HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR
Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda, Konfüçyüs hatta putperest din öncülerini saygıyla andıkları halde, Tevrat ve İncil’de müjdelenen İslam Peygamberini tezyif için amansız bir faaliyet göstermektedirler. Bunun sebebi kanaatimce Batı ve takipçilerinin İslam Peygamberini ve onun öğretisini bir tehdit olarak algılamasıdır. Peygamberin temsil ettiği saf tevhid akidesi dünyada şirke ve zulme dayalı bütün oluşumları derinden endişelendirmektedir.
Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda, Konfüçyüs hatta putperest din öncülerini saygıyla andıkları halde, Tevrat ve İncil'de müjdelenen İslam Peygamberini tezyif için amansız bir faaliyet göstermektedirler. Bunun sebebi kanaatimce Batı ve takipçilerinin İslam Peygamberini ve onun öğretisini bir tehdit olarak algılamasıdır. Peygamberin temsil ettiği saf tevhid akidesi dünyada şirke ve zulme dayalı bütün oluşumları derinden endişelendirmektedir.
Temcit pilavı gibi zaman zaman ısıtılıp piyasaya sürülen Hz. Peygamberin Hz. Aişeyle evliliği hakkında söylenenlere bu zaviyeden bakıyorum. Bilindiği üzere bazı rivayetlere göre Hz. Aişe dokuz yaşında diğer bazı rivayetlere göre 17-18 yaşlarında evlenmiştir. En kötüsünü yani 9 yaşında evlendiğini varsayarak konuşmak istiyorum.
Günümüz tıp verileri kız çocuklarının 9-14 yaş arasında adet görmeye başladığını ifade ediyor. Bu durum, bazı kadınların biyolojik olarak 9 yaşından itibaren cinsel deneyimde bulunabileceğini göstermektedir. Cinsel deneyim ise nikâhlı ya da nikâhsız gerçekleşir.
Günümüz dünyası 9-10 yaşlarında ergen olmuş bir kızın kendi iradesiyle nikâhsız ilişki yaşamasını normal görürken, tarihte yaşanmış aynı yaş grubundaki evlilikleri ise gayri insani gibi takdim etmektedir. Bu yaklaşım hem çelişkilidir hem de anakroniktir. Yani tarihi olayları kendi gerçek zaman ve mekânlarından kopartıp günümüzde yaşanmış gibi değerlendirmektedir. Böyle bir bakışın -bırakın tarihi ve tarihe mal olmuş şahsiyetleri- 50 yıl öncesini bile doğru anlaması mümkün değildir.
Ekonomi ve üretimin genelde bilek gücüne dayalı olduğu ve işgücünün ailedeki nüfusa göre ölçüldüğü sanayi öncesi toplumlarda dünyanın her tarafındaki insanlar mümkün oldukça erken evleniyorlardı. İnsanların oldukça erken dönemde hayata atıldığı ve sorumluluk üstlendiği o dönemleri ve o dönemlerdeki evlilikleri günümüzde yaşanmış gibi algılamak en hafif tabirle çarpıtmadır. Bizzat hatırlıyorum: 1970'li yıllarda bizim köylerde ben dâhil, 7-8 yaşına ulaşan her çocuk sarp dağlarda, vadilerde hayvan güdüp çobanlık yapardı. Günümüzde birçok aile 7-8 yaşındaki çocuğu fırına ekmek almaya göndermekte zorlanıyor. Şimdi yaşadığımız dönemin şartlarını esas alarak o dönemlerde çocuklara zulüm edildiğini söylemek ne kadar doğrudur?
Evlilik meselesi de öyledir. Tarihteki evlilikleri günümüzde gerçekleşmiş gibi görmek büyük bir saptırmadır. Tarihteki şartlara bağlı olarak evlilik yaşı günümüzden farklı olabilir. Bu konuda dönemden döneme değişmeyen yegâne kriter evlilik için gerekli olan biyolojik olgunluktur. Bir kız veya erkek biyolojik olarak evlilik yapabilecek bir raddeye ulaşmış/ergen olmuşsa ve toplumsal şartlar de onu evlilik için yeterli derecede olgunlaştırmışsa evliliğin hiçbir mahzuru yoktur. Aksini savunmanın ilmi bir izahı yoktur.
Bunu söylediğimizde birileri hemen "siz 9-10 yaşındaki kızınızın evliliğine razı olur musunuz" diye söze başlayabilir. Ancak modern konjonktürün bariz etkisini taşıyan bu çıkışların tamamı anakronizmle malûldür. Biz, yaşadığımız şartlarda kız çocukları 9-10 yaşında evlendirilsin, demiyoruz. Fakat insanların yaşadıkları tarihsel şartlar gereği hayata erken başlamak zorunda olduğu ve çok erken yaşlarda sorumluluk aldığı ve olgunlaştığı dönemlerdeki erken evliliklerin anlayışla karşılanması gerektiğini söylüyoruz.
Netice itibariyle kız olsun erkek olsun bir insan biyolojik olarak evlilik yapabilecek bedeni bir olgunluğa ermiş ve ruhsal olarak buna hazır ise başka bir ifadeyle maddi ve manevi olarak evliliğe elverişli ise evliliği normal karşılanmalıdır. İşte tarihteki evlilikler ve bu cümleden olarak Hz. Peygamberin (s.a.v) evliliği -en kötü ihtimalle/9 yaş rivayetine göre- bu türden evliliklerdir. Şayet bahsi geçen evlilik mezkûr şartları taşımamış olsaydı bunun toplumsal bir yansıması olur ve bazı eleştiri ve kınamalara konu olması kaçınılmaz olurdu. Ancak tarihte Hz. Aişeyle evliliğin kınandığına dair en ufak bir bilgi kırıntısı mevcut değildir. Bu da yapılan evlilik yaşanan hayat şartlarına uygun fıtri bir izdivaç olduğunu göstermektedir.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-3
İkinci başlığıma geçiyorum. Bu taife yine diyorlar ki; “ Efendim, Said Nursî’ye vahiy gel
KIYAMET ALAMETLERİ TEMBELLİĞİMİZE MAZARET OLAMAZ-1
Müslümanların halk tabakası arasında(avam) çokça yayılmış bir görüş var. Onlar Rasulull
MAKBUL ŞAHSİYETLERİN AYKIRI GİBİ GÖRÜNEN SÖZLERİNE DAİR
Yaşadığı zamanın Taftazanisi ve Seyyid Şerifi olarak bilinen ve Osmanlı-Rus savaşında şehi
SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-35
Maide: 82: “İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak Yahu
NURDAN VECİZELER-16
Kader, ilim nev’indendir. İlim, malûma tâbidir. Yani, nasıl olacak, öyle taallûk ediyor. Yok
MEHMED AKİF’İN AHLÂKI VE ŞAHSİYETİ
Sebîlürreşâd dergisinin sahibi ve Mehmed Âkif i en yakından tanımış bir kimse olan Eşref E
HZ. ADEM (A.S.)’A ANNE-BABA İSNAT ETMENİN HÜKMÜ
Muhterem müslümanlar! Bu yazımızda mealci ve sünnet inkarcılarının diğer bir iftirası ola
TEHANEVİ HAZRETLERİNİN ESERLERİNİN DİLİMİZE ÇEVİRİLERİ MÜNASEBETİYLE
“Onun başarılarının bir benzeri birçok önceki yüzyılda bulunmaz.” Muhammed Taki Osmanî
AFETLER VE KURTULMA YOLLARI
A-ZAHİRİ AFAT: -İflas. Müslümanların çoğu iflasla kuşatılmasının sebebi: bilgi azlı
BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-2
Bakın bu gün Regaib kandili. Benim kanaatim –ki siz de destekleyeceksiniz- şu an Türkiye’de
- MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
- NURDAN VECİZELER-15
- “HZ. İBRAHİM (A.S.)’A İBO DEMENİN HÜKMÜ”
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-34
- KARAKTER İNCELEMESİ
- FENÂRİ İSA CÂMİİ
- BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE
- Sadık Tanrıkulu(Dr.)
- BİR TERCÜME CİNAYETİ ÖRNEĞİ; ASIM BİN SABİT
- ALLAH RASULÜ HAKKINDA ÖZ BİLGİ
- KIRKINCI HOCAEFENDİ’NİN ESERLERİNİN YENİ BASKISI TAMAMLANDI
- AKSA TUFANI BASKINININ BIRKAÇ NEDENİ
- BU ÇOCUK DEĞİL, SANKİ BABAN
- TEŞRİK TEKBİRLERİ
- NURDAN VECİZELER-14
- KUR’AN’I TAHRİFTEN SONRA BİR DE TASHİH ETME-DEĞİŞTİRME TALEBİ
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-33
- HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
- ATİK MUSTAFA PAŞA CÂMİİ
- KALP GÖZÜ DAİMA GÖRÜR
- SATIŞIN DA BİR YOLU VAR!
- KUDÜS’E BIR ADIM DAHA YAKLAŞMAK
- KUTSAL ADAK
- “PEYGAMBERLERE GEREK YOKTUR” DEMENİN HÜKMÜ
- İSTİKBAL İSLAM’INDIR-3
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-32
- NURDAN VECİZELER-13
- DAHİLERIN GARİPLİKLERİ
- KOCA MUSTAFA PAŞA
Kim Allah'a güvenip dayanırsa, Allah ona yeter.
Talak,3
GÜNÜN HADİSİ
İki müslüman birbiriyle karşılaşıp da el sıkışılarsa, ayrılmazdan evvel günahları bağışlanır.
(Riyazü's-Salihin)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Akşemseddin Hz.lerinin Vefatı(15 Ocak 1459) *İstanbul Erkek Lisesi'nin Açılışı(15 Ocak 1884) *Körfez Savaşı'nın Başlaması(17 Ocak 1991) *Galiçya Zaferi(19 Ocak 1917)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...