Çalışma-Helal Kazanç

ALIN TERİ

Necmeddin Efendi, bir devlet lojmanına taşınmıştı. Lojmanın küçük bir bahçesi vardı. Hani bahçe de denmezdi ya. Taş, çakıl, çör, çöp ile dolu bir yerdi. İlkbaharın ilk güneşleriyle hemen işe koyuldu. Hayli çalışmalardan ve uğraşmalardan sonra bahçeyi bir güzel temizledi, toprağı güneşlendirdi. Sonra da uygun yerlere uygun ağaç fidanları ve orta kısma da sebze fideleri dikti. Fakat Necmeddin Efendi bu yöre iklimini, toprağın verimli olup olmadığını, dolayısıyla emeklerinin karşılığını alıp alamayacağını bilmiyordu.

Bir gün yaşlıca, güngörmüş kültürlü bir kişi olan komşusu Yusuf Dede’ye sordu:

—Yusuf Dede, bu bahçeye çok emek verdim. Sen bu toprağı bilirsin, bu ektiklerim, bu diktiklerim biter mi? Büyür mü?

Yusuf Dede zaten günlerdir Necmeddin efendi’nin çalışmalarını hayranlıkla izliyordu. Bu soru üzerine o da bir soru sordu dedi ki:

—Sen çalışırken terledin mi?

—Evet.

Terin toprağa karıştı mı?

—Hem de çok.

O zaman ektiklerin ve diktiklerin biter, Necmeddin Efendi.

İnsanoğlu yeter ki emek versin. Onun emeği karşısında ürün vermeyecek toprak yoktur. Fikirler de böyledir. Günümüzde emek verilmiş en basit ideolojilerin, en değerli fikirlerden daha parlak görünmesinin sebebi budur.

Uğruna çalışılmadık hiçbir şey kendini insana vermez.

İnsan o kadar güzeldir ki emek verdiği değerlerin ona âşık olmaması mümkün değildir. Yeter ki insan:

Nazar etsin,

İlgi göstersin,

Emek versin,

Göz nuru döksün

Alın teri akıtsın.

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.