HASAN BASRİ SARIÇAM
Berber Hasan Basri Sarıçam ağabeyimiz, Üstad Bediüzzaman Hazretlerini 1959 yılında Isparta’da ziyaret ediyor. İzmirli ağabeylerin emanetini Hz. Üstad’a, Hz. Üstad’ın emanetini de İstanbul’daki ağabeylere götürüp teslim etmek hizmeti nasip oluyor ona. Hatıraları yazıldıktan sonra kendisine tashih ettirilmiştir.
(1937 -)
Berber Hasan Basri Sarıçam ağabeyimiz, Üstad Bediüzzaman Hazretlerini 1959 yılında Isparta'da ziyaret ediyor. İzmirli ağabeylerin emanetini Hz. Üstad'a, Hz. Üstad'ın emanetini de İstanbul'daki ağabeylere götürüp teslim etmek hizmeti nasip oluyor ona. Hatıraları yazıldıktan sonra kendisine tashih ettirilmiştir.
Hasan Basri Sarıçam Anlatıyor:
Kastamonu'nun Bozkurt ilçesine bağlı Yakaören (eski adı İlişi) köyünde 1937 yılında doğmuşum. Ahmed Nazif Çelebi benim Yakaören köyümdendir aslında. Komşu idik. Nazif Çelebi ağabey sonradan İnebolu'ya yerleşiyor, hanımı İnebolu'dandır. O çok kahraman ve çok celalliydi.
Çok genç yaşta, daha askere gitmeden İstanbul'a geldim, 1953'de berber çırağı oldum. 1959'da askerlik vazifemi tamamladıktan sonra Eminönü Küçükpazar'da bir berber dükkânı açtım. Dükkânın adı: "Nur Berberi". Gönenli Mehmed Efendi benim daimi müşterimdi. Kirazlı Mescid 46 numaralı dersane dükkânıma yakın olduğu için, başta Sungur Ağabey olmak üzere diğer ağabeyler bana traş olmaya gelirlerdi. Onlar yaşlanınca kaldıkları yerlere gider, traşlarını orada yapardım. Dükkânı 2016'da kapattım. İstanbul Gaziosmanpaşa'da ikamet ediyorum.
 AHMED FEYZİ, HASAN ATIF, MUSTAFA BİRLİK ÜSTAD'A VERMEM İÇİN EMANET VERDİLER
Risale-i Nur'u 1957 yılında İzmir'de asker iken tanıdım. Bir arama sırasında asker arkadaşlarımın çantalarından Risale-i Nur çıktı, onları mahkemeye verdiler, sonra kitapları iade edildi. Onlar vesile oldu bana, üç dört kişi ders okumaya başladık. Derslere gittik, Ahmed Feyzi Kul ağabeyin derslerine katıldım. Hasan Atıf Egemen hoca vardı Sultanhisar'da, o da gelirdi İzmir'e.
İzmir'de askerden terhis oldum, Ahmed Feyzi Kul ağabey bir mektup yazdı, Üstad'ı ziyaret et, ver dedi. Terhis olunca Hasan Atıf ağabeye de gittim, Sultanhisar'da bir gece misafir kaldım. O da bir mektup yazdı Üstad'a. Mustafa Birlik ağabey de altı adet kaşık verdi, "Nur talebesinin imalatıdır de, Üstad'a ver" dedi.
BÜTÜN MÜŞKÜLLERİNİ HALLEDECEK RİSALE-İ NUR'DUR
Üstad'ımız Bediüzzaman'ı 1959 yılının şubat ayında, Isparta'da şimdi müze olan evde ziyaret ettim. Askerden terhis olunca İzmir'den Isparta'ya gittim. Üstad'ın evinin kapısını çaldım, Zübeyir ağabey çıktı, "Ben İzmir'den geliyorum, ağabeylerin selamı var, bu mektupları, kaşıkları verdiler, Üstad'a ver dediler" dedim. Dedi: "Üstad daha odasından çıkmadı, biz de görmedik, biraz sonra gel." Tekrar gittim, ağabeyler içeri aldılar. Üstad da bir mektup yazmış, onun için mahkemeye vermişler, onu gözden geçiriyormuş. Oturduk, şiddetli soğuk var.
Üstad Bana: "Hoş geldin kardeşim" dedi, elini öptüm, emanetleri verdim. Üstad: "Kaşıkları alın, ücretini yollayın" dedi. "Menderes'in de uçak kazası olmuş, kimse kurtulamamış" dendi. Üstad: "Elhamdülillah Menderes kurtulmuş" dedi. Sonra: "Seni talebeliğime kabul ediyorum, bu kardeşlere seni de dâhil ettim. Bütün sorularını, müşküllerini halledecek Risale-i Nur'dur, ben de dersimi Risale-i Nur'dan alıyorum" dedi, Risale-i Nur'u çok okumamı söyledi.
Üstad gideceğim yeri sordu. Ben: "İstanbul, Kastamonu, İnebolu üzerinden memlekete gideceğim. Annem var, kardeşlerim var, onları ziyaret edeceğim" dedim. Babam ben askerde iken vefat etmişti. "Askerden geliyor, harçlığı yoktur, harçlık verin" dedi Üstad. Ben: "Harçılığım var Üstad'ım" dedim. Yoktur, vardır diye konuştuk, almadım. "Gittiğin yerlerdeki kardeşlere selam söyle" dedi, ayrıldık.
Üstad peşimden bir ağabeyi yollamış, mumlu kâğıda yazılıp hazırlanan bir kitabı, İstanbul Süleymaniye'de 46 numaralı dersaneye verip, matbaada bastırmalarını söylemiş. Çantama koydum, getirdim, 46 numaraya emaneti verdim.
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.
Lokman,6
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dahil ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktır.
Tirmizi, Birr 14, (1918)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...