"İSLÂM DİNİ SAVAŞ VE TERÖR DİNİ MİDİR? YA DA KILIÇ ZORUYLA MI YAYILMIŞTIR?"
Muhterem Müslümanlar! Oryantalistlerin sürekli olarak İslâm dinini savaş ve terörle özdeşleştirdiklerini ve Peygamberimizi de kılıç ve baskı zoruyla İslâm’ı yaydığını iddia ettiklerini görüyoruz. Adını barış, selamet, güven ve huzurdan alan bir dini terörizmle anmak gayri ilmi ve gayri ahlakidir.
Muhterem Müslümanlar!
Oryantalistlerin sürekli olarak İslâm dinini savaş ve terörle özdeşleştirdiklerini ve Peygamberimizi de kılıç ve baskı zoruyla İslâm'ı yaydığını iddia ettiklerini görüyoruz. Adını barış, selamet, güven ve huzurdan alan bir dini terörizmle anmak gayri ilmi ve gayri ahlakidir. İslâm düşmanlarının bu asılsız iddialarının arkasındaki temel faktör, yeryüzüne huzur getirecek ve yeniden medeniyet bayrağını taşıyacak İslâm'ın/Müslümanların önünü kesmek, gayri Müslimlerin Müslüman olmalarını engellemektir. Bu amaçları için İslâm ve Müslümanları terörizm ile yan yana getirmeye çalışıyorlar.
Hz. Peygamberimizin hayatına baktığımızda Onun en büyük düşmanları bile kendisine "emin" dediklerini biliyoruz. İslâm davasına başladığında yalnızdı. Ne devleti, ne ordusu ne de bir gücü vardı. Aşireti, akrabaları bile Ona çok muhalefet ediyorlardı ve hatta kendisine işkence ediyorlardı. Davasını terk etmek için mal, mevki, güç vb. teklif ettiler. Ancak O, davası uğruna "barış/silm/İslâm" yolunda hiçbir zaman silaha ve şiddete başvurmadı.
Hicretten sonra yeni kurulmuş İslâm Devletinin başkanı oldu. İslâm Devletini korumak için o günün konjonktürel şartlarına göre savaş bir gereklilikti. Zaten Peygamberimizin yaptığı savaşlar İslâm'ı zorla yayma amacıyla yapılmış savaşlar değil, bilakis toprağı/devleti ve vatandaşları savunmak amacıyla yapılmış nefsi müdafaadır.
Hulefa-i Raşidin döneminde de İslâmiyet, zulüm, zorbalık ve kılıç fethiyle değil, yüreklerin fethiyle yayılmıştır. Arap dışındaki unsurlar, binlerce yıl iki büyük imparator Pers ve Roma'nın zulmü altında işkencelere, zulümlere ve baskılara maruz kalmışlardı. Bu topraklarda sürekli iktidar ve hâkimiyet kurma mücadelesi devam etmekteydi. Yerli halklar "bir kurtuluş ümidi" içerisinde yaşamaktaydılar. Kendi kültür ve geleneklerindeki adet ve yaşam tarzları yeni din olan İslâm ile örtüşüyordu. Hiçbir baskı ve zulüm olmadan İslâm'ı din olarak kabul ettiler, Rum ve Pers imparatorluklarının esareti altından kurtulup özgürlüklerine kavuştular. Hz. Ömer'in Kudüs fethi buna en güzel örnektir. Uzak Doğu'da da İslâm'ın yayılışı savaşla olmamış, bilakis ticaret ve tasavvuf aracılığıyla gerçekleşmiştir. Endonezya, Malezya, Filipin, Tayland gibi ülkelerde İslâm, Müslüman tüccarlar vasıtasıyla yayılmıştır.
Bugün ise İslâmofobya yalanı sürekli gündemde tutulmasına rağmen Batı ülkelerde İslâm'ın yayılışı tasavvuf ve İslâmi cemiyetler eliyle hızlıca artmaktadır. Misyonerlerin Hıristiyanlık propagandası için yaptıkları zülüm ve katliamları ile İsrail'in taşkınlıklarını burada anlatmayı gerek görmüyoruz bile.
Buradan da anlıyoruz ki oryantalistlerin İslâm hakkındaki ithamları kuru bir iftiradan başka bir şey değildir. Ehl-i insaf bazı batılı düşünürler bile İslâm'ın savaş ile birlikte zikredilmesinin doğruyu yansıtmadığını belirtirler.
NOT: Bu makale merhum Seydamızın "Mecmuatü'l-Fevaid" adlı kitabından derlenerek alıntı yapılmıştır. Bkz. S. 48, 64
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
et-Teğabün: 3
Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır. (Mürşid 3.1 adlı yazılım-Turan Yazılım-(www.turan.com.tr) )
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir.
Tirmizi, Büyu 4, (1209); İbnu Mace, Ticarat 1, (2139)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...