SÜNNET İSLAM’IN ASILLARINDAN BİR ASILDIR-4

Bu ümmet isnad(1) ile diğer milletlerden mümtaz kılınmıştır ki o da sika(güvenilir) raviden sika raviye dayanarak hadisin Nebi sallalahu aleyhi ve selleme ulaşmasıdır. Sened, diğer ümmetlerden ayrı olarak sadece bu ümmete has kılınan bir özelliktir ki, diğer ümmetler kendi peygamberlerine bizim ravilerimizin Peygamberimize olan zaman yakınlığı gibi bir yakınlığa sahip değillerdir


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2021-11-21 22:06:38

Bu ümmet isnad(1) ile diğer milletlerden mümtaz kılınmıştır ki o da sika(güvenilir) raviden sika raviye dayanarak hadisin Nebi sallalahu aleyhi ve selleme ulaşmasıdır. Sened, diğer ümmetlerden ayrı olarak sadece bu ümmete has kılınan bir özelliktir ki, diğer ümmetler kendi peygamberlerine bizim ravilerimizin Peygamberimize olan zaman yakınlığı gibi bir yakınlığa sahip değillerdir ve rivayet isnadlarında bir çok kesinti vardır. O ravilerle Peygamberleri arasında otuz asırdan fazla zaman vardır.

Amma hadis yazımının yasaklanması emrine gelince, muhakkak bu ilk başlarda hadislerin Kur'an'a karıştırılması korkusundan dolayı olmuştur. Bu endişe ortadan kalktığında ise hadis yazımına müsaade edilmiştir.

Rasulullah(aleyhissalatu vesselam) Ebu Şah adlı zat için hadislerinin yazılmasını emretmiştir.(2) Hz. Ali bazı ahkâmı yazmıştır.(3) Abdullah bin Amr bin As hadisleri bir sahifede yazmıştır.(4) Hadislerin yazımının mutlak olarak yasaklanması kabul görmeyen bir görüştür. Eğer kabul edilse bile, bu, yazmak ile rivayet etmek arasında bir lüzumu gerektirmez. Hadis-i Şerifte vardır ki; Allah, benden bir söz işitip onu muhafaza edene ve sonra da bir başkasına tebliğ edene rahmet eylesin."

Amma hadislerin hicri 100 senesinin başında tedvin edilmesi meselesine gelince, bu hadislerin sıhhatine zarar vermez. Çünkü sahabeler akıcı bir zihne, geniş ve kuvvetli bir hafıza sahiptiler. Bir şeyi nakletmek için yazı ile kaydetmekten çok yardım almazlardı ve çoğunlukla onlar ümmi bir ümmet idi, yazı yazmayı bilmezlerdi.

Her ne kadar zikrettiğimiz gibi bazı sahabeler hadisleri yazdıysa da, ne zamanki sünnetin kaybolması korkusu başlayınca, Emir'el müminin Ömer bin Abdülaziz onun tedvinini emretti. Ve sonra bazı zatlar cerh ve tadil usulü ile hadislerin sahihini sakiminden ayırt etme işine girdiler ve şaşılacak şekilde gayret ettiler. Allah onları hayırla mükafatlandırsın. Muhakkak onlar Rasulullah'ın sünnetini zayi olmaktan korudular. Ve şu büyük ilmi serveti dağılmaktan bizim için muhafaza ettiler. Muhakkak o bir servettir, ve onda bir çok hayırlar vardır, hadislerden kaydedilmemiş olanlar varsayılsa da, bunlar azdır.

İmam Buhari'den rivayete göre o; "yüz bin sahih, iki yüz bin de gayr-i sahih ezberledim" demiştir. Buhari, kendince sahih olan bütün hadisleri sahihine almış değildir. İmam Ahmed bin Hanbel yedi yüz bin hadisi seçtiğini ve bunların hepsinin de sahih olduğunu haber vermiştir. Kendisi bir milyon hadis ezberlemişti.

Ebu Zür'a er Razi, "Rasulullah'ın hadisleri 4000 binden fazla değildir" diyen bir adama cevaben demiştir ki; " Kim böyler derse Allah onun köpek dişlerini kırsın. Bu zındıkların sözüdür. Rasulullah'ın sözlerini kim sayabilir? Rasululllah vefat ettiğinde 114 bin sahabesi vardı ki ondan hadis rivayet ettiler ve işittiler. Aleyhissalatu vesselam.."

Dipnot

(1) Sened, "hadis metnine giden yol" yani metinle son bulan ravi zinciri şeklinde tarif edilmiştir. İsnad da metne giden yolun aktarılması şeklinde tanımlanmıştır. Çoğu kez sened yerine isnad kelimesi kullanılır.(mütercim)

(2) Mekke'nin fethinde Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), bir münasebetle hutbe verirken, Yemenli Ebû Şâh isimli bir zat ayağa kalkarak: "Yâ Resûlallah, bunları benim için yazınız!" der, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) de: اُكْتُبُوا ِلأَبِي شَاه "Ebû Şâh için yazın" buyurmuşlardır.(mütercim).

(3) Hz. Ali (radıyallâhu anh), içinde yaraların diyeti, Medine'nin hürmeti, kâfir karşısında mü'minin öldürülmeyeceği ve daha başka hususlarla alâkalı hükümler bulunan bir sahifeyi kılıcının bir yanında asılı taşırdı.(mütercim). 

(4) Abdullah b. Amr b. Âs'ın es-Sâdıka ismindeki risalesi torunu Amr b. Şuayb tarafından korunarak aktarılmıştır. Tirmizî, Sünen, 61, 113.(mütercim).

Kaynak

Muhammed Hamid Hamevi(rahmetullahi aleyh)

Rudud ala Ebâtıl, Cilt, 1

El Mektebetu'l Asriye, Sayda, Beyrut

 Tercüme; Salih Okur

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

"Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.

Ahkaf,13

GÜNÜN HADİSİ

"Her şeyin bir alameti vardır. İmanın alameti de namazdır."

Münavi

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI