KABİRDE AZAB VE NİMETİN VARLIĞI

Değerli Kardeşlerim! Günümüzde, Müslüman olduklarını sanan bazıları, gayb alemine tam olarak inanmamaktadır. Kişi için bu gayb aleminin ilk kapısı kabirdir. Ruh, bedenden ayrıldıktan sonra kabirdeki halin nasıl olacağını ancak Allah ve Resulu bildirir. “Yok kabri açtık da ceset yanmıyor, bu da azabın olmadığını gösteriyor” diyen metaryalist akıllar bu gaybi meseleyi çözecek akıllara sahip değillerdir. Herşeyden önce biz Müslümanlar; Allah ve Resulünün bildirdiklerine “inandık” deriz. Çünkü yaratan Allah, tebliğcisi de elçisidir.


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2023-05-08 07:03:10

Değerli Kardeşlerim!
Günümüzde, Müslüman olduklarını sanan bazıları, gayb alemine tam olarak inanmamaktadır. Kişi için bu gayb aleminin ilk kapısı kabirdir. Ruh, bedenden ayrıldıktan sonra kabirdeki halin nasıl olacağını ancak Allah ve Resulu bildirir. "Yok kabri açtık da ceset yanmıyor, bu da azabın olmadığını gösteriyor" diyen metaryalist akıllar bu gaybi meseleyi çözecek akıllara sahip değillerdir. Herşeyden önce biz Müslümanlar; Allah ve Resulünün bildirdiklerine "inandık" deriz. Çünkü yaratan Allah, tebliğcisi de elçisidir.

Şimdi kabir hayatında azabın oluşuna işaret eden âyetlere bakalım:
وَحَاقَ بِآلِ فِرْعَوْنَ سُوءُ الْعَذَابِ {*} النَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوّاً وَعَشِيّاً وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ أَدْخِلُوا آلَ فِرْعَوْنَ أَشَدَّ الْعَذَابِ

"Firavun ailesini ise şiddetli bir azap kuşatıp yok etti. Bu azap, onların sabah akşam sokulacakları ateştir. Kıyamet koptuğunda, 'Firavun ailesini en şiddetli azabın içine atın!' denilecek."(Mü'min, 45-46)

Yukarıdaki âyet açık ve net bir şekilde Firavun ailesinin azaba uğradığını ve onların sabah akşam ateşe sokulduklarını ifade eder ki, bu kabir azabıdır. Sonrasında kıyamet koptuğunda daha şiddetli bir azaba uğrayacakları bilgisi gelmektedir. Demek ki iki çeşit azapla karşı karşıya gelecekler. Ahiretteki azapları kabir azabından daha şiddetli olacak.

وَلَوْ تَرَى إِذِ الظَّالِمُونَ فِي غَمَرَاتِ الْمَوْتِوَالْمَلآئِكَةُ بَاسِطُواْ أَيْدِيهِمْ أَخْرِجُواْ أَنفُسَكُمُ الْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ الْهُونِ بِمَا كُنتُمْ تَقُولُونَ عَلَى اللّهِ غَيْرَ الْحَقِّ وَكُنتُمْ عَنْ آيَاتِهِ تَسْتَكْبِرُونَ


 " Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, "Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve O'nun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız" diyecekleri zaman hâllerini bir görsen!" (En'am, 93)

Bu âyette Meleklerin ölüm anlarında zalimlere "bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız" şeklindeki sözleri hemen öldükten sonra azaba uğrayacaklarını seraheten açıklamaktadır.

مِمَّا خَطِيئَاتِهِمْ أُغْرِقُوا فَأُدْخِلُوا نَاراً فَلَمْ يَجِدُوا لَهُم مِّن دُونِ

اللَّهِ أَنصَاراً

"Hataları (küfür ve isyanları) yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da, kendileri için Allah'tan başka yardımcılar bulamadılar." (Nuh, 25)

Küfür ve isyan yüzünden helak olan Hz. Nuh'un kavminin suda boğulup hemen ardından cehenneme sokulmasından bahsedilmektedir. اُغْرِقُوا: boğuldular نَارًا فَاُدْخِلُوا: hemen ateşe sokuldular anlamına gelmektedir. Arapçadaki 'fe' atıf harfi 'fevriyeti' yani 'hemen sonralığı' ifade etmektedir.

Kur'an Mübelliği ve Müfessiri Efendimiz de hadislerinde açıkça kabir azabının oluşundan bahsetmektedir:

1- İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki kabrin üzerine uğradı da: "Bu iki kabir muhakkak azâb olunuyorlar. Halbuki büyük bir şeyden dolayı azâb olunmuyorlar" buyurdu. Sonra da: "Evet, biri koğuculuk ederdi, diğeri de idrarından sakınmazdı" buyurdu. Râvî dedi ki: Bundan sonra Rasûlüllah yaş bir değnek aldı, değneği iki parçaya böldü. Sonra o parçalardan her birini bir kabir üzerine dikti. Sonra da: "Bunlar kurumayıp taze kaldıkları müddetçe belki bu kabir sahiplerinden azâb hafifletilir" buyurdular. (Buhari, Cenaiz, 82; Müslim, İman, 34)

2- "Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, yahut da Cehennem çukurlarından bir çukurdur." (Buhari, Müslim)

Evet, zalimler için kabir azabı olduğu gibi, müminler için kabir nimeti vardır. Yukarıdaki hadiste kabrin cennet bahçelerinden bir bahçe olabileği geçmektedir. Ayetlerde de bu husus belirtilmektedir.

Yasin suresinde Habib-i Neccar olayının anlatıldığı sahnede kabir nimetinin olduğunu görmekteyiz. Habib Neccar, köyünün, elçilere uymalarını tavsiye etmiş, lakin kavmi kendisini şehit etmişler. Şehit olduğu anda bu nimeti müşahade etmiş ve şöyle demişti:

"Ona: 'Cennete gir' denildi. O da: 'Keşke benim kavmim de bir bilseydi' dedi." (Yasin, 26)

Demek ki hemen ölümün ardından kendisine "Cennete gir" denilmiştir.

Tüm bu delillerden sonra kabir azabını kabul etmeyenin mümin olamayacağı aşikardır. Bu gaybi bir meseledir. Gaybla ilgili hususları Allah ve Resulunun bildirdiği şekilde iman etmeyi gerektirir.

Tüm İslâm mezhepleri de kabir azabı ve nimetinin oluşunda müttefiktirler. Eşarilerden Beydavi, Maturidilerden Nesefi, Mutezilelerden Zemahşeri kabir hayatında azab ve nimetin göreleceği hususunda tefsirlerinde ikna edici deliller sunmuşlardır.

Konumuzu Peygamberimizin şu duasıyla sonlandırmak istiyoruz: " (Ya Rabbi!) Kabir azabından sana sığınırım."

Kardeşiniz Molla Musa Celali

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm.

Bakara, 2/186

GÜNÜN HADİSİ

Harb bir hiledir.

Buhari, Cihad 157; Müslim, Cihad 18, (1740)

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI