KADER RÄ°SALESÄ° ÅžERHÄ°-10

“İkincisi: Bizzarure herkes kendisinde bir ihtiyar hisseder. O ihtiyarın vücudunu vicdanen bilir. Mevcudatın mahiyetini bilmek ayrıdır, vücudunu bilmek ayrıdır. Çok şeyler var; vücudu bizce bedihî olduğu halde, mahiyeti bizce meçhul... İşte şu cüz’-i ihtiyarî, öyleler sırasına girebilir.


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2021-02-22 09:16:31

"İkincisi: Bizzarure herkes kendisinde bir ihtiyar hisseder. O ihtiyarın vücudunu vicdanen bilir. Mevcudatın mahiyetini bilmek ayrıdır, vücudunu bilmek ayrıdır. Çok şeyler var; vücudu bizce bedihî olduğu halde, mahiyeti bizce meçhul... İşte şu cüz'-i ihtiyarî, öyleler sırasına girebilir. Her şey, malûmatımıza münhasır değildir. Adem-i ilmimiz, onun ademine delalet etmez" (Sözler, 466)

ÅžERH

2. Özgür İradenin Varlığı:

İnsanda bir özgür iradenin bulunduğu her vicdanın hissedip tasdik ettiği bir hakikattir. Meselâ: İnsanda iki ayrı hareket ve davranışın var olduğu adeta gözle görünecek kadar açıktır.

Birincisi; insan iradesinin dışında meydana gelen gayr-ı ihtiyari hareketler, fiillerdir. İnsanın gözlerinin görmesi, kulaklarının işitmesi, kalbinin bir pompa gibi işlemesi, nabızlarının atması, saçının, tırnağının uzaması, hülasa; biyolojik/canlı bir bünye olarak vücudun büyümesi, gelişip serpilmesi, hücrelerin çalışması, kemiklerin kalınlaşması, bu konuya gözle görülen canlı bir örnek teşkil etmektedir.

İkincisi; İnsanın iradesine bağlı olarak meydana gelen hareketler, fiillerdir. Meselâ, insanın gözünü kapatıp açması, kolunu kaldırıp indirmesi, ayaklarını uzatıp çekmesi, oturup kalkması, eğilip doğrulması gibi pek çok işlerin insan iradesine bağlı olarak meydana geldiğine hiç kimsenin şüphesi olmaz.(1)

Nitekim aynı hareketin arkasında özgür iradenin olup olmadığına göre farklı değerlendirmeler yapılır. Düşünelim ki, bir insanın eli-kolu sinirsel bir hastalık sebebiyle durmadan sağa-sola hareket etmektedir. Bu hareket esnasında yanındaki bir insanın yüzüne bir tokat gibi çarpsa, o kimse bu olayı hoş karşılar ve içinde bir dargınlık hissetmez. Çünkü bu tokatın söz konusu insanın iradesi dışında meydana geldiğini, içinde bir kastın bulunmadığını bilir. Buna mukabil, sağlam bir insan yanındaki kimseye bir tokat atsa, adam hem gücenir, hem de buna karşılık verir. Çünkü bu tokatın bir niyet, bir kastın sonucu olarak vuranın özgür iradesiyle gerçekleştiğini bilir. Bu iki olayın farklı tesir meydana getirmesinin yegâne sebebi, birinin irade dışı gayr-i ihtiyari vuku bulması, diğerinin özgür bir irade ile kasten gerçekleştirilmiş olmasıdır.

Demek ki, kader Allah'ın ezel ilminin bir nevi olarak açık bir hakikat olduğu gibi, insanın özgür iradesinin varlığı da aklen bilinen, vicdanen hissedilen, hatta –meydana getirdiği eserleriyle-gözle görünen bir gerçektir. O halde, birbirinin zıddı gibi görünen bu iki hakikatin bir arada olabileceği nasıl gösterilebilir?

Bir şey izah edilirken, en zayıftan en güçlüye doğru bir istidlal metodunu kullanmak, Risale-i Nur'da bir prensiptir. Üstad bu konuda da aynı metodu kullanmış ve ilgili soruya şöyle cevap vermiştir: "Mevcudatın/varlıkların mahiyetini bilmek ayrıdır, vücudunu/varlığını bilmek ayrıdır. Çok şeyler var; vücudu bizce bedihî (varlığı bizce çok açık) olduğu halde, mahiyeti bizce meçhul... İşte şu cüz'-i ihtiyarî de (bizim varlığını bilip de mahiyetini bilmediğimiz) öyleler sırasına girebilir. Herşey, malûmatımıza münhasır değildir. Bu konuda bilgimizin olmaması, onun yokluğunu göstermez. "

-devam edecek-

 Adem-i ilim: İlim sahibi olmama, bilmeme.

 Bizzarure: Zorunlu olarak.

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Necati Kılıç, 2021-02-22 20:36:49

Niyazi Hocam Allah razı olsun..İlmi birikiminizle daha nice yorumlar sizden bekliyoruz.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DÄ°ÄžER YAZILAR

"Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla, şüphesiz ki sen her şeye kadirsin."

Tahrim, 8

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Kelimetan hafifetan alellisan. Sakiyleten filmizan. Habiybetan ilerrahman: Subhanellahi ve bi hamdihi, subhanellahi'l-azim."

"İki kelime vardır ki, dile hafif, mizanda ağırdırlar: Sübhanellahi ve bi hamdihi, sübhanellahi'l-azim." (Buhari, Deavat: 11/175)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI