BABADERELÄ° SEYYÄ°D AHMED EFENDÄ°(1890-1977)

Babadereli Seyyid Ahmed Efendi, Seyyid Molla Resul Efendi’nin oğludur. 1890 yılında, ailesinin Bingöl’ün Sevkar köyünden Hınıs’ın Akgelin köyüne nakilleri sırasında, yolda iken dünyaya teşrif etmiştir. Künyesi ile birlikte asıl adı Seyyid Ahmed Hafuziddin Sevkari’dir. 


Kasım Kaplan

Kasim_kaplan@hotmail.com

2021-11-07 23:48:36

Babadereli Seyyid Ahmed Efendi, Seyyid Molla Resul Efendi'nin oğludur. 1890 yılında, ailesinin Bingöl'ün Sevkar köyünden Hınıs'ın Akgelin köyüne nakilleri sırasında, yolda iken dünyaya teşrif etmiştir. Künyesi ile birlikte asıl adı Seyyid Ahmed Hafuziddin Sevkari'dir. 

Tahsil hayatı büyük âlim olan babası Molla Resul Efendi'nin rahle-i tedrisinde yetişmiş olup, icazetini babasından almıştır. Babasının medresesinde tahsilini ilerletirken aynı zamanda talebeye ders vermeye de başlar.

Belli bir çağa gelmiştir. İlmi ve olgunluğu ile çevreden sevgi, saygı ve itibar görür. 25 yaşlarında babası, Ahmed Efendi'yi Sevkar köyünden nişanlar. Düğünü olmadan Birinci Dünya Savaşı başlamıştır. 1916 yılında Ruslar Erzurum'a girmiştir. Çoğu aileler gibi Müderris Ahmed Efendi de nişanlısını yanına alarak çevresiyle birlikte hicret eder. Çok zahmetli bir yolculuktan sonra Urfa'ya gelirler. Urfa'da iken 1917'de ki Bolşevik isyanıyla Rusların çekildiği haberin alır ve Erzurum'a geri dönerler.
Erzurum'a varıp baba ve annesine kavuşur. Babası Molla Resul Efendi Şeyh Hasan köyüne yerleşmiştir. Babasıyla beraber ilim ve irfan çalışmalarına kaldığı yerden devam eder. Kendi medresesini açar, talebe yetiştirmeye başlar. Bir yandan da çevre köylere gidip irşat ve tebliğ görevini yerine getirirken, küskünleri, kan davalarını yatıştırmak için çokça gayretler sarf eder.

 "Âlimler Peygamberlerin varisleridir" beyanına göre Müderris Ahmed Efendi, diğer Allah dostları gibi kendisine, Mevla tarafından ikram buyrulan bir özellikle yardıma muhtaç olanların, yardımına koşmuş, onları rahatlatmıştır. Zahiri ilimler yanında, Şafi olan Mevla'nın izniyle çok sayıda insana şifa bulmasına sebep oluyordu. Kapısını çalan her hastaya Kur'an-ı Kerim'den şifa ayetleri okuyarak onların sıkıntılarını gideriyordu.

Kutbiyet derecesindeki her zat mutlaka Kuran ile tedavi yolundan gitmişler ve güzel neticeler almışlardır. Bunlar Allah'ın evliyalarıdır. Evliya kesinlikle âlim olur, cahilden asla evliya olmaz.

Ziyaretine gelen insanların hal ve ahvallerini bilir, sohbetlerini ona göre yapardı. Herkesin çeşitli vesilelerle günaha bulaştığını "ancak tövbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başkadır. Allah onların günahlarını sevaba çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır. Kim tövbe eder, Salih amel işlerse şüphesiz o tövbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner."(Furkan : 25/ 70-71) Müslümanların dikkat etmesi gereken husus, dünya nimetleri ve zevklerinden istifade etmek için, meşru olmayan yollara sapmamak, israf etmemek, haramlara dalmamak ve ibadetleri aksatmamalı, zekâtın tam verilmesi gibi nasihatleri çokça telkin ederdi.

 Çevreden askere gidecek olanlar Ahmed Efendi'yi ziyaret eder, elini öper, dua talebinde bulunurlardı. O da askerlikle ilgili sohbet açar, gönüllerini alır, özellikle "Peygamber ocağı" dediği asker ocağı ile ilgili sevdirici, bağlayıcı güzel nasihatlerde bulunur ve her birine sefer duası dediği duayı verirdi.
Müderris Ahmed Efendi ilmi seviyesi ve yetiştirmiş olduğu talebelerinin parlak düzeylerinden dolayı çevre ulemasının sevip saydığı, bilgisine başvurduğu bir şahsiyetti.Erzurum müftüsü merhum Solakzade Sadık Efendi, Şafii mezhebine ait fıkhi meselelerde halkı ona gönderirdi. Ahmed Efendi'nin baba dostu ve manevi kardeşi olan Alvar İmamı Muhammed Lütfi Efendi'ye karşı sevgi ve muhabbeti fazla idi. Bazı mevzularda onun istişaresine başvurur dua talebinde bulunurdu. Alvarlı Efe Hazretleri de "Sizin dalınız, budağınız çoktur. Kökünüz sağlamdır. Bu zamanda çetin hizmetler ifa ediyorsunuz, Allah eksikliğinizi vermesin, sizler bizlere dua ediniz" buyurmuştur.

Babadereli Müderris Seyyid Ahmed Efendi'nin kendisine görev verilmiş her hangi bir tarikat neşri görevi yoktu, çok ısrar edip tarikat dersi isteyenleri oğlu S.Abdulğafur Efendi'ye yönlendirerek, 'Abdulğafur'a gidin o gençtir, verir" buyururlarmış. İlmi ile amil, ehli keramet bir zattı. Boş zamanı da yoktu. Ömrünün sonuna kadar, gece, gündüzünü ibadet ve talebe okutmakla geçirmiştir.

Müderris Seyyid Ahmet Efendi yaşlanmış, iyice zayıflamış tamamen nur yumağı haline gelmiştir. Hizmetinde olanlar der ki, aklı fikri Mekke'de, Medine'dedir.

Vefatına iki gün kala ziyaretine gelen karayolları makine şefine, 'Git bu köyün yolunu bu gece yaptır, yarın bu köye çok araba gelir, yazıktır arabaları ziyan olmasın.' Çünkü 9 km lik toprak yol çok bozuktur ve tekerlek izleri çok derindir, taksi girmez.

Efe hazretlerini çok seven şef durumu anlayarak hemen o gece yolu yaptırır ve sabah namazını o köyde kılar. Ertesi gün iyice ağırlaşır artık bir şey yemez olur. Son anlarında yanı başında oğullarından bazıları ve en iyi talebelerinden biri olan Molla Halit Efendi vardır. Öğlen namazını yatağında kılar. İkindi kılınır, akşama yakın oğlu Abdulcelil Efendi birazcık yoğurt yedirmeye çalışır. Yeter anlamında işaret eder. Kıbleye doğru bakmaktadır. Bir şeyler okumaya başlar ve görülür ki vuslat tamamlanmış, mübarek sevdiğine kavuşmuştur. (22 Mayıs 1977.) 

Cenazesini Abdulgafur Efendi ve Molla Selahattin Efendi yıkadı. Cenaze namazını Abdulgafur Efendi kıldırdı. Gece camide kaldı. Sabahleyin 23 Mayıs Pazartesi sabahı Babadere köyündeki caminin avlusunda defin edildi. Kabri nur makamı cennet olsun.

 Kaynakça

Kasım KAPLAN, Babadereli Seyyid Ahmed Efendi

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örteriz ve sizi ağırlancağınız şerefli bir yere yerleştiririz.

Nisâ, 31

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Allah ister ki,biriniz bir iş yaptığı zaman onu en güzel ve en sağlam bir şekilde yapsın.

Buhari

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI