Hamas açısından Aksa Tufanı baskınının meşrulaştırıcı yönleri tartışılmaz bir gerçektir. Bunlardan ilki ve en önemlisi Şaron ile başlayan süreçte Mescid-i Aksa'nın hürmetine yönelik ihlaller ve saldırılardır. Zaman zaman sabah ezanı vesair ezanlara kısıtlama getirildiği halde Yahudiler kendi mabetleriymiş gibi Harem-i Şerif'e girerek Yahudi dini ritüellerini uygulama ve bunun bir parçası olan şofar çalmalarıdır. Bu suretle Yahudi ibadetleriyle Müslüman ibadetleri veya ritüelleri birbirine karışmıştır. Böylece Mescid-i Aksa'nın İslam karakteri değiştirilmek istenmektedir. Koç veya koyun boynuzundan mamul olan bu çalgı aleti ve çalgısı Müslümanlarda ezanın karşılığına gelmektedir.

Kısaca Mescid-i Aksa'yı Yahudileştirme gayreti içinde bulunuyorlar. 1980'li yıllarda Mescid_i Aksa'nın yerine kurulacak Yahudi Tapınağının maketlerini yapmışlar ve bunları çeşitli kitapçıklarda veya broşürlerde propaganda malzemesi olarak kullanmışlardır. Bunun bir adım sonrası tapınak ve mezbah'ın inşası için gerekli olan son dini ritüel kırmızı ineğin bulunmasıdır. Kırmızı ineğin yetiştirilmesine yönelik faaliyetler ABD'deki çiftliklerde son hızıyla devam etmektedir.

Mescid-i Aksa ile ilgili eylemleri sadece dini olanı veya alanı ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda 1967 yılından itibaren Ürdün yönetimiyle varılan geçici anlaşmaları ve statükoyu da deliyor ve ihlal ediyorlar. Oslo sürecinde bu geçici anlaşmalar perçinlenecek veya yeniden .belirlenecekti. Kudüs'ün nihai statüsü 1999 yılında belirlenecekti. Lakin İsrailli politikacılar buna imkan vermediler, şimdi geçici olan da rafa kaldırıyorlar. Bu da Filistinlileri isyan ettiriyor. 

Bir sosyal medya hesabında yer aldığı gibi, olaylar gösterdi ki işgal altında zannettiğimiz Gazze tek özgürlük alanı çıktı. Buna mukabil özgür zannettiğimiz Arap alemi ise esaret altındaki ülkelerin görüntüsünü vermiştir. Çepeçevre kuşatılmış olsa da tek özgür toprağın Gazze Şeridi olduğu taayyün etmiştir. Mescid-i Aksa meselesinde olduğu ve Kur'an-ı Kerim'in değindiği gibi Yahudiler mevasik ve ikili anlaşmalara da uymuyor, onları ihlal ediyorlar. Bu ihlaller de Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde başlattığı Aksa Tufanı baskınının gerekçeleri arasına yansımıştır.

Bu arada akla gelebilecek mutasavver sorulardan birisi şudur: Acaba Hamas da ateşkes anlaşmalarını ihlal etmiş midir? İsrail ile Hamas arasında fiili durumun dışında bağlayıcı herhangi bir yazılı ya da sözlü bir anlaşma yapılmamıştır ve dolayısıyla Hamas hiçbir mer'i anlaşmayı çiğnememiş ve ihlal etmemiştir.

İzzettin Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Dayf (Deif) İsrail'e yönelik Aksa Tufanı baskının nedenlerini şu sözleriyle açıklamıştır: 'Düşmanımız İsrail Mescid-i Aksa'yı kirletmekte ve Hazreti Peygamberin İsra mekanını ve makamını basmaya cüret etmektedir. Aksa'ya nöbet vazifesini icra eden Murabıt kadınlara da sataşmakta, saldırmakta ve onları yerlerde sürüklemektedir. Halbuki biz bunları yapmamaları için kendilerini defalarca uyarmıştık. İşgal rejimi siviller hakkında yüzlerce katliam irtikap etmiştir. Bugün anılan haller dolayısıyla Aksa'nın öfkesi patlamış ve infilak etmiştir. Bu sizin gününüzdür, düşmanın süresi ve mühleti ise dolmuştur. Eylemlerinizle bunu ona hatırlatacaksınız. Hesap vermeden hesap sorma dönemi bitmiştir ve işgalin cürümlerine bir sınır koyma vakti gelip çatmıştır. Hesaba çekilmeden arbede çıkarmaları dönemi bitmiştir. Şimdi hepbirlikte Filistin'e doğru yürüyün! Sınır, rejim ve kayıt tanımayın. Aksa'yı kurtarmak için cihada katılma şerefinden kendinizi mahrum etmeyin! (https://www.alaraby.com/news, 7 Ekim 2023)'