Alıntılar

BABAMI ÖZLÜYORUM

İnsanlar genellikle her zaman beraber oldukları varlıkların değerini yeterince bilmez. Bunun gerçekliği, aile hayatında daha belirgin tarzda yaşanır. Her gün görüştüğünüz ve bir arada olduğunuz için sık sık sürtüşüp çatıştığınız anne, baba, eş ve çocuklarınızdan uzaklaşmak zorunda kaldığınızı düşünün. Birden o insanların sizin için ne kadar önemli olduğunu fark etmeye başlarsınız. Bir de onları kaybederseniz, artık kavuşmak mahşere kaldığından, kaybın içinizde doğurduğu boşluk giderek büyür, sonra da içinizi büyük bir acı kaplar.

Annesiz büyümüş çocuklar, bir tarafı yıkılmış ev gibidir. Çocukluğumda yaz günlerini, beni çok seven ve erkek çocuğu olmayan dedemin evinde geçirdiğim için, anne eksikliğinin çocuklarda nasıl bir yara oluşturduğunu bilirim. En çok da, bütün çocuklar oyunu bırakıp annesinin sesine koşarken, bir taşa oturup annemi özlediğim akşam üstlerinde ağlamaklı olduğumu hatırlarım.

Babalarını kaybeden çocuklar ise, damı-çatısı çökmüş evlere benzerler. Kaç yaşında olursa olsun, babasını kaybeden insan, evini barkını kaybedenlerin ruh haliyle garip bir yetimlik duygusu yaşar. Yaş küçük olduğu ölçüde, yetimlik süreci büyüyeceği için, bu duygu da o ölçüde yoğunlaşır. Babanız artık yoktur ve buna alışmak çok zordur. Yaşıtlarınız babalarıyla dolaştıkça, babaları zor zamanlarında onların yanlarında oldukça, siz babanızın eksikliğini daha fazla hissedersiniz.

Mustafa Miyasoğlu

Kaynak

 Üstün Başarının Yolları-2-Hazırlayan: Dr. Hasan Aksoy-Tanyılmaz Matbaası-İzmir-2002

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.