

Muhterem İhsan Kasım Salihî beyefendi anlatıyor; "Ağabeyim Haşim, Bağdat'ta Seb'u Ebkar semtinde oturuyordu. Duyduk ki onun büyük bir âlim olan komşusu Muhammed Şeyh Taha el Balisani hastaymış. Orhan Muhammed Ali kardeşle birlikte onu ziyaret etmeye gittik. Yaklaşık on beş dakika kadar yanında kaldık.
Tam ayrılmaya hazırlanıyordum ki, bana "nereye gidiyorsun?" dedi.
"Hadis-i Şerifte olduğu gibi hasta ziyareti yaklaşık on beş dakika kadar olur" dedim.
Elimden tuttu ve beni oturttu..
-Otur da, sana bu hadisi nasıl anlaman gerektiğini öğreteyim. On beş dakikayı da nereden çıkarttın?
-Hadisin mefhumundan bu anlaşılıyor.
-Eğer hastanın şiddetli ishali varsa veya karnında gazı varsa, onun yanında on beş dakika bile oturman mümkün olur mu? Kardeşim, bu hadis genel bir kıyastır.
Eğer bir hasta sana açılıyor, seninle muhabbet etmeyi seviyor ve sen onun yanında olduğun için huzur buluyorsa, o zaman istediğin kadar oturursun.
Ancak hasta senin orada olmandan rahatsız oluyorsa o zaman birkaç dakika bile olsa, onun yanında kalmamalısın, hemen onunla vedalaşıp, onu yalnız bırakmalısın."
Böylece kendi yanında uzun süre kalmamız için bizi ikna etmiş oldu. Ulemanın huzurunda edepli olmak lazım.
24 Nisan 1995 tarihinde Hakkın Rahmetine kavuştu. Allah ona rahmet eylesin."
Kaynak
İhsan Kasım Salihî, Risale-i Nur'la Yolculuğum, Selis Kitaplar, İst. 2020, 1. Baskı
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar