Bakın Cenab-ı Peygamber aleyhissalatu vesselam ne buyuruyor; "Bir insan dünyada her türlü zevkini yapar da Allah'tan korkmazsa, Allah ahirette zevkine mani olacak" buyuruyor. Cennette istediğini görmeyecek, Cennete geç girecek veya giremez buyuruyor maazallah. Anladık mı? Dünyada zevkini yapacağım diye Cenab-ı Hakkı gücendirmeyin, gazaba getirmeyin buyuruyor.

Sonra insan Allah'tan korkmayan zenginlerin durumlarına imrenecek olursa, melaike-i kiram katiyen bu adama kıymet vermezleri sevmezler. Bakıyorsun ki azılı, zalim insanların şeyine imreniyor; "ahh benim param olsa da ben de bunu yapsaydım. Ahh bilmem ne yapsaydım" Fırsat arıyor, fenalık yapmak için. Melaikeler bunu sevmezler buyuruyor.

"bir insan az bir rızka kanaat edecek olursa" buyuruyor, "Cenab-ı Hak onu Cennet-i Firdevs'in istediği yerinde onu iskân edecek" buyuruyor. Anladık mı?

-Cemaatten birisi soruyor; "Hocaefendi, çeşme câmi gibi şeyler bizi yorarsa?

-Hııı?

-Çeşme gibi, cami gibi şeyler param olsa yaptırsam diye düşünse?

-Bu iyi şey canım. Biz ne diyoruz? Azgın adamların, fena adımların gidişi. Bu, camiyi yapmak, iyi adamlar yapar bunu..

Dün geçiyor birisi. Bebekte bir apartmana bakıyor; "Bö bö bö bö..Ah diyor amma bina, benim elime geçse.." Ulan ne olur, eline geçse ne olacak? Başta iman istesene. Bunun gibi, nerede azgın, zalim insanlar varsa, dünya adamları varsa, onlara imreniyor. Onun için melaikeler sevmiyor bu adamı buyuruyor.

"Bir insan açlığa sabrederse, fukaralığa sabredecek olursa, Cenab-ı Hak Cennet-i Firdevs'in en güzel yerini ona verecek" buyuruyor. Bak burada istediği gibi elbise giyemiyor, çocuklarına giydiremiyor, istediği gibi yemek bulamıyor, ama sabrediyor. Namuslu adam, Allah'tan korkuyor, böyle sabrettiği için Cenab-ı Hak celle ve ala, Cennet-i Firdevs 'ki, Cennetlerin en güzeli, onu en güzel yerinde iskân ederim" buyuruyor.

Gene bak Cenab-ı Peygamber buyuruyor, ashab-ı kirama; "Siz öyle bir zamandasınız ki" buyuruyor, ulema, din fazla buyuruyor, benim öğrettiklerimin onda birini bırakırsanız, Cenab-ı Hak sizi helak eder buyuruyor. Çünkü Peygamber yanlarında.. "Bir zaman gelecek benim ümmetim, zaman bozulacak, onda birini yaparlarsa, kurtulurlar" buyuruyor. Anladık mı? Bak eskiden onda birini bırakırlarsa Allah helak ederdi, şimdi onda birini yapacak olsak, Allah yine kusurumuza bakmıyor buyuruyor. Nasıl bu? İstanbul'un hayatı nasıl? İstanbul'un yaşayışı rahat mıdır, sıkıntılı mıdır?(1965 tarihinde soruyor)

-Rahattır..

-İstanbul'u her yerden rahat görüyorum. Bak Allah zelzele göndermiyor, musibet yok. Elhamdülillah para da var, az çok. İnsanın karnı doyuyor. Niçin? İstanbul'un Müslümanlığı.. Başka yerlere nispeten yine iyidir burası. Bak burada en aşağı on bin hafız var, nerede bulacaksın bu hafızları? Belki bin yerde ezan okunuyor.. Camilerde sabah namazında bile 40-50 kişi bulunur, başka yerlerde nerede bulunur bunlar? Anladın mı, İstanbul'un rahatı bu yüzden. Fenalık ta çok amma iyiler de çok.

Bak ne buyuruyor, "onda birini de yapsalar Allahu Azimüşşan yine muhafaza eder" buyuruyor. Bu fenalıklar eski zamanda olsaydı, Allah memleketi yere geçirirdi. Ama ahali cahil, fenalar çok olduğu için, Cenab-ı Hak o kadar kusura bakmıyor.

Evet.. "Benim ümmetimin beni en çok sevenleri Ahirzamanda gelecekler" buyuruyor. Ashab-ı kirama diyor; "kıyamete yakın öyle Müslümanlar gelecek ki, bana canlarını feda edecekler; "ahh Cenab-ı Peygamber'i görsek, malımız, evladımız feda olsun" diyecekler. İnşallah içimizde de böyle Müslümanlar vardır. Bak Cenab-ı Peygamber nasıl methediyor.

-Devam edecek-