Araştırma ve Yorum

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-2

Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.s) buyurdular ki:

"Komşusu, zararlarından emin olmayan kimse cennete giremez."(1)

İzah:

Rasûlullah (s.a.s) buyurdular ki: "Allah'a yemin olsun inanmamıştır, Allah'a yemin olsun inanmamıştır, Allah'a yemin olsun inanmamıştır!"

"Kim ey Allah'ın Rasûlü?" diye sorulunca:

"Komşusu zararlarından emin olmayan kimse!" cevabını verdi."

Şu hâlde, bu rivâyette komşuya karşı davranışın ehemmiyeti fevkalâde büyütülmüş olmaktadır. Çünkü komşusu, kendisinden kötülük mü gelir diye endişe duyduğu kimseden, îman nefyedilmektedir.

Âlimler komşuyu, sözleri veya fiilleriyle rahatsız edenden îmanın nefyedilmesini kemâle hamlederler. Yâni "O kimsede kâmil mânâda îman yoktur." demektir, "kâfir olur" demek değildir." derler. Şurası muhakkak ki, âsi kimsenin îmanı kâmil değildir.(2)

***

Ebû Hüreyre'den (r.a) rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

"Ey Müslüman hanımlar! Hiçbir komşu hanım, bir koyun paçası bile olsa, komşusuna vereceğini küçük gör(üp vermemezlik et)mesin."(3)

***

"Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşı için en hayırlı olanıdır. Allah katında komşuların en hayırlısı da komşusu için en hayırlı olanıdır."(4)

***

Rasûlullah (s.a.s) bir hadîsinde şöyle buyurmuştur:

"Yanı başında komşusu aç olduğu hâlde tok olarak sabahlayan bizden değildir."(5)

***

Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.s) buyurdular ki: "Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa, misafirine ikrâm etsin. Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa, komşusuna ihsanda (iyilikte) bulunsun. Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa, hayır söylesin veya sükût etsin."(6)

İzah:

Bu hadiste de komşu hukukunun ehemmiyeti îmanla tartılarak takrir ve tespit edilmektedir. Allah'a inanan, hadiste sayılan hususlara ehemmiyet vermelidir, çünkü hiçbir davranış Allah'ın bilgisiden kaçmamakta, hepsi zaptedilmektedir. Âhiret hesap yeridir, her yapılan iş orada karşımıza çıkacaktır: Ağızdan çıkan her kelâm, komşuya yapılan her davranış. Din bunların üzerinde ısrarla durduğuna göre, bu hususlardaki iyi davranışlar, hayırlı sözler fevkalâde değerlidir; kötü davranışlar ve hayırlı olmayan sözler de fevkalâde hesabı çetin olan amellerdir.

Hadisin bazı vecihlerinde "komşusuna ihsanda bulunsun." yerine, "komşusuna eza vermesin." denmiştir. "İhsan" bazen "ikrâm" diye gelmiştir. Her iki kelime de iyiliklerin maddî ve mânevî her çeşidine şâmildir. Bir kısım hadislerde bunlar, "eziyet etmeyi terk" olarak tefsir edilmiştir. Bir hadis şöyle:

"Yâ Rasûlallah, komşunun komşuda hakkı nedir?" diye sorulmuştu; şöyle açıkladı:

"Senden borç isterse borç vermen, yardım dileyince yardım etmen, hastalanınca ziyaret etmen, muhtaç olunca ihtiyacını görmen, fakirleşince yardım etmen, bir hayra kavuşunca tebrik etmen, musîbete uğrayınca taziyette bulunman, ölünce cenâzesine katılman, izni olmadıkça binanı onun binasından daha yüksek yapıp rüzgârına mâni olmaman, çorbanda az da olsa ona da göndermek sûretiyle tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemen. Bir meyve satın alınca ona da hediye et, eğer bunu yapmazsan, meyveyi evine (komşuna göstermeden) gizlice taşı. Onu çocuğun da dışarı götürüp, komşunun çocuğunu gayza(7) atmasın."(8)

***

Allah Rasûlüne bazen sahâbîlerden biri gelir ve: "Ey Allah'ın Rasûlü! Bana öyle bir amel göster ki, onu yaptığım zaman cennete gireyim!" derdi. Peygamber Efendimiz de gelen kimsenin durumunu göz önüne alarak ona bir şey emrederdi. Ebû Hüreyre'den (r.a) rivâyet edildiğine göre, yine bir defa sahâbîlerden biri Peygamber Efendimize gelmiş ve aynı talepte bulunmuştu. Peygamber Efendimiz de kendisine kısaca:

"İyi ol!" buyurmuştu. Sahabe: "Yâ Rasûlallah, iyi olduğumu nasıl bileceğim?" diye sorunca, Efendimiz şu cevabı vermişti:

"Komşularına sor; eğer onlar senin iyi olduğunu söylerlerse, sen iyi bir kimsesin, yok, eğer kötü olduğunu söylerlerse, o zaman sen kötü bir kimsesin, demektir."(9)

***

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerifinde: "Allah'a ve âhiret gününe inanan kimse komşusunu incitmesin."(10)buyurmuştur.

***

Ebû Hüreyre'den (r.a) rivâyet edildiğine göre sahâbîlerden biri: "Yâ Rasûlallah! Falan kadının nâfile olarak çok namaz kıldığından, çok nâfile oruç tuttuğundan ve çok sadaka verdiğinden bahsediliyor, şu kadar var ki, diliyle komşularını incitiyor." dedi. Peygamber Efendimiz: "O kadın cehennemliktir." buyurdu. Sahâbî: "Yâ Rasûlallah, falan kadının da nâfile olarak az namaz kıldığından, az nâfile oruç tuttuğundan ve az sadaka verdiğinden bahsediliyor, şu kadar var ki, diliyle komşularını incitmiyor." dedi. Peygamber Efendimiz: "O, cennettedir." buyurdu.(11)

Not: Bu yazı muhtereme yazarımız Nurgül Dere hanımın "Hanımlara Özel Hadisler" adlı yeni eserinden alınmıştır. Kitabı temin için:

https://www.kitapyurdu.com/kitap/hanimlara-ozel-hadisler/641585.html

Dipnotlar

1-Buhârî, Hibe 1, Edeb 30; Müslim, Zekât 90. Ayrıca bk. Tirmizî, Velâ 6.

3-Ahmed, Tirmizi, Hâkim (İbni Ömer'den) 250, h. no: 151.

4-Hâkim ve Beyhakî, 250, h. no: 190.

5--Buhârî, Edeb: 31, 85, Nikâh: 80, Rikâk: 23;

6-Müslim, İmân: 74, (47); Ebû Dâvûd, Edeb: 132, (5154).

7-Gayz: Öç alma arzusu ile bilenmiş öfke, kızgınlık, hiddet, hınç, gazap.

8-İbnu Deybe, 9/445-446.

9-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 1/72.

10-Buhâri, Edeb, 31 (VIII, 13); Müslim, Îman, 75.

11-Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 440.

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.