BÄ°R Ä°RFAN OLUÄžU; ARVAS SEYYÄ°DLERÄ°-1
Aile, adını Van’ın Müküs (Bahçesaray) ilçesine bağlı Arvas (Doğanyayla) köyünden almıştır. Burası Arvasîlerin Anadolu’daki en meşhur ilim ve irfan merkezi olmuş, aile bireyleri buradan tedrisat ve irşad faaliyetleri için Türkiye’nin farklı bölgelerine yayılmışlardır.
1.2.1.1. Arvasî Ailesinin Kısa Tarihi
Aile, adını Van'ın Müküs (Bahçesaray) ilçesine bağlı Arvas (Doğanyayla) köyünden almıştır. Burası Arvasîlerin Anadolu'daki en meşhur ilim ve irfan merkezi olmuş, aile bireyleri buradan tedrisat ve irşad faaliyetleri için Türkiye'nin farklı bölgelerine yayılmışlardır.
Arvasî ailesinin soyu, Şeyh Abdülkadir Geylânî'nin dayısı Seyyid Cemaleddin Bağdadî yoluyla Hz. Hüseyin'e dayanmaktadır. Bu aileden Anadolu'ya ilk gelen kişi Hacı Kasım Bağdadî adındaki âlim ve mutasavvıf şahsiyettir. Hacı Kasım Bağdadî'den Hz. Hüseyin'e kadar uzanan aile şeceresinde şu şahsiyetler yer almaktadır:(1)
1. Hz. Hüseyin b. Ali
2. Hz. Zeynelabidin b. Hüseyin
3. İmam Muhammed Bakır b. Zeynelabidin
4. İmam Ca'fer-i Sâdık b. Muhammed Bakır
5. İmam Mûsa Kâzım b. Ca'fer-i Sâdık
6. İmam Alî Rızâ b. İmam Mûsa Kâzım
7. Seyyid Musa b. İmam Alî Rızâ
8. Seyyid Ali Cevâd b. Seyyid Musa
9. Seyyid Muhammed b. Seyyid Ali Cevâd
10. Seyyid Ali b. Seyyid Muhammed
11. Seyyid Hasan b. Seyyid Ali
12. Seyyid Muhamed b. Seyyid Hasan
13. Seyyid Hasan b. Seyyid Muhammed
14. Seyyid Abdullah b. Seyyid Hasan
15. Seyyid Mehdi b. Seyyid Abdullah
16. Seyyid Murad b. Seyyid Mehdi
17. Seyyid Ä°smail b. Seyyid Murad
18. Seyyid Ahmed b. Seyyid Ä°smail
19. Seyyid Ma'ad b. Seyyid Ahmed
20. Seyyid Nizar b. Seyyid Ma'ad
21. Seyyid Abdülaziz b. Seyyid Nizar
22. Seyyid Mansur b. Seyyid Abdülaziz
23. Seyyid Ebû Abdullah b. Seyyid Mansur
24. Seyyid Hasan Tahir b. Seyyid Ebû Abdullah
25. Seyyid Hacı Kâsım b. Seyyid Hasan Tahir
26. Seyyid Abdullah b. Seyyid Hacı Kâsım
27. Seyyid Haydar b. Seyyid Abdullah
28. Seyyid Cemaleddin b. Seyyid Haydar
29. Seyyid Abdulcebbar b. Seyyid Cemaleddin
30. Seyyid Hacı Kâsım Bağdâdî b. Seyyid Abdulcebbar
31. Seyyid Abdülvehhab b. Seyyid Hacı Kâsım Bağdâdî
32. Seyyid Abdülaziz b. Seyyid Abdülvehhab
33. Seyyid İzzeddin Abdullah b. Seyyid Abdülaziz
34. Hacı Kâsım Bağdâdî b. Seyyid İzzeddin Abdullah
Hacı Kasım, Bağdat'ın Moğollar tarafından işgal edilmesinden sonra aile fertleriyle beraber önce Musul'a gelmiştir. Çünkü Musul Kadiriyye tarikatı mensuplarının yaygın olduğu ve saygın bir konuma sahip oldukları bir şehirdi. Zira daha önce Şeyh Abdülkadir Geylânî'nin (v. 562/1166) oğlu Seyyid
Abdülaziz Geylânî (v. 602/1205) ile damadı Şeyh Kadîbu'l-Ban (v. 573/1177) Musul ve çevresinde açtıkları Cibal Tekkesi ve Kadîbu'l-Ban Tekkeleriyle tarikatın yayılmasında ciddi rol oynamışlardır. Bu sebeple yıllar içinde Musul'da Geylânî ailesi ve Kadiriyye tarikatı mensuplarından oluşan büyük bir topluluk oluşmuştur.
Hacı Kasım Bağdadî Musul'da bir müddet ikamet ettikten sonra Mardin ve Diyarbakır üzerinden Bitlis yöresine gelerek Nuvîn ve Pay köylerinde ikamet etmeye başlamıştır(2)
Hacı Kâsım Bağdâdî'nin Muhammed, Sâlih, Cemâleddin, Haydar, Ahmed ve Abdullah isimlerinde altı oğlundan bahsedilir. Hacı Kasım Bağdadî, altı defa Hacca gitmiştir. Bu ziyaretleri sırasında bazı çocuklarını da yanına alarak Mısır'a da gitmiş ve Ezher ulemasıyla bir araya gelmiştir. Memleketine
döndükten sonra oğlu Seyyid Muhammed, babasının izniyle Hakkâri taraflarına yönelmiş ve bölgede Şeyh Muhammed Kutub adıyla tanınmıştır.(3)
Hacı Kasım Bağdadî, son haccına oğlu Seyyid Haydar ile çıkmış ve 750/1349 yılında kutsal topraklarda vefat etmiştir. Hz. Osman'ın kabrine yakın bir yere defnedilmiştir.(4)
1.2.1.2. Ailenin Arvâsî Nispetiyle Tanınması
Şeyh Muhammed Kutub, Hakkâri'ye geldikten sonra burada yedi yıl kadar riyazetle meşgul olmuştur. Onun Hakkâri beyi İbrahim Hanla tanışması şu menkıbe ile anlatılmaktadır.
"...Şeyh Muhammed Kutub, bir kış günü, sepetinde yaz meyveleri ile Hakkâri beyi İbrahim Han'ı ziyaret eder ve getirdiği meyveleri ona hediye eder. İbrâhim Han:
-"Derviş sen kimsin, kimin oğlusun, nereden gelirsin, bu kış mevsiminde bu yaz meyveleri ne ola? diye sorar.
Şeyh Muhammed Kutub: "Adım Muhammed'dir; babam da Pay köyünde ikamet eden Hacı Kasım Bağdâdî'dir. Bu meyveleri de size Ferâşin dağlarından getirdim" der.
Durumun farkına varan ve bu zatın sıradan bir derviş olmadığını anlayan İbrahim Han ona saygı da kusur etmez ve kendisi de onun talebesi olarak ilim ve irşadından istifade etmeye başlar. Bir müddet sonra bu değerli zatı kızı Fatıma ile evlendirir."(5)
Hakkâri Beyi İbrahim Han, damadı Şeyh Muhammed Kutub'un ilim ve irşad faaliyetlerini daha düzenli yürütebilmesi için uygun bir yer arar ve sonunda günümüzde Van'a bağlı olan Müküs (Bahçesaray) ilçesinde Arvas adlı köyde
karar kılar. Arvas köyünde 740/1339 yılında yaptırdığı cami, medrese ve tekke,(6) asırlar boyu devam edecek bir ilim ve irşad merkezine dönüşür. Ailesi de bu köye nispetle Arvasîler olarak meşhur olur. Şeyh Muhammed Kutub, Arvasî nispetini taşıyan seyyidlerin atası kabul edilmektedir.
Arvas'ta kurulan bu medrese ve tekke bölgeden gelen pek çok talebe ile dolup taşmıştır. Zamanla buradan ilim icazeti alan ve tarikat hırkası giyen pek çok âlim şahıs, Van ve çevresindeki vilayetlerde tedrisat ve irşadla uğraşmaya başlayınca, Arvas Medresesi ve Arvas Kadirî Tekkesi bölge halkı arasında
tanınmış ve saygın bir konum elde etmiştir. Öyle ki Şeyh Muhammed Kutub'un şöhreti Van'ın ve Anadolu'nun sınırlarını aşarak İran, Irak, Kafkasya ve Türkistan'a kadar yayılmıştır.
Buhara'da müderrislik yapan Şeyh Şemseddin Buharî, Şeyh Muhammed Kutubla tanışmak için Arvas Medresesine gelmiş ve tanıştıktan sonra yanında eğitim görmeye başlamıştır. Ömrünün sonuna kadar hocası ve mürşidi Muhammed Kutub'un dizi dibinden ayrılmamış nihayet Arvas köyünde Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Şeyh Şemsedddin Buharî, mürşidi Şeyh
Muhammed Kutub'un kabrine yakın bir yere defnedilmiştir.(7)
Şeyh Muhammed Kutub'un vefatından sonra ilim ve irşad işleri oğlu Seyyid Kemaleddin Arvasî tarafından devam ettirilmiştir. Ondan sonra ilim ve irşad postuna sırayla Seyyid Cemaleddin Arvasî, Seyyid İbrahim Arvasî, Seyyid Muhammed Şahabeddin Arvasî, Seyyid Muhammed Velî Arvasî ve Seyyid Abdullah Arvasî bu hizmetleri Kadirî şeyhleri olarak yürütmüşlerdir. Seyyid Abdullah Arvasî'nin kendisi gibi âlim ve mutasavvıf iki oğlundan bahsedilir. Bunlar Seyyid Abdurrahim Arvasî ve Seyyid Abdurrahman Kutub Arvasî'dir. Seyyid Abdurrahim Arvasî, Bayazıt Sancağında yaşayan Arvasîlerin
atasıdır. Van merkez, Müküs (Bahçesaray), Hakkârî ve Bitlis merkez ile Hizan ilçesinde yaşayan Arvâsîlerin atası ise Abdurrahman Kutub Arvasî'dir.
Bayazıt Sancağında Abdürrahim Arvasî'nin (v. 1200/1786) ilim ve irşad faaliyetleri oğlu Seyyid İbrahim Arvasî (v. 1248/1832) ile devam etmiştir. Seyyid İbrahim Arvasî'nin vefatından sonra ise oğlu Seyyid Abdülaziz Arvasî (v. 1297/1880) medrese ve irşad faaliyetlerini deruhte etmiştir.
Abdürrahim Arvasî'nin kardeşi Abdurrahman Kutub Arvasî'nin soyu ise Müküs (Bahçesaray) ve çevresinde oğlu Seyyid Abdülhamid Arvasî ve onun oğlu Seyyid Fehim Arvasî kanalıyla yayılmıştır. Hizan bölgesinde Arvasîler,
Abdurrahman Kutub Arvasî'nin oğullarından Seyyid Lütfullah Arvasî ve onun oğlu Seyyid Sibğatullah Arvasî ile, Abdurrahman Kutub Arvasî'nin bir diğer oğlu Seyyid Molla Muhammed Arvasî ile de Başkale'de yayılmışlardır. Züguh
(Daldere) Arvasîlerinin atası Abdurrahman Kutub Arvasî'nin Seyyid Abdullah'tan olan torunu Seyyid Abdülcelil Arvasî'dir.
Abdurrahman Kutub Arvasî'nin bir diğer oğlu Molla Efendi olarak tanınan Seyyid Muhammed Arvasî Alan Arvasîlerinin ceddidir. Van'ın Gevaş ilçesinde Arvasî ailesinin ileri gelenleri içinde Abdurrahman Kutub Arvasî'nin torunlarından Seyyid Molla Said Arvasî ve Seyyid Abdülcebbar Arvasî yer almaktadır.
Şeyh Müşerref Hunûkî'nin (v. 2008) Arvasîler hakkında yazdığı Farsça bir medhiyeyi(7) burada vermek istiyoruz.
Bû-yi hoş âmed be men ez gülşen-i Arvâsiyân
Def' kerd ez men heme nâhoş-i her derd û ziyân
Pür zelalu pür delâlu bî misal ender cemâl
Reng-i o hoştir ji reng-i cûyibâr-i muksiyân
Misli o nist hiç misk hiç anber hiç gul
Belki manendeş nebuved der gülistan-ı kudsiyân
Sed teâlallahu ezîn hoş bû-yi ez te'sîr-i o
Hem çu men mesrur nebuved kes ji kısm-i insiyân
Âri Âri bî hisab hoşnûd-i dilgeş mîşeved
Her ki ra bû-yi o zed ez gülşen-i Arvasiyân
-devam edecek-
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Nâziât, 37-38-39
Azana ve dünya hayatını ahirete tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır.
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
"Kur'an'ı seslerinizle süsleyiniz."
Ebu Davud
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...