BİR TERCÜME CİNAYETİ ÖRNEĞİ; ASIM BİN SABİT

Her mütercim bir katildir, kahve bile fincana dökülürken taşar” sözünü çoğumuz duymuşuzdur. Özellikle ülkemizde bu konuda birçok fecaat örnekleri yaşandı ve hâlâ da yaşanıyor. Geçenlerde bunlardan birisine, merhum Eşref Edip beyin Ali Genceli’ye tercüme ettirdiği ve 1960’lı yıllarda Sebilürreşad Neşriyatından “Asr-ı Saadet” Serisi olarak neşrettiği eserin 5. Cildinde tesadüf ettim.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2024-08-28 10:31:37

"Her mütercim bir katildir, kahve bile fincana dökülürken taşar" sözünü çoğumuz duymuşuzdur. Özellikle ülkemizde bu konuda birçok fecaat örnekleri yaşandı ve hâlâ da yaşanıyor.

Geçenlerde bunlardan birisine, merhum Eşref Edip beyin Ali Genceli'ye tercüme ettirdiği ve 1960'lı yıllarda Sebilürreşad Neşriyatından "Asr-ı Saadet" Serisi olarak neşrettiği eserin 5. Cildinde tesadüf ettim. 

Bu eser daha sonraki senelerde Duran Kömürcü merhumun sahibi olduğu Şamil Neşriyat tarafından neşredildi ve hâlen aynı yayınevinde basılmaya devam ediyor. Her ne kadar merhum Duran Bey, İlahiyat hocalarından bir ekibe eseri sadeleştirip, gözde geçirterek tekrar bastırdığını bana ifade etse de, demek ki ele alacağımız madde gözlerinden kaçmış olmalı ki, aynı hata Şamil Neşriyat baskısında da devam ediyor. Bundan dolayı bir yanlışa dikkat çekmek için bu yazıyı hazırlamaya karar verdim.

Asr-ı Saadet Külliyatı Nedir?

20. asrın ilk ve en mühim tahkik heyeti olan ve Hind İslam ulemasınca teşekkül ettirilen Azamgarh Dar-ül Musannifin'inin iki değerli şahsiyeti ve Mevlana Şibli Numani'nin gözde talebelerinin, ünlü eser Siretün Nebi'ye zeyl olarak yazdıkları şahane bir eser Asr-ı Saadet.

Eşref Edip Bey tarafından Ali Genceli'ye tercüme ettirilen ve şimdi Şamil Neşriyat'ça basılan bu kitab, Süleyman Nedvi'nin Siretün Nebi'deki Tebligat ve Talimat'ı anlattığı ciltlerle, yine Şibli'nin talebelerinden Muinuddin Ahmed Nedevi ve Said Ensari'nin Şibli üslubunda yazdıkları "Usvetü's Sahabe, Siyer-ül Muhacirin, Siyer-ül Ensar" adlı eserleri bir araya getirilip basılmasıyla vücud bulmuştu.

Mütercimi Kimdir?

1940'lardan 80'lere kadar özellikle Farsça ve Urduca'dan birçok eseri tercüme etmiş olan Ali Genceli hakkında sadre şifa bir bilgiye rastlayamadık. Bazen tercümelerde " Dekka Üniversitesi Profesörü" gibi abartılı başlıklara rastladığımız bu zatı hemen hemen hiç tanımıyoruz.

Hakkında biraz araştırma yaptm ama kayda değer bir bilgiye rastlayamadım. Bir twiti vesilesi ile kendisine ulaştığım ve Ankara'da halen avukatlık yapan bir beyefendi, kendisi gibi avukat olan merhum babasının Genceli'nin 1970'lerin sonlarında avukatlığını üstlendiğini anlattı. O sıralar Ali beyin 80'li yaşlarda olduğunu, çocuklarının olmadığını, aslen Azerbaycan'ın Gence ilinden olduğunu, Genceli soyadının buradan geldiğini söyledi. 

Davanın konusu ise, herhalde bir tercümede Genceli'nin Hz. Muaviye(r.a) hakkında uygunsuz ifadeleri dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ile sürtüşmesi idi.

Bu bilgiler bende bazı bilgilerin yerli yerinen oturmasına vesile oldu. Merhum Yusuf Karaca hocamız bizzat görüştüğü Ali Genceli beyin Urduca bilmediğini bir sohbetimizde bana söylemişti. Ali Genceli Azerbaycan'da yetiştiğinden, Farsçayı biliyordu, Urducayı değil. Bu iki dil birbirlerine yakın olduğu için takribi tercümeler yapmıştı. Yoksa zaten aşağıda nakledeceğimiz hatayı yapmazdı.

Eserdeki Hata Nedir?

Genceli, Asım bin Sabit hazretlerinin hayatını anlattığı maddede Selâme(aslı Sulafe olacak) adlı müşrike kadının, oğullarını öldürdüğü için Asım hazretlerine kin beslediğini ve onun kafatasını şarap içmek için istediğini belirtiyor ve sonra -Usdü'l Gabe'den kaynak vererek- Müşriklerin Reci vakıasında şehid ettikleri Asım'ın başını mezkure kadına getirdiklerini, onun da bu kafatasından şarap içip yeminini yerine getirdiğini ve sonra da bu kafatasını sattığını yazıyordu…(!)

Daha önce okurken dikkatimden kaçmış olan bu yeri tekrar okuduğumda çok şaşırdım. Hemen, kaynak olarak gösterilen Usdü'l Gâbe'ye baktım. Orada böyle bir ibare olmadığını, tam tersine, aşağıda nakledeceğimiz gibi, Rabbimizin hazret-i Asım'ı koruduğu yazılıydı. Tam bir tercüme rezaleti ile karşı karşıya olduğumuzu anladım ve kitabı kaynaklarını inceleyerek tekrar okumaya ve din kardeşlerimizi uyarmaya karar verdim. İnşallah diğer ciltlerle de hatalara rastlarsam, onlara da değinirim.

Meselenin Aslı Nedir?

Asım b. Sabit, Uhud savaşında müşrik kadınlarından Sülâfe'nin iki oğlunu okla vurup öldürmüş, Sülâfe de Asım b. Sabit'in başını ele geçirecek olursa kafatası ile şarap içmeyi adamış ve onun başını kendisine getirecek olana da yüz deve vermeyi vaad etmişti.

Bunu bütün Araplar ve Lihyan oğulları bilmekte idiler. Asım b. Sabit ise, kendisine hiçbir müşrikin dokunmaması, kendisinin de hiçbir müşrike el sürmemesi hakkında Allah'a söz vermiş bulunuyordu.

Hüzeyliler Asım b. Sabit'in başını alıp Sülâfe'ye satmak için cesedine doğru vardıkları zaman, Allah Teâlâ onu korumak için gölge gibi bir arı yığını gönderdi. Arılar onu korudular. Bunun için "Arıların koruduğu" diye isim almıştır. Aralarına giren arılardan, cesede yaklaşamadılar. "Bırakın onu! Akşam olup arılar başından dağılınca alırız!" dediler. 

Fakat, Yüce Allah'ın gökte bulut yokken gönderdiği sel Asım'ın cesedini hiç bulunamayacak bir yere alıp götürdü.( İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c.3, s. 180, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 356, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-Kübrâ, c. 3, s. 463.)

Kaynaklar

1- Muinuddin Ahmed Nedevi ve Said Sahib Ensari, terc. Ali Genceli, Asr-ı Saadet, Cilt: 5, Sebilürreşad Neşriyatı, İst. 1964, 2. Baskı 

2- Muinuddin Ahmed Nedevi ve Said Sahib Ensari, terc. Ali Genceli, Asr-ı Saadet, Cilt: 3, Şamil Neşriyat, İst.

3- İbn-i Esir, Üsdül Gabe, Daru'l Fikir baskısı, Beyrut, 2010

4-M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık

5- Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, Akçağ Yayınları

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

TEHANEVİ HAZRETLERİNİN ESERLERİNİN DİLİMİZE ÇEVİRİLERİ MÜNASEBETİYLE

TEHANEVİ HAZRETLERİNİN ESERLERİNİN DİLİMİZE ÇEVİRİLERİ MÜNASEBETİYLE

“Onun başarılarının bir benzeri birçok önceki yüzyılda bulunmaz.” Muhammed Taki Osmanî

AFETLER VE KURTULMA YOLLARI

AFETLER VE KURTULMA YOLLARI

A-ZAHİRİ AFAT: -İflas. Müslümanların çoğu iflasla kuşatılmasının sebebi: bilgi azlı

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-2

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-2

Bakın bu gün Regaib kandili. Benim kanaatim –ki siz de destekleyeceksiniz- şu an Türkiye’de

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?

İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden

NURDAN VECİZELER-15

NURDAN VECİZELER-15

“Kader, ilmin bir nev’idir ki, herşeyin mânevî ve mahsus kalıbı hükmünde bir miktar tayin

“HZ. İBRAHİM (A.S.)’A İBO DEMENİN HÜKMÜ”

“HZ. İBRAHİM (A.S.)’A İBO DEMENİN HÜKMÜ”

Muhterem Müslümanlar! Bu yazımızda mealci ve sünnet inkârcılarının dördüncü iftirası o

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-34

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-34

Maide: 67: İbn Abbas, Rasulullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Yüce Allah

KARAKTER İNCELEMESİ

KARAKTER İNCELEMESİ

-Marjorie Spiller National Enquirer - Bu hikâyeyi ihtiyar bir dostumdan dinlemiştim. Ben gençken

FENÂRİ İSA CÂMİİ

FENÂRİ İSA CÂMİİ

Fenâri İsa Câmii: 2. Bayezid döneminde şehirdeki terkedilmiş Bizans kiliselerinin şenlendiril

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE

-Bediüzzaman Ne Demek?- -Yazdı mı? Yazdırıldı mı?-

Sadık Tanrıkulu(Dr.)

Sadık Tanrıkulu(Dr.)

sadiktanrikulu@hotmail.com

Kur'an okuyacağınız zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığının.

Nahl,98

GÜNÜN HADİSİ

Zühd hakkında

“Kendisine çok konuşmama ve zühd duygusu verilen kimseyi gördüğünüz zaman ona yaklaşın.Zira o hikmet telkin eder.”İbn-i Mace-Zühd:1

TARİHTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI