ŞEYH AHMED-İ HÂNÎ
Ahmed-i Hânî, on yedinci asrın ikinci yarısında Anadolu’nun en doğusunda yükselen bir ilim, edebiyat ve maneviyat güneşidir. Tam adı Ahmed b. Molla İlyas b. Molla İyaz b. Emîr Rüstem Şeyh Abdurrahman b. Emîr Abdürrezzâk b. Emîr Süleyman b. Mîr Hasan el-Hânî’dir
{Osmanlı dönemi Bayazıt Sancağında yaşamış devlet
adamı, müderris, mütefekkir, şair ve sûfî}
Ahmed-i Hânî, on yedinci asrın ikinci yarısında Anadolu'nun en doÄŸusunda yükselen bir ilim, edebiyat ve maneviyat güneÅŸidir. Tam adı Ahmed b. Molla Ä°lyas b. Molla Ä°yaz b. Emîr Rüstem Åžeyh Abdurrahman b. Emîr Abdürrezzâk b. Emîr Süleyman b. Mîr Hasan el-Hânî'dir.(1)Â
Ahmed-i Hânî, 1061/1650 yılında Bayazıt Sancağında dünyaya gelmiÅŸtir.(2)DoÄŸum tarihine kendisi ÅŸu beyitle tarih düşmüştür:(3)Â
Lewra ku dema ji xeybê fek bû
Tarîxê hezar û şêst û yek bû
"Zira gaybdan koptu(doÄŸdu)ÄŸu vakit
Tarih bin altmış bir (yılını gösteriyor) idi."Â
Ahmed-i Hânî, Bayazıt Sancağında babası Molla İlyas'ın 1036/1627 yılında müderris olarak tayin edildiği Sinaniye Medresesi'nde(4) başladığı ilim tahsiline Tebriz, Ahlat, Bitlis, Urfa, Cizre gibi şehirlerde devam etmiştir.(5) Sahip olduğu ilmî birikim, farklı kültür ve dillere vukufiyeti, onun Bağdat, Şam ve İstanbul gibi İslam dünyasının önemli ilim kültür merkezlerini dolaştığına işaret etmektedir.
Telif ettiği eserleriyle Anadolu, İran, Irak, Suriye ve Azerbaycan Kürtleri arasında saygın bir yer edinen Ahmed-i Hânî, Melayê Cizîrî'nin (v. 1050/1640) Divan'ıyla yeniden canlandırdığı Kürt Dili ve Edebiyatı alanını, daha da geliştirerek geniş bir coğrafyada etkisini artırmıştır.
On altıncı asrın ikinci yarısından on sekizinci asrın ilk çeyreğine kadar devam eden bu dönem Kürtler arasında dil, tarih ve edebiyat alanlarında ciddi bir hareketliliğin yaşandığı altın bir süreç olarak değerlendirilebilir. Bu sürecin diğer önemli bir yönü, tasavvufî Kürt edebiyatının da şaheserlerinin verildiği bir dönem olmasıdır.
Bu açıdan bakıldığında Ahmed-i Hânî, edebiyat ve tasavvuf alanlarında Melayê Cizîrî ve öncesi ile kendisinden sonra gelecek şahsiyetler için bir geçiş noktası ve kilit bir şahsiyet konumundadır.
Osmanlı dönemi Bayazıt Sancağındaki ilmiye sınıfının seçkin bir mensubu olan Hânî, hayatını ilim, tasavvuf ve eser telifiyle geçirmiştir. Ayrıca İslam dünyasında ilim, kültür, siyaset ve toplumsal alanlarda meydana gelen gelişmeleri de takip etmiştir.
Dört dilde mülemmâ yazabilecek kadar entelektüel bir birikime sahip olarak adından hep saygıyla bahsedilmiştir.
Fâte 'umrî fî hevâke yâ habîbî küllü hâl
Âh û nâlem hemdemem şod der fifirâqet mâh û sâl
Ger benim kanım dilersen çoktan olmuştur helal
Mest û serxoÅŸem ji iÅŸqê min nemâ ekl û kemâl (6)Â
Telif ettiği eserlerinden günümüze ulaşanları şunlardır:
1. Nûbihara Biçûkân
2. Eqîdeya Îmânê
3. Mem û Zîn
4. Dîwana Helbestan
Bu eserlerinden özellikle Mem û Zîn adlı çalışması, sadece Anadolu'da değil dünyanın pek çok ülkesinde araştırmacıların dikkatini çekmiş ve araştırma konusu olmuştur.
Ahmed-i Hânî'nin tasavvufî hayatı hakkındaki bilgimiz ise yok denecek kadar azdır. Özellikle Mem û Zîn adlı eserinde yer alan bazı beyitlerde değindiği tasavvufî konulardan(7) onun bu alandaki düşünceleri hakkında çok kısıtlı malumat elde edebiliyoruz.
Ona göre tasavvufî eÄŸitim için bir mürÅŸide intisap ÅŸarttır. Bu olmadan manevî eÄŸitim de gerçekleÅŸmez;Â
Zanî ku nebû muradi hâsıl
Bê xelwetê xassê şêxê kâmil(8)Â
Anladı ki nail olamayacak maksadına
Katılmadan Şeyh-i Kâmilin özel sohbetine
Ahmed-i Hânî mürşide intisabın gerekliliğine kanaat getirdikten sonra bölgenin yaygın tarikatlarından Nakşibendiyye'ye intisabını şu beyitle dile getirir:
Me dî neqşek ji neqşê Neqşibendan
Vebû qeydê di min yek yek ji zendan(9)Â
Bir nakış gördük Nakşibendîlerin nakş (lar)ından
(Bu sebeple) çözüldü kollarımın bağları birer birer
Şêx û sofifitî keramet, ilim, xwendin hem amel
Xilwet û hucre, terîqeta te şerî'et bê xelel (10)
Şeyhlik, sofilik ve keramet, ilim okumak ve (aynı zamanda) onunla amel etmektir, halvet yerin ve hücren (aynı mekan olmalı), tarikatın(a
gelince o da) şeriattır şüphesiz.
Ahmed-i Hânî'nin halvet yerine ilim ve medreseyi tarikat denince de şeriatı öne çıkaran sözleri, onun dönemin Nakşibendî-Müceddidî koluna mensup olma ihtimalini güç-lendirmektedir.
İshak Paşa Sarayında babasından beri devam eden Divan Kâtipliği göreviyle devlet ricaline, müderrislik görevi ile de Bayazıt halkına yakın olmuş ve hayatı bu minvalde geçmiştir.
Ahmed-i Hânî'nin vefat tarihiyle ilgili farklı bazı bilgiler bulunmakla beraber onun 1119/1707 yılında Bayazıt Sancağında vefat ettiği görüşü öne çıkmaktadır. Onun vefatına
(ربه اليلي خانيني طار/ Hânî Rabbine Uçtu) Arapça cümlesiyle tarih düşülmüştür.
ر+ا+ ط (200+1+9=210)
ي+ ن+ا+ خ (10+50+1+600=661)
ي+ ل+ا (10+30+1=41)
ه+ ب+ر (5+2+200=207)
Toplam: 1119
Ebced hesabıyla bu cümle Hicrî 1119'a denk düşmektedir. (11) Bu da Miladî 1707 yılına karşılık gelmektedir. Hânî'nin kabri İshak Paşa Sarayının yukarısında hâkim bir tepede bulunmaktadır.
DipnotlarÂ
1- Hamdî Abdülmecid es-Selefî, Tahsin İbrahim ed-Dûskî, Mu'cemu'ş-şu'arâi'l
Kurd, Dâru Sipîrêz, Duhok 2008, s. 85.
2- Maruf Haznedar, Mêjûyê Edebê Kurdî, Çaphâne-i Ârâs, Hevlêr 2010, II/367; Sâdık Bahaeddin el-Âmêdî, Şu'arâu'l-Kurd, Matbaatu'l-Mecma'i'l-'İlmiyyi'l Irakî, Bağdat 1980, s. 308-309.
3- Ehmedê Xânî, Mem û Zîn, Çev. M. Emin Bozarslan, Hasat Yayınları, İstanbul, 1990, s. 489; Ehmedê Xânî, Mem û Zîn, Haz. Nâmık Açıkgöz, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 2010, s. 214.
4- es-Selefî, Mu'cemu'ş-şu'arâi'l-Kurd, s. 91.
5- Haznedar, Mêjûyê Edebê Kurdî, II/367; el-Âmêdî, Şu'arâu'l-Kurd, s. 312.
6-Tahsin İbrahim ed-Dûski, Cevâhiru'l-me'ânî fî şerhi Dîvanı Ahmed el-Hânî, Dâru Spîrêz, Duhok 2005, s. 220.26 •
7- Enver Muhammed Ali, Ahmed el-Hânî felsefetu't-tasavvuf fî Dîvanihi Memû Zîn, Dâru Sipîrêz, Duhok 2007, s. 79-87.
8- Can Dost, ed-Dürrü's-semîn fî şerhi Mem û Zîn, Dâru Spîrêz, Duhok 2006, s. 558.
9- ed-Dûski, Cevâhiru'l-me'ânî, s. 245
10- Ahmed-i Hânî, Nûbihara Biçûkân, Zeynel Abidin Amedî Yazma Nüshası, Tıpkı Basım, Diyarbakır, t.s., s. 31.
11- Haznedar, Mêjûyê Edebê Kurdî, II/368; ed-Dûski, Cevâhiru'l-me'ânî, s. 27-28.28
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.
Ankebut:45
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
"Sizin en hayırlınız Kur'an'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir."
"Sizin en hayırlınız Kur'an'ı Kerim'i öğrenen ve öğretendir."
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...