Muhterem müslümanlar!

Bu yazımızda mealci ve sünnet inkarcılarının diğer bir iftirası olan "Hz. Adem (a.s.)'a baba isnat etmenin hükmü"nü inceleyeceğiz. Yazının sonunda görülecektir ki bütün dünyada iflas bayrağı çeken Darwinizm, bir kısım sapkın çevreler tarafından tekrar diriltilmek istenmektedirler.

Hatta Gulam Ahmed Kadiyani gibi, önce müslüman gibi başlayıp sonra yeni bir din ve esperanto bir kültür üretme sevdasıyla karşı karşıyayız. Ben aciz kul, yıllar önce mealci ve sünnet inkarcısı rolü oynayan birçok kimsenin panel, sohbet ve seminerine katılmış; onların gayet münasip konuştuklarına şahit olmuşumdur. Fakat yıllar sonra bu konuşmaların sahipleri çalışmalarını paraya tahvil edip palazlanmış; neredeyse eski söylemlerine tükürür hale gelmiştir. Bu "kendisini ve geçmişini inkar etme" hasletleri kronik bir vakıa haline gelmiş; yahudi temayülüne benzer bir ilginç yöntemle hem yazdıkları ve söylediklerini hem de dayanaklarını dinamitleme aşamasına gelmiştir.

Bu safhadan sonra Hasan Mezarcı gibi mehdi olduklarını veya Gulam Ahmed Kadiyani gibi yeni bir din ve peygamber getirdiklerini söylerlerse şaşmamak gerekir. Çünkü bu yolun başı da sonu da bellidir.

Konuya girmeden önce şöyle bir soruyla zihninizi açmak istiyorum: "Allah'ın Kur'an'da isim vererek annesiz-babasız olarak topraktan yarattığını söylediği Hz. Adem (a.s.)'e anne-baba isnat etmek hangi müslümana yakışır?"

Kur'an'ın birçok yerinde, hatta diğer muharref semavi kitaplarda Hz. Adem (a.s.)'in annesiz-babasız olarak topraktan yaratıldığı belirtmiştir: "Allah katında İsa'nın örneği, onu topraktan yarattıktan sonra ona 'ol' dediğinde oluveren Adem'in örneğine benzer." [Ali İmran: 59];

"Onunla sohbet eden arkadaşı şöyle dedi: 'Seni topraktan yaratan, sonra bir embriyodan sana insan şekli veren Allah'ı mı inkar ediyorsun?'" [Kehf: 37]

 (Keşşaf'ta âyetin tefsiri şöyledir: "Yani aslını yaratmıştır. Çünkü aslının yaratılması, kendisinin yaratılışı için bir sebeptir. Dolayısıyla Hz. Adem (a.s.)'ın yaratılışı, insan neslinin yaratılışı demektir.");

"Ey insanlar şayet öldükten sonra dirilmekten kuşku duyuyorsanız, biliniz ki sizi topraktan yarattık." [Hac: 5];

"O'nun âyetlerinden birisi de sizi topraktan yaratmış olmasıdır. Siz daha sonra insan olarak yeryüzünde var oldunuz." [Rum: 20];

"Allah sizi topraktan yarattıktan sonra, bir embriyodan eşler halinde sizleri çoğalttı." [Fatır: 11];

"Sizi önce topraktan, daha sonra da bir embriyodan yaratan O'dur." [Ğafir, 67]; "Sizi bir balçıktan yaratan O'dur." [En'am, 2];

"(Allah) Dedi ki: Emrettiğim halde secde etmeni engelleyen nedir? (İblis de) Şöyle cevap verdi: Ben ondan daha üstünüm. Beni ateşten yarattın ve onu da balçıktan yarattın." [Araf, 12]; 

"Biz insanı bir balçık soyundan yarattık." [Muminun: 12];

"O yarattığı her şeyi ustaca yapandır. "İnsanın yaratılışına topraktan başladı." [Secde: 7];

"Onlara sor: Yaratılış olarak onlar mı daha güçlü yoksa bizim yarattıklarımız mı? Biz onları bir balçıktan yarattık." [Saffat: 11];

"Rabbiniz meleklere 'balçıktan bir insan yaratacağım' dediğinde…" [Sad, 71];

"(İblis) Dedi ki: Ben ondan daha üstünüm. Beni ateşten yarattın ve onu da balçıktan yarattın." [Sad: 76]

Şafiî tefsir bilgini Beydavi: "Allah katında İsa'nın örneği, onu topraktan yarattıktan sonra ona 'ol' dediğinde oluveren Adem'in örneğine benzer." [Ali İmran: 59] âyetini şöyle yorumlamıştır: "Bu cümlede benzerlik karinesi nedeniyle karşılaştırma ve teşbih vardır. Çünkü Allah, anne-babasız olarak Hz. Adem (a.s.)'ı topraktan yarattığı gibi Hz. İsa (a.s.)'ı da babasız olarak yaratmıştır."

Hanefi tefsir bilgini Nesefi de aynı âyete şöyle bir yorum getirmiştir: "Bedenini topraktan tasarlayıp yarattı. Bir başka deyişle, Hz. Adem (a.s.)'ı anne ve babası yokken topraktan yarattığı gibi Hz. İsa (a.s.)'ı da babası olmadan yaratmıştır."

Yine âyet için Zemahşeri Keşşaf'ta şöyle bir açıklama yapmıştır: "Bu âyette, Hz. İsa (a.s.)'ın Hz. Adem (a.s.)'la benzer yönü bulunduğu için karşılaştırma ve benzetme vardır. Çünkü Allah, anne-babasız olarak Hz. Adem (a.s.)'ı topraktan yaratmıştır. Babasızlık yönüyle Hz. İsa (a.s.) da ona benzemektedir."

Abdulvehhab En-Neccar, Kısas'ul-Enbiya adlı eserinde Hz. Adem (a.s.)'ın yaratılış sürecini şöyle anlatır: "Allah meleklere balçıktan bir insan yaratacağını bildirdi ve Kendi ruhundan ona üfleyince yarattığı varlık için secdeye gitmelerini emretti. Bu secde ikram secdesi olup ibadet secdesi değildir… Allah, emrettiği halde secde etmesini engelleyen nedeni sorduğunda, İblis savunmasında kendisinin kızgın bir ateşten yaratıldığını Hz. Adem (a.s.)'ın ise bir balçıktan yaratıldığını beyan etti. Kur'an'da belirtildiği üzere, Allah Adem adlı bir şahıs ile eşi Havva'yı yaratmıştır. İnsan türünün kökeni her ikisidir. Allah Hz. Adem (a.s.)'ı balçıktan yarattıktan sonra, ona ruhundan üflemiş; böylece insan olarak var olmuştur."

Diğer taraftan Tevrat, İkinci Eshah'ın Tekvin bölümünde Hz. Adem (a.s.)'ın yaratılışını şöyle anlatır: "İlah Rabb, Adem'i yeryüzünün toprağından yarattıktan sonra, burnuna hayat esintisini üfledi. Böylece Adem canlı bir varlık olarak var oldu."

Bunca delilden sonra ne düşündüğünüzü anlamak açısından şu soruları sormak istiyorum: "Yıllarca Kur'an bize yeter deyip hadisi inkar eden, hadis ve sünneti hiçe sayan bir nesil yetiştirdikten sonra da yegane dayanak olarak kabul ettiği Kur'an'a saldıran bu insanlar ne yapmak istiyor? Şeytan bile Hz. Adem (a.s.)'ın topraktan yaratıldığını kabul ediyor, onu küçümsüyor, onunla rekabete giriyor ve kendi aslı ile Hz. Adem (a.s.)'ın aslını inkar etmiyorken bu insancıklar niçin soy araştırması veya DNA testi yapıyor? Darwinist diyalektik kendi toprağında ölmüşken, bunların müslümanlar adına Darwin'e mirasçı olarak ortaya çıkmalarının nedeni nedir?"

Muhterem kardeşlerim, daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, elinde sopa ve belinde silah taşıyanlara karşı gayet nazik davranan bu kimsecikler korkak insanlardır. Önce Resulullah (s.a.v)'e karşı saygısızlık yaptılar, kanun ve örften gözle görülür bir tepki almayınca birer birer diğer peygamberlere saldırdılar. Bir zamanlar Allah'tan çok sopa ve joptan, kaset ve şantajdan, mal-mülküne zarar gelmesinden korkup dalkavuk şair teraneleri güfteleyen; kendi basın yayın araçlarında ürettikleri teranelerine bir de çalıntı makamlar besteleyen şu insancıklara itibar etmeyiniz. Allah'ın selamı ve hidayeti hepimizin üzerine olsun.

Kardeşiniz Molla Musa Celali(r.h)

Muhterem muslumanlar!

Yeri gelmişken Mustafa İslâmoğlu'nun temelsiz bir itirazına da cevap vermek gerekir . İslâmoğlu, Hz. Adem (a.s) 'ın " Allah'ın halifesi " olmadığını sık sık beyan etmektedir . Oysa tefsir kaynaklarında bu ibare geçmektedir. Örneğin Kazı Beydavi " Rabbin Meleklere: Ben yer yüzünde bir halife var edeceğim " dediğinde âyetini yorumlarken " halife : başkasını temsil eden ve ona vekalet eden demektir . Burada kasıt Hz. Adem ( a.s.) olup " Allahın yer yüzündeki halifesi"dir .

Nesefi de Hz. Adem (a.s.) 'ın Allahın yer yüzündeki halifesi olduğunu belirttirken sonra " Ey Davud ! Biz seni yer yüzünde halife yaptık" âyetini örnek göstermiştir.

Zemahşeri de Keşşaf'ta" Hz. Adem ( a.s.) için Allah'ın halifesidir" dedikten sonra her peygamberin de Allahın halifesi olduğunu belirtmiş , Sad süresi 26. âyeti delil göstererek Hz. Peygamber ( s.a.v) 'de Allah'ın halifesi olduğunu beyan etmiştir.

Hidayet Allah'tandır .