EHL-Ä° BEYT SEVGÄ°SÄ°-1
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla “Deki, ben bu (İslam’ın size ulaşması )na (dair sarfettiğim gayrete) karşılık sizden yakınlar(ım) hakkında sevgiden başka hiçbir ücret (menfaat) istemiyorum..
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
"Deki, ben bu (İslam'ın size ulaşması )na (dair sarfettiğim gayrete) karşılık sizden yakınlar(ım) hakkında sevgiden başka hiçbir ücret (menfaat) istemiyorum..."(1)
Ehl-i beyt sevgisinin lüzûmunu kitab-ı kerimine koyan Rabbimize hamdü senadan ve Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) me ve sevmekle memur olduğumuz ehl-i beytine, bir de ashabına salâtu selamdan sonra malum olaki, ehl-i beyt sıradan kimseler değildir. Şayet öyle olsaydı Allah (Celle Celalühü) tarafından sevgiye layık görülmezlerdi.
Haşa, ehl-i beyti sevemeyenler, Şûra suresinin 23. ayetinde haber verilen nübüvvetin ücretini ödemeyenler gibidir.
Ehl-i beytin kimler olduğu meselesine gelince, velâyet meselesinde olduğu gibi, bu meseleninde umum ve husûsu vardır. Mesela;مني سلمان '' Selman bendendir '' sözü, Hazreti Selman'ı Şûra suresinin 23. ayetine dahil etmez.
Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hanımları, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ehl-i beyti (ev halkı) olmakla beraber, İbn-i Abbas'dan (Radıyallahu Anh) gelen bir rivayete göre, Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); '' Ya Rasulallah! (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sevmemiz vacib olan bu yakınlarınız kimlerdir? '' diye sorulduğunda, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ''Ali (Radıyallahu Anh), Fatıma (Radıyallahu Anha), ve onların çocukları Hasan (Radıyallahu Anh) ve Hüseyin (Radıyallahu Anh)''(2) diye cevap vermesi, yukarıdaki ayet-i kerimenin anlaşılması için açılmış bir penceredir.
Necran hristiyanlarının İslam'ı kabul etmeyip, Rasulullaha (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ''sizin sözleriniz bizi ikna etmiyor'' demeleri üzerine nazil olan Âl-i İmrân suresinin 61. ayet-i kerimesi olan mubâhele, mulâane ayetinden sonra lanetleşilecek olan yere Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Hazreti Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin (Radıyallahu Anhüm) ile gelmesi ve ''Allah'ım, bunlar benim ehl-i beytimdir''(3) buyurması, ehl-i beytin kimliği hakkında gayet sarih bir delil olarak karşımızda durmaktadır.
Necran hristiyanlarının mubâheleden korkup, cizye vermeye razı olmalarından sonra Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yünden dokunmuş siyah abasının altına ehl-i beytinden olan bu dört kıymetli zatı alarak şu ayet-i kerimeyi okuması da gayet manidardır;
"Ey (en şerefli hane halkı olan) ehl-i beyt! Allah (Celle Celalühü) sizden ancak o (günah) kiri (ni) gidermek ve sizi (tüm kötülüklerden) tam bir temizlemeyle arındırmak istiyor."(4)
Şair Ferazdak, ehl-i beytden Zeynelâbidin'i tanıtırken şöyle söyler;
"O öyle bir âiledendir ki onları sevmek din, onlara buğz etmek küfürdür. Onlara yakınlık kurtuluş ve emniyettir."(5)
Hazret-i Hatice (Radıyallahu Anha) 65 yaşında vefat edince Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir müddet evinden çıkamadı. Özellikle başta Hazreti Fatıma (Radıyallahu Anha) olmak üzere çocuklara bir annenin lüzumu anlaşıldığında, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çok şişman bir hanım olan Hazreti Sevde (Radıyallahu Anha) annemizle evlendiler. Hazreti Sevde (Radıyallahu Anha) Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ehli olmuştu. Ama Efendimizden (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir parça olmak farklı bir şeydi.
Bundan dolayı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ''Fatıma (Radıyallahu Anha) benden bir parçadır, onu üzen, beni de üzer."(6) buyurmuşlardır.
Binaenaleyh Hazreti Hasan (Radıyallahu Anh) ve Hazreti Hüseyin (Radıyallahu Anh) için ''Bunlar benim evladımdır, evladımın çocuklarıdır. Allah'ım, ben onları seviyorum sende sev. Allah'ım, onları sevenleri de sev'(7) diye duâ etmesi, hep o parçaya matuf olan bu manadan dolayıdır.
Ancak Şia'nın yaptığı gibi ehl-i beyti el üstünde tutup, o ehl-i beytden olan Cafer-i Sadık'ın (Radıyallahu Anh) dedesinin dedesi olan Ebu Bekr-i Sıddık'ı (Radıyallahu Anh), Hazreti Ali'nin (Radıyallahu Anh) kızı Ümmü Gülsüm'ün (Radıyallahu Anha) eşi olan Hazreti Ömer'i (Radıyallahu Anh) ve diğer ashabı, lanetlemek tarifi mümkün olmayan bir taassub çeşidinden ibarettir.
Zira, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdularki; ''Ehl-i beytim, Nuh'un (Aleyhisselam) gemisi gibidir. Ona binen kurtulur, uzak duran boÄŸulup, helak olur ''(8)
-devam edecek-
Dipnotlar
- Şûra suresi 23 den
2- Taberani, el- Kebir no: 2641, Heysemi Mecmeu'z Zevâid IX, 168
3- Müsned-i Ahmed c: 1 sh: 185
4- Ahzab suresi;Â 33 den
5- Ebû Nuaym Hilyetül Evliya III, 139 İbnu Hacer el- Heytemi es- Sevaikul Muhrika II, 574
6- Ä°bn-i Kesir tefsiri III, 201
7-Tirmizi, Menakıb: 50
8- Hâkim Müstedrek III, 151, A.B.Hanbel III, 157, Tabarani, el- Kebir no: 2636-2638
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
O halde sabret. Sonunda kazanacak olanlar, elbette Allah'tan korkup sakınanlardır.
Hûd, 49
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Kalbinde zerre miktarı iman bulunan kimse ateşten çıkacaktır.
Tirmizi, Sıfatu Cehennem 10, (2601)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...