ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3
Bu kısa fetret dönemi sonrasında tüm himmetini bütün işlerde dinin tahkimine ve zayıflık gösterip hayatın genelinden dini uzaklaştırmaya gözlerini diken ve Avrupa hayatına ve onun cazibesine aldananların reddine sevk etti.
Bu kısa fetret dönemi sonrasında tüm himmetini bütün işlerde dinin tahkimine ve zayıflık gösterip hayatın genelinden dini uzaklaştırmaya gözlerini diken ve Avrupa hayatına ve onun cazibesine aldananların reddine sevk etti.
Bir gün kendisini ziyarete gelen Dâr-ül Hikmet a'zasından Seyyid Sa'deddin Paşa dedi ki: "Kat'î bir vasıta ile haber aldım; kökü ecnebide ve kendisi burada bulunan bir zındıka komitesi, senin bir eserini okumuş. Demişler ki: "Bu eser sahibi dünyada kalsa, biz mesleğimizi yani zındıkayı, (dinsizliği) bu millete kabul ettiremiyeceğiz. Bunun vücudunu kaldırmalıyız." diye senin i'damına hükmetmişler. Kendini muhafaza et."
Bediüzzaman'ın cevabı şöyle oldu; "Tevekkeltü Alallah, ecel birdir, tegayyür etmez..."
1327(1911) senesinde Türkiye'den ayrılıp Şam'a gitti. Şam'da Emeviye Camiinde "Hutbe-i Şamiye" diye meşhur olan hutbesini verdi. Orada dediklerinden bazıları şunlardır;
"Avrupa ve Amerika, İslâmiyetle hâmiledir. Günün birinde bir İslâmî devlet doğuracak. Nasılki Osmanlılar Avrupa ile hâmile olup bir Avrupa devleti doğurdu."
Ey ahiret kardeşlerim! Ben buraya size nasihat etmek kasdıyla gelmedim. Ancak ve ancak geldim ki siz Araplar ve Türkler üzerinde olan haklarımızı talep etmek için geldim. Sizler ey Araplar bizim üstadlarımız ve eşrafımızsınız. Ve ey Türkler, sizler bizim hâkimlerimiz ve işlerimizi üzerilerine alanlarımızsınız.
 Sizin tenbelliğiniz ve füturunuzla biz bîçare küçük kardeşleriniz olan İslâm taifeleri zarar görüyor.
Hususan ey muazzam ve büyük ve tam intibaha gelmiş veya gelecek olan Arablar! En evvel bu sözlerle sizinle konuşuyorum. Çünki bizim ve bütün İslâm taifelerinin üstadları, imamları ve İslâmiyet'in mücahidleri sizlerdiniz. Sonra muazzam Türk Milleti o kudsî vazifenize tam yardım ettiler. Onun için tenbellikle günahınız büyüktür. Ve iyiliğiniz ve haseneniz de gayet büyük ve ulvîdir.
Ben Araplardan birlik olmalarını ve Müslümanların saflarında vahdeti tesis etmelerini, İslam'a vermiş oldukları eski ahidlerini yerine getirmelerini intizar ediyorum. Ve ümidim büyüktür ki, gelecek nesiller İslam'ın alemin her tarafına yayılmış günlerini yaşasınlar.."
Sonra Van'da medresesini tesis etti ve orada tedrise başladı. Bu sırada Birinci Dünya harbi tutuştu.. Üçbin talebesi ile birlikte gönüllü olarak vatan müdafaasına iştirak etti. Bu savaşta onun payına büyük kahramanlıklar ve yüksek hizmetler düştü. Şöyle ki; Milis alay kumandanı oldu ve onla birlikte olanların pek çoğu şehid oldu ve gönül hoşnudluğu ve hayranlık uyandıracak şekilde kanlarıyla toprağı suladılar.
Kendisi ve yanındakiler düşmanla şiddetle savaştılar. Ve onlardan bir çoğu peşi peşine şehid düştü. İslam topraklarının her adımını kanlarıyla suladılar.(1) Bu harpte düşman kefesi üstün geldi. Şöyle ki Bitlis şehri düşman Rus'un eline düştü ve şeyh ve yanındaki talebelerin geri kalanları esir düştü. Ve diğer esirlerle birlikte Sibirya'daki esir kamplarına nakledildiler...
Kosturma askeri esir kampında iki sene kaldı. Bu süre zarfında orada bulunan subay ve askeri esirleri irşad ile, onlara İslam'ı talim ile ve onlara İslami izzet ve hamiyeti öğretmekle uğraştı, ameli olarak da bunu ispat etti.
Bir gün esir kampını Rus askeri ileri gelenlerinden birisi ziyaret etti. Esirler bu zorba komutanın korkusundan titrediler. Ki bu saygı ve tazim bu kumandanın razı olacağı bir şeydi. Fakat bir şey onun dikkatini çekti. Esirlerin arasında bulunan biri(Bediüzzaman) bu komutanın gelişine önem vermemiş ve ayağa kalkmamıştı. Üç defa bu hadise (esirlerin önünden geçiş) tekrarlandığı halde değişen bir şey olmadı. Hatta komutanın gayzı arttı ve o esirin yanına gelerek dedi ki;
-Herhalde beni tanımıyorsun?
Cevap;
-Muhakkak seni tanıdım. Nikola Nikolyeviç diyorlar, Rus ordusu kumandanısın.
Komutan dehşete düştü ve dedi;
-O zaman niçin bana karşı ayağa kalkmadın?
 -Muhakkak ki ben dinimin izzetiyle izzetliyim. Ve şu izzet herhangi bir kimse için ihtiramen ayağa kalkmaktan beni men ediyor."
 Ve böylece idam ipi, bir yay mesafesi veya daha az, esir Bediüzzaman'a yaklaştı. O ki, izzetle ölümü zilletle hayata tercih etmişti. Fakat bu durum Rus komutanın kalbinde ona bir saygı duymasına yol açtı ve idam kararından vazgeçmesine ve kendisinden özür dilemesine vesile oldu..
-devam edecek-
DipnotÂ
(1) Abdülfettah Ebu Gudde merhum burada diyor ki; "Bu makamda, meşhur Türk şairi Mehmed Akif'in sözlerini Arapçaya terüme ederek nakletmek ne güzel ve ne doğru olur-ki bu ifadeleri faziletli kardeşim, sadık arkadaşım ve kadim, vefalı dostum Üstad Ali Yakup Yugoslavi, sonra İstanbuli(merhum Ali Yakup Cenkçiler)'den işitmiştim, Allah rahmet eylesin;
"Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar."
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanları bilir.
Al-i Ä°mran, 115
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Kur'an'ı cebren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur'an'ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir."
Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 20, 2920; Ebu Davud, Salat 315, 1333; Nesai, Zekat 68
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...