ON ÜÇÜNCÜ VE ON DÖRDÜNCÜ İDDİALAR
Bir Ateistin İddialarına Cevaplar
On Üçüncü İddia: Dinler, dünyayı her gün daha yaşanılmaz hâle getiriyor. Dinlerin iddiaları yüzünden, insanlar, tüm dünyanın ve diğer canlıların kendileri için yaratıldığını zannediyor. İnsanın, tüm canlılar içinde üstün olduğu gibi saçma bir izlenime kapılarak, her şeyi yok etme lüksüne sahip olduklarını düşünüyor. Tüm savaşların arka planlarında da tanrıların insanlığa dair vaatleri yer alıyor.
İnsanlık, tanrılarından kurtulmadığı sürece, dünyadaki acılar da son bulmayacak. (Tüm canlılar için)
Cevabımız:
-İslam'da güneşin, ayın, denizlerin insanlar için yaratıldığının bildirilmesi, insanların istifadesine sunulduğu anlamına gelir. Yoksa bu ifadelerden bunların yalnız insan için yaratıldığı manası çıkmaz.
-Dünyanın kendi istifadesine sunulmuş büyük bir nimet sofrası olduğunu düşünen müminler bu nimetlere daha fazla saygı gösteriyorlar. Bunların sahibi Allah olduğunu ve bunları kendilerinin istifadeleri için sunulan birer emanet olduğunu bilirler ve bu emanetlere saygı göstermenin gereğine inanırlar. Bu sebeple, hayvanlara, çevreye en çok saygı gösterilmesini emreden İslam dinidir.
-Bununla beraber, İslam'a göre, canlı, cansız bütün her şey Allah'ı hamd ile tesbih etmektedir. Bu açıdan da müminler çevreye, dünyaya sevgi beslerler.
Ayrıca, iman edenler, dünya Allah'ın isimlerinin tecellilerini iman şuuruyla mümine okutan birer mektup olduğunu düşünürler. İlahi birer mektup olan varlıklara bu açıdan da saygı ve sevgi beslerler. Üstelik, İslam dinine göre, dünya cennetin kazanılması için var olan bir zemin, bir tarla, bir bahçe mesabesindedir.Müminler bu açıdan da dünyaya sevgi ve saygı gösterirler, kıymetini bilirler.
-Özetlersek; Allah'a inananlar her şeyin sahibi Allah olduğunu bilirler. Allah'a inanmayanlar ise, her şeyin sahibi kendileri olduğunu tevehhüm ederler, onun için her şeye fütursuz ve saygısızca yaklaşırlar.
Ondördüncü İddia: Cevaplanamayan her sorunun cevabının tanrı olduğu sanılıyor. Asırlar önce yer sarsıntısı, şimşek ve gök gürültüsü, yangın, yağmurlar, kuraklık, sel, güneş ve ay tutulması gibi sıradan doğa olaylarının sebebi bilinemiyordu. İnsanlar bu bilinmezliği açıklamak için "cehaletlerine" başvurdular. O çağlarda birilerinin, bilgisizlikten dolayı, korkuyla şöyle bir çıkarım yapması çok doğal: "tüm bunları yapan, görünmeyen üstün bir güç olmalı ve bu güç, insanların yaptığı kötülüklere ceza olarak tüm bu felaketleri yaşatıyor olmalı! Ve biz insanları da o güç var etmiş olmalı…" Meteoroloji, tektonik, astronomi, kozmoloji, fizik gibi bilim dallarından haberdar olmayan insanların bu mantık dışı iddiaya inanmaları ve korkmaları da çok doğal. Günümüzde tüm doğa unsurlarının nasıl meydana geldiğini ve arkasında görünmeyen bir güç olmadığını net olarak biliyoruz. Bilimsel konuda yetkin bir insanı, "fırtınaları tanrının çıkarttığına" inandıramazsınız. Günümüzde de tanrı, bilimin tam olarak cevap veremediği konuların bıraktığı küçük boşluklara sığdırılmaya çalışılıyor. Kutsal sayılan kitapların içinden, cımbızla kelimeler seçilip, kelimelerin yan anlamları bilimsel bulgulara göre yeniden yorumlanarak açıklamalar yazılıyor. Bu kutsal kitabın aciz bir güncelleştirme çalışmasından başka bir şey değil…
"Bir şeye anlam veremiyor olmak, tanrının kanıtı değildir. Anlayış eksikliğinin kanıtıdır." Lawrence Krauss
Cevabımız:
-Bir şeyin sebebini, hikmetini bulmak, o şeyin yaratıcısız olduğunu değil, yaratıcısının varlığını daha da pekiştirecektir. Çünkü, "bilinmezlik" cehaletinin arkasında pek çok imkânsızlıklar saklanabilir. Fakat bir şeyin sebebini bilmek, akl-ı selim sahiplerini Allah'a götürür. Çünkü, mevcut sebeplerin hiç birisinde ne akıl, ne fikir, ne ilim bulunduğu açıktır. Örneğin, akılsız güneş, durmadan kendi ekseni etrafında hareket etmektedir. Bu hareketin sebebi daha önce bilinmezdi. Şimdi hareketten ısı, ısıdan enerji/kuvvet, enerjiden çekim kanununun meydana geldiği bilinmektedir. Peki neden güneş çekim kanununu oluşması için bu kadar enerji, harcamaktadır? Çünkü, güneş sistemindeki gezegenlerin dağılıp gitmemeleri için bu çekim kanunun olması şarttır. Peki, güneş bu işi bilir mi? hayır! Öyleyse zorunlu olarak güneşe bu hareketi yaptıran bilen birisi vardır ki, o da Allah'tır.
-Ateistler, cehaletlerini başka bir cehaletle örtmeye çalışırlar. Örneğin, onlara denilse; "neden bu madde bu maddeyi kendine çekiyor?" Cevapları şudur: "Çünkü bu çeken madde mıknatıstır, mıknatıs ise çeker.." Halbuki soruda zaten bu soruluyor: "Neden mıknatıs denen madde başka bir maddeyi çekebilir?" Buna cevapları yoktur. İşte ateistlerin bu bilgilerine, iki cehaletin bileşkesi olan bir cehalet manasında "cehl-i mürekkep" denir. Bu konuda onlarca misal verilebilir ki, sebepler ve hikmetler bilindikçe Allah daha da yakından bilinir. Çünkü -istisnasız-bütün sebepler akılsızdır, kördür, cansızdır, şuursuzdur. Fakat bunlardan meydana gelen bütün işlerin arka planında sonsuz bir ilim, bir hikmet, bir kudret, bir irade, bir şuur, bir hayat vardır. Bu sebepledir ki, Kur'an'da Allah peygamberine "Rabbim! İlmimi arttır"diye dua etmesini emretmiştir. Çünkü ilmin artması nispetinde yüce yaratıcının varlığı bütün isim ve sıfatlarıyla daha kuvvetli bir şekilde bilinir.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
ON DOKUZUNCU İDDİA
On dokuzuncu İddia: “Şükretme kültürü” körükleniyor. Toplumun el uzatılmayan fakir kes
ON BEŞ, ON ALTI, ON YEDİNCİ İDDİALAR
On beşinci İddia: Tanrının varlığına dair kanıt yok. Bilim insanları, bir çok keşif ile e
ON İKİNCİ İDDİA
On ikinci İddia: “İnanç, sıradan bir insanın rahatça insan öldürmesini sağlayabiliyor. İ
ONUNCU VE ON BİRİNCİ İDDİALAR
Onuncu İddia: “Tanrı ırk ve cinsiyet ayırt ediyor. Bir tanrının başka inançlara sahip insa
Allah kendisinden başka ilah olmayandır. En güzel isimler O'na mahsustur.
Tâ Hâ, 8
GÜNÜN HADİSİ
Geçmiş peygamberlerin sözünden (hiç eksiksiz) nâsın eriştiği haberlerden birisi de: Utanmazsan dilediğini işle! (sözü) dür.
Abdullâh b. Mes'ûd (r.a)'dan
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...