EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-1. BÖLÜM

O, Emir Şekib Bin Hamud bin Hasan Yunus Arslan. Hire hükümdarlığı kurucusu olan Tenuhiler sülalesindendir. Annesi Fazıla Hanım Çerkez kökenlidir.


Ahmet İzz

AH_f7ezzx2007@gmail.com

2024-07-03 17:30:53

O, Emir Şekib Bin Hamud bin Hasan Yunus Arslan. Hire hükümdarlığı kurucusu olan Tenuhiler sülalesindendir. Annesi Fazıla Hanım Çerkez kökenlidir.

Tarihçi, siyasetçi, şair, edip, büyük yazarlardandır ki, emirü-l beyan diye lakablandırılır. Arap İlim Cemiyetinin azalarından birisi idi ve 1937 yılında bu cemiyetinin reisi oldu.

1869 senesi Kanun-u evvel ayının 25'ine denk gelen (Hicri 1286'da) Lübnan'da, Ramazan'ın ilk günü Şûf kazasına bağlı Şüveyfât'ta doğdu.

Beş yaşına ulaştığında, babası ona bir öğretmen tuttu ve okuma-yazmayı öğretti. Sonra ailesi Ayn Anub beldesine gitti. Orada babası, adı Esad Faysal olan yeni bir hoca tuttu. Bu zat, küçük Şekib'e Kur'an-ı Kerim'i okumasını öğretti ve ondan bir kısmını ezberletti.

Ailesi Şüvefat'a döndüğünde bir Amerikan okuluna girdi. Orada coğrafya, matematik, İngilizce ve diğer dersler gördü. 1879 yılında Beyrut'ta Medresetü dâri'l-hikme'ye girdi ve 8 sene kaldı. Borada kendisine en çok tesir eden kişi, Bostan diye bilinen sözlük sahibi Abdullah el Bustani'dir.

İmam Muhammed Abduh, Şekib bu okulda öğrenci iken Hikme okulunu ziyaret etti. İmam kendisine bir şiir okuyan bu zeki çocuğu çok beğendi gelecekte çok meşhur olacağını tahmin etti. O günden beri Şekib'in imam ile alakası güçlenmeye başladı ve ondan birçok bilgiler edindi ve etkilendi.

1887 yılında Şekib Sultaniye okuluna girdi ve Medresetü's-sultâniyye'de öğretmenlik yapan Muhammed Abduh'tan fıkıh ve akaid dersleri ve diğer ilimlerde dersler aldı.

1889 yılında Şam'a gitti. Şam'ın müftüsü Şeyh Muhammed el Muneyni'nin meclisine gitti ve iki faziletli şeyhle; Muhammed Cemaleddin Kasimi ve Abdürezzak Beytar'la bağlantısı başladı. Ulema-yı İslah cemiyetinin reisi, Şeyh Tahir El-Cezairi'yi de bu sırada tanıdı.

1890 yılında Mısır'ı ilk defa ziyaret etti. Şeyh Muhammed Abduh ile ve seçkin müfekkirler ve âlimler, Şeyh Ali Yusuf (El-Müeyyed mecmuası sahibi) ve Ahmet Timur paşa gibi zatlarla bir araya geldi.

1890 yılının sonlarında Asitane'ye(İstanbul) gitti ve Cemaleddin Afgani ile karşılaştı ve ondan etkilendi.

1892 yılında Fransa'ya gitti ve orada şair Ahmet Şevki ile tanıştı. 1908 yılında Şuvefat'ın nahiye müdürü oldu. Daha sonra 3 seneliğine Şuf bölgesine kaymakamlığına getirildi.

1908 yılında Osmanlıda Kanun-u Esasi kabul edildi. 1909 yılında İstanbul'da Meclis-i Mebusan kurulduğunda, Şekib, Havran vekili olarak seçildi.

1911 yılında İtalya Libya'ya saldırdı. Şekib, süratle cihada katıldı. Müeyyed dergisinde İslam ve Arap yurdunu savunmaktan bahseden birkaç makale yazdı. Trablusgarp'a gizlice girdi. İtalyan saldırısına karşı komutan Enver paşa ile birlikte karşı koydu.

1912 yılında Balkan harbi başladı. Osmanlı Devleti Balkan harbiyle uğraşması için İtalya ile antlaşma yapmakta zorunda kaldı ve ordularını Libya'dan çekti. Emir Şekib, Balkanlarda yardım için gönderilen Mısır Kızılay'ında müfettiş olarak görevlendirildi ve görevini en güzel şekilde yaptı: Bu vesile ile Balkan Savaşı'nın birçok sırrına vâkıf oldu ve yazdığı bu kitapta (Tarih-u Devleti Osmaniye) bunlara değindi.

Bir de Osmanlı zamanında yönetici adamlarla güçlü bir bağlantıları vardı ki, bu durum Osmanlı'nın siyasi sırlarına vâkıf olmaya ve sultan Abdülhamit döneminin sonlarında saltanatta durumların gerçekliğini ve İttihat ve Terakki dönemini bilmeye fırsat verdi.

1914 yılında Medine-i Münevvere 'de bir okul inşa etmek için bu şehre gitti. 1916 yılında Çerkez asıllı Selima Hanım ile evlendi.

1916 yılının sonlarında Emir Şekib, kendisini asmak isteyen ve Enver Paşa'nın gözünde büyük yeri olmasa kurtulamayacağı, kan dökücü Ahmet Cemal paşanın zulmünden kaçarak, Beyrut'tan gizlice çıkıp İstanbul'a gitti. İstanbul'da Enver Paşa ve diğer hükümet adamlarına Cemal Paşa'nın suçları şikâyet etti ve bu durumun Osmanlı devletinin geleceğini etkileyeceğini dile getirdi.

1920 yılında Fransızların Suriye'yi işgali üzerine Mersin'e gitti. Sonra Mersin'den çıkıp Berlin'e avdet etti. Bir ev alarak orada birkaç sene kaldı.

1922'de Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) önünde Arap meselelerini ve haklarını savunmak üzere Cenevre'ye giden Suriye- Filistin heyetinin başkanlığına seçildi.

1924 yılında Berlin'de "Şeair-i İslamiye Cemiyeti"ni kurdu ki, azaları bütün İslam milletlerinden temsilcilerdi.

Şekip, 1926'da Suriye meselesini manda komitesine sunmak üzere Suriye heyetinin başkanı olarak Roma'ya gitti. Mandanın kaldırılması, Suriye'nin belleğinin sağlanması dâhil olmak üzere Suriye'nin taleplerini komite başkanına sundu.

-devam edecek-

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE

-Bediüzzaman Ne Demek?- -Yazdı mı? Yazdırıldı mı?-

Sadık Tanrıkulu(Dr.)

Sadık Tanrıkulu(Dr.)

sadiktanrikulu@hotmail.com

BİR TERCÜME CİNAYETİ ÖRNEĞİ; ASIM BİN SABİT

BİR TERCÜME CİNAYETİ ÖRNEĞİ; ASIM BİN SABİT

Her mütercim bir katildir, kahve bile fincana dökülürken taşar” sözünü çoğumuz duymuşuz

ALLAH RASULÜ HAKKINDA ÖZ BİLGİ

ALLAH RASULÜ HAKKINDA ÖZ BİLGİ

Annem, babam ona feda olsun. O, zamanen, şanca, cemâlen ve kemâlen Peygamberlerin hâtemidir. Onl

KIRKINCI HOCAEFENDİ’NİN ESERLERİNİN YENİ BASKISI TAMAMLANDI

KIRKINCI HOCAEFENDİ’NİN ESERLERİNİN YENİ BASKISI TAMAMLANDI

Ülkemizin mühim âlimlerinden olan merhum Mehmed Kırkıncı Hoca Efendinin tüm eserlerinin yer a

AKSA TUFANI BASKINININ BIRKAÇ NEDENİ

AKSA TUFANI BASKINININ BIRKAÇ NEDENİ

Hamas açısından Aksa Tufanı baskınının meşrulaştırıcı yönleri tartışılmaz bir gerçe

BU ÇOCUK DEĞİL, SANKİ BABAN

BU ÇOCUK DEĞİL, SANKİ BABAN

Bir defasında Mirza Mazhar Can-ı Cânan (ö.1195/1781) hazretleri bir müridine şöyle demişti:

TEŞRİK TEKBİRLERİ

TEŞRİK TEKBİRLERİ

Teşrik tekbirlerinin ve ihlas suresinin Arefe gününde 1000 defa okunmasının bazı hikmetleri:

NURDAN VECİZELER-14

NURDAN VECİZELER-14

Ey insan! Şu kâinattan maksad-ı a'lâ; tezahür-ü rububiyete karşı, ubudiyet-i külliye-i insa

KUR’AN’I TAHRİFTEN SONRA BİR DE TASHİH ETME-DEĞİŞTİRME TALEBİ

KUR’AN’I TAHRİFTEN SONRA BİR DE TASHİH ETME-DEĞİŞTİRME TALEBİ

Günümüzde bazı yazarlar ve akademisyenler Kur’an’ı Kerim’in bazı âyetlerinin akla ve ç

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-33

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-33

Maide: 41: Berâ b. Âzib'ten rivayet edildiğine göre, tahmim(Zina eden kimseye liflerden örül

De ki: "Onlardan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarır. Ama siz yine de O'na ortak koşuyorsunuz."

En'am, 64

GÜNÜN HADİSİ

"Her şeyin bir alameti vardır. İmanın alameti de namazdır."

Münavi

TARİHTE BU HAFTA

*İzmir'in Kurtuluşu. (9 Eylül 1922) *IV.Murad Han Tahta Çıktı(10 Eylül 1623) *REGAİP GECESİ(12 EYLÜL PERŞEMBE) *Sakarya Zaferi(13 Eylül 1921) *Süveyş Kanalının Açılması(15 Eylül 1889)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI