SEYDA MUHAMMED ZAHİD BAŞÇI HOCAMIZIN HATIRATI-7

-Seydam, son olarak anlatabileceğiniz bir hatıra var mı? -Son olarak şunu anlatayım. Daha önceden de söylediğim gibi babamın şeyhi Sadin Efendi idi. Kendisi Palu müftüsü ve Şeyh Ali Septi hazretlerinin torunuydu.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2021-07-16 12:37:31

-Seydam, son olarak anlatabileceğiniz bir hatıra var mı? 

-Son olarak şunu anlatayım. Daha önceden de söylediğim gibi babamın şeyhi Sadin Efendi idi. Kendisi Palu müftüsü ve Şeyh Ali Septi hazretlerinin torunuydu.

Bizim köyün komşusu bir Alevi köyü var, eski adı Bubon, yeni adı Oğul dere. Orada Malafero denen bir aile var; Ferogiller. Bunlar ağa idi. O toplumun ileri gelenleriydiler. Hakikaten akıllı insanlar da vardı içlerinde. Bizim dedelerimiz okuma yazma bilmezken, onlar Rüşdiye mezunu, en azından iptidaiye mezunu imiş. Ailenin bir çok ferdi de namaz kılıyordu.

Onlardan bir Ali ağa vardı ki ben kendisini görmedim, ama babam onu çok candan severdi. Babam her hafta onu ziyarete gidiyormuş. Yaşlı ve akıllı bir zat..

Babamın anlattığına göre bu Ali ağa nasıl olduysa Elazığ'da bir şeyh efendinin sohbetine girmiş. Dermiş ki; "şeyh efendinin bulunduğu odaya girdikten sonra baktım içimde köpek yavruları havlamaya başladı." Orada hemen tevbe ediyor..

Çok salih bir Müslüman..Hatta Şeyh Sadin Efendi demiş ki; "Ali ağa bir velidir, onu sevin, saygı gösterin." Sonra bizim memleketteki Çan şeyhleri de onu seviyorlarmış, değer veriyorlarmış, onlarla münasabetleri var..

 Bir gün babam Ali ağanın yanındayken Ali ağa demiş ki; "Muaviye'yi ne severim, ne söverim." Babam bir şey dememiş ama sanki kalbine bir hançer saplanmış. Orada bir şey dememiş, babam çok akıllı bir adamdı. Sonra babam Palu'ya geliyor, şeyh Sadin efendiyi ziyarete gidiyor. Orada bu durumu şeyh efendiye arz ediyor, "Efendi, Ali ağa böyle dedi."

Babam diyor ki; "ben öyle söyleyince, Sadini efendi'nin çehresi değişti. Te'kit ettirmek için tekrar sordu;

-Ne dedi?

-Kurban dedi ki, "Ben Muaviye'yi ne severim, ne söverim"

Sadini Efendi ellerini dizlerine şiddetle vurdu; "eyvah! Ali ağayı kaybettik! eyvah! Ali ağayı kaybettik!" dedi. Çok üzüldü. Hemen Ali ağaya Osmanlıca bir mektup yazdı. Hemen o mektubu aldım, köye döndüm.

Tekrar Ali ağayı ziyarete gittim. Elini öptüm. Mektubu verdim, "bu mektubu sana Sadini efendi gönderdi" dedim.

Mektubu okudukça rengi değişti. Mektubu bitirince üzüntüyle; "Eyvah!! tevbe.. tevbe..tevbe.. Eyvah.. neredeyse imansız gidecektim.. Estağfurullah.. estağfurullah..estağfurullah.. Muhammed'im benim(babamın adı Muhammed idi) Allah senden razı olsun. Sen benden işittin, şeyh efendiye söyledin, o da beni uyardı" dedi, bana çok dua etti.

Sonradan geldim, durumu efendiye söyledim, Sadini Efendi de çok sevindi.."

 -Seydam hatıralarınızı lütfettiğiniz için çok teşekkürler ederiz..

-Estağfurullah, ben teşekkür ederim...

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!

Nahl, 125

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Diğer bir kişi katılmaksızın, iki kişi aralarında fısıldaşmasın.

Buhari

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI