ATİK MUSTAFA PAŞA CÂMİİ

Ayvansaray semtindeki bu câmi Koca Mustafa Paşa tarafından câmiye çevrilmiş bir Bizans kilisesidir. İçinde Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin alemdarı olduğu kabul edilen Câbir


Orhan Dindar

odindar14@gmail.com

2024-08-28 09:32:49

ATİK MUSTAFA PAŞA CÂMİİ

Ayvansaray semtindeki bu câmi Koca Mustafa Paşa tarafından câmiye çevrilmiş bir Bizans kilisesidir. İçinde Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin alemdarı olduğu kabul edilen Câbir b. Abdullah el-Ensârî'nin makamı olduğundan Hazreti Câbir Câmii de denilmektedir. Osmanlı devrinde binanın örtü sistemi bütünüyle yeniden düzenlenmiş, bu arada Osmanlı mîmâri üslûbundaki şimdiki basık kubbe yapılmış ve yeni pencereler açılmıştır.

DÂVUD PAŞA:

Arnavut asıllı olup Enderun'dan yetişmiştir. Koca ve Derviş lakaplarıyla anılır. Fâtih devrinde beylerbeyi oldu. Otlukbeli seferinde de öncü kuvvetlerine kumanda etti. 2. Bayezid'in tahta çıkışında vezirliğe yükseltildi ve 1483'te İshak Paşa'nın yerine vezîriâzamlığa tâyin edildi. On dört yıldan fazla süren bu vezîriâzamlığından azledilerek Dimetoka'da oturmaya memur edildi ve orada vefât etti. Nâşı İstanbul'a getirilerek câminin önündeki türbeye defnedildi. Türbe, sekizgen planlı, üzeri kubbe ile örtülü olup girişinde bir sundurma bulunmaktadır.

Her cephede altlı üstlü ikişer pencere yer alır. Âlimlere değer veren, fakirlere yardım eden, tecrübeli ve ihtiyatlı bir devlet adamı olarak tanınan Dâvud Paşa öte yandan bir hayli de servet edinmişti. Paşa'nın Cerrahpaşa'da inşa ettirdiği Dâvud Paşa Külliyesi, câmi, tabhâne, medrese, mektep, türbe ve çeşmeden meydana gelmiştir. Dâvud Paşa Câmii, Osmanlı mîmârisinde "tabhâneli câmi" veya "zâviyeli câmi" denilen, esas ibadet mekânının iki yanında "âyende ve revende"ye (gelen ve geçene) mahsus odaları bulunan tipin örneklerindendir. Baklavalı başlıklı altı granit sütuna dayanan sivri kemerler üstündeki beş bölümlü son cemaat yeri beş kubbe ile örtülüdür. Câmi içten 18.30 m. ölçüsünde kare bir mekândan ibarettir. Osmanlı câmi mîmârisinin oldukça büyük kubbelerinden birine sâhiptir. Kubbe yuvarlağına kareden geçiş, köşelerde çok zengin mukarnaslarla süslü tromplarla sağlanmıştır. Mihrap, üstü yarım kubbe ile örtülü dışarı taşkın bir çıkıntının içindedir. Ana mekânın yanındaki tabhâne odalarının her biri de birer kubbe ile örtülüdür. Sağ taraftaki köşeye bitişik olan minâre, kürsü ve pabuç kısımlarında 15. yüzyılın özelliği olan yayvan baklava şekillerini göstermesine karşılık bunların üstünde birdenbire incelen gövdesiyle geç bir döneme işaret eder. Bu minârenin 1766 zelzelesinden sonra şimdiki şekliyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Minârenin cami gövdesiyle birleşmesindeki güzel kemer de başka hiçbir yerde rastlanmayan değişik ve değerli bir unsurdur.

Câminin şadırvanı, eski şadırvanın yerinde ve temeli üstünde son yıllarda yeni olarak yapılmıştır.

Medrese, câminin sol tarafındaki sokağın karşısındadır. U planlı medresenin giriş kapısı batı yönde olup diğer üç yönde ise revaklar ve revakların gerisinde kubbe ile örtülü on altı hücre yer almaktadır. Hücrelerin önlerindeki küçük kubbeli revakların on altı sütunu ve başlıkları, Bizans yapılarından toplanmış ve burada tekrar kullanılmış devşirme parçalardır. Zamanla harap bir hâle gelen medresede restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Avlu kapısı dışındaki Dâvud Paşa Çeşmesi, bugün İstanbul'da mevcut kitâbeli en eski Osmanlı çeşmesidir. Davutpaşa semti onun adını taşımaktadır. Külliyenin yakınındaki sur kapısı zamanla Dâvudpaşa Kapısı diye anılır olmuştur. Dâvud Paşa'nın Topkapı dışında düzenlediği ünlü ordugâh Rumeli seferlerinde askerin toplanma yeri olmuştur. Pâdişahların seferlerinde otağ-ı hümâyun Dâvud Paşa sahrasında kurulur, serdarla idare edilen seferlerde ise sancak-ı şerif orada teslim edilir ve yine orada karşılanırdı. Sultan 2. Mahmud zamanında buraya Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye için büyük bir kışla inşa edilmiştir. Davutpaşa Kışlası günümüzde Yıldız Teknik Üniversitesi mülkiyetine verilmiştir.

CEZERÎ KASIM PAŞA:

Kıraat âlimi Cezerî'nin torunu olduğu için bu lakab ile iştihar etmiştir. Sultan Fâtih zamanında Veziriâzam Mahmud Paşa'nın teveccühünü kazanarak Amasya sancağında bulunan Şehzâde Bayezid'in defterdarlığına tâyin edilmiştir. Bayezid tahta çıktığında da vezârete tâyin edilmiş fakat bir süre sonra azledilmiştir. Kendisine tekaüt tarikiyle Selânik sancağı verilmiştir. Eyüp'de Akarçeşme sokağının köşesinde Akarçeşme Câmii olarak da anılan câmi onun hayır eseridir. Cezerî Kasım Paşa'nın Cağaloğlu'nda dört yol ağzının bir köşesinde bir câmii daha vardı.

1957'de yıktırılıp ortadan kaldırılmış ve yerine Türkiye Diyanet Vakfı tarafından eskisi gibi ahşap çatılı ve fevkànî yeni bir câmi inşa edilmiştir.

Osmanlı beyleri arasında bu derece hayır sahibi başka bir kimsenin olmadığı söylenmiştir. Selânik'te Kāsımiyye Câmii diye anılan kiliseden çevrilme bir câmi ve imâret inşa ettirmiştir. Günümüzde yine kilise olarak kullanılmaktadır.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ATİK MUSTAFA PAŞA CÂMİİ

ATİK MUSTAFA PAŞA CÂMİİ

Ayvansaray semtindeki bu câmi Koca Mustafa Paşa tarafından câmiye çevrilmiş bir Bizans kilises

KOCA MUSTAFA PAŞA

KOCA MUSTAFA PAŞA

Enderun’da yetişmiş olup 2. Bayezid’in Şehzâdelik yıllarında onun hizmetine girmiştir. 2.

MESİH PAŞA

MESİH PAŞA

Rum asıllıdır. Ağabeyi Has Murad Paşa ile İstanbul’un fethi sırasında esir düşmüş ve h

ATİK ALİ PAŞA

ATİK ALİ PAŞA

Aslen Saray Bosna’lıdır. Devşirme olarak Enderun’da yetişti. Hadım lakabıyla da tanınan A

GÜLBAHAR HÂTUN

GÜLBAHAR HÂTUN

Fâtih’in hanımı ve 2. Bayezid’in annesidir. Hayatı hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamaktad

BEYAZIT CÂMİİ VE KÜLLİYESİ

BEYAZIT CÂMİİ VE KÜLLİYESİ

Beyazıt Câmii, Bizans devrinin en büyük meydanının (forum) bir köşesinde inşa ettirilmişti

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)

1448’de Dimetoka’da doğdu. Fâtih Sultan Mehmed’in Gülbahar Hâtun’dan doğan büyük oğl

BÜYÜK ÇARŞI

BÜYÜK ÇARŞI

İki bedestenin çevresinde meydana gelen ticaret merkezidir. Halk arasında Kapalı Çarşı olarak

HOCAZÂDE MUSLUHİDDİN

HOCAZÂDE MUSLUHİDDİN

Babası Bursa tüccarlarından olup, o devirde ticaretle uğraşanlar “hoca” unvanıyla anıldı

HIZIR BEY

HIZIR BEY

İstanbul’un ilk kadısıdır. Eskişehir-Sivrihisar’da doğdu. Sivrihisar’da bir medresede m

MUSLİHUDDİN MUSTAFA (ŞEYH VEFÂ-Ö. 1491)

MUSLİHUDDİN MUSTAFA (ŞEYH VEFÂ-Ö. 1491)

Zeyniyye tarikatının Vefâiyye kolunun kurucusudur. Vefâ lakabını annesinin adı olan Vefâ'd

Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır.

et-Teğabün: 3

GÜNÜN HADİSİ

Her kim bir namazı (kılmayı) unutursa (onu) hatırladığında kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur.

KİTÂBU MEVÂKÎTİ'S-SALÂT-Buhari

TARİHTE BU HAFTA

*Süleyman Hilmi Tunahan Hz.lerinin Vefatı(16 Eylül 1959) *Adnan Menderes'in İdamı(17 Eylül 1961) *Ertuğrul Fırkateyni Japon Sularında Battı(18 Eylül 1890) *Efendimiz (s.a.v.) Hicret Ederken KUBA'yı Teşrif Ettiler(20 Eylül 622) *Yavuz Sultan Selim Han

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI