MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sıkıntı ve sancıları ortaya koymak bir tedbirdir, müdebbiriyetin bir gereğidir. Hakperestliğin bir alamet ve işaretidir. Böyle bir teşebbüs güzeldir. Hakikatin kemaline, hizmetlerin kalitesine kuvvet verir. Gaye, tenkit ve tecessüs değil, belki, derinliğine bakış içinde farklı alanları yakalamak, daha derin bilgilere ulaşabilmektir.


Prof. Dr. Şener Dilek

marifet.nurlari@gmail.com

2023-06-08 19:09:51

"Katranı kaynatsan olur mu şeker?

Cinsine tükürdüğüm, cinsine çeker."

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sıkıntı ve sancıları ortaya koymak bir tedbirdir, müdebbiriyetin bir gereğidir. Hakperestliğin bir alamet ve işaretidir. Böyle bir teşebbüs güzeldir. Hakikatin kemaline, hizmetlerin kalitesine kuvvet verir. Gaye, tenkit ve tecessüs değil, belki, derinliğine bakış içinde farklı alanları yakalamak, daha derin bilgilere ulaşabilmektir. Bu anlamda ceht ve gayret göstermek, enerji sarfetmek, asla muhalefet değil, belki, işin sır ve püf noktalarını şerh etmek, derin manaları gün ışığına çıkartmak, derecesi nispetinde insaniyete ve İslamiyet'e hizmet etmektir. Gerçekten bu güzelliğe bütün beşer âlemi muhtaçtır.

İlmi araştırmalarda ve fikri açılımlarda ölçü, farkı fark etme sanatına, dirayete ve şuur keskinliğine yükselebilmektir. Bu şuur gözlüğünü takanlara bütün insanlık âlemi minnettardır. Tarih onları unutmaz. Saygı ile anar.

Bu özelliğin dışında, bu asırda farklı farklı mülahazalar içinde çok değişik kulvarlarda yalanlar savuranlar, iftira atanlar, nefret kusanlar, fitne çıkartanlar vardır. Onların dünyasında insaniyete hizmet, vatan ve milletin menfaatine projeler üretmek diye bir şey yoktur. İçleri boş kof adamlardır. Hizmet diye bir gayeleri olmadığı gibi, hizmetten kaçmak için mazeret uydurmakta mahirdirler. Onlar sadece terör estirirler. Tahakküm ederler, kabiliyetlerin önünü keserler, hazımsızdırlar, kin kusarlar. Fitne çıkarırlar, yalan üretirler. Dehşet derece müfsittirler.

Bu şöhret budalaları, bu idrak fukaralarının gayeleri suyu bulandırmaktır. Amaçları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir; ittihad-ı İslam'a, imana ve Kur'an'a hizmet etmek gibi bir sevdaları da yoktur. İşleri güçleri, bir türlü hazmedemedikleri ve rakip gördükleri şahsiyetleri tezyif ve tahkir etmek, efkâr-ı ammede onları küçük düşürmek, uhuvvet rabıtalarını söküp atmak, muhabbet bağlarını koparmaktır.

Bu muhalefet gruplarının sergilediği davranışları ve bu davranışların altında yatan gerçek psikolojileri, çarpık hissiyatları kısaca şöyle özetleyebiliriz:

1. Adam muhalefet eder. Çünkü muhalefetinin kaynağı, enaniyet ve gururdur. Hazımsızlıktır. Hasetle bakar, intikam dişleriyle paralar ve parçalamak ister. Yılan gibi ısırır, kurt gibi kapar, it gibi ürür de ürür. Önüne bir kemik at, susar…

2.Adam muhalefet eder, çünkü rakiptir. Senin onu geçmeni kat'iyyen hazm edemez. Bu muhalefetin arkasında dehşetli bir karın ağrısı yatar. Kıvranır durur. Kıvrandıkça kudurur.

3.Adam muhalefet eder. Çünkü menfaatine dokunur. Rahatsız olur. Önünü kesmek ve devre dışı bırakmak için her türlü maharetini gösterir. Su içer gibi yalan söyler, utanmadan ve sıkılmadan iftira atar. Kendini suret-i haktan göstermeye çalışır.

4.Adam rekabet eder, çünkü, muhatabı kendisinden daha kâmil, daha dürüst, daha samimi, daha çalışkan, daha dirayetli ve daha muktedirdir. Bu ahval onun içini kemirdikçe kemirir, yıkar bitirir. Bu güzellikleri yıkmak için iblisane tuzaklar kurar. Şeytanın bile aklına gelmeyen fikirler üreterek efkâr-ı âleme soytarı olur.

5.Adam muhalefet eder, çünkü başka bir zihniyetin temsilcisidir. Suret-i haktan gözükür. Meşrep ve mesleği yıkım, ihanet ve tahriptir. Batılın borazanıdır. Amerika üfler, o burada oynar. Bir günde kırk renge girer. Bugün söylediğini yarın inkâr eder. İnsanın gözünün içine baka baka yalan söyler. Tam bir şarlatandır… Her makamdan çalar. Davul ve dümbelekte pek mahirdir.

6.Adam muhalefet eder, çünkü şer üzerine şerdir. İblisin görevini üzerine almıştır. Kasten çomak sokar, efkâr-ı ammeyi kandırır, yoldan çıkartmaya çalışır. Ondan her ihanet beklenir.

7.Adam muhalefet eder, çünkü mevcutları muhafaza edemeyeceğinden, etrafının dağılıp çözüleceğinden korkar. Yenildikçe, mağlup oldukça, iştahı artar. Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Çünkü ehliyete medar bir vasfı yoktur. Mevcut şartlarda davası bittiği halde sevdası hiç bitmez. Nuh Aleyhisselam kadar ömrü olsa bile, o baş olma sevdasından kat'iyyen vazgeçmez. Dehşetli bir hırs ve inatla rakiplerini ezmeye çalışır(!) ama çalımsızdır, cılızdır. Gücü çatmaz, aklı yetmez. Hafızasında arıza vardır, nereye gittiğini bilmez, konuşur ama ne konuştuğunu kendisi de anlamaz. Ama kendini dev aynasında görür, gösterir. Bazı ahmaklar da onu adam zanneder, arkasına takılır.

8. Adam muhalefet eder. Çünkü akıl süzgeçleri nakıs ve noksandır. Akıl fukarasıdır, anlayamadığından kavrayamadığından muhalefet eder.

 9.Adam muhalefet eder, çünkü acizdir. Hakikat ve marifete medar derinliği yoktur. Hep sahil şeridinde dolanır durur.

 10.Adam muhalefet eder, çünkü idraki melekeleri gelişmemiştir. İdrak terazisi bozuktur. Fikri mizan ve muvazeneden mahrumdur.

 11.Adam muhalefet eder. Çünkü hazm edemez. "Kim bu adam! Nereden çıktı? Başımıza bela oldu! Bunu indirmek lazım!" der ve bütün şer odaklarını yardıma çağırır. Atar tutar, bir ağırlığı olmadığı için cümle âlem bu adamın liyakatsiz olduğunu çok iyi bilir.

 12.Adam muhalefet eder, "Bana niye danışmıyorsunuz? Fikirlerimi niye kâle almıyorsunuz?" der. Kendisini bulunmaz Hint kumaşı zanneder.

 13.Adam muhalefet eder, herkes muhalefet ettiği için o da "çorbada tuzum olsun." diye o da muhalefet kervanına katılır.

 14.Adam muhalefet eder, zındıktır, mürteddir, münafıktır. İmandan ve İslam'dan mahrumdur. Küfründen dolayı karşı çıkar. Kin kusar, zehir döker.

 15.Adam muhalefet eder, çünkü fanatiktir. Sahayı tanımaz, oyuncuları bilmez, kural ve kaidelerden nasipsizdir… Top koşturacak dirayet ve iktidarı yoktur. Ama ağzında düdük vardır. O düdükle âleme nizam vermeye çalışır. Hiç durmaz, habire öttükçe öter.

 16.Adam muhalefet eder. Çünkü sakızdır. Sabahtan akşama kadar çiğner durur. Ölmüş insanların etini yer.

 17.Adam muhalefet eder. Çünkü hasuttur. Kat'iyyen hazm edemez. Duruşun, bakışın, yürüyüşün onu rahatsız eder.

 18.Adam muhalefet eder. Çünkü yalan makinesidir. Sıkar atar, havayı döver, bir türlü hedefi vuramaz.

 19.Adam muhalefet eder. Çünkü bu memlekete bir çivi çakmamıştır. Bir fabrika kurmamıştır. İşi gücü fitne, fesat, yalan, talan ve dolandır. Allah şerrinden muhafaza etsin.

 20.Adam muhalefet eder. Çünkü rüyasında, hülyasında hep baş olma sevdası vardır. Ama bir türlü eline geçmez. İşine gelirse hem sağcı hem de solcu olur. Bukalemun gibidir. Her renge girer. Oraya koşar, buraya koşar, okyanus ötesinin kapısını çalar, Batının kapısında dilencilik yapar. Ama çapsızdır, bir türlü dikiş tutturamaz. Rotasını kaybetmiş yelkenli gibidir. Rüzgâr nereden eserse oraya döner. Dümeni döndürecek dirayeti yoktur. Dalgalar içinde sallanır durur, bir türlü sahil-i selamete çıkamaz. Ama şunu kabul etmek lazım: Adamın bir mahareti vardır(!) Onu asla inkâr etmemek lazım! O da şudur: Adamın ağzı hiç boş durmaz. Ha bire sıkar, atar, tutar. Dehşetli bir yalan savurma makinesidir. Milleti palavralarla ha bire kandırmaya çalışır. Ama Anadolu insanının feraseti yüksektir, uyanıktır. O çapulcuya itibar etmez, o paçavraya meydanı bırakmaz.

21.Adam muhalefet eder. Çünkü dönektir, fırıldaktır. Dün el etek öptüklerine bugün sırt çevirir, aleyhine döner. Ona muin ve müzahir olanlara, kendini yukarı çıkaranlara ihanet eder, tavır takınır. Meziyeti kendinden bilir.

 22. Adam muhalefet eder. Çünkü teknolojinin, ilim ve terakkinin düşmanıdır. Memlekette yapılan hayırlı işlere, kalkınmaya hizmet edecek bütün gelişmelere, yatırımlara, çağ atlatan muhteşem projelere karşı hazımsızdır. Kör olur görmez, sağır olur işitmez, ebkem olur bildiği halde konuşmaz. Utanmadan, sıkılmadan güneş gibi hakikatleri hafife alır, inkâr eder.

Elhasıl, bu tipler hep böyledir. Onların ortak noktaları muhalefettir, millet ve devlet adına makul düşünceleri, plan ve projeleri yoktur. Daltonlar gibi bir araya gelirler, toplanırlar, oturur kalkarlar, evirirler çevirirler. Güya çözüm üretmeye çalışırlar. Yalan, yanlış senaryolar üzerinde habire didişir dururlar. Gayeleri çomak sokup fitne çıkartmak, milleti birbine düşürmektir. Allah şerlerinden korusun.

Ama ne yaparlarsa yapsınlar, Hak daima üstün gelecektir. Hakka galebe edemezler. Hakkı susturamazlar. Gerçekleri toprağa gömemezler.

Şu cümleler ne kadar hakimanedir, ibret verici ve düşündürücüdür:

"Demek, hakikat tahavvül etmez; hakikat haktır. اَلْحَقُّ يَعْلُو وَلَا يُعْلٰى عَلَيْهِ 

 Millet uyanmış; mugalâta ve cerbeze ile iğfal olunsa da devam etmeyecektir. Hakikat telâkki olunan hayalin ömrü kısadır. Feveran eden efkâr-ı umumiye ile o aldatmalar ve mugalâtalar dağılacaktır. Ve hakikat meydana çıkacaktır, inşaallah."[Asar-ı Bediiyye, s.434]

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr

YEREL ORYANTALİSTLER

YEREL ORYANTALİSTLER

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İttihad-ı İslam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar dağda

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki

MUHALEFET KULVARLARI

MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme

İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.

Lokman,6

GÜNÜN HADİSİ

"Kim ilim tahsili için bir yola girerse Allah ona cennete gidecek yolu kolaylaştırır."

Müslim

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI