Türkiye'de Taliban'a her kesimden karşı olanlar var. Karşı kampanyalar sayesinde savunmak da, birlikte anılmak da oldukça zor. Dini alanda da Taliban'ın bir hayli muhalifi var. Ama bir kesim var ki toptan muhalif. Ölümüne düşman. Zıt etki üzerinden yani Taliban'ın tezi veya uygulamaları veya hakkındaki yakıştırmalar üzerinden kendini ispata adıyor, rüçhaniyetini kanıtlamaya çalışıyor. 'Onlar kötü, öyleyse biz iyiyiz' demeye getiriyor. 

 Ruslar Çin ile birlikte Taliban'ı havuç ve sopa politikasıyla 'yola getirmeye', ehlileştirmeye ve çevrelemeye çalışıyor. Bizdeki kimi Kemalistler ise histerik ve canhıraş seslerle birlikte Taliban'ı ötelemeye, kötülemeye ve kendileri de öne çıkarmaya bu vesile ile imaj tazelemeye çalışıyor. Taliban'la hiçbir ortaklığımız olmadığını, bizim bir vadide, onların öteki vadide olduklarını söylüyorlar. Fransa ile köprü kuruyorlar ama Afganistan'la kurmuyorlar.

Fransa ile Afganistan asimetrik modeller. Fransa'nın anti İslami uygulamalarından pek şikayet ettiklerini görmedik. Hatta Hazreti Peygambere hakaret içeren karikatürleri aynen yayınlamaktan imtina etmediler. Elbette kimi mülahazalarda kısmen veya büyük ölçüde haklılık payı olabilir. Bununla birlikte Taliban bu meselelerini aştıklarını ve kendilerini yenilediklerini söylüyor. Yeni Taliban'ın muhalifleri bu gözden geçirmelere itibar etmiyor veya kulak asmıyorlar. Onlar zıt etki üzerinden tezlerini ispatlama derdindeler. Hayallerindeki gibi bir Taliban düşlüyorlar hatta özlüyorlar. Yeter ki zıt etki üzerinden kendi tezlerini ispat etsinler! Onlar için Taliban'ın mutedili veya serti olmaz. Taliban Taliban'dır.

 Buradan Kemalizme ekmek devşirmek istiyorlar. Halbuki Kemalizm madalyonun öteki yüzüdür. Kimse ayranım ekşi demez. Kıdemli Kemalist tüfeklerden Rahmi Turan Taliban üzerinden artıya geçmenin keyfini çıkarmaya ve kıvancını yaşamaya çalışıyor. Ezcümle şöyle yazıyor:" İktidar " Türkiye'nin Taliban inancıyla alakalı ters bir yanı yoktur. Taliban'la çok ortak noktamız vardır! İnancımız Taliban'la ters değildir" diyerek ne söylemek istiyor?"

Yazısının devamında bu ters etkiye temas ediyor ve şöyle yazıyor:" Günümüzde Afganistan'da yaşananlar Atatürk'ün kıymetini, hikmetini bir kez daha ortaya koydu. Afgan gazeteci Nazira Karimi'nin ' Keşke bizim de bir Atatürk'ümüz olsaydı… O zaman başımıza bunlar gelmezdi" şeklindeki sözleri, bizdeki Taliban zihniyetli softaların kulağına küpe olmalıdır. AKP döneminde yaşadığımız her olay, Atatürk'ün büyüklüğünü bir kez daha hatırlattı ve iktidar Ata'mızın izlerini silmek isterken onu Türk ulusunun kalbine daha çok, daha sağlam, daha güçlü bir şekilde yerleştirdi…" 

Bu ihtiyar delikanlı ters etkinin Kemalizmin zihinlere kazınmasına ve nakşedilmesine hizmet ettiğini yazmaktadır. Tarihçi Kemal Karpat daha teorik zeminde ve sosyolojik olarak ters etkiden bahsetmiş ve Rahmi Turan'ın vulgarize üslubuna uygun çıkarımlarda bulunmuştu.

 Evet! Kemalistler Taliban'ın anti tezi olduklarını söylüyorlar. Dolayısıyla Taliban karanlığından veya ortaçağ karanlığından modernizm aydınlığına ancak kendi tarzları üzerinden gidileceğini söylüyorlar. Afganlı gazeteci bayan Nazira Karimi ve benzerleri kadın hareketi olarak Kemalizme öykünüyorlar. Belli ki onların nazarında Kemalizm modernizm adına final çözümü temsil ediyor. Ondan ilerisi yok.

 Bu açıdan bütün modernist hareketler mefkurelerine ulaşabilmek için Mustafa Kemal'i model almışlardır. Onunla aynı hedefe ve amaca ulaşmak isteyen askeri hareketler de darbeciliğe özenmiş ve kalkışmışlardır. İçeride ve dışarıda darbeci hareketler Kemalizme dayanmışlardır. Türkiye'de her darbeden sonra Kemalizm vurgusu yapılmıştır. Genç Türklerin Mısır versiyonu olan Hür Subaylar hareketi ve Nasır en büyük idollerinin Mustafa Kemal olduğunu söylemiştir. Keza Hizb-i Fransa veya ideolojik azınlığın temsilcilerinden Cezayirli darbeci Halit Nezzar da Cezayir'de çözümün ulusal düzeyde bir Mustafa Kemal üretmekten geçtiğini söylemiştir. Batı da meseleyi böyle okumuştur. Neocon zümreden sayılan David Frum'un kaleme almış olduğu 'The Right Man: The Surprise Presidency of George W. Bush' kitabında her Arap ve İslam ülkesine yerel bir Mustafa Kemal modeli tasarladıklarını ama çok muvaffak olamadıklarını itiraf etmiştir. Kemal'den Cemal'e tekerlemesinde olduğu gibi, tali modeller içinde Mustafa Kemal'i aşan isim olmadığını da zımni olarak ikrar etmiştir.

Kısaca Kemalist kalemler Taliban'la birlikte Mustafa Kemal'in kıymetinin ortaya çıktığı zehabına kapılmışlardır. Lisan-ı hal ve kalleriyle 'Taliban öcü ve onun panzehiri biziz' diyorlar. Taliban düşüncesine karşı kurtarıcı fikre sadece kendilerinin sahip olduğunu söylüyorlar.

 'İnce İnce Yasemince' programından tanıdığımız oyuncu İlyas İlbey'i hatırlatan Demokrat Parti Milletvekili Cemal Enginyurt da Atatürk'ün çocukları olarak Türkiye'de Talibanlaşmaya müsaade etmeyeceklerini söylemiştir.

Cemal Enginyurt adeta kendini Ali Şükrü Beyin infazcısı Topal Osman'ın yerine koyarak bir manifesto ilan ediyor:

 "Yetimin hakkını koruyan İslam, birbirine yardım eden İslam bu Taliban'a bakınca aynı İslam olur mu? Cumhurbaşkanı diyor ki; "Taliban'la fikir ayrılığı yok." Benim var, Türk milletinin var. Biz demokratik ve laik Türkiye'de yaşıyoruz. Mustafa Kemal böyle bir ülke bıraktı bize. Alevi-Sünni diye çatışmayın dedi. 83 milyon beraber olmamız gerekirken şu anda Taliban'ı kötülüyoruz diye bizi din dışı ilan edecek kadar yoldan çıkanlar var. Bu Taliban İslam değil. ABD işgaline son vermişmiş, geçin bunu. Taliban'ı yaratan Amerika."

Birileri gülmeye, elini ovuşturmaya başladı ki biz başarır mıyız diye. Başaramazsınız. Taliban gibi olanların bu ülkede başarıya ulaşma imkanı yok. Cumhuriyete bağlı olan bizler, Türkiye Cumhuriyetini sevenler, Atatürk'ün çocukları bu ülkede Taliban oluşmasına müsaade etmeyecekler. Taliban'ı tanıma telaşında bulunma, Mevlüt Çavuşoğlu'nun dediği gibi dış dünyayı takip et. Amerika, Kanada tanımıyor. Türkiye olarak bize ne oluyor ya!"

Türkiye'de Kemalizm ile ilgili tartışmalar dinmek bilmiyor. Bunlardan birisi de Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in ziyareti sırasında yaşandı. Abiy Ahmed konuşması sırasında Mustafa Kemal'e atıfta bulunmuş ve ezcümle şunları söylemişti:" Büyük reformist (inkilapçı) ve karizmatik lider Mustafa Kemal Atatürk! " Sol cenah Mustafa Kemal'le ilgili vurguya sansür uygulandığını ve tercümanın bilerek bu faslı atladığını savunmuştur. CHP'li Tuncay Özkan ve Muharrem Erkek Mustafa Kemal ile ilgili sansüre veya tercüman tasarrufuna tepki gösterdiler.

Kemalistler düz veya ters etki üzerinden tezlerini işliyorlar. Hepsinden yararlanmanın yollarını arıyorlar. Önemli olan ezberlerini muhafaza etmek.