SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-21
Nisa Suresi *Bu mübarek sûre kadın, ev, aile, devlet ve toplumu ilgilendiren önemli kanunlardan bahseder. Bu sûrede yer alan hükümlerin büyük bir kısmı kadınlarla ilgilidir. Bundan dolayı bu sûreye "Nisa sûresi" ismi verilmiştir.
Nisa Suresi
*Bu mübarek sûre kadın, ev, aile, devlet ve toplumu ilgilendiren önemli kanunlardan bahseder. Bu sûrede yer alan hükümlerin büyük bir kısmı kadınlarla ilgilidir. Bundan dolayı bu sûreye "Nisa sûresi" ismi verilmiştir.
*Diğer sûrelerde kadınlarla ilgili bu kadar çok hüküm bulunmaz. Bundan dolayı Kur'an-ı Kerim'de mevcut olan ve boşanma ile ilgili hükümler taşıyan Talak sûresine "Küçük Nisa sûresi" denilmesine karşılık, bu sûreye "Büyük Nisa sûresi" denir.
*İnsanların hepsi bir asıldan olup, insanlık ve soy itibariyle kardeştirler. İnsanlar bunu anlasalardıi elbette emniyet ve mutluluk içinde yaşarlar ve dünyada yok edici korkunç ve yaşı ve kuruyu yakan, küçük büyük herkesi yok eden savaşlar olmazdı.
*Sûreye, insanların bir tek şahıstan yaratıldıklarını hatırlatarak başlamak güzel bir mukaddime ve parlak bir giriş olmuştur. Aynı şekilde sûrede bulunan evlenme ve miras hükümleri, kan-koca hukuku, evlilik yoluyla doğan akrabalık, süt emzirme ve diğer şer-i hükümler için de parlak bir giriş olmuştur.
*"Ey insanlar" şeklinde hitap edildiğinde, bu hitap ister kâfirlere, isterse onlarla birlikte diğerlerine olsun, çoğunlukla, bu hitabın ardından Allah'ın birliği ve rubûbiyetini gösteren deliller getirilir. Mesela;
يَا أَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُواْ رَبَّكُمُ
"Ey insanlar Rabbinize ibadet edin(Bakara sûresi, 2/21) ve
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ
"Ey insanlar, Allah'ın va'di haktır"(Fatır sûresi, 35/5) âyetlerinde durum böyledir. "Ey insanlar" ifadesiyle sadece mü'minlere hitap edildiği zaman burada olduğu gibi, bunun arkasından nimetler anlatılır. Ebu Hayyan böyle ifade etmiştir(El-Bahru'l-Muhît, 3/153)
*1. ayet
وَالأَرْحَامَ Erham, rahim kelimesinin çoğuludur. Rahîm, asıl itibariyle ana karnında ceninin oluştuğu yerdir. Daha sonra akrabalık mânâsında kullanılmıştır.
2. Ayet:
Hûb, günah manasınadır.
3. Ayet: Birden fazla kadınla evlenme, hayat şartlarının gerektirdiği bir zarurettir. Bu, sadece İslam'ın getirdiği yeni bir mesele değildir. İslam geldiğinde çok evliliği kayıtsız, sınırsız ve insanlık dışı bir şekilde buldu, onu tanzim etti, sınırladı ve toplumların karşılaşabileceği bazı zorunlu haller için bir deva ve ilaç kıldı.
Gerçekte, çok evliliği meşru kılmak İslam'ın iftihar edeceği konulardan bindir. Çünkü İslam bugün toplumların karşılaşıp da çözüm bulamadıkları en girift problemlerden olan sosyal bir meseleyi halletmiştir,.. Toplum, iki kefesi denk olması gereken bir terazi gibidir. Kadınların sayısı erkeklerin sayısının birkaç katına çıkar da denge bozulursa ne yapacağız? Kadını evlilik ve annelik nimetinden mahrum edip, onu fuhuş ve rezalet yoluna girecek bir durumda mı bırakacağız, yoksa bu problemi kadının şerefi, ailenin kudsîyetini ve toplumun selâmetini koruyabileceğimiz şerefli yollarla mı çözeceğiz?
Bunun en yakın örneği, İkinci Dünya harbinden sonra Almanya'da meydana gelen durumdur. Zira burada kadınlar erkeklere nisbetle aşırı derecede artmış ve erkeklerin üç misli olmuştur. Bu, bir sosyal denge bozukluğudur. Kanun koyucu bunu nasıl halledecektir? Hıristiyanlık bu mesele karşısında eli kolu bağlı, hiçbir görüş beyan edemeden şaşkın şaşkın dururken, İslam koyduğu parlak bir kanunla meseleyi çözmüştür. Avrupalının çok kadınla evlenmesine dini müsaade etmez, fakat o, gayr-i meşru yollarla yüzlerce kadınla ilişki kurmayı kendisine mubah sayar. Avrupalı bir baba, kızını âşığı ile birlikle gördüğünde sevinir, gıpta eder. Hatta onlara, rahatlarını temin edecek bütün yolları hazırlar. Bu durum yaygın bir örf haline gelmiş, devletler, cinsler arasındaki bu gayr-i meşru ilişkilerin meşruiyetini itiraf etmek zorunda kalmışlar ve ahlâkî çöküş kapısını sonuna kadar açmışlardır.
Böylece, birden fazla kadınla evlenme ilkesini meşru bir nikahla değil de arkadaşlık perdesi altında kabul etmişlerdir. Bu durum gerçek bir evliliktir. Ancak nikahsız, gayr-i resmîdir. Erkek, dilediğinde kadına karşı hiçbir hukukî sorumluluk taşımaksızın onu koyabilmektedir. Bunların arasındaki alaka aile ve eşlik alâkası değil, sadece bedenî bir alâkadır. Helâl yoldan birden fazla kadınla evlenmeyi yasaklayıp da, haram yoldan mubah kılmak suretiyle kadını insanlık mertebesinden, hayvanlık mertebesine indirenlere şaşarım."
5. Ayet
Süfehâ, aklı az olanlar, beyinsizler manasınadır. Burada maksat mallarını, har vurup harman savuranlardır. Taberî ise şöye der: "Sefih; çocuk olsun büyük osun, erkek olsun kadın olsun, kötü yönetimi ile malını telef edendir."(Taberî, 7/565)
Yüce Allah beşinci âyette "yetimlerin malları"nı "vâsilerin malları" diye gösterdi. Bunun sebebi, toplumun birbiriyle yardımlaşmasının gereğine dikkat çekmek, mallarını korumaya ve onları zayi etmemeye teşvik etmektir. Çünkü aklı ermeyenin, malı har vurup harman savurmasından bütün toplum zarar görür.
10. Ayet:
إِنَّمَا يَأْكُلُونَ فِي بُطُونِهِمْ نَاراً
"şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar"Yani ilerde böyle olacağı nazar-ı itibara alınarak ifade edilmiştir. Buna göre mânâsı: "Yedikleri, âhircîte karınlarında ateş olacaktır" demektir. Bu teşbih
إِنِّي أَرَانِي أَعْصِرُ خَمْراً
"Ben rüyamda şarap sıktığımı gördüm"(Yûsuf sûresi, 12/36) cümlesine benzer. Yani ilerde şarap olacak üzümü sıktığımı gördüm" demektir.
Yenilen yemekler zaten karına gittiği halde, onuncu âyette "yemek" ile birlikte "karın" kelimesinin zikredilmesi pekiştirme ve mübalağa ifade eder. Bu "gözümle gördüm" "kulağımla işittim" şeklindeki sözlere benzer. Yüce Allah'ın;
ذَلِكُمْ قَوْلُكُم بِأَفْوَاهِكُمْ
"Bunlar, sizin, ağızlarınızla söylediğiniz sözlerdir.(Ahzab sûresi, 33/4)
âyet-i kerimesi bunun bir benzeridir.
-Devam edecek-
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-34
Maide: 67: İbn Abbas, Rasulullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Yüce Allah
SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-33
Maide: 41: Berâ b. Âzib'ten rivayet edildiğine göre, tahmim(Zina eden kimseye liflerden örül
SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31
Maide: 11: Nadîroğulları, Rasulullah (s.a.v.)'ın başına değirmen taşı atmak ve Rasulullah
SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27
Nisa: 97: İbn Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: “Müslümanlardan, İslam’ı hafife a
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-23
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-22
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-21
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-20
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-19
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-18
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-17
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-16
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-15
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-14
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-13
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-12
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-11
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-10
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-9
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-8
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-7
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-6
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-5
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-4
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-3
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-2
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-1
Kur'an okuyacağınız zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığının.
Nahl,98
GÜNÜN HADİSİ
İki müslüman birbiriyle karşılaşıp da el sıkışılarsa, ayrılmazdan evvel günahları bağışlanır.
(Riyazü's-Salihin)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...