EL-VEHHÂB


2002-05-20 15:17:22

Bir canlı gösterin ki, kendisine karşılıksız verilen,hiçbir ücret ödemeden yararlandıkları nimetler olduğunu reddetsin.Hayır,bu çok zor.Şairin dediği gibi “Hava bedava, su bedava”... Bizim tek yaptığımız ise bunlardan istifade etmek.Dünyaya geldiğimizde hava, su, toprak burdaydı.Biz sadece bunları kullanıyoruz,kazanmak için ayrı bir çaba sarfetmiyoruz. Belki en fazla bize suyu sunana ücret veriyoruz; ama suyun yeryüzünde var olması için hiç çabalamıyoruz.Kendi haline bıraksak su,hava,toprak yine burda,yine burda.İşte bunlar hibedir. Vehhab ism-i şerifi ise “Kullarına karşılıksız ihsan eden; ihsanları ve bağışları bol ve devamlı olan; istihkakı olmayan kullarına da ihsan eden”(1) anlamlarına geliyor.Vehhab ism-i şerifinin tecellisi bu dünya hayatında bile çok geniştir,bu gerçek Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: “Allah size, istediğiniz her şeyi vermiştir. Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz.(İbrahim Suresi:34)”(2) Vehhab ism-i şerifinin tecellisini her zeminde müşahede etmek mümkündür.İnanan da, inanmayan da bu ism-i şerifin tecellisine maddi veya manevi olmak üzere mazhar olur. Bunu başta da ifade etmiştik, inanmayıp da yine maddi olarak rahatça yaşayan insan çoktur. Dağlar, güneşler, hava, su, toprak, organlarımız çalışmadan elde ettiğimiz birer lütuf olduğu gibi sıkıldığımızda tekrar rahatlamamız, manevi huzura kavuşmamız, bilgimiz, aklımız, yeteneklerimiz, yaşama isteğimiz ve öteki dünyada inşallah mü’minlerin kavuşacağı cennet de sayısız nimetlerden bazılarıdır. Allahü Teala’nın(cc) Vehhabiyetini anlama noktasında çok aciz kaldığımı itiraf etmeliyim. Akıllarda şöyle bir soru olabilir: “Allah (cc) bunlar için karşılık bekliyor, ibadet bekliyor...O zaman buna hibe diyebilir miyiz?” Bunun cevabına kendimizden örnekler vererek değişik cihetlerden bakalım.İnsanların yaptıkları iyilikler karşılığında istedikleri yine kendi menfaatlerine olur.Ama dikkat edersek Allahü Teala’nın(cc) istediklerinin O’na (cc) hiçbir menfaati dokunmaz, aksine yine kendimize faydası olur. Zikir, fikir, şükür üçgeninden oluşan bu harika birliktelik ancak yaratılış amacımıza yaklaşmaya, iç huzurumuzu yakalamaya, güzelliklerden bir demete mazhar olmaya götürür bizi. Yani Allahü Teala’nın(cc) hibesi öyle tecelli ediyor ki, hem lütfa mazhar olan biziz, hem de karşılığında verdiğimiz şeyden istifade eden yine biziz. Kaldı ki, mazhar olduğumuz nimetlerin karşılığını da vermemiz mümkün değildir.Aylık maaşımız için verdiğimiz hizmete bakacak olursak bu kadar nimete karşılık ne vermemiz gerektiğini düşünmek bile zannediyorum insanı aşar.Yani Allahü Teala(cc) inana da ve kısmen inanmayana da yaptıkları amellerin karşılığını kat kat fazla olmak suretiyle vermektedir.İnanmayıp da hayatı boyunca maddi olarak rahatça yaşayan insanlar vardır, Allahü Teala(cc), istediklerini yapmadıkları halde onlara lütfeder -yani bir şey almadan ücret-işte bu bütünüyle hibe değil midir?Öncelikle yaşamamız, daha sonra ise sahip olduğumuz bunca vasıta Vehhab isminin sadece çok küçük bir tecellisidir. Mü’min kullar ise inşallah bu ismin tecellisini cennette daha genişçe müşahede edeceklerdir. Vehhab ism-i şerifi insana harika şeyler fısıldıyor. Bu ism-i şerifinin derinliğini ve büyüklüğünü kavramak, Allahü Teala’ya (cc) olan sevgimizin (ve minnettarlığımızın) asıl,pak,saf sevgi olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Buna eren insan bu ism-i şerifin tecellisinden aldığı nasiple başkalarına ihsanda,iyilikte bulunup vahib(*) olmak için verdiği çabada değişik buudlara vasıl olur. Bu ism-i şerifi iyi anlarsak ve gölgesinde yaşamaya özen gösterirsek inşallah İlahi ahlakla ahlaklanma yolunda adımlarımızı sıklaştırmış olacağız... (*) “Vehhab ismi etrafında detaylı açıklamalarda bulunan alimler, kısıtlı ve kayıtlı olmak şartıyla bazı nadir hallerde birtakım maddi fedakarlıklarda bulunan kişiye ‘vahib’ denilebileceğini; sonsuz cud ve keremini mahlukatı üzerinde her an sürdüren, hastalara şifa ve afiyet, dertlilere deva, çocuğu bulunmayanlara evlat, doğru yoldan sapmış olanlara hidayet vermek gibi türlü türlü ve sürekli ihsanı bulunan Allah’ın ise, mutlaka Vehhab olarak anılması gerektiğini belirtmektedirler.(Bu görüşler ve kaynakları için bkz: Yurdagür, A.g.e., s.107)” (3) Dipnotlar: 1-Esma-i Hüsna Allah'ın Güzel İsimleri-Prof.Dr.Alaaddin Başar-Zafer Yayınları(Eylül 2001) sayfa:62 2-Kur'an ve Kainat Penceresinden Esma-i Hüsna- Doç. Dr. Abdülaziz Hatip- Gençlik Yayınları(Nisan 2001) sayfa:122 3- a.g.e. sayfa:118 İstifade edilen kaynaklar: 1-Esma'ül Hüsna Şerhi-(Merhum)Ali Osman Tatlısu-Yağmur Yayınevi(İstanbul;1982) sayfa: 71,72,73 2-Kur'an ve Kainat Penceresinden Esma-i Hüsna- Doç. Dr. Abdülaziz Hatip- Gençlik Yayınları(Nisan 2001) sayfa:118, 119,120,121,122,123 3-Esma-i Hüsna Allah'ın Güzel İsimleri-Prof.Dr.Alaaddin Başar-Zafer Yayınları(Eylül 2001) sayfa:62,63 4-Küçük Lugat- Ömer Sevinçgül- Zafer Yayınları

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik.

Zümer, 27

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.

Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Kanije müdafaası(18 Kasım 1601) *Hz.Fatıma'nın(r.anha) Vefatı(22 Kasım 632) *İstanbul'un Müttefikler Tarafından İşgali(23 Kasım 1918) *Alparslan'ın Şehadeti(24 Kasım 1072) *Öğretmenler Günü(24 Kasım)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI