TAKDÄ°M

Bu şehr-i Sitanbul ki bî misl ü bahâdır Bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır. Bir gevher-i yekpâre iki bahr arasında, Hurşîd-i cihantâb ile tartılsa sezâdır.


Orhan Dindar

odindar14@gmail.com

2023-05-08 06:56:18

 Bu şehr-i Sitanbul ki bî misl ü bahâdır

Bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır.

Bir gevher-i yekpâre iki bahr arasında,

Hurşîd-i cihantâb ile tartılsa sezâdır.

Nedim

TAKDÄ°M

Beş farklı kültürün yaşandığı ve üç büyük imparatorluğa pâyitahtlık yapmış olan İstanbul'un mâzisi her ne kadar M.Ö 8 bin yılına kadar uzanıyor olsa da, günümüzde İstanbul denildiğinde akla ve hatıra gelen elbette Osmanlı'nın inşa ettiği İstanbul'dur. Ve Osmanlı'dan bize intikal eden İstanbul, henüz bir asır dolmadan, maalesef bir mirasyedi hovardalığı ve hoyratlığıyla tahrip edildi. Bu tahribattan arda kalan kısmı dahi hâlâ bu şehrin birçok cihetten dünyanın bir câzibe merkezi olmasına kâfi geliyor.

Şüphesiz Osmanlı İstanbul'unu inşa edenlerin başında Osmanlı Sultanları gelir. Onları, başta veziriâzamlar olmak üzere diğer devlet adamları tâkip eder. Bu çalışmanın, Fetih'ten başlayarak târihî sırasıyla Osmanlı Sultanları ve devlet adamları ekseninde tanzim edilmiş olmasının ana sebebi budur.

Osmanlı pâdişahları ile bahse konu olan devlet adamları hakkında ve târihin seyrini tâyin eden hâdiseler için Reşad Ekrem Koçu'nun "Osmanlı Pâdişahları" isimli eserinden istifâde edilmiştir. Aynı zamanda Türkiye Diyânet Vakfı "İslâm Ansiklopedisi"ne de mürâcaat edilmiştir. Ele alınan târihî eserler için yine İslâm Ansiklopedisi'nin ilgili maddelerinden istifâdeyle -okuyucuyu yormayacak şekilde- fazla tafsilata girmeksizin, bâzı teknik bilgilere de yer verilmiştir. Bu şekilde bir yandan, ziyâret edilen eserlere maddî olarak mânâ zenginliği kazandırılırken, öte yandan eserlerin bânileri ve onların târihî hadiselerdeki rolleri hakkında kısa bilgiler verilerek o eserlere bir tür canlılık katılabileceği düşünülmüştür. Böylece ilgili devrin genel rûhu ve havası bir nebze de olsa hissedilerek, İstanbul seyahatinin sıradan bir "turistik gezi" den farklı kılınması hedeflenmiştir.

Bu çalışmada yer verilememiş daha yüzlerce mescid, mekteb, kü-tüphâne, türbe, çeşme, sebil ve târihî eser bulunmaktadır. Sâdece, her gün far-kedilmeksizin yanından geçip gidilen mezar taşları dahi gàyet ciddi ve ayrı bir mesâi sarfetmeyi hak ediyor. Nesli nerdeyse tükenmiş olan târihî konaklara ve Boğaziçi'ndeki yalılara hiç temas dahi edilmemiştir. Yahya Kemal'in, "Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer." dediği ve birçoğu hakkında şarkılar bestelenmiş olan semtlerin her birinin hatta birçok cadde ve sokağının dahi ayrı birer hikâyesi vardır. Tabiî güzellikleri ise -önemli miktarda tahrip edilmiş olmakla birlikte- hâlâ bu şehri eşsiz kılmaktadır. Hülâsa, İstanbul, münferid çalışma ve eserlerle ihâta edilemeyecek kadar zengin bir kültürel mîrasa sâhiptir. İstanbul'un hakkı ancak hacimli külliyât ya da ansiklopediler telif edilerek belki verilebilir.

Ankara, Mayıs, 2019 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

"Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Ta ki, korunasınız"

Bakara, 183

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

“Köleleriniz, kardeşlerinizdir”

Buhari

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI