ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-54
Talak Suresi *İnancımız ve kültürümüz eğer Kur'an'a göre yönlendirilmiş olsaydı; cana kıymanın günahının en büyük günahlardan olduğu ve ceza olarak cehennemde uzun süre yanılacağı, daha çocukken öğretilmiş olsaydı, Allah'ın yarattığı bu şaheseri, bir kurşunla yıkmanın en büyük günahlardan olduğu öğretilmiş olsaydı,
Talak Suresi
*İnancımız ve kültürümüz eğer Kur'an'a göre yönlendirilmiş olsaydı; cana kıymanın günahının en büyük günahlardan olduğu ve ceza olarak cehennemde uzun süre yanılacağı, daha çocukken öğretilmiş olsaydı, Allah'ın yarattığı bu şaheseri, bir kurşunla yıkmanın en büyük günahlardan olduğu öğretilmiş olsaydı, yine bin liradan, milyarlarca dolara kadar, bütün paraların bir kul hakkı olduğu ve kul hakkını haksız yere zimmetine geçiren insanın, ahirette mutlak surette kaçışının mümkün olmadan cezalandırılacağı bildirilmiş olsaydı; bu günlerde şikâyetçi olduğumuz, bu ahlaksızlıklar ve kötülükler başımıza gelmezdi. Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de bizim bütün hukukumuzu bildirmiştir.
*Şu anda Türkiye'de ve dünya genelinde insanların rahatsız oldukları bütün konuların temelinde; Allah'ın göndermiş olduğu kurallara insanların riayetsizliği yatmaktadır.
 *Tabiat kanunları Allah'ın koyduğu şekliyle devam ederse, düzenlilik devam ediyor. Yıldızlar kendi yörüngesinde, denizler ve dağlar kendi kanunları içerisinde devam ediyorlar. İnsanoğlunun da düzeninin güzellikle devam etmesi için; Allah'ın koyduğu kurallara uymaları gerekiyor.
Allah'ın tabiat kanunlarıyla, Kur'an'ında koyduğu kanunlar tarafımızdan uygulanacak olursa; hem tabiatla bizim aramızda barış sağlanmış olur, hem de şahıslar, aileler ve milletler arasında barış sağlanmış olur.
Tahrim Suresi
*Şimdi bizim yapacağımız, evlerimizde, iş yerlerinde, dairesinde benim bu yazdıklarımı okuyan erkek kardeşlerim!! Sevgili Peygamberimizin eğitiminden geçen annelerimiz bile Efendimizi üzmüşlerdir. Sevgili Peygamberimiz sabretmiştir. Bir tokat vurmamıştır ve onları üzücü bir kelime de kullanmamıştır. Bizim örneğimiz de O'dur. Biz de eşlerimize merhametli davranmak zorundayız..
*Analar-babalar yavrularınızı seviyorsanız, her akşam çocuklarınıza okuldan dönüşlerinde mutlak surette, Allah'ı hatırlatınız. Allah'a ve Rasûlüne olan bağlılığında şüpheye düşmesin.
Dünya da hiçbir ana çocuğunu yakamaz. Öyleyse çocuklarımızın biz her gün bedenlerine haram lokma ilave etmek suretiyle cehenneme hazırlamayalım. Çocuklarımızın bilgisine imansızlık, Allah'a isyan bilgisi, Allah'ı devreden çıkarıp, insanları devreye sokma bilgisi verenlerle mücadele edelim. Çocuklarımızı cehenneme götürme şebekelerine karşı mücadele edelim.
Mülk Suresi
*Her şeye gücü yetenin Allah (c.c) olduğuna hem iman etmesi, hem de bütün tavırlarında o imanın eserinin görülmesi gerekir. İman eder de aynı hareketleri hayatında göstermezse, o imanın faydası pek olmayacaktır. Biz imanımızı mutlaka amellerimizde göstermeliyiz. Amellerimizde imanımızın izleri olmalıdır.
*Ayet, "hanginizin amelinin daha güzel olduğunu" diyor, "hanginizin amelinin daha çok olduğunu" demiyor. Buradan şunu anlıyoruz; Mesela iki kişi namaz kılıyor. Birisinin ta'dil-i erkânına riayet etmeden 10 rekâtlı namazı kılıncaya kadar geçirdiği vakitte, öbürü ta'dili erkâna uyarak iki rekâtlı namazı ancak kılıyor.
10 rekâtı kılanın, rükû ya ve secdeye vardığıyla kalktığı bir oluyor. Bu tür kılınan 10 rekâtlı, 20 rekâtlı namazdan, tadil-i erkânına hakkıyla riayet edilerek kılınan iki rekâtlı namaz daha efdaldir.
Yapacağınız iş güzel olsun. Mesela, ağzınızı fırçalamadan kıldığınız 20 rekâtlı nafile namazdan, fırçalayarak kıldığınız 2 rekâtlı nafile namaz daha hayırlıdır. Bu kuralına uyduğumuz ve güzel olmasına dikkat ettiğimiz içindir.
*Bir de âlimlerimiz bu ayetten şunu çıkarmışlar; "En uzak yıldız birinci kat semadadır." demişlerdir. Bu ayet-i kerimeyi okuduktan sonra, Rabbimin 2. kat seması hakkında insanoğlunun hayalinin durduğunu anlıyoruz. Aklımızın durmasından başka, hayalimiz de duruyor. Bir gün oralar keşfedilir mi? Uzaya gidecek olan aletinizi ışık hızına çıkaracaksınız ve beş milyon yıl yolculuk yaptıracaksınız. Hangi ilim adamı bu kadar yaşar ki'? Beş milyon sene içerisinde kaç nesil gelip-geçecek? Yani Allah (c.c)'ın mülkünün genişliğini artık düşünün.
*Haşyet; Allah (c.c)'ın rızasına muhalif iş yapmaktan dolayı titremek halidir. "Rabbimin hoşuna gitmeyen bir söz ağzımdan çıkmasın" diye dikkat gösterme haline haşyet denir.
*Kimsenin gönlünü kırmamaya dikkat edeceğiz. Yumuşak olacağız. Yumuşak olanlar başarılı oluyor.
*Tabiatın en yumuşak maddelerinden birisi su'dur. Su o yumuşaklığı ile bir de bakıyorsunuz ki, bahar mevsiminde 10 metre yüksekliğindeki bir ağacın tepesine çıkıvermiş. Yumuşaklığı ile 10 metre yüksekliğindeki ağacın tepesinde yaprağa ve çiçeğe dönüşmüştür. Sonra da meyveye dönüşüvermiştir. Bunu yumuşaklığı ile başarmıştır.
Direnenleri de yıkmasını bilen yine sudur. En sarp kayaları bir gün yıkıp gitmektedir. Direnenleri yıkmasını, direnmeyenlerin de tepesinde çiçek açmasını biliyor su. Bizim bir atasözümüz vardır dua şeklinde "Su gibi aziz ol." "Aziz" orada güçlü, kuvvetli manasına gelir. Yani su gibi hem değerli, hem izzetli, hem üstün, hem galip gel, manasına gelmektedir.
Gönlümüz güzel olunca, bu güzellik dışımıza yansıyacaktır. Amelimiz güzel olacak, sözleriniz güzel olacak, davranışlarınız güzel olacak, eşinizle olan konuşmanız, davranışınız, çocuklarınıza, mahallenize, komşunuza, topyekûn insanlığa yapacağınız konuşmalarınız ve davranışlarınız güzel olacaktır. Biz niye bunu yapıyoruz? Allah (c.c) güzel sözleri, güzel davranışları sever de ondan. Her davranışımızı gören O'dur da ondan..
Kalem Suresi
*"Kalem ve yazdıkları" derken her çağın kendine göre kalemi ve yazılarının olduğunu da hatırımızdan çıkamayacağız. Bir zamanlar kurşun kalemler, dolma kalemler varsa, şimdi de bilgisayarlar var. İleride neler olacağını hayal bile edemiyoruz şimdiden. Ama her ne olursa olsun; yazan, yazıyı yayan ve insanlara duyuran her türlü vasıta kalem ve yazdıklarının içerisine girmektedir.
*Allah (c.c), "Siz kötülükten insanları alıkoymak, insanlara iyilikleri emretmek üzere çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz" buyurmuş. Böyle bir görevi mü'min olma şerefine erişenlere vermiş Allah (c.c) Mü'minlik rütbesi dünyanın en büyük rütbesidir. Mü'min olarak bizler, kılavuzluk görevini üstlenmişiz. Öyleyse bizim hal ve hareketlerimiz, davranışlarımız, elimiz, ayağımız, gözümüz, kulağımız, bütün insanlara bakan ve bakmayan varlığımız, Kur'ân'a göre şekillenmesi gerekiyor.
İnsanlar örnek arıyorlar. Biz İslâm'ı anlattığımız da, bazı insanlar, "çok güzel" diyorlar. Ama yaşanması gerekiyor. Yani Allah (c.c) bizden, Kur'ân-ı Kerim'in yaşanır hale gelmesini istiyor. Siz insanlara örnek olacaksınız. Bütün hareketlerinizi Kur'ân yönlendirecek.
*Mevlana taviz meselesini güzel hikâye ediyor. Diyor ki; "dövme yaptırmak isteyen biri dövmeciye gidiyor. (İslâm'da bu iş yasaktır.) Diyor ki; benim göğsüme bir aslan resmi yap. Adam, yaparım ama şu kadar paranı alırım diyor. Parasını alıyor, adamı yatırıyor ve döğme yapmaya başlıyor. Dövmeci iğneyi bir batırıyor adam bağırıyor, ikincisinde yine batırıyor, yine bağırıyor. Dayanamayınca sormuş. Orası aslanın neresi?, Kulağı demiş. Yahu kulağı görülmese de olur demiş. Başka tarafa geçmiş, yine sormuş, yahu orası neresi? Ayakları. Yahu ayakları gömleğin altında kalacak, orayı geç. Kuyruğu görülmez orayı geç, sırtı geç demiş. Dövmeci demiş ki; kalk! Aslan ortadan uçtu gitti." Yani en küçük şeyleri terk edecek olursanız. Onun büyüğü de beraberinde gider. Onun için Allah (c.c) İslâmî çizgide yürümeye adım atan bu Müslümanlar topluluğuna, en önemli tavsiyelerinden birini veriyor. Taviz vermek yok. Bir adım geriye atmak yok. Allah'ın dediğinden dönmek yok.
Hakka Suresi
*Kur'ân-ı Kerim de en çok üzerinde durulan konu, Allah (c.c)'dır. Önemine binaen bu konu çokça işlenmektedir. 2800 küsur defa Allah ismi celâli, bunun yanında Rahman, Rahim, Halik, Musavvir ve diğer esmaü'l-hüsnasıyla en fazla kendisinden bahsedilen Allah (c.c) dır.
İkinci sırada ahirettir. Üçüncü sırada risalettir. Tevhid, ahiret, risalet konusu en fazla işlenen konulardır. Neden? Çünkü biz O'ndan geldik, O'na gidiyoruz. Allah (c.c) bizi getirdi yine Allah (c.c) bizi götürüyor
*Yaratılan her şey imtihan sorumuzdur. Hastalık imtihan sorumuzdur, sağlık da imtihan sorumuzdur. Yalnız hastalar değil sağlıklı olanlar da imtihan ediliyor. Açlık bir imtihan sorumuzdur, tokluk da bir imtihan sorumuzdur.
*Kur'ân-ı Kerim'i çok okuyun. Göreceksiniz ki, hep ahiret hatırlatılmaktadır. Niye? O Rahman ve Rahim'dir, şefkat ve merhametinden bahseder. Tehlikeyi her an bize hatırlatır. Bunu da bizim için hatırlatmaktadır. Mesela namazı anlatırken, hemen arkasından ahireti anlatıveriyor. Zekât ta öyle, nafaka da öyle, hukuk ta öyle…
*Eğer imanımızı şeytan ve şeytanlaşmış insanlara kaptırmazsak, inancımızdan zerre kadar taviz vermeden Rabbimizin huzuruna bir varacak olursak; Allah, "geri kalanı bana bırakın" diyor imanla gelin, gerisini bana bırakın diyor Allah (c.c). İmanla gidebilmek çok zor. Çünkü dünya üzerinde imanımızı çalmak isteyen çok usta insanlar var. Dünyada özellikle eğitim kurumlan, insanların imanını çalma uzmanları yetiştiriyor. Bunlar dünyanın her tarafına, da gönderiliyor.
Gazete köşelerine ve televizyon ekranlarına oturmuşlar, üniversitelerin belirli localarından bazı insanlar, insanların imanını çalma ödevlerini, uzmanlık alanları olduğu için hakkıyla yerine getirip, uzmanlık yapıyorlar.
*Biz sabahleyin uyandığımızda sevgili Peygamberimizin duasını yapmalıyız. "La ilahe illalahu vahdehu la şerike leh. Lahül mülkü velehül hamdü ve hüve ala külli şey'in kadir." Bizim imanımızı koruyacak en güzel sözleri söylemiş. "Allah'tan başka yaratan, yaşatan yöneten yoktur. Mülk O'na aittir, hamd O'na aittir. O her şeye gücü yetendir."
Peygamber Efendimiz bunu söyledikten sonra hayata adımını atıyor. O bizim de örneğimiz oluyor. İman üzere yatıp, iman üzere kalkmaya ve iman üzere yaşamaya çalışacağız. Bunu yaparsak Rabbim ahirette hesabımızı kolaylaştırıyor. Bizim razı olacağımız bir hayata bizi alıveriyor.
Mearic Suresi
*O Allah(c.c.)'ın huzuruna melekler ve ruh, 50 bin senelik bir günde çıkarlar. Burada "Ellibin yıllık" ifadesi, çokluk içindir demiÅŸler. Yani bir günde yükseliyorlar ama bizim dünyevi hesaplarımıza göre 50 bin senelik bir zamana tekabül ediyor. Burada Allah'ın (c.c.) zatının bizlerden çok uzak ama bize bizden daha yakın olduÄŸunu anlıyoruz.Â
Nuh Suresi
*Nuh (A.S) halkın huzuruna çıkıp diyor ki: Ey kavmim! Ben sizin için apaçık uyarıcıyım. Dikkat edin, "apaçık uyarıcıyım" diyor. "Tevil götüren sözler değil, açıktan hepinizin anlayabileceği bir dille konuşuyorum." diyor.
Bu sözlerle biz de uyarılıyoruz. Herhangi bir kardeşimiz uzun bir konuşma yapıyor ve sonunda soruyor, nasıl buldunuz konuşmayı? Neyi anlattınız? diye sorulduğunda "İslâm'ı anlattım" diyor. "Neresinden anlattın? denildiğinde, "Yeşil kelimesi geçti ya" diye cevap veriyor.
Türkiye de dinimize söven insanlara cevap vermek için sözü Cezayir'den dolaştırmanın anlamı yoktur. Adresler çok açık ve net verilmeli ki, insanlar birbirlerini tanısınlar. Cennetin adresi de çok açık verilmelidir. Allah (c.c) bunu imana ve amel-i salih'e bağlamıştır.
*İstiğfarla yağmurun ne alakası var? Bunu İstanbul halkı çok iyi bilir. Bir kaç sene önce (1994) bazı kendini bilmezler gazetelerinde şöyle yazdılar; "Dua ile yağmur yağacakmış, olur mu öyle şey?" dediler ama ardından yağmurlar geliverdi. Bunun üzerine, dua ile yağmur yağarmış dediler. Dua istiğfar demektir. Öyleyse istiğfarla yağmur yağar ve mal elde edilir.
Sevgili Peygamberimiz hutbedeyken bir adam geliyor; "Ya Rasulullah! Aylardır yağmur yağmıyor. Otlar kurudu, hayvanlar zayıfladı, hayvanlar süt vermez oldu" diyor. Allah'ın Rasûlü o anda ellerini kaldırıveriyor. Ravi diyor ki, "içeriye girdiğimizde gökyüzünde bir tane bulut yoktu. Dışarıya çıktığımızda yağmur, yağıyordu üzerimize. Bir hafta yağdı. Bir hafta sonra bir adam kapıdan girdi ve "Ya Rasulullah! Yeter, yağmurun durması için bir dua daha et" dedi. Yağmurla istiğfar arasında alaka vardır, istiğfarla bereket arasında da alaka vardır. Yağmur ağacı bol olan yere daha çok yağar. Çünkü orada milyonlarca canlı, milyarlarca yaprak yağmur duası yaparlar. İnsanlar da yapraklar gibi ellerini açarlarsa, Allah onları boş çevirmez.
Cin Suresi
*Yani bu günkü falcılara, cincilere, medyumlara gidip te, "efendim benim siyasi geleceğim nasıl olacak, benim oğlumun durumu ne olacak kızım evlenebilecek mi? Kızımın bahtı açılacak mı? Benim çocuğum olacak mı?" diye sormak dinimizce yasaklanmıştır. Bunların verdikleri haber de doğru değildir. Doğru olmadığını sevgili peygamberimiz haber vermekte, Kur'ân-i Kerim'de de; "eğer cinler gaybı bilselerdi açıklarlardı" buyuruyor Allah (c.c).
*Onun için çeşitli yerlerde cinle, şeytanla uğraşan insanlara herhangi bir şekilde, hiçbir vesile ile gitmeyeceğiz. Yardımı Allah'tan talep edeceğiz. Birileri, "hocam ben gittim" diyebilir. Ben de gittim. İstanbul'da tanıdığımın bir tanesi artist eskisi ile evlenmiş. Beraber hayat yaşarlarken, kocası İslâmi çizgiye dönmüş. Hanımı gece gündüz sarhoş, kocası da tam derviş. Arada kavgalar, sinirler, her türlü huzursuzluk başlıyor. "Bize bir hal oldu" diyor. Ben de diyorum ki; "bu sizin başınıza gelen durum ikinizin aynı çizgide olmamasındandır." "Bize sihir yapıldı" diye cinci birine gitmiş. Adam demiş ki; "gerçekten size sihir yapılmış, şunları, şunları yapacaksın." Adam o cinciye durmadan gidip geliyor, durmadan para ödüyor. Bir defasında beraber gittik.
Bu üçkâğıtçı cinci bana da baktı, "sana da papazın biri sihir yapmış" diyor. Çok şükür rahatsızlığım yok. Adam yalan söylüyor. Bir şey bildiği yok. Fakat gidenlere psikolojik bir fayda veriyor. "Tamam, ben çözdüm, rahat edeceksin diyor." O gün de tesadüfen kavga olmamışsa, ona yorumluyor. Ben o aileyi biliyorum, kavga hâlâ devam ediyor.
*Tarihi araştırdığımız da, cincilik veya cadılık toplumların kültür bakımından, ekonomik bakımından aşağıya doğru düştüğü dönemlerde çoğalmıştır. Son 10 yıldır, insanlarımızın inancında bir sapma var gibi. Allah'a, meleklere olan iman, insanlarda yok edilmek için çok büyük bir gayret sarf edildi.
İnsanoğlunun görmediği gayba inanma ihtiyacı fıtratında var. Bu ihtiyacımızı Allah'a, ahirete, cennete, cehenneme, meleklere, cinlerin varlığına imanla tatmin ediyoruz. Her insanda meçhulü kurcalama ve araştırma meyli vardır. Çok iyi şairlerin başarısı meçhulü kurcalama ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Çok iyi başarı sağlamış ressamların da başarısı meçhulü yakalama gayretinden kaynaklanmaktadır.
*Çok uluslu şirketlerin başkanı bir kitap yazmış ve tercüme edilmiş. Adam diyor ki, "dünya tek bir çarşıdır. Orada bizim mallarımız satılır. Halkın ihtiyacı olan mallar değil, halka ihtiyaç hissettirilen mallar satılır." Adamın bakış açısı bu.
*Hasan-ı Basri demiş ki: "Mesacid, Mescid kelimesinin çoğuludur. Mescid: secde edilen yer demektir. Biz yedi azamızla secde ederiz. Bu secde azaları Allah'a aittir. Bu secde azalarıyla Allah'tan başkasına dûa etmeyiniz. Allah'tan başkasının önünde eğilmeyiniz. Bu azaları kim yaratmış ise, o azalar O yaratana secde etmeli ve O'na boyun eğmelidir."
-devam edecek-
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-58
Zilzal Suresi *Mehmet Akif Mısır'da iken, bir ulema meclisinde konuşuyorlarmış. Kur'ân-ı Ke
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-57
A’la Suresi *Bize de bu sure-i celile, günümüzde insanlara İslâm’ı anlatırken, nasıl ha
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-56
Her insanın özellikle yönetici kadronun, tanınmış insanların, siyasilerin, sanatçıların, Ã
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-55
Müzzemmil Suresi *Günümüzde bizim eksikliklerimizden bir tanesi de, başta şahsım olarak gece
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-54
Talak Suresi *İnancımız ve kültürümüz eğer Kur'an'a göre yönlendirilmiş olsaydı; cana k
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-53
Mümtehine Suresi *Yüreğimizin ta içerisinde ahiret inancı taşırken, imansızlık alameti gö
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-52
Tanıdığım birisi şöyle anlatmıştı; "Bu şehre göçmen olarak geldim. Hiçbir şeyim yoktu.
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-51
Kamer Suresi *Ay'ın yarıldığı hadisini, Buhari, Müslim, Ahmed b. Hanbel ve diğer muhaddisler
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-50
Hucurat Suresi *Son günlerde televizyonlardan din adına konuÅŸan insanların ağızlarından ÅŸÃ
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-49
Zuhruf Suresi *Günümüzde(1997-98ler) bir tartışma başladı, "Kur'an Arapça’dır. Bunu kabu
ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-48
Mümin Suresi *Hz. Ömer (R.A), Suriye'de Ä°slam'a girmiÅŸ, fakat günah iÅŸlemeye devam eden adamÄ
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-47
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-46
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-45
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-44
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-43
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-42
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-40
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-39
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-38
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-37
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-36
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-35
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-34
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-33
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-32
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-31
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-30
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-29
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-28
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-27
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-26
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-25
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-24
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-23
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-22
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-21
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-20
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-19
- ŞİFA TEFSİRİ NOTLARI-18
Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.
Necm,28
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Yapılan hayırdan (ma'ruf) hiçbir şeyi küçük bulup hakir görme, kardeşini güler yüzle karşılaman bile olsa (bunu ehemmiyetsiz görüp ihmal etme)
Müslim, Birr 144, (2626)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...