyük Mükafatı

İşte yukarıda sayılan günahlardan kaçınmak, takva sahibi olmak demektir. Çünkü büyük günahlardan kaçınmak, daha önce de bahsedildiği gibi, şirkten kaçınmaktan sonra, takvanın temelini teşkil eder. Ancak takva yine daha önce bahsedildiği gibi sadece büyük günahları terketmekle tamamlanmış ve kemale ermiş olmaz; küçük günahları ve Allah'dan gafil olmayı da terketmek gerekir. Büyük, küçük, gizli, açık, bütün günahları terkedip kalbini her türlü kötü arzu, his ve düşünceden arındırmadıktan sonra insan gerçek takvaya erişemez. Takva sahibi yani müttakî olmak kolay olmadığından dolayı, mükâfâtı da o derece büyüktür.

Allah Teâlâ takva sahiplerinin elde edecekleri mükâfât hakkında Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır:

"Nefsânî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır.

(Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takva sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür." (Âl-i İmrân Sûresi, 14-15).

Yukarıdaki âyette sayılan dünya nimetlerinin ve dünya güzelliklerinin, insana sevdirildiği ifâde edilmiştir. Bu davranış tabiîdir, dünyevîdir. Esasen insanoğlu hayatını ve neslini devam ettirebilmek için bu nimetlerden belli ölçüde istifâde etmek zorundadır. Ancak insan bunlara kul köle olmamalıdır. Yine yukarıda geçen âyette bunlardan daha güzeli gösterilmiştir, çünkü öncekiler ne kadar güzel olursa olsun geçicidir, ikinciler ise devamlıdır, ebedidir.

ربنا لا تواخذنا إن نسينا أو أخطأنا ، ربنا آتينا في الدنيا حسنة وفي الآخرة حسنة وقنا عذاب النار.

سبحان ربك رب العزة عما يصفون وسلام على المرسلين والحمد لله رب العالمين.



Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

BÜYÜK GÜNAHLAR-23

BÜYÜK GÜNAHLAR-23

462. KEBİRE: İsyanları itaatini bastıracak şekilde bir veya birçok küçük günaha devam etme

BÜYÜK GÜNAHLAR-22

BÜYÜK GÜNAHLAR-22

XXIX. Şâhitlikle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 437. KEBİRE: Yalancı şâhitlik etme

BÜYÜK GÜNAHLAR-21

BÜYÜK GÜNAHLAR-21

XXVIII. Kadılıkla ilgili bölümde geçen büyük günahlar 417. KEBİRE: Kadılık talep etmek.

BÜYÜK GÜNAHLAR-20

BÜYÜK GÜNAHLAR-20

Yeminlerle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 409. KEBİRE: Sahibini günaha batıran, yani

BÜYÜK GÜNAHLAR-19

BÜYÜK GÜNAHLAR-19

399. KEBİRE: Vebâdan kaçmak. Allah Teâlâ: “Ölüm korkusu ile yurtlarından çıkan binlerc

BÜYÜK GÜNAHLAR-18

BÜYÜK GÜNAHLAR-18

XXIII. Cihadla ilgili bölümde geçen büyük günahlar 390. KEBİRE: Farz-ı ayn olduğu zaman ci

BÜYÜK GÜNAHLAR-17

BÜYÜK GÜNAHLAR-17

369. KEBİRE: Hırsızlık. Allah Teâlâ: “Erkek ve kadın hırsızın, Allah’dan bir ibret v

BÜYÜK GÜNAHLAR-16

BÜYÜK GÜNAHLAR-16

XXI. Mürtedlik (dinden dönme) ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar 352-353. KEBİRE:

BÜYÜK GÜNAHLAR-15

BÜYÜK GÜNAHLAR-15

XVIII. Büyü ve kehânet ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar 320-321-322-323. KEBİRE:

BÜYÜK GÜNAHLAR-14

BÜYÜK GÜNAHLAR-14

XVI. Kölelerle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 304. KEBİRE: Kölenin, efendisinden baş

BÜYÜK GÜNAHLAR-13

BÜYÜK GÜNAHLAR-13

289. KEBİRE: Müslümana sövmek. Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce, İbn Mes’

Çünkü Allah, haktır. O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz batıldır. Gerçekten Allah çok yüce, çok büyüktür.

Lokman, 30

GÜNÜN HADİSİ

"Kim, müslüman kardeşinin namusunu ve şahsiyetini korursa, Allah onun yüzünü kıyamet gününde cehennem ateşinden uzak tutar."

Tirmizî.

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI