KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-3

Allah’ın emirlerini yerine getirip; yasakladıklarından da kaçınma gibi anlamlara da gelen “Takvâ” en geniş manalı Allah’a kul olma vesilesidir. Kur’an-ı Kerim’de,


Saim Turgut

2022-08-15 23:06:40

 Takvâ Sağlam Temeli Üzerine Kurulan Evlilik: 

Allah'ın emirlerini yerine getirip; yasakladıklarından da kaçınma gibi anlamlara da gelen "Takvâ" en geniş manalı Allah'a kul olma vesilesidir. Kur'an-ı Kerim'de,

اَفَمَنْ اَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلٰى تَقْوٰى مِنَ اللّٰهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ اَمْ مَنْ اَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلٰى شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَانْهَارَ بِه۪ ف۪ى نَارِ جَهَنَّمَۜ "Binasını takva ve Allah'ın rızası üzerine kuran kimse mi hayırlıdır; yoksa binasını bir yar kenarında (yıkılacak bir yerde) kurup da onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yavurlanan kimse mi? (daha

hayırlıdır) …." (Tevbe Süresi, 109)

Bu ayetten çıkarabileceğimiz bir anlama göre; davranışların temelinde, takvanın öngördüğü esaslar olmadığı zaman o davranış bir yar kenarına kurulan bir binanın yıkılması gibi, yıkılmaya mahkumdur. Hayatın her sahasında olduğu gibi,evlilik hayatının takva üzerine kurulmaması halinde yıkımlara maruz kalınması mukadderdir. Bu konuda Yüce Allah'ın,

وَمَنْ اَعْرَضَ عَنْ ذِكْر۪ى فَاِنَّ لَهُ مَع۪يشَةً ضَنْكًا 

"Kim, zikrimizden (Kur'an ve onun hayat tarzından) yüz çevirirse o kimse için sıkıntılı bir hayat vardır." (Tâhâ,124) ayeti de hatırlanmalıdır. Allah'ı tanımamalarından dolayı, Kur'an'dan yüz çevirenlerin hesabının âhirete kalması bir gerçektir. Ancak, inanmış bir insanın hatalarının bir kısmının dünyada cezasının verildiğini yine Kur'an şu ayetiyle haber vermektedir.

وَمَٓا اَصَابَكُمْ مِنْ مُص۪يبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْد۪يكُمْ

 "Başınıza gelen her musibet, ihmal ve kusurlarınız sebebiyledir…" (Şûrâ, 30)

Bu konuda Allah dostlarının büyüklerinden Fudayl ibn İyaz'ın "Ben Allah'a kulluğumda bir kusur işlediğimde, bunu merkebimin ve hizmetçimin aksi davranışlarından anlarım"(1) sözü bizlere önemli bir derstir.

Takva'nın bir manası olan Allah'ın emirleri dairesinde "sâlih" amel işlemenin de karşılığını huzurlu bir hayat olacağını da Yüce Allah şu ayetiyle haber vermektedir:

مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيٰوةً طَيِّبَةًۚ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ اَجْرَهُمْ بِاَحْسَنِ مَاكَانُوا يَعْمَلُونَ‌

Kadın olsun, erkek olsun; her kim, inanmış olarak sâlih amel işlerse; ona hoş bir hayat yaşatacağız. Mükafatlarını yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz.(en-Nahl, 97)

Bu ayetten çıkarabileceğimiz anlama göre de, Allah rızası için salih amel işleyenlere bu dünyada huzurlu ve rahat bir hayat ve âhirette de cennet gibi bir mükafaat vaad edilmektedir. Ayette, "Erkek olsun, kadın olsun" ifadelerinden de evli eşler anlamını da çıkarabiliriz. Bu itibarla, salih ameller ile hayat geçiren eşler mutlu bir hayat geçirmenin kapılarını açmışlardır.

Lezzetli Bir İbadet İçin Mutlu Yuva ve Huzur Ortamı

Yüce Allah tarafından "Cennete davetli'(2) olan insanın şu dünya misafirhanesindeki en büyük gayesi, O'nun rızası istikametinde "sâlih" ameller işlemektir. Dini hayatın yaşanabilmesi için kaos ve anarşi ortamından uzak bir topum gerekliğine işaret eden İmam Gazali şöyle demiştir: "Dinin ayakta kalabilmesi, ilim ve ibadetledir. Bu ikisinin de yerine getirilebilmesi için, bedenin sağlıklı olması, giyinme, barınma, yeme – içme ihtiyaçlarının karşılanması gereklidir. Bir de bunların yanında en büyük mesele olan huzur ve güven ortamının temin edilmesidir.(3) 

 Efendimiz (s.a.v.)'in ""Sizden her kim, kendisine ve ailesine gelecek teklikelerden uzak olarak, sağlığı yerinde ve günlük yiyeceğini de bulmuş halde sabahlarsa, sanki o bütün dünya onun olmuş gibidir."(4) Hadis-i şerifi bu gerçeği en güzel şekilde dile getirmektedir. İnsanın rûhî ve bedenî sağlığı üzerinde ailede huzurun önemi oldukça etkilidir. Dolayısıyla, huzurlu bir aile ortamında yapılacak ibadet, eşler arasında tartışmaların yaşandığı bir evde yapılan ibadetten daha kaliteli olacağı şüphesizdir.

Rûhî ve bedenî birlikteliğini sağlayamamış ailelerin dışarıdan gelecek tehlikelerden önce, kendilerinin birbirlerine zarar verdiklerini düşünmelidirler. Eşler, aralarında çıkan huzursuzlukları kısa sürede sonlandırmazlarsa, -Allah korusun- ailenin dağılmasına kadar uzanan bir iç savaşın içerisine girmiş olurlar. Fitne ve kargaşaya düşen hiçbir milletin ayakta kalamadığı gibi, içerisinde huzursuzluk ve çatışmanın yaşandığı ailede de mutluğun devam ettiği görülmemiştir. Tarih bunun misalleri ile doludur...

Mutlu Bir Evlilikte "Dua"nın Gücü

Yalvarmak, çağırma ve isteme gibi anlamına gelen ve "tam kulluk olan dua"(5), insanın âcizliğini ve muhtaçlığını idrak ederek elinin yetişemediklerini gerçek mülk ve tasarruf sahibi Allah'dan istemesidir. Kur'an-ı Kerim'de, ادْعُون۪ٓى اَسْتَجِبْ لَكُمْۜ "Duâ edin, cevap vereyim" (Gâfir, 60) buyuran Yüce Allah, insanı içerisine düştüğü musibetler karşısında veya eli yetişemediği ihtiyaçlar karsında dua etmeye davet etmektedir.

Bu konuya misal olarak şu ayet i kerimeyi verebiliriz:

 "Sizi karada ve denizde yürüten O'dur. Gemide bulunduğunuzda geminin onları hoş bir rüzgarla götürdüğünde ve onunla sevindiklerinde; birden şiddetli bir kasırga gelip onları her taraftan dalgaların sardığı ve çepeçevre kuşatıldıklarını sandıkları anda, Allah'ın dinine sarılarak: Bizi bu tehlikeden kurtarırsan; andolsun ki, şükredenlerden oluruz, diye O'na yalvarırlar." (Yûnus Süresi, 22)

Günümüz bilim dünyasında duanın psikolojik ve beden hastalıklarının dua ile tedavi edildiğine dair pek çok çalışma ortaya konmuştur. Bu çalışmalardan birinde varılan sonuçlar şunlardır:(6)

1. Kasların çalışma ile güçlenmesi gibi, dua ile de, irade gücü gelişir.

2. Dua etmek, sinirlilik halini giderip insanı rahat ve hoş bir hale getirir.

3. Dua etmek, insanı daha stresten kurtarır ve daha affedici yapar

Kur'an'da Yüce Allah, mutlu bir evlilik için de eşleri duaya davet etmektedir. Furkan Sûresi'nde, "Rahmân'nın kulları"nın taşıdığı onbeş kadar özellikleri belirtilmektedir.(7) 

Konumuzla ilgili ayet şu şekildedir: والَّذ۪ينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَامًا‌

"Onlar şöyle dua ederler: "Rabbimiz, bizim için eşlerimiz ve soyumuz göz aydınlığı olsun. Bizi takvâ sahiplerine rehber yap." (Furkan, 74) 

Söz konusu dua ile Allah'a yönelip yalvaran bir eş hiç şüphesiz eşine göz aydınlığı olacak, onu mutlu etme yolunda olacaktır. Böyle bir dua neticesinde, "Her duaya cevap veren" Yüce Allah'ın da ikramı ile bu evlilikte mutluluk esintileri etrafı kaplayacaktır.

Tevbe Musluğunda Arınma ve Aile Mutluluğu

Yüce Allah'ın esmâ-i hüsnâsından, "Tevvâb" ve "Gafur" isimleri peygamberler dışında insanların günaha düşmeye meyilli olmalarını iktiza eder. Bir üst parağrafta, insanın başına gelen sıkıntılarının bir sebebi günahlar olduğu konusu ele alınmıştı. İnsanın karşılaştığı sıkınılar arasında eşler arasında meyadana gelen problemler de bulunmaktadır. Yüce Allah, insanın günaha düşmesinden sonra, tevbe ile o günahtan temizleneceğini Kur'an-ı Kerim'de belirtmiştir. Bu konuya misal olarak, Nuh aleyhisselam'ın kavmine yapmış olduğu nasihte ve ayette verilen müjdeleri verelim:

اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ اِنَّهُ كَانَ غَفَّارًاۙ‌ـ يُرْسِلِ السَّمَٓاءَ عَلَيْكُمْ مِدْرَارًاۙ‌ـ وَيُمْدِدْكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَن۪ينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَارًاۜ‌

"'Hem 'Rabbinize istiğfâr edin (O'ndan mağfiret dileyin); çünki O, Gaffâr (çok bağışlayıcı)dır!' (…); O'ndan mağfiret dileyin ki) üzerinize semâyı (gökten yağmuru), bol bol göndersin!'; 'Size mallar ve oğullar ile yardım etsin, sizin için (yeryüzünde) nice bahçeler kılsın ve size nice ırmaklar meydana getirsin!' (Nûh Süresi, 10-12)

Diğer bir ayette de, وَأَنِ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُوا إِلَيْهِ يُمَتِّعْكُمْ مَتَاعًا حَسَنًا إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى وَيُؤْتِ كُلَّ ذِي فَضْلٍ فَضْلَهُ " "Ve Rabbinizden mağfiret dileyesiniz, sonra O'na tevbe edesiniz ki, sizi (dünyada)belirli bir vakte kadar güzel bir ni'metle faydalandırsın ve (âhirette) her fazîlet sâhibine mükâfâtını versin! "(Hûd Süresi, 3) buyurulmuştur.

Bu ayetlerde görüldüğü üzere, tevbe neticesinde günahları silen Yüce Allah çeşitli lütüf ve ihsanları yağdıracaktır. Bu ihsanlar arasında da, ailede huzur ve mutluluk ortamının hakim olması gelmektedir.

İnsan iradesi gayet zayıf olduğundan Allah'ın mutlak iradesine ihtiyacı vardır. Günahlardan kurtulma ve hayırlara ulaşma Allah'a yalvarma ile elde edilebilir. Zira, istiğfar ve tevbe edenin günahlara meyli azalır Bu itibarla, dua ve Allah'a dayanma, insanın hayırlı amellere güç verir; istiğfar ve tevbe de, şerre giden yollarını keser.(8) (dip not:1)

Yüce Allah, يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا تُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ تَوْبَةً نَصُوحًاۜ عَسٰى رَبُّكُمْ اَنْ يُكَفِّرَ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ "Ey iman edenler ! Allah'a nasûh ( günahları terk ederek sağlam bir niyyet ile kalbten) bir tevbe ile tevbe edinki, Rabbiniz günahlarınızı östsün, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetere koysun…" (Tahrim, 8) buyurmaktadır.

Kur'an -ı Kerim ve Hadis-i şeriflerde ortaya konulduğu üzere, gaflet ve günahlar sebebiyle dünyada başımıza sıkıntılar gelmektedir. Bu sıkıntılar arasında eşler arasında yaşanan problemlerin de bulunduğu bir gerçektir. Tevbe ve günahları terk ile Allah'a dönüldüğünde dünya hayatınında da huzur içerisinde ve dolayısıyla aile içerisinde mutluluk içinde yaşanacağı beklenilir. Nitekim, Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ″Yeryüzünde Allah'ın azâbından koruyan iki güvence vardır. Birinci güvence, benim onlar arasında varlığım, ikincisi ise Allah'a istiğfar etmeleridir." (9)buyurmuşlar ve şu ayet i kerimeyi okumuşlardır.

وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَأَنتَ فِيهِمْ وَمَا كَانَ اللَّهُ مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ} [الأنفال: 33

"(Ey şahnı Nebi'm) Sen o insanların aralarında bulunduğun, (sonra da senin Sünnet'ine tâbi oldukları) müddetçe Allah onlara azap edecek değildir; bir de, yaptıklarına pişmanlık duyup günahlarının bağışlanmasını diledikleri sürece de Allah onları azap edecek değildir." (Enfâl Süresi, 33)

Mutluğu Temin İçin Eşlerin, "Hayırda Yarışın" Emrine Uymaları:

Kur'ân-ı Kerim'de, "İyilik ve (Rabbin emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınma ile elde edilen) takvâda birbirinizle yardımlaşın.." (10) buyrulmaktadır. Bu ilâhî emri göz önünde bulunduran eşler, birbirlerine hizmette, ihsanda, gönüllerini almada, aralarında meydana gelecek kırgınlıkları affetmede yarışırlar. Eşlerden birinin önce davranarak bir tebessüm, bir sıcak ilgi göstermesi problemleri çözmede oldukça etkilidir. Bunun yerine, habbe gibi küçük bir konuyu kubbe gibi büyütmek ve aradaki problemin sebebini birbirine atarak münakaşa etmek vakti boşa harcamaktır.

 Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in şu tavsiyeleri insanlar arasındaki ilişkilerde önemli olduğu gibi eşler arasındaki ilişkilerde de oldukça önemlidir:

"Kardeşinle münâkaşa etme, zîra münâkaşanın hikmeti anlaşılmaz...(…) Haklı olduğu halde münakaşayı bırakan kimse için cennetin ortasında bir köşk bina edilir." (11)

Bir müslümanın din kardeşini sevmesinin Âhirette kurtuluş vesilesi olduğunu haber veren Peygamber Efendimiz, kıyamette, Yüce Allah kendi himeyesinden başka hiçbir himayenin bulunmadığı günde (arşının) gölgesinde bulunduracak yedi sınıfı haber verirken bunlardan birinin de, Allah için birbirlerini seven, Allah rızâsı için biraraya gelip, bunun üzerine (Allah rızâsı için) ayrılan iki kişi"(12), olduğunu buyurmuştur.

Bir kadın beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, iffetini korur, bir de kocasına itâat ederse, ona 'Haydi, cennetin hangi kapısından istersen gir' denilir."(13)

"Kardeşine karşı izhar edeceğin tebessümün bir sadakadır.(14)

Eşlerin Birbirleriyle İyi Geçinmeleri Rabbimizin Emridir

Kur'ân-ı Kerim'de, "Onlarla (hanımlarınızla) iyi geçinin.." (Nisâ, 4/19) buyuran Rabb'imiz, eşlerin güzel geçinmelerini ilâhî bir görev olarak ortaya koymuştur. Bu âyetteki emrin erkeklere hitap şeklinde yapılması, eşler arasında iyi geçinmede erkeğe büyük bir görev düştüğü belirtilmiştir. Bu âyetin ikinci bölümü olan, "Belki, hoşlanmadığınız şeyde; Yüce Allah çok hayır kılar" ilâhî fermanı da evlilikten güzel neticelerin doğacağına inanma ve bu konuda sabırlı olma dersini vermektedir.

Aynı şekilde erkeği sabırlı olmaya çağıran Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Kadınlara hayır tavsiye edin; onlara daima iyiliği, güzelliği anlatın ve nasihatçi olun ki, istikamet kazansınlar... Eğer onları çarçabuk düzeltmeye kalkarsanız kırıverirsiniz; İhmal ederseniz, bu sefer de eğri kalırlar. Öyleyse, kadınlara iyiyi, güzeli anlatarak nasihatçi olun"(15) kutsî beyanları eşler arasındaki problemlerin çözülmesini kolaylaştıran önemli bir derstir.

Aile problemlerinin içinden çıkılamaz bir hale geldiği zaman boşanma kapısını açan İslam, Peygamber Efendimizin ifadeleriyle,"Allah katında en sevimsiz helâl, boşanmadır." (16) buyurarak adeta boşanma yoluna giren eşlere, "Durunuz!" demektedir. Allah Resûlünün (s.a.v.) diğer bir hadislerinde, "Ciddi bir sebep olmadan kocasından (boşanmak isteyerek) boşanan kadın, cennetin kokusunu alamaz." (17) buyurarak boşanma yollarını kapatmaya çalışmıştır. 

Boşanma yollarını kapatan önemli bir konu da, kadere teslim olmaktır. Bu konuda Bediüzzaman hazretleri der ki:" Şâyet size münasîb olmayan bir erkek kısmet olsa, siz kısmetinize razı olunuz ve kanâat ediniz. İnşâallah rızanız ve kanaatinizle o da ıslah olur. Yoksa şimdiki işittiğim gibi, mahkemelere boşanmak için müracaat edeceksiniz. Bu da, haysiyet-i İslâmiye ve şeref-i milliyemize yakışmaz! (18)

Hayatının bütün safhalarında olduğu gibi, insana mutluluk kapılarını açan temel prensiplerden biri de, geçmişe ait hadiselerde kişinin kadere teslimiyetidir. Allah Resulü (s.a.v.), "…Eğer, başına bir iş gelirse; 'şöyle yapsaydım, şöyle olurdu', deme. Lakin, 'Allah'ın takdîridir. Gerçekte O dilediğini işler' de. Zirâ, 'eğer' (kelimesini söylemeniz) şeytanın işine kapı açar."(19) kutsî sözleri ile kadere teslim olmanın önemini belirtmişlerdir.

Bu açıdan, mutluluğu arayan eşlerin böyle esasları göz önünde bulundurarak hayat arkadaşını kendisi için Yüce Rabb'i tarafından seçilmiş bir hediye olduğunu düşünmesi gerekmektedir. Bu bakımdan, evliliğin başlangıcında, erkek, eşinde beğenmediği şeyler görürse, sabırlı olması ve onun iyi yönlerini ortaya koymasına izin vermelidir.

Günümüzde yapılan araştırmalar, boşanmalar ile ailelerin yıkılmasının sebepleri arasında eşlerin geçimsizliği ön sırada yer aldığı ortaya konulmaktadır. Geçimsizliğin baş sebebi, eşlerin hayatı paylaşamamalarıdır. Duyguların karşılıklı olarak paylaşımı eşler arasında sükunet/huzur temin etmenin yollarından biridir. Söz konusu duyguların paylaşılmasında, eşlerin mânevî değerleri paylaşması; hatta, aralarındaki sevginin artması için Allah'a dua etmeleri gibi güzel davranışların yanında dünyaya ait düşünceler ve konuların da paylaşılması önemlidir. Mesela, eşlerden birinin ilgilendiği hobiyle diğerinin de ilgi göstermesi halinde, duygu paylaşması meydana geleceğinden aile mutluluğuna yol açar. Birlikte geziye çıkmaları, hatta yarış yapmaları bu konuda verilebilecek misallerdendir. Hayatın her safhasında, bizlere en güzel örnek olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hz. Aişe ile koşup yarışmışlardır.

Dipnotlar

1- https://almomenoon1.0wn0.com/f596-montada

2-Yûnus Süresi, 25.

3-Gazzali, İtikatta Yol, Neşir ve Tercüme: Osman Demir, Klasik Yay. 2014, İstanbul, 2014, s. 192.

4- Buhari, Edebu'l-Müfred, Hadis No:300

5-Ebu Davut, Hadis No:1479; Tirmizi, 2969.

6-http://esintezert.blogspot.com/2016/01/dua-etmenin-bilimsel-olarak-kanitlanmis.html?m=1 (www.psychologytoday.com/blog/more-mortal/201406/5-scientifically-supported-benefits-prayer'dan alıntı yapılarak Esin Tezer tarafından tercüme edilmiştir.)

7-Furkan Sûresi, 63- 74.

8-Senin elinde gayet zaîf, fakat seyyiatta ve tahribatta eli gayet uzun ve hasenatta eli gayet kısa, cüz'-i ihtiyarî namında bir iraden var.O iradenin bir eline duayı ver ki, silsile-i hasenatın bir meyvesi olan Cennet'e eli yetişsin ve bir çiçeği olan saadet-i ebediyeye eli uzansın.Diğer eline istiğfarı ver ki, onun eli seyyiattan kısalsın ve o şecere-i mel'unenin bir meyvesi olan Zakkum-u Cehennem'e yetişmesin. Demek dua ve tevekkül, meyelan-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi; istiğfar ve tövbe dahi, meyelan-ı şerri keser, tecavüzatını kırar. Sözler, Yirmialtıncı Söz, İkinci Mebhas.

9-Tirmizi, Hadis No: 3082

10-Mâide,2

11- Tirmîzî, Birr 58, (1994); Ebû Dâvud, Edeb 8, (4800); İbnu Mâce, Mukaddime 7, (51); Nesâî, Edeb (6, 21).

12-Muvatta 14, (952, 953); Tirmîzî, Zühd 53, (2392); Nesâi, Kudât 2, (8, 222, 223).

13-Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 191 hadis no: 1664; Taberani, Mucemül Evsat hadis no: 8805;

14-Tirmîzî, Birr 36, (1957). Hadis i Şerifin devamı, "Emr-i bi'l-mâ'rufun ve nehy-i ani'l-münkerin sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yolu gösterivermen sadakadır; gözü sakat kimse için görüvermen sadakadır; yoldan taş, diken, kemik (gibi şeyleri) kaldırıp atman sadakadır; kovandan kardeşinin kovasına su boşaltman sadakadır."

15-Buhârî, Nikâh 79, Enbiya 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Rada 65.

16-Ebû Dâvûd, Talâk, 3; İbn-i Mâce, Talâk, 1.

17-Tirmîzî, Talak, 11, (1186,1187); Ebû Davud, Talak, 18, (2226); Nesai, Talak, 334,(6,168)

18- Nursî, Lem'alar – 203

19-Müslim, Kader, 34

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

AFETLER VE KURTULMA YOLLARI

AFETLER VE KURTULMA YOLLARI

A-ZAHİRİ AFAT: -İflas. Müslümanların çoğu iflasla kuşatılmasının sebebi: bilgi azlı

TEŞRİK TEKBİRLERİ

TEŞRİK TEKBİRLERİ

Teşrik tekbirlerinin ve ihlas suresinin Arefe gününde 1000 defa okunmasının bazı hikmetleri:

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-3

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-3

Bediüzzaman’ın Müdellel Ümidi: Bediüzzaman hazretleri, (31 Mart hadisesinden bir müddet son

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

II. HZ. PEYGAMBERDEN GELEN BEŞARETLER Hayatı boyunca ümmetine karşı gösterdiği ilgi, şefkat

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-1

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-1

Gelecekte İslamiyet’in hâkimiyetine işaret eden beşaretler: Kur'an-ı Kerim'in istikbalin hâ

ÖLENLER EŞİT DEĞİLDİRLER

ÖLENLER EŞİT DEĞİLDİRLER

İnsanların ölüme negatif düşüncelerle bakmalarındaki sıkıntılardan biri de şudur ki, onu

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle

ACBU’Z ZENEB HADİSİ

ACBU’Z ZENEB HADİSİ

Bir sorunun cevabı; “Müzedeki bir insanın iskeleti 2.000 senedir var olduğu söyleniyor. Halbu

NAMAZDA 17 SIRRI

NAMAZDA 17 SIRRI

İslam Literatüründe “el-Mabud” kelimesi hakiki mabud olan Allah’ın bir vasfıdır. Ebced d

İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK

İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK

Kişi kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, başkalarına da öyle davranmalıdır. Bu minva

CEHENNEM NEREDEDİR?

CEHENNEM NEREDEDİR?

Soru: Cehennem Nerededir? Cevap: Cennet ise Kur’an-ı Kerim'de zikredildiği gibi yüksektedir ve

Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm.

Bakara, 2/186

GÜNÜN HADİSİ

"Cebrail, bana komşu hakkında o kadar ısrarlı tavsiyelerde bulundu ki, onu mirasçı yapacak sandım."

Buhari

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI