KARA LEKE 28 ÅžUBAT

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... 28 Şubat 1997 yılını unutmam mümkün değil. Çünkü o yıllarda Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde görevli iken, 28 Şubat’ın birkaç gün evvelinde Efendi hazretlerimizin (Kuddise Sirruhu) ziyaretiyle şerefyâb olmuştuk.


Ali Haydar Çetintürk

cetinturkalihaydar@gmail.com

2021-02-27 23:40:14

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...

28 Şubat 1997 yılını unutmam mümkün değil. Çünkü o yıllarda Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde görevli iken, 28 Şubat'ın birkaç gün evvelinde Efendi hazretlerimizin (Kuddise Sirruhu) ziyaretiyle şerefyâb olmuştuk.

Henüz yedi yıl olmuştu göreve başlayalı. O günleri, bu günkü gibi hatırlıyorum. O günlere ait hatırladığım en güzel şeylerin başında da; Efendi hazretlerimizin (Kuddise Sirruhu) sohbeti geliyordu. O sohbet içerisinde Sultanımız öyle bir söz söylediler ki, o sözler aslında 28 Şubat'ın gelişini haber verir gibiydi. Şöyle buyurmuşlardı:

"Sarıklarınızı sarın! Bu günleri siz de arayacaksınız ben de."

Ve gerçekten birkaç gün sonra da bu sözlerin hakikatiyle muhatap olmaya başlamıştık.

O gece sabah namazına kadar ifademiz alınmıştı. Daha sonra altı ay hapis cezası aldığımız yargılanmaların mukaddimesi olan o günün sabahında, sarıktan dolayı da ayriyeten ifadelerimiz alınmıştı. Tıpkı sarıklarımız suç delili olarak alındığı gibi.

Cübbelerimizin, cübbe mi yoksa pardösü mü olduğunun tespiti için bilirkişi olarak müftü beye gönderildiği o zamanı unutmam mümkün değildi.

Gerçekten de Efendi Hazretlerimizin (Kuddise Sirruhu) 'arayacaksınız' dediği o günleri mumla arar hale gelmiştik.

Hakkımızda en az üç dava açılmıştı. Kadın bir hâkim tarafından yargılanırken, bir gün gelip evimden alınarak ifadeye götürüldüğümde sebebini sorunca, beş vakit namazını kılan, ismi bende saklı olan bir polis memuru; "sen sebebini daha iyi bilirsin" demişti.

Savcılığa getirildiğimde niçin getirildiğimi anlayınca ve mühürlenmiş bir balyozla karşılaşınca şok olmuştum. Zira meczûb'un birisi, bir okulun bahçesinde bulunan Atatürk heykelini o balyozla kırmış ve hiç tanımadığım halde ne hikmetse benim adımı vermişti.

Ezberlediğimiz mahkeme koridorlarını yeni bir dava ile aşındıracağımız belli oluyordu.

Bu davadan dolayı ismi bende saklı olan o memurun mahkeme salonunda "çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüsünde yakayı ele verir" deyince, o memuru azarladığımda dertlerin ve darbelerin insanı bileyen bir yönünün de olduğunu yaşayarak görmüş olduk.

Azarlanırken azarlamayı da öğrenmiştik.

28 Şubat darbe olmanın yanı sıra, dostun ve düşmanın renginin belli olup, açığa çıktığı bir zaman dilimidir.

Öncesinde 9 saat süren Milli Güvenlik Kurulu toplantılarının şahitlerinin ifadelerinden, bu darbenin yapılmasının sebeplerinin başında; İslam'ın geldiğini görüyoruz.

Paşalardan birisi, İsmail Ağa camiinin yanında çarşaflı bir hanımın yolun karşısına geçerken çekilmiş fotoğrafını, 54. hükümetin başbakanına gösterirken: "Siz sandalyede oturduğunuz zaman bu çarşaflıların adedi artıyor" demişti. Ve yine kendi ifadelerince 5 Şubat'ta Ankara Sincan'da yürütülen tanklarla 'demokrasiye balans ayarı' yaparken bilerek veya bilmeyerek bu milletin geleceğini de paletlerle ezdiklerini anlayamayacak kadar gözleri kararmıştı.

Öyle ki, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya'nın "irtica PKK'dan daha tehlikelidir" sözleri bunun delillerindendir.

Sonraki dönemlerde dış güçlerin de desteklediği anlaşılan bu darbe, Türkiye'yi çivisi çıkmış bir ülke haline getirmiştir. Bin yıl sürecek denilen fakat 10 yılda iflas eden bu darbeye verilecek en güzel isim zorbalık'dan başka bir şey değildir.

28 Şubat, mütedeyyin insanları sindirmek için İslam'ın değerlerine açılmış bir savaşın adıdır. İnsanların fişlenmesi ve okullarda ikna odalarının kuruluşu, gücünü; koca koca insanların koşa koşa gittikleri brifingleriyle meşhur olan 28 Şubat'tan almaktadır.

Bu hususta çok şeyler söylemek mümkün iken politikadan çok da iyi anlamayan biri olarak hata etmemek için 28 Şubat'ın İslam'a yapılan bir darbe olduğunu söyleyerek makalemi burada noktalıyorum. Vesselam.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr

YEREL ORYANTALÄ°STLER

YEREL ORYANTALÄ°STLER

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

Ä°ttihad-ı Ä°slam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar daÄŸdaÄ

Ä°MANIN ÅžEHAMET-Ä° MANEVÄ°YESÄ°

Ä°MANIN ÅžEHAMET-Ä° MANEVÄ°YESÄ°

İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki

MUHALEFET KULVARLARI

MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı

UYUYAN DEV UYANMIÅžTIR

UYUYAN DEV UYANMIÅžTIR

Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana

YANLIÅž VE HAKSIZ Ä°NTERNET PAYLAÅžIMLARI

YANLIÅž VE HAKSIZ Ä°NTERNET PAYLAÅžIMLARI

dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ

MASONLAR VE ESAD AÄ°LESÄ°

MASONLAR VE ESAD AÄ°LESÄ°

Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme

Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. O, üstündür, hikmet sahibidir.

HAÅžR, 1

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dahil ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktır.

Tirmizi, Birr 14, (1918)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI