MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

Modernistlerin ortaya attığı şüphelere cevaplar


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2022-07-01 09:19:55

4. ŞÜPHE:
Sünnet, Hz. Peygamber (aleyhiselamın) nazarında da bir şeriat ve din değildir, Sahabiler de sünneti bir din ve şeriat olarak anlamamışlardır. Hz. Peygamber (s.a.v) Sünnetin yazılmasını bu sebeple yasaklamıştır. Eğer Sünnet dinin bir parçası olsaydı, Peygamber (s.a.v) Kuran için koyduğu yazma, ezberleme ve müzakere yöntemine benzer bir yöntemi onun içinde koyardı ve dinin bu bölümü hakkında kalben huzur bulmadan bu dünyadan ayrılmazdı. Fakat O, Allah'ın kitabı için bütün ihtiyat tedbirlerini aldığı halde kendi sünneti için hiç bir şey yapmamıştır. Hatta onun yazmasını bile yasaklamıştır. "Benden Kuran'ın dışında hiçbir şey yazmayın. Kim Kuran'dan başka benden birşey yazarsa onu imha etsin."
CEVAP:
Onların bu şüphelerinin bilgiye, marifete dayanmadığını sadece inada ve nankörlüğe dayandığını ve bitmiş, tükenmiş ve çaresiz bir kimsenin dayanağı olduğu söylenir. Eğer Sünnet Peygamber (s.a.v) nazarında bir din ve şeriat olmasaydı ona bu kadar önem vermez ve bunun için bütün vasıtaları kullanmazdı. Peygamber (s.a.s) Abdu'l-Kays heyetini kabul edip onlara bazı dini meseleleri öğrettikten sonra şöyle buyurduğunu rivayet eder: ''Bunları iyi öğrenin ve sizden sonrakilere de öğretin.'' Eğer Onun hayatı; din, sözleri; şeriat olmasaydı onlara bunu iyi öğrenmelerini ve başkalarına da tebliğ etmelerini emretmezdi. Kendisine uyması yönünde mesela şöyle emir vermezlerdi: "Benim nasıl namaz kıldığımı görürseniz namazı o şekilde kılın.''

Eğer sünnet sahabeler nazarında dinin bir kaynağı olmasaydı onun için bu kadar çaba göstermezlerdi, onun uğrunda yolculuk meşakkatlerine katlanmazlardı. Ona uygun amel etmezlerdi. Bunların zikrettikleri Peygamber (s.a.v)' ın sözlerinin yazılmasını yasaklayan "Benden Kur'an'ın dışında hiçbir şey yazmayın'' hadisine gelince bu İslâmın ilk zamanlarındaki gerçekliğe uygun bir emirdir. Çünkü Kur'an henüz yeniydi, aşırı dikkat ve ihtiyat sebebiyle sözlerini yazmaktan onları men etti. Kuran'la hadislerin karışmayacağından emin olduğu zaman kendi sözlerini de yazmaları için onlara izin verdi.

Ya Rabbi senden hidayet talep ediyoruz. Hz. Muhammed (s.a.v)'ın bütün ümmetine Hak yolda olmalarını nasip eyle. Amin
KardeÅŸiniz Molla Musa Celali

BEŞİNCİ ŞÜPHE:
Hz. Peygamber aleyhisselam kendisini gören sahabileri, onların özelliklerine, durumlarına uygun olarak irşad ediyordu. Bu da hadisin kendi çağındaki mevcut şartlarla şekillenmesi sonucunu doğuruyordu. Halbuki sonraki dönemlerde bu şartların benzeri mevcut değildir. Bunu için şöyle diyorlar: '' Peygambere itaat onun zamanıyla sınırlı bir itaattir.'' Bu kapı onun vefatından itibaren kapanmıştır. Peygamberin irşadları ashabının hal ve şartlarına uygun olarak ortaya çıkıyordu. Eğer biz o zamanlarda yaşasaydık onun sözlerine ve fiillerine uymak bize de vacip olurdu.
CEVAP:
Hz. Peygamber aleyhisselam emirlerine ve irşadlarına itaati sınırlı bir topluluğa ve belli bir zamana tahsis etmek yersiz ve delilsiz bir sınırlamadır.

Ayrıca böyle bir tahsisi selim bir akıl da kabul etmez. Çünkü onun risaleti geneldir, bütün insanları kapsar. Onun hükümleriyle Kuran'ın hükümleri arasında bir fark olmadığı için zorunlu olarak sünnetin de böyle olması gerekir. Kuran'ın nüzulüne şahit olan ve o dönemde yaşayanla atom çağında doğan ve Allah'ın verdiği haberi tasdik ederek Hz. Muhammed'in (s.a.s) risaletine iman eden kimse arasında hiçbir fark yoktur.

'' Biz seni ancak bütün insanlara bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.'' (Sebe, 28)
 "De ki : Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin. (Âl-i İmran, 31)
Cenab-ı Allah Resulullah'ı bizlere en güzel örnek kılsın. Örnekliğinde yaşayanlara selam olsun...

-Devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

O gün ne mal fayda verir, ne de evlat. Ancak Allah'a selim bir kalb ile gelenler (fayda görürler.)

Åžuara, 88-89

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Îmân altmış kadar şu'bedir. Hayâ da îmânın bir şu'besidir.

BUHARİ,KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, EBU HUREYRE(r.a.)'dan

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI