

Bir gün bir göletin arkasında bir vadinin yamacında oturmuş karşı yamaçtaki ağaçları seyrediyordum.
Bir anda gözüm akan derenin yanındaki tarlaya ilişti. Yaklaşık yüz dekarlık bu tarla yemyeşildi. Buğday ekili tarla baharın ilk ve en güzel yeşilliğini taşıyordu. Dereler, tepeler ve dağlar henüz koyu bir yeşilliğe bürünmemişti. Oysaki bu tarla, baharın kıştan kalma ilk koyu yeşilliğini kör gözlere de gösteriyordu. Bu yeşil tarlanın yanında olsaydım, bu yeşilliği belki de bu kadar net görmeyecektim.
Tarlaya nâzır bir tepeden bakmak, bakışların en güzellerinden birisi olacak ki, bu yeşil güzel tarla bana başka bir yeşil göründü. Bu görünüş bir mukayese ile beni bir gerçekle yüz yüze getirdi.
Dünyanın her yerindeki yeşilin tonları olmasaydı veya yeşil rengi hiç olmasaydı, sadece bu vadide bu yeşil olsaydı, bütün dünya bu güzelliği görmek için buraya gelecekti.
İnsanlar eşi benzeri bulunmayan güzelliklere harika diyorlar. Oysaki her güzellik bir harikadır. Mesela Manavgat, Tortum Şelalesi'nin değil de Bursa Uludağ'ın eteklerindeki bir şelalenin eşi ve benzeri olmasaydı bütün insanlar orayı ziyarete gidecekti.
Dünyanın hiçbir yerinde olmasaydı da sadece Konya ovasındaki olsaydı sarı başaklı buğdaylar, Mevlana'nın duygu ve düşüncelerine hasret kalan insanların onun türbesine geldiği gibi, ekmeğe hasret bütün insanlar da Konya'ya gelecekti.
Kelebekler, arılar, bütün kuşlar ve bütün canlılar bütün dünya ve güneş ay yıldızlar ve bütün âlem hep öyle değil mi?
Allah her şeyi, her yerde, her zaman yarattığı için maalesef bu güzellikler ve bu harikalar fark edilmiyor. Oysaki yaratılan her güzellik bir harikadır. Fark edilmesi için bütün benzerlerinin yok olması gerekmez.
Allah'ı anlamamak gaflettir. Bilmemek ise cahilliktir, düşüncesizliktir.
Oysa ki Allah, birbirine benzeyen güzellikler yaratsa da kendisi eşi benzeri bulunmayan güzeldir.
16.4.2005
Tavşanlı
(Kuruçay Göleti)
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar